Cehennem’den Dehşet Manzaraları

Cehennem’den Dehşet Manzaraları

Orada fokurdayıp kaynayan, kaynadıkça taşan yetmiş bin, kan ve irinden yetmiş bin, katrandan yetmiş bin, eriyik halindeki kurşundan yetmiş bin deniz gördüm.

Kocası Dışındaki Erkekler İçin Süslenen Kadınlar
Her denizin sahilinde ateşten yaratılmış bin şehir ve her şehirde ateşten bin kasır ve her kasırda ateşten yetmiş bin tabut, her tabutta ateşten yetmiş bin sandık ve her sandıkta yetmiş bin çeşit azap türleri vardı.
Orada öyle yılanlar vardı ki her biri uzun örmelere benziyorlardı. Deve büyüklüğünde akrepler gördüm. Ayrıca buzdan (zemheri) yaratılmış yetmiş bin ev vardı. Feryad-u figan ağlayıp imdat dileyen kadınlar gördüm ki, feryatlarına hiç kimse kulak vermiyordu. Yalvarmalarına kimse acımıyordu. Cebrail'e dönüp sordum:
Ey kardeşim Cebrail bunlar kimlerdir?
Bunlar kocası dışındaki erkekler için süslenen, takıp takıştıran kadınlardır.

Kocasıyla Alay Eden Ve Onu Hor Gören Kadınlardır
Sonra başka bir grup kadın gördüm. Katrandan elbiseler giymişlerdi. Boyunlarında zincirler ve halkalar geçirilmişti. Cebrail’e bunların kimler olduğunu sordum şu cevabı verdi:
"Bunlar, ne çirkin yüzün var, ne kadar tipsizsin, ne pis kokuyorsun diyerek kocasıyla alay eden ve onu hor gören kadınlardır. Bilmezler ki kendilerini yaratan onu da yaratmıştır. 0, var ve bir olan Allah’tır"

Eften Püften Sebeplerle, Kocalarına 'Beni Boşa' Diyen Kadınlar
Bir grup kadın da vardı ki yüzleri tutuşmuş, alev alev yanıyordu.
Dilleri de göğüslerine kadar sarkmıştı. Cebrail'e "Ya bunlar kimlerdir?" diye sordum şöyle dedi:
"Bunlar da eften püften sebeplerle, kocalarına 'beni boşa diyen ve onlardan boşanmaya kalkışan kadınlardır"

Saçını Örtmeyen Kadınlar
Bazı kadınlar da saçlarından asılmıştı. Kaynayan tencerenin taşması gibi beyinleri akıp taşıyordu. Bunların kimler olduğunu Cebrail’e sordum, onların, saçını örtmeyen kadınlar olduğunu söyledi.

Kocasının İzni Olmadan Başkalarının Çocuklarını Emziren Kadınlar
Saçlarından asılmış bir grup kadın daha vardı. Göğüsleri ateşten kıskaçlarla sıkıştırılmıştı. Bunları sordum, onların da kocasının izni olmadan başkalarının çocuklarını emziren kadınlar olduğunu söyledi…

Kocalarına Güler Yüz Göstermeyen, Üst Baş Ve Bedenlerinin Temizliğine İtina Göstermeyen, Gusül Abdesti Almayan, Namazlarını Kılmayan Kadınlardır
Bazı kadınlar da vardı ki ayakları dillerine varmış, (ayaklarını yalıyorlar), elleriyle de perçemlerini tutmuşlardı.
Cebrail’e “Ya bunlar kişilerdir?” diye sordum, "Bunlar kocalarına güler yüz göstermeyen, üst baş ve bedenlerinin temizliğine itina göstermeyen, hayızdan ve birleşmeden sonra yıkanmayan (gusül abdesti almayanı), namazlarını ihmal eden hatta kılmayan kadınlardır!”  dedi.

Zina Yoluyla Gayri Meşru Çocuklar Doğuran Kadınlar
Bazı kadınlar da gördüm ki sağır dilsiz ve kördüler. Ateşten bir tabut içine yerleştirilmişlerdi. Beyinleri bir yağ gibi burunlarından akıyordu. Kokuşmuş bedenleri Cüzam ve Alaca illetinde olduğu gibi lime lime parçalanmış ve dökülüyordu. Cebrail'e:
Ey kardeş bunlar kimlerdir? Diye sordum. Cebrail bunların da zina yoluyla gayri meşru çocuklar doğuran kadınlar olduğunu söyledi.

Kocalarına Ağır Hakaretler Eden, Galiz Sözler Söyleyen Kadınlar
Öyle kadınlar da gördüm ki kızgın bir fırının içinde ayaklarıyla asılmışlardı. Cebrail onların da kocalarına ağır hakaretler eden, galiz sözler söyleyen kadınlar olduğunu ifade etti.

