Vatanımızın Hepsi Gitmeden, Darbeler ve Terör Bitmez

Vatanımızın Hepsi Gitmeden, Darbeler ve Terör Bitmez

Yüce Rabbimize hamdolsun ülkemiz büyük bir badireyi ucuz atlattı. Gerçi 250’ye yakın şehit 2000 civarında sakat ve yaralı, milyonlarca liralık maddi zarar var… Ama biz buna ucuz atlattık diyoruz.
Peki, bu darbeyi kim planlayıp yönetti? Bunu sadece bir cemaat diyerek geçiştirmek saflık olur. Her zaman olduğu gibi başrollerde Siyonizm ve Haçlı güruhu var. Kuklalık yapanlar ise cemaat ve dış uzantılar…
Darbelerle her on yılda Türk Milleti’ne hiza çeken küresel güçler; 15 Temmuz 2016’da kaybetmiş; dünyanın kurulduğu günden bu yana en ağır tokadı yemişlerdir. Fakat onların başarısızlıkları ve aldıkları ağır hasar bu işin bittiğini göstermez.
Biz, bu ülkede; “Doğudan birkaç vilâyet verelim!” diyenleri bile gördük…
Rahmetlik Nasrettin Hoca’mızın buyurduğu gibi “Yorgan gitmeden, kavga bitmeyecektir.” Son vatan toprağı elden gitmeden; ne darbeler ne terör asla ve asla bitmez…

Şunu Asla Ve Asla Unutmayalım; Çok Zor Bir Coğrafyada Yaşıyoruz...

Dünyayı terörle kasıp kavuran, sağlı sollu bütün dünya terör örgütlerinin kurucusu ve yöneticisi, dünyadaki hükumetlerin neredeyse tamamını parmağında oynatan Siyonist İsrail’in gözü Türkiye’dedir.
Dört buçuk milyar Haçlı nüfusun gözü Türkiye’dedir.
Dünya ekonomisinin yaklaşık % 65 ini temsil eden; “G8” ülkelerinin gözü Türkiye’dedir.
Dünyanın en büyük ekonomileri arasında yer alan; “Group of 20” yani “G20” ülkelerinin gözü Türkiye’dedir.
Balkanlar’dan, Japonya-Çin’e kadar uzanan geniş coğrafyadaki Türk Dünyasının bilinçlenmesini bir ve beraber olmasını istemeyen, doğal zenginliklerini sömürmek isteyen güçlerin gözü Türkiye’dedir.
Bosna Hersek’ten, Aden Körfezine kadar uzanan; Dünya enerji kaynaklarının büyük bölümünü elinde bulunduran İslâm coğrafyasını sömürmek isteyen, güçlerin gözü Türkiye’dedir.
Osmanlı Devleti’nin tekrar dirilmesini istemeyen; Rusya, İran, Ab, Çin ve Japonya’nın gözü Türkiye’dedir.
İslâm ümmetinin bir ve beraber olmasını, halifesini seçmesini istemeyen dünyadaki tüm İslâm düşmanı şer güçlerin gözü Türkiye’dedir.
Türkiye’mizde dört mevsim yaşanmaktadır. Türkiye’deki sulara, madenlere, yeraltı zenginliklerine, doğal ve tarihi güzelliklere göz dikenlerin gözü Türkiye’dedir.
Türkiye’de her türlü sebze, meyve bitkisel ve hayvansal gıda bol bol yetişiyor. Doğru dürüst ekecek arazisi olmayan; ürün yetiştiremeyen fasit ülkelerin gözü Türkiye’dedir.
Türkiye’nin stratejik önemini bilen; Türk ve İslâm dünyalarının ebedi Pazar kalmasını isteyen emperyalist güçlerin gözü Türkiye’dedir.

Bu Kadar Düşmanı Çok Olan Bir Ülkenin Ayakta Durabilmesi
Madem bu kadar düşmanımız çok nasıl ayakta duracağız? Elbette çok çalışarak, her şeyin yerlisini üreterek, her alanda dünyada bir numara olma başarısını göstererek… Güzel dinimize ve manevi değerlerimize sarılarak… Türkiye’yi “SÜPER GÜÇ” yaparak… “SÜPER DEVLET” olmadan ayakta durmamız mümkün değildir.

