Lokman Hekimden Oğluna Nasihatler 1

Hazret-i Lokman Aleyhisselâm'ın Oğluna Öğütleri 1

Hazret-i Lokman Aleyhisselâm ilim ve hikmetiyle dillere destan bir zattır. Bunun içindir ki, kendisine Lokman Aleyhisselâm Hakîm, denmiştir. Hz. Lokman, ismi Kur’ân-ı Kerim’de geçen, peygamber veya veli olduğu hakkında kesin bir bilgi bulunmayan bir mânâ büyüğüdür. İslâm tarihinde Hazret-i Lokman'ın hikmetli sözleri, vecizeleri, öğütleri ve tavsiyeleri meşhurdur. Hafs bin Ömer'in rivayetine göre, Hz. Lokman Aleyhisselâm yanına bir torba hardal tanesi koyarak oğluna öğüt vermeye başlar. Her öğüt verdikçe torbadan bir hardal çıkarır. Sonunda torbadaki hardal tükenir ve oğluna da şöyle der: "Ey oğul, sana o kadar öğüt verdim ki, şayet bu öğütler bir dağa verilseydi, dağ yarılırdı." Hz. Lokman'ın Saran ismindeki bu oğlu babasının verdiği bütün öğütlere uymuştu.12Lokman Aleyhisselâmın hikmetli sözlerinin asıl kaynağı Kur'ân-ı Kerim’dir. O halde Kur'ân-ı Kerim’de yer alan bu öğütler tefsirlerde de genişçe bulunur. Cenab-ı Hak, Hazret-i Lokman'ın dilinden bu sözleri şu âyetlerle (meâlen) beyan buyurur:12. ibni Kesîr Tercümesi, 12:6409.

Allah’ü Teâlâ’ya ortak koşma!

"Hani Lokman Aleyhisselâm oğluna öğüt verirken demişti ki, 'Oğlum (Ey oğul! ) Allah’ü Teâlâ’ya ortak koşma. Muhakkak ki şirk pek büyük bir zulümdür.

Allah'ü Teâlâ her yaptığını ortaya çıkarır!

"Oğlum, eğer yaptığın iş hardal tanesi kadar bile olsa ve bir taş içine girse, Allah’ü Teâlâ onu ortaya çıkarır. Muhakkak ki, Allah’ü Teâlâ en gizli işleri bütün inceliğiyle bilir, O her şeyden hakkıyla haberdardır.

Namazını dosdoğru kıl!

"Oğlum, namazını dosdoğru kıl. İyiliği tavsiye et, kötülükten sakındır. Başına gelene sabret. Şüphesiz ki bunlar uğrunda azim ve sebat edilmeye değer işlerdendir.

Kasılarak yürüme, yavaş konuş!

"Gururlanıp insanlardan yüzünü çevirme. Yeryüzünde kasılarak yürüme. Çünkü Allah’ü Teâlâ büyüklük taslayan ve övünenleri sevmez. "Yürüyüşünde mutedil ol. Sesini alçalt. Seslerin en çirkini, şüphesiz ki, eşeklerin sesidir."
(Lokman Sûresi, 13-20)

TEFSİRDEKİ ÖĞÜTLER

Hazret-i Lokman'ın Kur’ân-ı Kerim’de geçen öğütleri, aynı sûrenin tefsirlerinde genişletilerek verilir. Hazret-i Lokman'ın tefsirlerde geçen öğütlerinden ve hikmetli sözlerinden bazıları şöyledir:

Takvayı esas al!

Ey oğul! Takvayı kendin için kârlı bir ticaret olarak kabul et. Çünkü böyle ticaretler sonsuz kazançlar temin eder.

Merasimlere katıl!

Ey oğul! Cenaze merasimlerine katıl. Düğün merasimlerinden de uzak durmaya çalış. Çünkü cenaze sana ahireti hatırlatır; düğün ise dünyaya çeker.

