Kayıtlar

Dua

Dua   Ulu Rabbim, şu karanlık yolları, Bizi sana ulaştıran yollar et! İhtirasla kilitlenmiş kolları, Birbirini kucaklayan kollar et!   Muhabbetin gönlümüzde hız olsun, Güttüğümüz Hakk'a veren iz olsun, Önümüzde uçurumlar düz olsun, Yolumuzda dikenleri güller et!   Dalaletle bırakıp da insanı, Yapma arzın en korkulu hayvanı; Unutturma doğruluğu vicdanı Bizi sana layık olan kullar et!   (Orhan Seyfi Orhon Rahmetullahi Aleyh)

Bu Bayrak

Resim
Bu Bayrak Malazgirt'te Alpaslan'ın dilinde, Surlarda Ulubatlı'nın elinde, Çanakkale cihadının yılında; Zemin kan kırmızı, ayyıldızı ak, O mübarek bayrak, işte bu bayrak!   Rasül'ün övgüsünü kazanmıştı, Düşmanlarımız kahrıyla yanmıştı, Viyana önlerine dayanmıştı; Zemin kan kırmızı, ayyıldızı ak, O mübarek bayrak, işte bu bayrak!   Gelibolu'dan Ankara'ya baktı, Kocatepelerden İzmir'e aktı. Aşkıyla milleti ısıtıp yaktı; Zemin kan kırmızı, ayyıldızı ak, O mübarek bayrak, işte bu bayrak!   Kafkaslar'da bizi kaldırdı şaha, Yemen çöllerinde sığınak vaha, Gönderlerinden hiç inmedi daha; Zemin kan kırmızı, ayyıldızı ak, O mübarek bayrak, işte bu bayrak!   Destanlar yazıldı zalime karşı, Mazlumun duası kapladı arşı, Uğruna yazıldı istiklal marşı; Zemin kan kırmızı, ayyıldızı ak, O mübarek bayrak, işte bu bayrak!   Peygamber kabrinde sadık muhafız Bayraktan alırdı mücahitler hız, Unutana yine hatırla...

Zeyneb Gazali’nin Hayatından Hanımlara 5 Ders

Zeyneb Gazali’nin Hayatından Hanımlara 5 Ders Bismillah. Allah kadınıyla erkeğiyle herkesi kulluk yarışında eşit olarak yaratmıştır. Bir insan, kız olduğu için veya erkek olduğu için kulluğa artı birle başlamaz. Ama yaptığı mücadeleler, gördüğü çileler onu Allah katında yükseltir. Zeynep Gazali de inandığı dava uğruna çileler gören ama yine de yılmayan bir mücahide hanımdır. Ve onun hayatından çıkarılacak çok ders vardır. Hep birlikte o hayattan dersler çıkaralım ve bu zamanda nasıl mücahide olunur öğrenelim. 1. Dava Uğrunda Çilelere Hazır Ol! Zeynep Gazali, davası uğruna altı yıl zindanda kalmış ve bu süre içinde birçok çileler çekmiştir. Aç sürü halinde köpeklerin üstüne saldırısı, farelerle kalması, kamçılar, kırbaçlar, sulu zindanlar… Bir kadın olarak bu işkencelere maruz kalmış ama yine de pes etmemiştir. Her durumda Allah’a tevekkül ederek bu sıkıntılara katlanabilmiştir. Zeyneb Gazali’nin inandığı bir davası vardı ve bu davası için her şeyi göze almıştı. Biz de doğru bil...

