Sevgili ve Sevimli Çocuklar!
Sevgili ve Sevimli Çocuklar!
Halis ECE
Türkçe’mizde, “Kişi sevdiği ile
beraberdir” diye bir atasözümüz vardır. Bu aslında Sevgili Peygamberimizin Sallallahü
Aleyhi Vesellembir hadisinin mealidir.
Dikkatlerinizi bu mübarek,
değerli ve önemli sözün anlamı üzerinde toplamanızı istiyorum.
Sonra da,
sevdiklerinizin-sevdiklerimizin kimler olduğunu hatırlamanızı...
Hiç düşündünüz mü sevgili
çocuklar, kimleri seviyorsunuz?
Haydi, biraz düşünün bakalım...
Ardından da kendi kendinize
saymaya-sıralamaya başlayın...
Evet, her şeyden önce ve en çok
Yüce Allah’ımızı seviyoruz değil mi?
Çünkü bizleri de, bizlere doğru
yolu gösteren, dünya ve âhiret saâdetini bildiren Sevgili Peygamberimizi de,
dünyaya gelmemize vesîle olan anne-babalarımızı da... Kısacası
bildiğimiz-bilmediğimiz bütün varlıkları da yaratan Allah Teâlâ'dır.
İnsanları yaratmazdan önce,
dünyayı hayata elverişli bir halde var eden ve bu kadar güzel bir şekilde yayıp
döşeyen, bizlere hazırlayan da yine O’dur.
Güneşle bize ışık ve ısıyı
veren, baharda kara topraktan yemyeşil çimenleri bitiren, renk renk çiçekleri
açtıran... Uykuda olanları uyaran, ölü olanları dirilten... Daldan dala kuşları
uçuran, cıvıl cıvıl ötüştüren, renk renk kelebekleri havada dolaştıran, minik
minik kuzuları çimlerde koşuşturan... Şarıl şarıl ırmakları coşturan, şırıl
şırıl dereleri akıtan ve bu suların geçtiği yerlerde hayat fışkırtan
Rabb’imizdir.
Sıra sıra dağları, dimdik
yamaçları yaratan, üzerlerini ormanlarla donatıp güzelleştiren, içlerini
madenlerle zenginleştiren... Suyu buharlaştırıp gökyüzüne çıkaran, sonra onu
yağmur hâlinde rahmet ve bereket olarak yeryüzüne indiren Hz. Allah'tır.
Arıları çiçekten çiçeğe kondurup
bizler için bal yaptıran... Her ağaç, her bitki topraktan aynı gıdayı emdiği
halde onlardan; renkleri, kokuları, şekilleri, lezzetleri, gıdaları birbirinden
değişik meyveler-sebzeler yaratan da Yüce Yaratan’ımızdır.
Denizlerin tuzlu sularında çeşit
çeşit lezzette balıkları halk eden ve bütün bu yarattıklarını, faydalanmaları
için insanların emrine veren de, yine her şeyi yoktan var eden Mevlâ’mızdır.
Rabbimiz, biz insanları en güzel
surette yaratmış, şerefli kılmış, akıl vermiştir. Verdiği bu akılla; ilkönce,
“Ben cinleri ve insanları, ancak beni tanıyıp bilsinler ve bana kulluk etsinler
diye yarattım” (Kur’ân-ı Kerim, Zâriyât sûresi, 56) mealindeki İlâhî fermânı
gereği, onu tanıyacak, yaratılış gâyemiz-amacımız istikametinde/yönünde
davranmaya çalışacağız. Sonra da doğruyu yanlıştan, iyiyi kötüden, güzeli
çirkinden, faydalıyı zararlıdan ayırt edeceğiz.
Kalplerimizi şirkin, küfrün ve
diğer bütün kötülüklerin zulmetleriyle karartmadan iman nûruyla aydınlatmaya
çalışacağız. “Hani Lokman (a.s.), oğluna nasîhat ederek/öğüt verekek demişti
ki: ‘Oğulcuğum, Allâh'a ortak koşma! Muhakkak ki ŞİRK (Allah’a ortak koşma,
tanıma), elbette çok büyük bir zulümdür.” (Kurân-ı Kerim, Lokman sûresi, 13)
Sevgili Peygamberimiz sallallâhü
aleyhi vesellem (Salât ve selâm O'na olsun) de, “Çocuklarınıza ilk
öğreteceğiniz söz, ‘LÂ İLÂHE İLLALLAH: Allah’tan başka ilah yoktur’ kelime-i
tevhîdi olsun...” buyurmuşlardır.
Sevgili çocuklar!
Başıboş yaratılmadığımızı,
dünyaya gelişimizin çok ulvî-yüce bir gâyesi-maksadı-amacı olduğunu hiçbir
zaman unutmamalıyız.
Bizi yaratan Allâh'ımızın
yapmamızı istediklerini yapmalı, kaçınmamızı istediklerinden de kaçınmalıyız.
Peygamber Efendimiz'in Sallallahü
Aleyhi Vesellemve onun yolunu tâkip eden Allah dostlarının-salih zatların/iyi
insanların yürüdükleri yolda yürümeye çalışmalıyız.
Ülkemize, milletimize hizmet
etmiş, ömürlerini bu uğurda tüketmiş olan büyüklerimizin, tarihî şahsiyetlerimizin
çizdiği yolda ilerlemeye ve bu esnada karşılaşacağımız her türlü sıkıntı ve
zorluklara göğüs germeye gayret göstermeliyiz. Bu hususta önümüze çıkan
engellerden hiçbir zaman yılmamalıyız.
Sevimli çocuklar!
Etrafımızdaki her şeyin,
vücudumuzdaki bütün organların, Allâh'ın varlığına-birliğine birer delil
olduğunu bilmeliyiz.
Ve yine O’ndan başka ibâdet
etmeye, kulluk yapmaya lâyık hiçbir şeyin bulunmadığına inanıp, kalplerimizi
kelime-i tevhîdin nûru ile aydınlatmalı; Kur’an okuyarak, namaz kılarak, yapacağımız
diğer ibâdet ve tâatlerle imânımızı kuvvetlendirmeliyiz. Ülkemiz için,
milletimiz için hayırlı-yararlı, iyi ahlâklı, dürüst, saygı ve sevgi yüklü
birer fert; topluma yük değil, aksine onların yükünü paylaşmaya aday hayırlı
bir insan olmaya çaba göstermeliyiz.
Verdiği bütün nimetlerinden
dolayı Allâh’ımıza şükreden, iyilik ve yardımları sebebiyle de insanlara
teşekkürden geri kalmamalıyız. Onun için de;
Derslerimize iyi çalışmalı,
dürüst olmalı, verilen vazifeleri, üzerimize düşen hizmetleri eksiksiz ve
zamanında yapıp, vatana-millete-topluma hayırlı, içinde bulunduğumuz
cemiyete/topluma ve âilemize yararlı birer insan olarak yetişmeye gayret
etmeliyiz.
Hoşça kalın, sağlıcakla kalın...
Allâh'a emanet olun...
En içten selâm ve
sevgilerimle...
Yorumlar
Yorum Gönder