Horozdan geri kalma!

Ey oğul! Horozdan daha geri kalma. Çünkü sen uykunun derinliklerinde iken, o dünyayı sese vererek insanları uykudan uyandırmaya çalışır.

Tevbeyi geciktirme!

Ey oğul! Tevbeyi geciktirme. Çünkü ölüm ansızın geliverir.

Cahille dost olma!

Ey oğul! Cahil kimselerle dostluk kurma. Çünkü onunla dost olursan, kendi yaptıklarını senin hoş karşıladığını sanar.

Allah’ü Teâlâ’dan kork!

Ey oğul!
Allah’ü Teâlâ’dan hakkıyla kork. Kalbinin bozuk olduğunu bildiğin halde başkalarının sana saygı göstermesi için takva ehli olduğunu ihsas ettirme.

Susmak altındır!

Ey oğul! Şimdiye kadar susmaktan dolayı hiç pişmanlık duymadım. Çünkü söz gümüşse, sükût altındır.

Günahlardan sakın!

Ey oğul! Kötülük ve günahlar senden sakındığı gibi, yani işlemedikçe sana dokunmadığı gibi, sen de onlardan sakın. Çünkü kötülük kötülüğü, günah da günahı çeker.

İlim meclislerine katıl!

Ey oğul! Âlimlerin meclisinde bulun. Hikmet ehlinin sohbetlerini dinle. Çünkü Allah’ü Teâlâ kuru toprağı yağmurla nasıl canlandırırsa, ölmüş kalpleri de hikmetli sözlerle öyle diriltir."1414. Tefsîrü's-Sâvî, 3:255-256.

Yalandan sakın!

Ey oğul! Allah’ü Teâlâ’, yalancının yüz suyunu kurutur, haya duygusunu giderir. Ahlâksız kimsenin de sıkıntısı hiç eksik olmaz.

Ahmak adamdan uzak dur!

Ey oğul! Kayaları uzaklara taşımak, ahmak adama laf anlatmaktan daha kolaydır.

Kendi işini kendin gör!

Ey oğul! Cahili vasıta olarak kullanmaktan, işini gördürmekten uzak dur. Şayet akıllı birisini bulamazsan kendi işini kendin gör.

Kendi milletinin kızıyla evlen!

Ey oğul! Kendi milletinden olmayan bir kızla evlenme. Aksi takdirde çocukların ileride sıkıntıdan kurtulamazlar. Ey oğul! Öyle bir zaman gelecek ki, sabırlı insanların bile yüzü gülmez olacaktır.

Allah’ü Teâlâ’nın anıldığı meclislere katıl!

Ey oğul! Katılacağın meclisleri kendin ara bul. Allah’ü Teâlâ’nın anıldığı meclisleri bulunca hemen oturuver. Çünkü âlim isen ilmin artar, cahil isen yeni bir şeyi öğrenmiş olursun. Oraya inen rahmetten sen de payını alırsın. Allah’ü Teâlâ’nın anılmadığı meclislere hiç katılma. Çünkü âlim de olsan, cahil de olsan zarar görürsün. Ayrıca oraya inecek olan İlâhî gazaptan sen de nasibini alırsın.

Ey oğul!
Sofrana takva ehli müminleri davet et.

Tecrübe sahipleriyle istişare et!

Ey oğul!
Her işinde ilim ve tecrübe sahibi kimselerle istişare et, onların fikrini almaya çalış.

Takvadan bir gemi edin!

Ey oğul!
Dünya dipsiz bir denizdir. Onda niceleri boğulmuştur. Bunun için takvadan bir gemi edin. İçine imanı yükle. Tevekkül yelkeniyle açıl. Ancak bu şekilde selâmetle yol alır, sahile çıkarsın.

Kötü komşudan uzak dur!