Ey Birâder Bu Denî Dünyâ İçün Çekme Keder

Ey Birâder Bu Denî Dünyâ İçün Çekme Keder   Ey birâder bu denî dünyâ içün çekme keder Çün beher hâl dem eker gam cümlesi kalmaz gider   'Ârif olan yer mi kaydın hîç bu zâil dirliğin Şol kişi kim ehl-i Hakk'dır mâsivâsını nider   Bir sebâtı yok hayâle gönlünü verme sakın Sihri azgındır ba'îd ol kim seni meşhûr ider   Önü ma'mûr görünür ammâ olur âhir harâb Yıkılup bir gün bu köşkler mahv olur taş u meder   Geldi her bir ferd ana kim buldular âhir fenâ Bir büyük arkdır hemîn ol günde bin insân yutar   Savdı atan hem anan kavm ü kabîlen nevbetin Nevbetine sen de hâzır ol ki böyledir kader   Olma gâfil bir nefes çünki emâmında ölüm Başına takmış licâmı ol seni dâim yeder   'Âkil isen ol basîret üzre dinle sözümü Nefs ü şeytân sû-yi akrân şerlerinden kıl hazer   Bir gün ola kim ferişteh almağa gele cânın Durduğu dem cümle a'zâdan akar sel gibi ter   Şol kıyâmet hevline eyle keder Kuddû...

Ey Birader Olma

Ey Birader Olma   Ey birâder olma gamnâk yarının rızkı içün Ki ölüm vardır gice gündüz hemân anı düşün   Hem düşünme geçmişi gelmez giden ‘âdet değil Her ne ki virdiyse Rezzâk yi kanâ’at it bugün   Ölümü çok zikr iden dünyâya bakmaz istemez İdemez ‘avrat u oğlan hem ol âgâhı zebûn   Fahr-ı ‘âlem ölümü çok zikr idin dimiş bize Dahi lezzetler yıkıcı mevt dimiş ol zû-fünûn   Kesbi terk itme anı Mevlâ bize kılmış sebeb İt müsebbeb rızkı kesb it yi yidir olma harûn   Tanrı virmiş bir sebeb her birine halkın kamu Kesbe sa’y iden olur fakrın hümûmundan masûn   Di Hudâ’dır rızkı viren itme kesbe i’timâd Rızkı Hakk’dan bilmeyen bî-çârenin fi’li cünûn   Eyle tevhîde devâm âbdestli âbdestsiz dahi İdüp istiğfârı yüz kez tevbe suyu ile yun   İtme kullukda kesel uyma revâfız sözüne Şer’a ta’zîm itmeyen mülhid behâimden de dûn   Bunu her kim ki okur ya işidir ana Hudâ Vire cennetde ni’am kim g...

Bir Gün Elbette Öleceksin…

Bir Gün Elbette Öleceksin…                    İmam-ı Gazâli Rahmetullahi Aleyh hazretleri, bir talebesine hitaben buyuruyor ki: “Dünyanın nesini seversen sev, hepsine veda edeceksin! Elinden geleni yap! Fakat unutma ki, her yaptığının hesabını vereceksin! Keyfine göre yaşa! Fakat bu yaşaman uzun sürmeyecek, bir gün elbette öleceksin. Gece gündüz düşündüğün, sımsıkı sarıldığın lezzetlerden elbette ayrılacaksın. İman edilecek şeyleri akla uydurmaya, beğendirmeye uğraşmak, dinsizlerle, cahillerle, münakaşa edip, onların bozuk düşünceleri ile uğraşmak ve Kur’ân-ı Kerimi öğrenmeden, namazı, abdesti, orucu, farzları, haramları okumadan, bilmeden para kazanmaya kalkışmak, herkesten fazla zengin olmak için lüzumsuz ilimlerle uğraşmak, ömrü boş yere harcamak olur.” “Allahü teâlâya yemin ederim ki, İsâ aleyhisselam!ın İncîl'inde okudum; bir kimseyi tabuta koyduktan mezara bırakıncaya kadar; Allahü Teâlâ ona kırk sual...

Ey Oğul!