Muhabbet Tellâlları
Bir başka grup kadın da vardı ki yüzleri kapkara olmuştu. Barsaklarını yiyorlardı. Bunların da “muhabbet tellâlları” olduğunu söyledi.

Kocasıyla Komşuları Arasına Nifak Ve Düşmanlık Sokan, Yeryüzünde Dedikoduculuk Yapan Ve Yalan Söyleyen Kadınlar
Başı Acayip Mahlûklara benzeyen insanlar…
Peygamberimiz aleyhisselatu vesselâm anlatmaya devam ediyor:
Sonra bir kadın gördüm. Başı domuz başı, bedeni eşek bedeni gibi idi. Bin türlü azap yüklenmişti. Cebrail'e bu kadın kimdir diye sordum şu cevabı verdi:
“Bu gördüğün kocasıyla komşuları arasına nifak ve düşmanlık sokan, yeryüzünde dedikoduculuk yapan ve yalan söyleyen kadındır"

Kin ve Nifak Tohumlarını İnsanlar Arasında Yaymaya Çalışan Kadınlar
Köpek suretinde bir başka kadın gördüm. Ateş, üstünden girip altından çıkıyorduk. Melekler de ucu çevgenli demirden bir sopa ile kafasına kafasına vuruyorlardı.
Cebrail onun da “kin ve nifak tohumlarını insanlar arasında yaymaya çalışan kadınlar” olduğunu söyledi.

Erkek Erkeğe Livatada Bulunan Kimseler
Öyle erkekler de gördüm ki yüzleri ve sırtları ateşten bir taşa dönüştürülmüştü. Melekler de ucu Çevgenli demirden bir sopa ile kafasına kafasına vuruyorlardı. Onların erkek erkeğe livatada bulunan kimseler olduğunu öğrendim.

Ha Bire Altın Ve Gümüş Biriktirip Mal Toplayan Ve Onları Allah Yolunda Harcamayan Kimselerdir

Keza ateşten iplerle bağlanmış kadınlar ve erkekler gördüm. Alınları kararmıştı. Boyunlarına yılanlar dolanmıştı ve ha bire onları sokuyorlardı. Etleri pişiyordu. Sonra yeniden onlara taze bir vücut verilerek azap devam ediyordu.
Cebrail'e sordum bunların kimler olduğunu. Şöyle dedi:
"Bunlar ha bire altın ve gümüş biriktirip mal toplayan ve onları Allah yolunda harcamayan kimselerdir"

Temiz et Varken Leş Yiyenler…
Helal İş Dururken Haram İşe Ve Mala Yönelen, Hanımlarıyla, Meşru Ve Helal Yol Dururken Ters İlişkide Bulunanlar
 Sonra bir topluluk gördüm bir elinde bir lokma temiz et, diğer ellerinde de kokuşmuş pis et vardı. Temiz et yerine pis eti yiyorlardı.
Cebrail bunların da helal iş dururken haram işe ve mala yönelen, hanımlarıyla, meşru ve helal yol dururken ters ilişkide bulunanlar olduğunu söyledi.

Haksız Yere Böbürlenen Ve İnsanlara Ululuk Taslayanlardır
Kadınlı erkekli başka bir grup da vardı ki önleri arkalarına arkaları da önlerine gelmişti. Çevgenli bir tokmak kafalarına kafalarına iniyordu. Melekler de yüzlerini tırmalıyordu. Tokmağın her vuruşunda alevler bedenlerini yalıyordu.
Yine Cebrail'e sordum:
"Ey kardeşim Cebrail! Ya bunlar kimlerdir?"
Bunlar haksız yere böbürlenen ve insanlara ululuk taslayanlardır. Görmüyor musun İblis, Âdeme üstünlük taslayarak "Ben ondan daha hayırlıyım" deyince iki kanadı kesilmişti ve Cennetten lanetli olarak kovulmuştu.

İnsanları Alaya Alanlar Ve İnsanları Birbirine Düşürmek İçin Laf Götürüp Getirenler
Bir başka gurup da gördüm ki ateş, arkalarından girip önlerinden çıkıyordu. Cebrail onların da insanları birbirinin aleyhine kışkırtanlar, kaş göz işaretiyle insanları alaya alanlar ve insanları birbirine düşürmek için laf götürüp getirenler olduğunu belirtti.
Bir grup erkek gördüm, üzerlerine ateşten toplar atılıyordu. Bu ateş toplar ağızlarından ve gözlerinden girerek enselerinden çıkıyordu.
Yine Cebrail’e sordum. Cebrail bunların da insanlara iftira atan ve aralarına fitne sokan kimseler olduğunu söyledi.