Ey oğul!
Nice ağır yükler taşıdım. Fakat kötü komşu kadar ağır bir yüke rastlamadım. Nice acılar tattım, fakat fakirlikten daha şiddetli bir acı tatmadım.

İlimden nasibini al!

Ey oğul!
İnsan fakir de olsa ilim ve hikmetiyle hükümdarların meclisinde yer alır.

Arkadaş seçimine dikkat et!

Ey oğul!
Birisiyle dostluk kurmak istiyorsan, önce onu öfkelendirecek bir şey yap. Şayet öfkeli iken sana insaflı davranırsa ona yaklaş, insafsız davranırsa uzak dur.

Ahirete hazırlan!

Ey oğul!
Dünyaya geldin geleli ahirete doğru yol alıyorsun. Bunun için ahiret yurdu, sana dünya yurdundan daha yakındır.

Dilini duaya alıştır!

Ey oğul!
Dilini 'Allah’ım, beni affet' demeye alıştır. Çünkü öyle anlar vardır ki, o saatlerde Allah’ü Teâlâ duaları reddetmez, istediğini ihsan eder.

Borçlanmaktan uzak dur!

Ey oğul!
Borçlanmaktan uzak dur. Çünkü borç, seni gündüz zillete sürükler, gece de üzüntüye boğar.

Günah işlemeye cesaretin olmasın!

Ey oğul!
Allah’ü Teâlâ’dan öyle bir şey iste ki, günah işlemeye cesaretin olmasın. Ve Allah’ü Teâlâ’dan öyle kork ki, rahmetinden hiçbir zaman ümidin kesilmesin.

Önce selâm ver!

Ey oğul! Bir cemaatin bulunduğu yere gittiğin vakit, önce onlara İslâm’ın okunu at, yani selâm ver. Sonra bir köşeye otur, onları konuşuyor halde görmedikçe sen de konuşma. Şayet Allah’ü Teâlâ’nın zikrine dalacak olurlarsa sen de onlara katıl. Fakat başka bir söze geçerlerse oradan ayrıl.

Kendini anla!

Ey oğul!
İki dünyada Mesud olmak istiyorsan, kendini anla. Okuyup bilgili olmaya çalış. Çalış ki, bilenle bilmeyen bir olmaz.

Tembel olma!

Ey oğul!
Tembel olma. Tembellik bedbahtlık alâmetidir.

Acele etme!

Ey oğul!
Acele etme, acele şeytan işidir.

Güler yüz göster!

Ey oğul! Ahlakını düzelt. Dostuna da, düşmanına da güler yüz göster. Ancak değerin ve itibarın kırılacak derecede hareket etme.

Orta yolu tut!

Ey oğul! Her şeyin hayırlısı olan orta yolu tercih et.

Yolda dikkatli yürü!

Ey oğul! Yolda yürürken yüzünü gözünü oraya buraya çevirme ki, gönlün vesvesede kalmasın.

Mecliste önce oturma!

Ey oğul! Bir cemaat içinde bulunduğunda onlar ayakta iken oturma. Oturdukları zaman sen de oturuver.

Yollara tükürme!

Ey oğul! Bıyık ve sakalınla oynama. Parmağını burnuna sokma. Yollara tükürme, sesli sümkürme. Elinle sinek kovalamayı terk et.

Az konuş!

Ey oğul! Sükût ve teenni ile hareket et. Az konuş. Çok konuşmak, yanılmaya sebeptir.

Sözü fazla dağıtma!

Ey oğul! Konuşurken sözü fazla dağıtma. Aksi takdirde şerefine zarar gelir. Konuşurken başkalarını utandırma. Kaş göz işareti yapma. Güzel ve lâtif sözleri duymaya çalış. Fazla hayrete düşme. Sözün tekrarlanmasını isteme. İnsanları güldürecek ve kendini maskara edecek sözlerden sakın.

Atıp tutma!

Ey oğul! Kimse hakkında atıp tutma.

Fazla ısrar etme!