Eğer Darbe Başarılı Olsaydı…
Allah’ü Teâlâ korusun! Eğer darbe başarılı olsaydı… Can ve mal kayıpları astronomik rakamlara ulaşır güzel ülkemiz kıyamete kadar askeri ve dış güçlerin vesayetinden kurtulamaz ve “TUTSAK” kalırdı.
Terörist başı İmralı’dan serbest bırakılır, güneydoğu sınırı açılır, Kobani ve çevresinden Pkk Türkiye’ye sızar, Türk Kürt savaşı çıkar, milyonlarca kişi katledilir, kardeşkanı dökülürdü. BM devreye girer, Türkiye en az üçe beşe bölünürdü.
İslâmi değerler ayaklar altına alınır, Müslümanlık diye bir şey kalmazdı.
Türkiye’nin yıkılması diğer İslâm ülkelerinde domino etkisi gösterir tüm İslâm ülkeleri yerle bir olurdu.
Dolar, avro, faiz, işsizlik fırlar; iş yerleri kapanır, ekonomi çöker; akaryakıt, gıda, kuyrukları başlar; hayati ilâçlar bulunamaz, açlık ve yoksulluk baş gösterirdi.
Sanayi, Milli eğitim, milli savunma milli kültür tamamen yabancıların eline geçer; yerli sanayi, silah endüstrisi, Türkiye’nin süper güç olmasını sağlayacak tüm milli ve yerli projeler çöpe giderdi. Artık kıyamete kadar belimizi doğrultamazdık. Daha neler olacaktı neler… Allah bilir…

Bu Başarısız Darbe Milletimizde Çanakkale Ruhunu Uyandırmıştır
Yüce Türk Milleti bir defa daha dünya tarihinde eşi görülmemiş bir destan yazmıştır. Tankların altına yatmış, tankların üstüne çıkmış, kurşun yağmuru altında geri çekilmemiş silahsız olarak Türk Bayrağı’nı havalarda şahlandırmıştır. Oğlunu, eşini, kolunu, bacağını kaybetmiş ama üzülmemiş “Vatan sağ olsun!” demiştir. Haftalarca eve girmemiş, sabahlara kadar demokrasi nöbeti tutmuştur.

Cadı Avı Olmasın! Hukukun Üstünlüğünden Taviz Verilmesin! Masumların Canı Yanmasın! İntikam Değil, Adalet Duygusuyla Hareket Edilsin!
Bu darbe teşebbüsünde ve tüm terör olaylarında kimler aktif olarak görev aldıysa en ağır cezalarla cezalandırılsın. Ama kimse sudan sebeplerle, hukuksuz yere cezalandırmasın, görevinden uzaklaştırılmasın!
Sayın Başbakanımız; “İntikam duygusuyla değil, adalet duygusu ile hareket edeceğiz! Demiştir.”
Yoksa şu sözler boşuna söylenmemiştir. “Masumun ahı, indirir şahı!”, “Alma masumun ahını, çıkar aheste aheste…”
Şu Ayet-i Kerimeler ne güzel ölçü, ne güzel kılavuzdur.
“…Fitne çıkarmak, adam öldürmekten daha kötüdür...” Bekara, 191
“İyilikle kötülük bir olmaz. Kötülüğü en güzel bir şekilde sav. Bir de bakarsın ki, seninle arasında düşmanlık bulunan kimse sanki sıcak bir dost oluvermiştir”. (Fussilet, 34)
“Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur”. (İsra, 36)
“Ve öyle bir fitneden sakının ki, içinizden yalnızca zulüm yapanlara dokunmakla kalmaz. Ve bilin ki, Allah'ın cezası şiddetlidir”. (Enfal, 25)
Peygamber efendimiz aleyhisselâm buyuruyor: “Fitne uykudadır, uyandırana Allah lanet etsin (İ. Rafii)
Fitne zamanında, İslamiyet’e sarılınız. Kendinizi kurtarınız. Başkalarına akıl vermeyiniz! Evinizden dışarı çıkmayınız. Dilinizi tutunuz! (Ebu Davud)
Rabbimiz fitne dönemlerinde ve her zaman Yüce Kur’an-ı Keriminden ve sevgili Rasülü’nün sünnetinden ayırmasın ve onlarla amel etmeyi nasip eylesin!

