Cehennem Ehlinin Yiyecek Ve İçeceği
Cehennem Ehlinin Yiyecek Ve
İçeceği
Allah Teâlâ şöyle
buyurur:
“Zakkum ağacı; günahkârların yemeğidir, erimiş
madenler gibidir, sıcak suyun kaynaması gibi karınlarında kaynar.” [257]
“Cennet gibi konak mı
hayırlı, yoksa zakkum ağacı mı? Biz, o ağacı zalimler için fitne yaptık. O,
cehennemin dibinde çıkan bir ağaçtır. Tomurcukları, şeytanın başı gibidir. İşte
cehennemlikler bundan yer ve karınlarını bununla doldururlar. Sonra, bu yemeğin
üzerine kaynar su katılmış içki onlar içindir. Sonra dönüşleri yine
cehennemedir” [258]
“Sonra siz, ey sapık yalanlayıcılar, Size
kesinlikle Zakkum ağacının meyvesi yedirilecektir. Onunla karınlarınız
doldurulacaktır, özerine de kaynar su içeceksiniz. Onu, içtikçe susayan develer
gibi içeceksiniz. Sizleri yaratan biziz, bunu onay/asanıza. Onlar hesap günü
işte böyle ağırlanacaklardır.” [259]
“(O gece) sana
gösterdiğimiz görüntüleri ve Kur'an'da adı geçen lanetlenmiş ağacı da sırf
insanlara bir sınav konusu olsun diye ortaya koyduk. Onları korkutuyoruz ama bu
korkutmalarımız azgınlıklarını arttırmaktan başka bir işe yaramıyor” [260]
Tirmizî, İbni Mace,
İbni Hibban “Sahih”inde, İbni Abbas Radiyallahü Anh hadisinde Peygamber Sallallahü
Aleyhi Vesellem'in:
“Ey müminler, Allah'tan gerektiği gibi
korkunuz ve mutlaka Müslüman olarak ölünüz.” [261] ayetiyle ilgili şöyle
dediğini bildirdiler: “Eğer zakkum ağacından bir damla dünyaya damlatılmış olsa
tüm dünya ehlinin hayatını alt üst eder. Onu tadanın hali nasıl olur?”. Tirmizî
Hadisin İbni Abbas'tan mevkuf olarak geldiğini ve sahih olduğunu söyledi.
İbni İshak dedi ki:
“Bana Hakim b. Hakim, İkrime'den, İbni Abbas Radiyallahü Anh'ın şöyle dediğini
bildirdi: “Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem Zakkum ağacından söz edince Ebu
Cehil şöyle dedi: “Bizi onunla korkutuyor. Ey Kureyş topluluğu Muhammed'in sizi
kendisiyle korkuttuğu zakkum ağacının ne olduğunu biliyor musunuz? Dediler ki:
Hayır. Dedi ki: O yağla karıştırılmış bir çeşit hurma ezmesidir. Vallahi onu
bulduğumuzda çiğnemeden yutarız”, bunun üzerine Allah Teâlâ:
“Zakkum ağacı;
günahkârların yemeğidir” [262] yani senin dediğin gibi değil;
“Kur'an'da adı geçen
lanetlenmiş ağacı da sırf insanlara bir sınav konusu olsun diye ortaya koyduk.
Onları korkutuyoruz ama bu korkutmalarımız azgınlıklarını arttırmaktan başka
bir işe yaramıyor.” [263] ayetlerini indirdi.
Abdurezzak, Ma'mer'den,
Katâde'nin;
“Biz, o ağacı zalimler
için fitne yaptık” [264] ayetiyle ilgili olarak şöyle dediğini bildirdi:
“Onlara ateşte bir ağacın olduğunu söyleyince bu onların inkarlarını daha da
artırdı, çünkü Allah Teâlâ ateşte bir ağaç olduğunu bildirdi halbuki ateş ağacı
yakar, aynı şekilde o ağacın ateşten beslendiğini bildirdi.”
Rivayet edildiğine göre
İbni Abbas Radiyallahü Anh, “Zakkum Ağacının aslının ateşten olduğunu bildirdi.
Hasan'dan bildirildiğine göre, kökü Cehennemin derinliklerindedir ve dalları
üst taraflarına kadar uzanır.”
Selam b. Miskin;
Hasan’ın “Zakkum ağacı, günahkârların yemeğidir, erimiş madenler gibidir, sıcak
suyun kaynaması gibi karınlarında kaynar.” ayetini okuduğunu ve şöyle dediğinin
duydum: “Orada sanki üzerinde cehennem kaynar”, dedi.