Ey oğul!
Senden bir şey istendiği zaman, elinden geliyorsa vermeye çalış. Birinden bir şey istediğinde de fazla ısrar etme.

Dinde tartışmaya girme!

Ey oğul! Dinle alakası olmayan meselelerde aksi vaki ise tartışmaya ve münakaşaya girme.

Fakirliğini kimseye açma!

Ey oğul! Acizliğini ve fakirliğini hiç kimseye, hatta ailene dahi açma ki, onların yanında itibarın düşmesin, sözünü dinlemez olmasınlar.

Hizmetçilerle şakalaşma!

Ey oğul! Hizmetçi ve benzeri kimselerle şakalaşma. Çünkü bunlarla şakalaşmak hakaret ve düşmanlığa sebep olur. Onlara öyle muamele et ki, hem seni sevsinler, hem de senden korksunlar.

Şiddetten sakın!

Ey oğul! Çocukları ve elinin altındakileri terbiye ederken şiddetten sakın. Öfkelendiğin vakit vakarla geçiştirmeye çalış. Mümkün olursa sövüp dövme ki, aksi takdirde onların gözünde mehabetin yok olur. Kendini ve çocuklarını övüp durma. Hayâsız gençlerle ve o halde olan kız çocukları ile ülfet etme. Çünkü dünya ve ahirette mezellete sebep olur.

Önce düşün!

Ey oğul! Bir kimse ile bozuşursan, dilini tut ve makbul olan sözü söyle. Önce düşün, sonra söze giriş. Herkesin değerini ve layık olduğu hürmeti muhafaza eyle.

Azla yetin!

Ey oğul! Bir kimsenin davetinde bulunduğun vakit, azla yetin. Dalkavukluk edip de o yemeği övmekle başkalarının yemeğini kötüleyip tahkir etme.

Misafirlikte gözlerine dikkat et!

Ey oğul! Bir kimsenin evinde misafir kaldığın vakit gözlerine dikkat et. Her tarafa bakıp durma. Durumuna vakıf olduktan sonra dine aykırı da olsa sırrını ifşa etme.

Elini çek!

Ey oğul!
Emanete hıyanetten elini çek.

Kimseye açma!

Ey oğul!
Bir işe başladığın zaman, meydana gelmeden önce kimseye açma ki, mahcup düşmeyesin.

Çok ver!

Ey oğul!
Sadakayı çok ver. Mal sevgisini gönlünden çıkar.

Razı ol!

Ey oğul!
Doğru söyle, Allah’ü Teâlâ’dan gelene razı ol.

Yemekte şunlara dikkat et!

Ey oğul!
Yemekten önce ve sonra ellerini yıka. Bu hal fakirliğini giderir, göze kuvvet verir. Çok yemek kalbe katılık ve gaflet verir. İbadette tembelliğe sebep olur. Yemeğin başında Bismillah, sonunda Elhamdülillah, ortasında da nimetin Allah’ü Teâlâ’dan geldiğini düşün. Tek elle ekmeği koparma. Bu hareket kibirli insanların âdetidir. Yemeğin başında ve sonunda bir parça tuz yemek birçok hastalığa karşı devadır. Lokmayı küçük tut ve iyice çiğne. Misafir geldiği zaman mümkünse yemeği büyük kaba koy, berekete sebep olur. Yemek yerken önünden al, ekmeğin ve tabağın ortasından alma. Elinden ekmek ve yemek parçası düştüğünde al, temizle ve öyle ye. Sıcak olan yemeğe soğutmak için ağzınla üfleme, soğuyuncaya kadar bekle. Yemeği çabuk yeme. Hurma ve kayısı gibi sayılabilir meyveleri teker teker ye, çifter çifter yeme ve çekirdeklerini bir tarafa topla. Yemek arasında çok su içme. Su içerken bardağın içine bak. İçine uygunsuz bir şey düşmüş olmasın. Suyu içerken üç nefeste içiver. Yemeğe herkesten önce el uzatma. Yemek esnasında güzel şeylerden bahset. Sofrada bulunan arkadaşlarına ara sıra göz ucuyla bak. Yemek ve ekmeği o tarafa sür. Misafirler çekingen davranırlarsa üç defadan fazla yemeleri için ısrar eyleme. Yemek yeme isteğin yoksa özür beyan eyle.