Türkiye’yi yeniden yapılandırmak

Neredeyse tüm kanunları Avrupa’dan ithal edilen Türkiye’nin yeniden yapılandırılması, Millî bir çekirdek üzerine Millî bir organizmanın kurulması gerekmektedir. Çünkü batıdan alınan pis ve kokuşmuş değerlerle kurulan devlet çürümüştür. Medyadaki kesik baş cinayetlerinden ve benzer haberlerden içimiz kararıyor.
Sayın Cumhurbaşkanımız, “Devleti sıfırdan kuracağız!” diyor.
Başta ordumuz ve mit olmak üzere; devletimizin tüm kurumları baştan sona yenilenmelidir. Orduya bir tane İmam Hatipli alınmıyor. Namaz kılanlar ve eşi örtülü olanlar derhal atılıyor. O halde bir dini cemaat nasıl ordunun tüm kademelerine sızıyor?
Mit’te de büyük sıkıntılar var. Darbenin son gününe kadar Mit nerede? Terör devletten fazla güçlenmiş, ağır silâhlarla silahlanmış… Mit nerede? Bir cemaat devletin kılcal damarlarına sızmış. Mit neden Cemaate sızamamış?
Osmanlı Devleti’nin kuruluş yıllarında bir Askeri Paşanın bir müftü kadar dini bilgisi, bir mühendis kadar fen bilgisi, bir validen fazla siyaset bilgisi vardı. Ordumuz ve tüm devlet kurumları yeniden yapılandırılmalı; milli yapımıza aykırı ne kadar yasa ve uygulama varsa ayıklanmalı; idam cezası geri getirilerek tecavüzcülere, masumları katledenlere, teröristlere, darbecilere vatan ve millet düşmanlarına uygulanmalıdır. Terör olaylarına, Gezi olaylarında, 6-7 Eylül Kobani olaylarında devletimiz milyarlarca liralık zarara uğratıldı. Daha da uğratılmaya devam ediliyor… Devlet malına zarar veren terörist ve darbecilere bedeli ödettirilmelidir.

15 Temmuz 2016 Dünya Darbeler Tarihinde Milâttır…

Darbenin önlenmesinde ordunun içindeki vatansever kesim, emniyet güçleri ve milletimizin cesur ve kahraman direnişi rol oynamıştır.
Türk Milleti’nin 15 Temmuz 2016 askeri darbesini önlemede gösterdiği büyük kahramanlık; dünya milletlerine örnek olacaktır. 15 Temmuz 2016 Dünya darbeler tarihinde bir milâttır.

Darbe Altında İnleyen Ülkelerin Kurtulması…

Eğer Mısır’daki Siyonist Haçlı destekli Sisi darbesi 15 Temmuz 2016 tarihinden sonra olacak olsaydı başarı şansı sıfıra yakın olurdu.
Şimdi Mısır halkının ve tüm dünya mazlum milletlerinin önünde yeni bir fırsat var. Vesayetlerden ve sömürüden kurtulmak için demokratik ve her türlü akılcı yollardan direnmek… Şuurlu ve milli bir gençlik yetiştirmek… Yılmadan yorulmadan çalışmak…
Türkiye nasıl ki darbeye karşı şanlı bir direniş gösterdiyse onlar da darbeyi başlarından atmak için planlı ve akılcı bir örgütlenmeyle şanlı bir direniş göstererek darbecilerden kurtulabilir…

İktidar Bu Rüzgârı Değerlendirmelidir…
Anayasa değişikliği için Muhalefet yumuşamış görünüyor. Fakat zerre kadar hayır çıkacağa benzemiyor. Daha önce de atmışa yakın maddede mutabakat sağlanmış fakat gerçekleştirmeye yanaşmamışlardı. Onlar halkın darbeyi önleme sevincine ve şahlanan Çanakkale ruhuna ket vurmak istemiyorlar.
İktidar bu Çanakkale ruhunu yakalamışken en kısa sürede seçime gitmeli, yapılacak reformları ve anayasa değişikliğini kolayca gerçekleştirecek güçlü bir parlamento oluşturulmalıdır.
Allah’ü Teâlâ bu aziz milletimizin birlik ve beraberliğini bozmasın! Bozmak isteyenlere fırsat vermesin! İslâm dünyasının birlik ve beraberliğini sağlasın! Bir buçuk milyardan fazla Müslüman’a halifesini seçmesini nasip eylesin! Artık güzel ülkemiz; dışarıdan basılan düğmelerle değil; kendi iç dinamikleriyle yönetilsin! Allah’ü Teâlâ bizi terörden kurtarıp terörü başımıza saranlara versin!
Hoşça kalın, dostça kalın, Allah’ü Teâlâ’ya emanet olun, Efendim!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)

Güzel Ahlakla ilgili 40 Hadis