  Ey Oğul!   İmam-ı Rabbanî Kuddise Sirrûh’tan   Ey oğul!   Bu dünya bir imtihan ve ele geçmez tutkuların peşinden koşulduğu bir sıkıntı yeridir. Dışı çeşitli süslerle bezenmiştir. Yüzü, beneklerle, çizgilerle renklendirilmiş, saç örgüleriyle ve makyajla zoraki güzelleştirilmiş çirkin bir kadının yüzüne benzer. İlk bakışta hoş gözükür. Güzel, taze, körpe ve parıltılı olduğu sanılır. Gerçekte ise üzerine güzel koku serpilmiş bir leş, kurtların ve sineklerin üşüştüğü bir çöplüktür. Susuz insanın su zannettiği bir serap ve şeker görüntüsünde bir zehirdir. Bir harabeden ve kısa bir andan ibarettir. Bu çirkinliği ve kaba-sabalığına rağmen kendine râm olanlara karşı muamelesi de, söylenenlerden ve anlatılanlardan çok daha şerlidir. Ona aşık olan, sefih ve büyülenmiş gibidir. Fitneye düşmüş, çıldırmış ve aldatılmıştır. Her kim ona meftun olursa, onun yüzüne ebedi hüsran damgası vurulur. Hayranlıkla onu seyredip ondan tad alanın nasibi sonsuz bir pişman...

Er Ya Da Geç…

Resim
Er Ya Da Geç…   Er Ya da Geç... Haftanın sonu pazar, Ömrün sonu mezar, Zengin olsan ne yazar? Mezarını eller kazar… Kalp kırıp, gönül yıkma! Kırık kalplerin, sahibi Allah; Er ya da geç; hesap sorar…

Boş Dünya

Boş Dünya   Boş dünya diye bir söz vardır. Aslında çok yanlış bir söz. Dünya dopdolu. İyilik dolu, güzellik dolu, bereket dolu, sağlık ve huzur dolu. Yeter ki boş dediğimiz dünyada boş işlerle meşgul olmayalım. İyilik yapmıyorsak, kötülük te yapmayalım. Lokmamızı paylaşmıyorsak, paylaşanları da hor görmeyelim. Selâm ve dua ile… Hayırlı ramazanlar…

Takva Sahibi Kadın ve Erkeğin Özellikleri

Takva Sahibi Kadın ve Erkeğin Özellikleri Evlilikler sadece ve sadece Allah’ın hükümlerini uygulayarak devamlılığını mutlu bir şekilde devam ettirir Karı koca arasında mutlu ve uyumlu olmanın tek formülü takvalı olmaktır Eğer bir takım sorunlar varsa bunun nedeni, eşlerin kendilerini iyi yetiştirmemelerinden kaynaklanmaktadır Üstün ahlâki özellikleri kendisinde toplayan, kötü sıfatları da ruhundan uzaklaştıran eşler, birbirine karşı daha saygılı ve daha anlayışlıdırlar Dolayısıyla hem kadın ve hem de erkek mutlu birliktelik için takvalı olmalıdırlar: Takva sahibi Erkek ve Kadının Özellikleri: Takvalı erkek; sadece helâl mal kazanmaya çalışır ve haramdan vahşi bir hayvandan kaçtığı gibi kaçar İş ortamında çalışanlarına yahut iş arkadaşlarına haksızlık etmez, herkes ondan hoşnuttur Kazandığı malı cimrilik yaparak sadece kendisi için biriktirmez, ailesinin refah ve rahatlığı için harcar Takvalı erkek; işten ayrıldıktan sonra evine gelir. Zamanının çoğunu hep başkalarıyla geç...

Gök Kapıları Beş Şekilde Açılır

Gök Kapıları Beş Şekilde Açılır             Gök kapılarının başka hangi vesilelerle açılacağını da yine O’nun bir hadislerinden öğreniyoruz. İbni Ömer’in rivayet ettiği ve Cami’üs-Sağir‘de geçen bu hadis bize bunun beş şekilde olabileceğini söylüyor: •   Gök kapıları Kur’an okunduğunda açılır. Kur’an bizatihi rahmettir. Göklerden gelen rızkın yerdeki kaynağıdır. Kur’an bir gök sofrasıdır; önüne oturanı doğrudan göklerle buluşturur ve oradan beslemeye başlar. •   Mücahitler düşman ordusu ile karşılaştığında da gök kapıları açılır. Düşmana karşı çıkan, Allah ve Rasûlü’nün vaat ettiğini kıyamıyla yaşayandır. O, ahirette ayan beyan ortaya çıkacak hakikatlerin dünyada şahitliğini yapmaktadır. Bu şahitlik, belki şehitlik ile taçlanacak bir aşkınlık ve fedakârlık anlamına gelir. Rahmeti celp edecek ve edilen duaları geri çevirmeyecek bu duruş gök kapılarının açılmasına vesiledir. •   Gök kapıları yağmur yağdığında da...