Dilini tut!

Ey oğul!
İlim ve takva ehli veya herhangi bir sebeple senden ileride bulunan bir kimsenin huzurunda dilini tut.

Dostlarını dinle!

Ey oğul!
Senin iyiliğini isteyen dostlarının tavsiye ve öğütlerini can kulağıyla dinle.

Doğru ol!

Ey oğul!
Sözünde, işinde ve gidişinde doğru ol. Doğru olan sözlerinin bile hayrete ve tereddüde sebep olacaksa, söyleme daha iyi.

Ümidini kesme!

Ey oğul! İnsanların gönlünü almaya çalış. Allah’ü Teâlâ’nın rahmetinden ümidini kesme.

İyi ol!

Ey oğul! Açıkta ve gizlide iyi olmaya çalış. Varlık yokluktan, akıl sarhoşluktan iyidir. Bir şeyi vaktinden önce isteme.

İçini süsle!

Ey oğul! İçini dışından daha çok süsle: İçin Hakkın, dışın halkın baktığı yerdir. Her yerde ve her zaman Allah'ü Teâlâ'yı yanında hazır nazır olarak bil. Allah'ü Teâlâ nazarında seni utandıracak işi bırak.

Takvaya sarıl!
Ey oğul! Sana takva gerek. Takvaya sarıl, muttaki ol. Sana şeriat gerek, şeriatın esaslarına sarıl. Nefse, şehevî arzulara, şeytana ve kötü kişilere muhalefet etmeli ve onlara uymamalısın. Mü'min kişi bu hususlarda devamlı cihat halindedir. Öyle ki, başından miğferi hiç eksik olmaz, kılıcı asla kınına girmez, atının sırtı hiç eğersiz kalmaz. Uykuyu bile hak erenlerinin uyuduğu niyetle uyur. Hak erenleri düşmana galip gelebilmek için zindelik kazanmak maksadıyla uyurlar. İhtiyaç dolayısıyla yemek yerler. Ancak zaruret halinde konuşurlar. Mecbur kalmadıkça âdetleri dilsizlik ve sükûttur. Onları ancak Allah’ü Teâlâ’nın takdiri konuşturur. Bu dünyada onların dilini Allah’ü Teâlâ hareket ettirir, konuşturur. Tıpkı yarın Kıyamet gününde organlarını konuşturacağı gibi...

Allah'ü Teâlâ'yı daima görür gibi ol!
Ey oğul! Yalnızlık anlarında öyle bir takvaya ihtiyacın var ve öyle bir takvaya sahip olmalısın ki, seni günahlardan ve günaha sürükleyecek kaymalardan alıkoysun. Öyle bir murakabeye ihtiyacın var, öyle bir murakebeye sahip olmalısın ki, Allah’ü Teâlâ’nın daima seni görmekte olduğunu sana hatırlatsın. İşte sen yalnızlık anlarında böyle olmaya muhtaçsın, mecbursun. Bundan başka, nefis, heva ve şeytanla savaşmaya muhtaçsın.

Gönülleri hakka davet et!
Ey oğul! Büyük insanları yıkıp mahveden küçük hatalar, sürçmeler ve kaymalardır. Zahitleri mahveden nefsanî ihtiraslardır. Hak erenlerini mahveden yalnızlık anlarındaki kötü düşünceler, hatıra gelen kötü fikirlerdir. Sıddıkları mahveden bir anlık kötülüktür. Onların bütün meşguliyetleri, kalplerini uygunsuz düşüncelerden korumak ve muhafaza etmektir. Onlar Hakka davet mevkiinde bulunan kişilerdir. İnsanları Allah'ü Teâlâ'yı tanımaya davet, ederler. Gönülleri Hakka davet etmekten bir an bile geri durmazlar.

