Kayıtlar

Ahır Zamanda

Ahır Zamanda   Ne günlere kaldık gör de ibret al, Zinalar çoğaldı ahır zamanda, Bilmiyorsan sor da ibret al, Binalar çoğaldı ahir zamanda   Dinini unutmuş namaz kılmayan, Kefereden hiçbir farkı olmayan, İçinde imandan zerre kalmayan, Sineler çoğaldı, ahir zamanda.   İnkârla beslenen yalanı seven, Ecdadı hor görüp, batıyı öven, Kendi tarihine küfredip söven, Çeneler çoğaldı, ahir zamanda.   Saygı iflas etti, güven perişan, Ne helâlleşen var, ne de barışan, Hayırda değil de, şerde yarışan, Haneler çoğaldı ahir zamanda.   Harâminin helâl dersi verdiği, Edepsizin ahlâk dersi verdiği, Zalimlerin vicdan dersi verdiği, Seneler çoğaldı, ahir zamanda.   Kâfidir “Allah ve Şeriat” demen. Gerici ve yobaz olursun hemen. Müslüman kanını emip sömüren. Keneler çoğaldı, ahir zamanda…   Şair: Şamil Ümit

İtler Türedi

  İtler Türedi   Bir acayip oldu dünyanın hali, Siyaha benziyor yeşili alı… Çiçek ektim bitti dikenli çalı, Dost bağında türlü otlar türedi…   Ne akraba belli, ne ana baba, Sadece dünyalık için tüm çaba… Pisleyen çoğaldı yediği kaba, Sahibine üren itler türedi…   Ortalığı sardı sis ile duman, Çok olaylar oldu, çok döndü dümen, Devletin milletin kanını emen, Yavşaklar türedi, bitler türedi…   Bulanık havada ortaya çıkan, Üstünde cehalet, küfür, şirk kokan, Olura olmaza burnunu sokan, Son zamanda aklı kıtlar türedi…   Ya Rabbi! Kalmadı sabrımız gayrı, Kimsenin kimseye olmuyor hayrı, Cadde sokaklarda hep ayrı ayrı, Şeytanlar türedi, putlar türedi…   Muazzam dünyaya taptık tapalı, Mühürlendi kalpler Hakk’a kapalı, Kur’an’dan Sünnet’ten saptık sapalı, Analardan bozuk sütler türedi…   Ramazan Akkaş Şairi Muazzam Nevşehir-Tepeköy

İhtiyarın Şikâyeti

İhtiyarın Şikâyeti   İhtiyarın biri, bir doktora şikâyet etti. “- Dimağım yorgun aklım yerinde değil!”. Dedi. Doktor: “- Akıl zayıflığı ihtiyarlıktandır!”. dedi. İhtiyar: “- Gözlerim de kararıyor!”. dedi. Doktor: “- İhtiyarlıktandır!”. dedi. İhtiyar: “- Sırtım dehşetli ağrıyor.' dedi. Doktor: “- Zavallı dostum ihtiyarlıktan!”. dedi. İhtiyar adam: “- Ne yersem yiyeyim bana dokunuyor, hazmedemiyorum!”. dedi. Doktor: “- Mide zayıflığı da ihtiyarlıktandır!”. dedi. İhtiyar: “- Nefes alırken sıkıntı çekiyorum, nefes darlığım var!”. dedi. Doktor: “- Nefes darlığı da ihtiyarlığın eseridir. ‘İhtiyarlayınca insanda iki yüz türlü dert başlar' dedi. İhtiyar kızarak bağırdı: “- Bre adam Allah Celle Celâlüh, ‘Her derdin bir dermanı var!’ dediği halde neden papağan gibi aynı şeyleri tekrarlayıp duruyorsun, sende ne akıl var ne de bilgi nereden gelip sana çattım!”- dedi Doktor gülerek cevap verdi: “- Ey yaşı altmış, işi bitmiş dostum bu kızgınl...

Küçük Çocuktaki Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem Sevgisi

  Küçük Çocuktaki Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem Sevgisi Küçük çocuk Peygamber Efendimizin vefat ettiğini duyunca gözyaşlarını tutamadı Ablasının: “- Peygamber efendimiz çok önceden vefat etti!”   Dediğini duyan küçük kardeşi, gözyaşlarını tutamayarak duygusal bir an yaşadı. Küçük çocuğun "- Ben bilmiyordum, yeni öğrendim. Öyle deme, daha çok ağlayasım geliyor!" dediği anlar, izleyenlerin duygulandırdı...