Rahimlerindeki Cenini, Yemesinden İçmesinden Ve Yetiştirilmesinden Korktukları İçin Öldürünceye Kadar İlaç İçen Kadınlardır
Saçlarıyla Zakkum Ağacına Asılmış Kadınlar…
Bir grup kadın da vardı ki saçlarıyla zakkum ağacına asılmışlardı. Cehennem alevleri bedenlerini yalıyor, pişmiş etleri dökülüyordu.
Cebrail'e bunların kimler olduğunu sordum, şöyle dedi
"Bunlar, rahimlerindeki cenini, yemesinden içmesinden ve yetiştirilmesinden korktukları için öldürünceye kadar ilaç içen kadınlardır. Bilmezler ki onları da çocuklarını da yedirip besleyen Allah'tır!

Şarkı Söyleyen Ve Tövbe Etmeden Ölen Kadınlar
Nitekim Cenabı Hak 'Yeryüzünde hiç bir canlı yoktur ki, rızkını Allah vermesin" (Hud Suresi, 6) buyurur.
Bir başka kadın grubu da gördüm. Ateşten iplerle sımsıkı bağlanmışlardı. Ağızlarını açtıkça karınlarından bir yalım ateş dışarı fışkırıyordu. Cebrail, bunların da şarkı söyleyen ve tövbe etmeden ölen kadınlar olduğunu haber verdi.

Ölülerin Başında Para Karşılığı Ağlayıp Dövünen Ve Bu Hallerinden Tövbe Etmeden Ölen Kadınlar
Keza bir grup kadın vardı başlarında katran ve ha bire onları ısıran yılanlar vardı. Cebrail, onların da ölülerin başında para karşılığı ağlayıp dövünen ve bu hallerinden tövbe etmeden ölen kadınlar olduğunu söyledi.

Bunlar Yetimin Malını Haksız Olarak Yiyenlerdir
Sonra erkek ve kadınlardan oluşan bir başka grup gördüm. Cehennemin en harlı yerinde bulunuyorlardı. Karınlarında ateş vardı. Arkalarından girip ağızlarından çıkıyordu.
Cebrail'e sordum: "Bunlar yetimin malını haksız olarak yiyenlerdir. Yedikleri karınlarında ateş halin gelmiştir” cevabını verdi.

Faiz, Yiyenler
Erkekli ve kadınlı bir başka grup da vardı ki irin ve yaralardan süzülen pis suları içiyorlardı. İçtikleri bu irin ve pis sular midelerine indikçe, derileri ürperiyor ve yarılıyordu. Etleri lime lime olup döküldükçe onlara yeni at giydiriliyordu.
Cebrail'e "Kimdir bunlar?" diye sordum, "Bunlar faiz, yiyenlerdir" cevabını verdi.

İnsanlar Arasına Düşmanlık Sokan Kimseler
Sonra bir başka erkekli kadınlı grup gördüm. Başları Cehennem ateşinin içine uzatılmıştı. Ateş ve dondurucu soğuk sıra ile onlara isabet ediyordu. Öyle ki bu aşarı hararet ve aşırı soğukluk arasında etleri kemiklerinden sıyrılıp dökülüyordu.
Cebrail, onların da “insanlar arasına düşmanlık sokan kimseler” olduğunu söyledi.

Saçlarını Boyayan Ve Şeklini Değiştiren Erkeğe Benzemeye Çalışan Kadınlardır
Bir grup kadın da vardı ki bir yandan ateşe tutulmuşlar bir yandan şiddetli bir azaba uğruyorlardı. Onları sordum, Cebrail ''Bunlar saçlarını boyayan ve şeklini değiştiren (erkeğe benzemeye çalışan) kadınlardır" dedi.

Cehennem Halkının Çoğunluğu Kadınlar
Sonra cehennemi gördüm. Alevleri ve hücumu dehşetti. Öyle ki ona ne taş ne demir dayanırdı. İçinde korkunun envaı türlüsü mevcuttu. Ümmetimin ateşe gireceğine dair büyük bir korku sardı içimi. Bir de baktım ki cehennem halkının ekseriyetini kadınlar oluşturuyor. Sonra kapı kapandı. Her şey eski halini aldı.

Beşinci semada daha nice gariplikler vardı. Sonra melekler saf saf oldu. Önlerine geçtim, iki rekât namaz kıldık. (Alntı)

Dikkat: Müslüman Hanım ve erkek kardeşlerimiz! Bunların hiç birisi uydurma değildir. Hocam bizi neden korkutuyorsunuz diye kızmayın! Bu dünyada korkup tedbir alalım! Rabbimizin rızasına uygun yaşayalım. İnşallah ahirette de hiç azap görmeden sonsuz nimetlere kavuşalım.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Uzun Ömür İçin Dua

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)