Mektubat-ı Rabbanî’den 166. Mektup

Mektubat-ı Rabbanî’den 166. Mektup   (Bu mektup, molla Muhammed Emîne yazılmıştır. Dünyânın birkaç günlük hayatına aldanmamağı ve bu kısa zemânda, çok zikr ederek, kalb hastalığını gidermeğe çalışmak lâzım olduğu bildirilmektedir.)   Yavrum! Annenin yavrusuna karşı yaptığı gibi, dahâ ne zemâna kadar kendine böyle titreyeceksin? Dahâ ne güne kadar, nefsin için üzülecek, sıkıntılara düşeceksin? Yakında, elbet öleceksin! O hâlde! Kendini ve herkesi ölmüş bil! Duymaz, kımıldamaz bir taş gibi düşün! Zümer sûresi, otuzuncu âyetinde meâlen, (Sen elbette öleceksin! Onlar da elbette ölecekler!) buyuruldu. Bu kısa zemânda, yapılması gerekli en mühim şey, çok zikr yaparak, kalbi hastalıktan kurtarmağı düşünmektir. Çabuk biten bu zemânda, Allah’ü Teâlâ’yı hâtırlayarak, ma’nevî hastalığa ilâc yapmak en büyük vazîfe olmalıdır. Allahtan başkasına düşkün olan bir gönülden hiç hayr umulur mu? Dünyâya eğilmiş olan rûhdan, nefs-i emmâre dahâ iyidir. Orada, hep kalbin selâmetini i...

Değerini Bil!

Değerini Bil!   Kalbinden ikram etmeyenin, yemeğini yeme! Gönlünden davet etmeyenin, evine gitme! Özlemle sarılmayana, sarılma! Hep seni dinleyip, kendisi susana; bir şey anlatma! Yemeği, evi, muhabbeti samimi olmayanla görüşmek için; kendini zorlama! Evini de, gönlünü de, vaktini de dengine ayır... Ömrünü de boşa israf etme…

Ettehiyyatü Duasının Sırrı

Ettehiyyatü Duasının Sırrı Hanefi Mezhebine Göre Okunan "Tahiyyat Duası" التَّحِيَّاتُ لِلَّهِ وَالصَّلَوَاتُ وَالطَّيِّبَاتُ ﴿﴾ السَّلامُ عَلَيْكَ أَيُّهَا النَّبِيُّ وَرَحْمَةُ اللَّهِ وَبَرَكَاتُهُ ﴿﴾ السَّلامُ عَلَيْنَا وَعَلَى عِبَادِ اللَّهِ الصَّالِحِينَ ﴿﴾ أَشْهَدُ أَنْ لا إِلَهَ إِلا اللَّهُ ﴿﴾ وَأَشْهَدُ أَنَّ مُحَمَّدًا عَبْدُهُ وَرَسُولُهُ Okunuşu: "Ettehiyyâtu lillâhi vessalevâtu vettayibât. Esselâmu aleyke eyyuhen-Nebiyyu ve rahmetullahi ve berakâtuhu. Esselâmu aleynâ ve alâ ibâdillâhis-Sâlihîn. Eşhedu en lâ ilâhe illallâh ve eşhedu enne Muhammeden abduhû ve Rasuluh." (Buhârî, “Eẕân”, 148, 150; Müslim, “Ṣalât”, 55) Anlamı: "Bütün duâlar, senâlar, bedenî ve mâlî ibadetler Allah Teâlâ’ya mahsustur. Ey Peygamber! Sana selâm olsun, Allah’ın rahmeti ve bereketi üzerine olsun. (Ey Rabb’imiz)! Selâm bize ve Allah’ın sâlih kullarının üzerine olsun. Şahitlik ederim ki, Allah'tan başka ilah yoktur. Yine şahitlik ederim ki, Muhammed, O'nun k...