Kayıtlar

Sen Adam Olmazsın!

Sen Adam Olmazsın! Bir adam oğluna 'Sen adam olamazsın…' der dururmuş. Baba evinden ayrılan çocuk zaman içinde yüksele yüksele vezirliğe kadar çıkmış. Bu makama erişince ilk işi bir grup asker gönderip babasını sürükleterek huzuruna getirtmek olmuş. Sonra ona hışımla: -Hani adam olamazdım, işte bak vezir bile oldum! Demiş. Baba ise: -Ben hala aynı fikirdeyim. Ben sana vezir olamazsın demedim! Adam olamazsın dedim. Sen vezir olmuşsun ama adam halâ adam olamamışsın. Adam olsaydın babanı ayağına askerlerle ayağına çağırtmaz, babanın ayağına giderdin! Cevabını vermiş.

Uçak

Uçak Bir kadın, uçakta zenci bir adamın yanında oturuyordu. Durumdan rahatsızlığını belli edercesine, hostesten başka bir yer bulmasını istedi, zira öylesine antipatik birinin yanında oturamazdı. Hostes, tüm uçağın dolu olduğunu fakat birinci sınıfta yer olup olmadığına bakacağını söyledi. Diğer yolcular şaşkınlık ve tiksintiyle olayı izliyorlardı, bu kadının sadece terbiyesizliğ ine değil, bir de birinci sınıfta yolculuğu devam edeceğine şahit oluyorlardı. Zavallı adamcağız çok kötü bir durumda olmasına rağmen cevap vermemeyi tercih etti. Bu kadın, birinci sınıfta ve o adamdan uzak uçabileceğinden tatmin olmuş, hostesin dönmesini bekliyordu. Birkaç dakika sonra geri gelen hostes, kadına: "Çok özür dilerim gerçekten de uçakta boş yer yok... Birinci sınıfta bir yer bulduğum için mutlu oldum... Bu yeri bulmak biraz zamanımı aldı, zira bu değişiklik için pilottan izin almam gerekiyordu. Hiç kimse sorun yaratan bir diğerinin yanında oturmak mecburiyetinde tu...

20 Lira

20 Lira Adam yorgun argın eve döndüğünde 5 yaşındaki çocuğunu kapının önünde beklerken buldu. Çocuk babasına, ’Baba bir saatte ne kadar para kazanıyorsun’ diye sordu... Zaten yorgun gelen adam, ’Bu senin işin değil’ diye cevap verdi. Bunun üzerine çocuk ’Babacım lütfen, bilmek istiyorum’ diye üsteledi. Adam ’İlla da bilmek istiyorsan 20 lira’ diye cevap verdi. Bunun üzerine çocuk ’Peki bana 10 lira borç verir misin’ diye sordu. Adam iyice sinirlenip, ’Benim senin saçma oyuncaklarına veya benzeri şeylerine ayıracak param yok. Hadi, derhal odana git ve kapını kapat’ dedi. Çocuk sessizce odasına çıkıp kapıyı kapattı. Adam sinirli sinirli ’Bu çocuk nasıl böyle şeylere cesaret eder.’ diye düşündü. Aradan bir saat geçtikten sonra adam biraz daha sakinleşti ve çocuğa parayı neden istediğini bile sormadığını düşündü, ’Belki de gerçekten lazımdı’... Yukarı çocuğunun odasına çıktı ve kapıyı açtı... Yatağında olan çocuğa, ’Uyuyor musun’ diye sordu. Çocuk ’Hayır’ d...

Cennete Girmeye Engel Olan Şey

Cennete Girmeye Engel Olan Şey Yememizin, içmemizin giydiklerimizin helâl ya da haram olmasına aldırış etmeyenler var. Bu vurdumduymazlık insanı cehennemin dibine sürükler. Bir şey istedik de, istediğimiz verilmedi ise, önce kendimizi hesaba çekmemiz gerekiyor. Kazancımızda haram karışığı var mı yok mu araştırmamız gerekir… Şu vak’a bu hususa çok net açıklık getirir: Bir gün kalabalık bir sahabe topluluğu Rasûlüllah Efendimizle Sallallahü Aleyhi Vesellem oturuyorlardı. İçlerinden Sa’d bin Ebu Vakkas (r.a.), Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem’den şöyle bir istekte bulundu: – Ya Rasûlâllah! Benim için Allah’a duâda bulunsan da, duaları kabul edilen biri olayım… Peygamberimiz Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem şu karşılığı verdi: – Ya Sa’d! Yediğini, içtiğini helâl yoldan kazan. Allah’a yemin ederim ki, biri midesine haram olan şeyi indirirse, onun 40 gün hiçbir ameli kabul olmaz. Haram ile beslenen vücut cehennem ateşinde yanmaya lâyık olur.” (Tergib-terhip. c/2. sf: 547...

