Einstein Dünya’yı Nasıl Değiştirdi?
Einstein Dünya’yı Nasıl
Değiştirdi?
Colombia Üniversitesi
Matematik ve Fizik profesörü Brian Greene ‘in Scientific American ‘daki
yazısından: Albert Einstein bir zamanlar sadece iki şeyin sonuz olabileceğini
söyledi:
Evren ve insanların aptallığı...
Colombia Üniversitesi
Matematik ve Fizik profesörü Brian Greene ‘in Scientific American ‘daki
yazısından:
Albert Einstein bir zamanlar
sadece iki şeyin sonuz olabileceğini söyledi: Evren ve insanların aptallığı. Ve
sadece evrenden emin olmadığını itiraf etti.
Bunu duyduğumuzda gülümser ve üzerimize alınmayız.
Bunun sebebi ise Einstein isminin yumuşak kalpli ve babacan bir resmi
çağrıştırmasından kaynaklanır. Einstein isminde, bisiklet süren, dilini dışarı
çıkaran, ve bize etkileyici gözler ile bakan, vahşi saçlı bilimsel bir deha
görürüz.
Einstein’ın bilimsel cemiyette
ünlenmesi 1905 yılı ile başlar. İsviçre’nin Bern kentinde bir patent ofisinde, haftanın
6 günü 8 saat çalıştığı sırada, boş zamanlarında yazdığı 4 makale fizik
derslerini baştan değiştirdi. Ayni yılın Mart ayında, uzun bir süre dalga
olarak tanımlanan ışığın aslında foton adı verilen parçacıklardan oluştuğunu
savundu. Bu gözlem kuantum mekaniğinin başlamasına vesile oldu. İki ay sonra
Mayıs ayında, Einstein’ın hesaplamaları atomik hipotezi test edilebilecek
tahminlerde bulundu, daha sonra deneysel olarak kesin bir şekilde maddenin
atomlardan oluştuğu ispatlandı. Haziran ayında özel göreliliği bitirdi, böylece
uzay ve zamanın daha önce hiç kimsenin tahmin edemediği bir şekilde
davrandığını ortaya koydu. Kısaca mesafelerin, hızın ve zamanın gözlemciye
bağlı olduğunu ortaya koydu. Son olarak Eylül 1905 yılında özel göreliliğin
sonucu olan ve dünyanın en ünlü denklemi haline gelen E =mc^2 denklemini elde
etti.
Bilim genel olarak adım adım
ilerler. Nadir olarak bilimsel alarm olarak düşünülen büyük buluşlar gözlenir.
Fakat burada Einstein bir yıl boyunca çanları 4 kez çalmayı başardı. Bu
sonuçların hemen ardından araştırmacılar Einstein’ın çalışmalarının gerçeği
anlama ile ilgili temel taşları değiştireceğinin farkına vardılar. Fakat halk
daha Einstein ‘in farkında değildi. Bu 6 Kasım 1919 da değişti.
Özel görelilikte, Einstein hiç
bir şeyin ışık hızından daha hızlı gidemeyeceğini ortaya koydu. Bu tespit onun
Newton’un yerçekimi teorisini yeniden yazması için bir temel oluşturdu.
Einstein bir kaç yüzyıl yaşındaki bu kanunları baştan yazmaya çalıştı. Bundan
haberdar olan Max Planck, “eski bir arkadaşın olarak sana tavsiyede bulunmam
gerekir… Başaramayacaksın, ve başarsan bile, kimse sana inanmayacak”, dedi.
Einstein sonunda 1915 yılında
genel görelilik teorisini duyurdu. Bu teoride yerçekimini ilk kez yeni bir fikir
şeklinde ortaya koydu: uzay ve zamanda ki eğriler ve kavisler şeklinde. Genel
görelilik yerçekimini, Dünya’nın elinizde tuttuğunuz bir bardağı kendisine
doğru aşağı çekmesi yerine, gezegenlerin kendisini çevreleyen ortamdakileri
çökertip ve bardağın zemine düşecek şekilde oluşan uzay zaman deliğinden aşağı
doğru kayması şeklinde tasvir eder. Einstein, yerçekiminin evrenin şeklinden
ortaya çıktığını belirtti.
6 Kasım 1919 yılında, Einstein genel göreliliği
bitirdikten 4 yıl sonra, gazeteler Einstein’ın öngördüğü şekilde gezegenlerin
konumlarının astronomik ölçüm değerlerinin Newton’un hesaplamalarından biraz
farklı olduğunu tüm dünyaya duyurdu. Sonuçlar Einstein’ın teorisini başarılı
bir şekilde onayladı ve bir gecede sembol haline getirdi. Einstein, Newton’u
yıkan ve bizi doğanın gerçek kanunlarına bir adım daha yaklaştıran adam oldu.
Einstein toplumun ilgisini nasıl çekebileceğini
biliyordu. Bazen zeki sözler ortaya atarak: “ ben azimli bir barış severim”, derdi.
Charlie Chaplin City Lights’in galasında Einstein’a şunu söyledi: İnsanlar beni
anladığı için alkışlıyorlar, seni ise anlamadıkları için alkışlıyorlar. Bu Einstein’in
iyi oynadığı bir roldü. Birinci Dünya savaşından bıkmış geniş halk kitlesi onu
sevgiyle kucakladı.
Einstein uzun zamanlar boyunca
doğru olduğu farz edilen teorilerin nasıl değişebileceğini gösteren mükemmel
bir örnektir.
Söyleyebileceğimiz en iyi şey, Einstein’ın fizikte yer
alan derin problemleri çözen, doğru zamanda doğru zekâ olduğudur.
Bütün bu başarılar göz önüne
alındığında, aklımıza su soru geliyor: Başka bir Einstein gelecek mi? Bundan
kasıt eğer bilimi ileriye taşıyacak başka bir dehanın gelip gelmeyeceği ise, cevap
elbette ki evettir. Einstein öldükten sonra geçen 50 yılda böyle bilim adamları
aslında ortaya çıktı.
Kaynak: http://www.scientificamerican.com/article/how-einstein-changed-the-world/?WT.mc_id=SA_ENSTNCRBS_1
Yorumlar
Yorum Gönder