Kösenin Sakalı...

Kösenin Sakalı...   Vaktin birinde, Anadolu'nun bir yerinde bir bey yaşarmış... Geniş tarlaları, sürü sürü koyunları varmış. Ekilir biçilir, sağılır süzülürmüş ama yetmezmiş... Doğrusu, yanında çalışanlar iyi değillermiş... Dalıp kırpan, çalıp çırpan olursa, bereket mi olur orda… Bey, bakmış ki böyle gitmeyecek... Adamlarını çekip çevirecek, işini alıp devirecek biri gerek... Helâl süt emmiş bir kâhya bulsa, işler yoluna girecek... Haber salmış dört bir yana... Kâhya arandığını duyanlar sökün etmişler... Biri gelmiş, beşi gitmiş, şehlâ gelen şaşı gitmiş... Bey, öyle olur olmaz adama kâhyalık mi verir? Derken, bir akşamüzeri, kösenin biri girmiş içeri... Gençten biri... Selâm vermiş, beyin elini öpmüş ve işe talip olduğunu söylemiş... Bey, köseyi tartıp teraziledikten sonra gözü tutmuş. Ama iyi bir sınavdan geçirmeden de işe almak istememiş... Bey demiş ki köseye: “- Bak oğul... Sen iyi bir delikanlıya benziyorsun Ama kâhyalık zor iştir... Ha demeyle haylanmaz, kur...

Ey Oğul!

  Ey Oğul!   Atadan nasihat, sözlerim sana, Mihenk al, özüne yazdır be oğul... Sabırla, hizmet et sen bu vatana, Yoluna ölsen de azdır be oğul...   Dürüst ol, sapma ha, yalan dolana, Tenezzül buyurma, sakın talana, Bir adım fazla git, sana gelene, Metanet, kavgadan uzdur be oğul...   Namertten isteme olsan da muhtaç, Merde minnet etme, kalsan bile aç, Yetimi yoksulu kolla, kucak aç, Onları başında gezdir be oğul...   Herkes ettiğini mutlaka bulur, Ana, baba hakkı deyince bir dur! Ola ki, yanında yaşlanmış olur, Onların yokuşu düzdür be oğul...   Helal lokma kazan, harama dikil, Sanatın bilezik, tecrüben okul, Şiarın dürüstlük, sermayen akıl, Senedin, verilen sözdür be oğul...   Kibirden uzak dur, ben benim deme, Kimsenin ardından gıybet eyleme, Öfkene kapılıp kem söz söyleme, Kötü söz yürekte izdir be oğul...   Mecliste sükut et, haddini aşma, Kapanmış ayıbın üstünü eşme, Kitabı u...

10 Yaşındaki Çocuk Almanya'dan Geldi, İslâm'la Şereflendi

Resim
10 Yaşındaki Çocuk Almanya'dan Geldi, İslâm'la Şereflendi Almanya'da yaşayan ve tatil amaçlı Antalya'nın Kaş ilçesinde gelen 10 yaşındaki Alman çocuk İslam dininden ve camilerden etkilenerek Enrico Vittoria Corazza, Kuzey Enes ismini alarak İslâm'la şereflendi. Franco Corazza ve Deniz Corazza çifti, çocuklarının kendi isteği ile Müslüman olmak istediğini ve "Kuzey Enes" ismini almak istediğini belirterek Kaş Müftülüğü'ne müracaat etti. "Ezanı dinlemek bana huzur veriyor!" Kelime-i Şehadet getiren Enes duygularını şöyle anlattı, "- Almanya'daki sınıfımda bir çok Müslüman arkadaşım vardı. İslâmiyet her zaman çok ilgimi çekti. Ben de Müslüman olmaya karar verdim. Camiler çok güzel, ezanı dinlemek bana huzur veriyor. Caminin atmosferi ve orada yapılan dualar çok hoşuma gidiyor." dedi.

Allahu Teâlâ'nın Emaneti 4 Kadın!