Nefsini itaat altına al!
Ey oğul! Bu zaman âhir zamandır. Nifak çarşısı açılmıştır. Yalan çarşısı açılmıştır. Münafık, yalancı, deccal kişilerle oturmayınız. Yazık sana ki, nefsin münafıktır, yalancıdır, kâfirdir, fâcirdir, müşriktir. Böyle olduğu halde sen onunla nasıl oturuyorsun? Ona muhalefet et, asla muvafakat etme. Onu bağla, asla salıverme. Onu hapset, zindana at. Kendisine ancak zaruri olan haklarını ver. Fazla verme. Onu mücahedelerle kahret, itaat altına al!

Dünya ile âhireti biraraya getir!
Ey oğıû! Dünya ile âhireti biraraya getir. Her ikisini de aynı yere koy. Kalbin dünya ve ahiret düşüncesinden arınmış olarak ve çırıl çıplak bir şekilde Mevlan ile tek başına ol. Allah’ü Teâlâ’dan başka her şeyden arınmadıkça Ona yönelme. Halka bağlanıp kalarak Haktan ayrı kalma. Bütün bu sebepleri kopar, at. Allah’ü Teâlâ’ya giden yoldaki engelleri birer birer bertaraf et. Bütün bunları yaptıktan sonra dünya ve âhireti bıraktığın yere var. Dünyayı nefsine ver, âhireti kalbine koy, Mevlâyı da özünde tut.

Tevbe ile günah elbiseni çıkar!
Ey oğul! Nefis ile birlikte olma. Hevesinle birlikte olma. Dünya ile de birlikte olma. Öyle ise hemen günahlarına tevbe et, bir daha işlememeye azmeyle. Onlardan sıyrıl. Seri adımlarla Mevlana koş. Tevbe ettiğin zaman hem dışın, hem de için tevbe etmiş olsun. Tevbe, Allah’ü Teâlâ’nın katında makbul kul olmanın temelidir. Halis bir tevbe ile ve Allah’ü Teâlâ’dan hakikaten haya etmek suretiyle üzerindeki günah elbisesini çıkar, at.

Derdi sabırla karşıla!
Ey oğul! Sana herhangi bir dert geldiği zaman onu sabır eliyle karşıla ve devası gelinceye kadar sakin ol. Deva gelince de onu şükürle karşıla. Bu hale geldiğin zaman peşinen ebedi zevkli safalı bir hayatta olursun.

Himmetin dünya olmasın!
Ey oğul! Dünyadaki himmet ve gayretin yemek, içmek, giymek, evlenmek, güzel ve rahat evlerde oturmak, servet toplamaktan ibaret olmasın. Bütün bunlar nefsin işidir, nefsin rağbet ettiği şeylerdir. Öyleyse kalbe mahsus himmet ve gayret nedir? Kalb, öz ve sır neye rağbet eder? Onun himmet ve gayreti Allah'ü Teâlâ'ya'ı aramaktır. Kalbin rağbet edeceği tek şey budur. Senin himmet ve gayretin ve rağbet edeceğin şey senin için en mühim olandır, sana ehemmiyet verendir. Öyleyse senin rağbet edeceğin şey, Rabbin ve Onun nezdinde olmalıdır.

Ahiret için hazırlan!
Ey oğul! Sen, ömründen sadece bir gün kaldığını farzet ve ecel meleğinin geleceğini düşünerek ve ahiret için hazırlan. Dünya hak erenleri için bir kuvvet kazanma ve pişip olgunlaşma yeridir.

(Kaynak: Mumsema)
“Bu eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.”

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Uzun Ömür İçin Dua

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)