Muğire, İbrahim ve Ebî
Razîn'in, “O erimiş madenler gibidir, sıcak suyun kaynaması gibi karınlarında
kaynar” ayetiyle ilgili olarak; “O kaynayan bir ağaçtır” dediklerini bildirdi.
Cafer dedi ki: “Ebâ Ümran elCûvenî'yi Şöyle derken duydum: “Bize ulaştığına
göre ondan alman her lokmanın karşılığında o da aynısını onu alandan geri
alır”.
Kur'an'ı Kerim onların
karınları dolana kadar ondan içtiklerini, erimiş maden suyunun kaynaması gibi
karınlarında kaynadığını ve o sıcaklığı doruk noktaya ulaşan bir sıvı olduğunu,
insanların ondan yedikten sonra üzerine kaynayan suyu çok susayan develerin
susadığı gibi içerler.
İbni Abbas, Ali b. Ebî
Talha rivayetinde; “Elhîm'in” aşırı susamış deve olduğunu bildirmektedir.
Sa'dî; elhîm'in develerin yakalandığı bir hastalık olduğunu ve bu hastalığa
yakalanan devenin ölene kadar suya kanmadığını, aynı şekilde kafirlerin
Cehennemde kaynamış suya kanmadığını söyledi, Mucahid'ten de buna benzer bir
görüş rivayet edilmiştir.
Dahhâk;
“Onu, içtikçe susayan
develer gibi içeceksiniz” [265] ayetiyle ilgili olarak şöyle dedi: “Araplardan
bazıları onun kum, kimi de çok susayan deve olduğunu söyledi. İbni Abbas Radiyallahü
Anhtan iki görüş de rivayet edildi.
“Sonra, bu yemeğin
üzerine kaynar su katılmış içki onlar içindir” [266] ayeti kerimesi kaynar
suyun karınlarındaki zakkum ağacıyla karıştığını ve yeni bir karışım olduğuna
delalet etmektedir. Ata elHorasanî bu ayetle ilgili olarak şöyle dedi: “Onların
yemekleri kaynar suyla karıştırılır.” Yine Katâde yiyeceklerinin kaynar suyla
karıştırıldığını söyledi.
Said b. Cubeyr şöyle
dedi: “Cehennem ehli acıktığında açlıktan bağırırlar, bunun üzerine onlara
zakkum ağacı verilir, onu yiyince yüzlerindeki deriler dökülür, öyle ki birisi
onların yanından geçse yüzlerindeki derinin üzerindeki işaretlerden onları
tanır. Cehennem ehli zakkum ağacından yedikten sonra susar ve onun için talepte
bulunur bunun üzerine ona irin gibi bir su verirler, o suyu ağızlarına
aldıklarında onun sıcaklığından onların yüzleri pişer. Daha sonra onlara demirden
gürzlerle vurulur vuruşların şiddetinden azalan önlerine düşmeye bunun üzerine
çığlıklar atmaya başlarlar”
“Sonra dönüşleri yine
cehennemedir” [267] Yani zakkum yedikten ve kaynar su içtikten sonra onları
cehenneme geri götürürüz. Ayeti kerime kaynar suyun Cehennemin dışında olduğuna
delalet etmektedir ve onlar devenin suya götürülmesi gibi suya götürülürler,
daha sonra Cehenneme geri getirilirler,
“İşte suçluların
yalanladıkları cehennem budur. Cehennem ile kaynar su arasında mekik dokurlar.”
[268]
Ayeti kerimeleri de
buna işaret etmektedir. Cehennem ile kaynar su arasında mekik dokurlardan kasıt
ikisi arasında götürülüp gerilirler manasındadır. Bu görüş Katâde, İbni Cureyc
ve başkalarından rivayet edilmiştir.
Kurazî, “Cehennem ile
kaynar su arasında mekik dokurlar” ayetiyle ilgili olarak şöyle dedi: “Kaynar
su ateşten ayrı yerdedir, cehennem ehli perçemlerinden yakalanıp bu kaynar su
içinde geriye kemikleri ve iki gözü kalana kadar sürüklenirler,
“Kaynar sudan sonra da
ateşte yakılacaklardır” [269] ayeti de buna delalet etmektedir. (Alıntı)
Yorumlar
Yorum Gönder