Allahu Teâlâ'nın Emaneti 4 Kadın!   اَلَّذ۪ينَ يَقُولُونَ رَبَّنَٓا اِنَّنَٓا اٰمَنَّا فَاغْفِرْ لَنَا ذُنُوبَنَا وَقِنَا عَذَابَ النَّارِۚ ﴿١٦﴾ اَلصَّابِر۪ينَ وَالصَّادِق۪ينَ وَالْقَانِت۪ينَ وَالْمُنْفِق۪ينَ وَالْمُسْتَغْفِر۪ينَ بِالْاَسْحَارِ ﴿١٧﴾   (Bunlar), “Rabbimiz, biz iman ettik. Bizim günahlarımızı bağışla. Bizi ateş azabından koru” diyenler, sabredenler, doğru olanlar, huzurunda gönülden boyun büküp divan duranlar, Allah yolunda harcayanlar ve seherlerde (Allah’tan) bağışlanma dileyenlerdir. (Ali İmran Sûresi 16-17) Rabbim en iyisini bilir, doğruyu söyledi...   Bir adamın kalbine 4 kadın yerleşir, Bunlar: 1. Annesi... 2. Eşi... 3. Kız kardeşi... 4. Kızıdır... ·         Birinciyi râzı etmek Allah’ü Teâlâ’nın rızasından geçer... ·         İkinciye ikram etmek Rasulullah Sallâllâhu Aleyhi Vesellem’in vasiyyetidir... ·         Üçüncü...

Silsile-i Aliyye

Resim
 

Mü’minlerin Bayrâmıdır Geldi Yine Şehr-i Sıyâm

  Mü’minlerin Bayrâmıdır Geldi Yine Şehr-i Sıyâm   Mü’minlerin bayrâmıdır geldi yine şehr-i sıyâm Belki Hudâ'nın nâmıdır geldi yine şehr-i sıyâm   Bu ümmete lutf u 'atâ affolunur her bir hatâ Hakk'ın bize in'âmıdır geldi yine şehr-i sıyâm   Rahmetle gufrân andadır her türlü ihsân andadır "Es-savmu lî" encâmıdır geldi yine şehr-i sıyâm   Tamudan âzâd eylemek cennetle dilşâd eylemek Bu günlerin ikrâmıdır geldi yine şehr-i sıyâm   Bu aydadır ey mü'min inzâl-i Kur`ân-ı Mübîn Dîn-i celîl ahkâmıdır geldi yine şehr-i sıyâm   Kadrin bilen buldu şeref bu farkı etme telef Savm u salavât eyyâmıdır geldi yine şehr-i sıyâm   Kur`ân oku eyle salavât îfâ edilsin hem zekât Hayr etmenin hengâmıdır geldi yine şehr-i sıyâm   Remzi hakîr sâim ol ağyârı terk et yârı bul Bayrâmların bayrâmıdır geldi yine şehr-i siyâm   Ahmed Remzi Dede Kuddise Sırruh

Ey Âlemlerin Rabbi olan Allah’ım!

  Ey Âlemlerin Rabbi olan Allah’ım!   Sevgini isteyip sevgine geldim, Lütfunu isteyip lütfuna geldim Affı boldur diye affına geldim! Ey nurların nuru, nuruna geldim!   Tuttum günahımdan yüzüme perde! Başka hiçbir kapı yok; kapına geldim! Kulluk edemedim, lütfuna geldim! Elimi SANA açtım gönlümü sana sundum! Beni kovmaz diye kapına geldim…   Ey zatını hamd ile aziz olduğum, Ey zatını hamdden aciz olduğum, Ben, layıkıyla seni övemem, Sen kendini övdüğün gibisin…   Ey sevgiyi sevgiyle yaratan Allah’ım... Ey seven! Ey sevdiren! Ey sevindiren… Ey rahmetin sonsuz kaynağı… Ey merhametlilerin en merhametlisi… Ey gönüllerin mutlak hâkimi…   Seni, layıkıyla ancak Sen tanırsın! Seni, layıkıyla ancak Sen översin! Hamdi’m sana; senam ancak sanadır Umudum korkum ve sevdam sanadır Sana tutundum; özümü sana çevirdim   Allah’ım! Kanadı kırık bir kuş gibiyim. Uçsam uçamıyor, göçsem göçemiyorum. Yarım bırakı...