Rahle-i Edeb; Mecliste Oturma Adabı

Rahle-i Edeb; Mecliste Oturma Adabı İlim Ve Sohbet Meclisleri İlim veya zikir meclislerinde gerekli adap ve erkâna son derece riayet edilmelidir. Sohbet meclislerine sonradan katılan kişiler, o mahaldekilerin dikkatlerini dağıtmadan, kendilerine en yakın ve boş olan bir yere sessizce oturmalıdır. Zira Câbir b. Semure Radiyallahü Anh'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Nebi Sallallahü Aleyhi Vesellem'(in huzurun)a vardığımız zaman (her)birimiz, (meclisin) bittiği (yani önüne gelen ilk boş) yere otururdu. (Ebû Dâvûd, Edeb, 16) Meclise Gelenlere Karşı Davranış Adabı Toplu olarak oturulan meclislere biri gelince ona yer gösterilmelidir. Meclise gelen kimse meclisin büyüğünün elini öpüp musafaha ettikten sonra diğerleriyle musafahalaşmadan yerine oturmalıdır. İki kişi arasına izinleri olmadan oturulmaz. Çünkü bu durum sıkıntı ve meşakkat verebilir. Rasûl-i Ekrem Efendimiz (s.a.v); Abdullah b. Amr Radiyallahü Anh’den rivayet ettiğine göre şöyle buyurmuştu...

Utanmıyorsan Dilediğini Yap!

Utanmıyorsan Dilediğini Yap!       Utanmak, insanın kalitesini gösteren bir güzelliktir. Utancından dolayı yanakları kızaran bir insan, gerçekten ve hala insan olduğunu gösteriyor demektir. “Utanmıyorsan, dilediğini yap!” ikazını, bütün büyükler tekrarlamışlardır. Çünkü insanın en güzel süsü, utancından dolayı, yüzünün kızarmasıdır. Peygamber (Sallallahu Aleyhi Vesel-lem) Efendimiz de; “Hayâ imandandır” buyurmuştur.       İnsan, utanma duygusunu doğuştan getirir ama imanla korur ve geliştirir. Bütün güzellikler gibi, utanmanın, iffetin, hayânın da kaynağı imandır ve bu sebeple de kadın erkek herkesin asıl değeri, doğru bir biçimde Allah (Celle Celelühü)’a ve ahirete inanmak-tadır. İslam imanı, bütün mensuplarını iffete ve edebe çağırır.       Cenâb-ı Hakk (Celle Celelühü) Kur’an-ı Kerimde buyuruyorlar ki:       “(Rasûlüm!) Sana vahyedilen o Kitab’ı oku ve (Farz) namaz(lar)ı hakkıyla kıl! Muhakkak ki, namaz, hayâsızlıktan v...

40 Hadis-i Şerif (7)

40 Hadis-i Şerif (7) 1- “İnsanların arasına karışan ve onların eziyetine sabreden mümin, insanların arasına karışmayan ve onların eziyetine sabretmeyen müminden daha hayırlıdır.” (Buhâri, Edebu’l Müfred 388;) 2- “İnsanlara merhamet göstermeyen kimseye Allah da merhamet etmez.” (Buhâri, Edeb 18, Tevhîd 2; Müslim, Fezâil 66) 3- “Din kardeşini güler yüzle karşılamak gibi (tabiî) bir iyiliği bile sakın küçük görme!” (Müslim, Birr, 144) 4- “Müslüman’ın Müslüman üzerindeki hakkı beştir: Selamı almak, hastayı ziyaret etmek, cenazeye iştirak etmek, davete icabet etmek, aksırana ‘yerhamukellah’ demek.” (Buhâri, Cenaiz 2; Müslim, Selam, 4) 5- “İnsanların Allah katında en makbulü ve O’na en yakın olanı, önce selâm verendir.” (Ebû Davud, Edeb, 133) 6- “İman yetmiş (veya altmış) küsur şubedir. En yükseği, ‘Allah’tan başka ilah yoktur’ demek; en aşağısı ise, eziyet veren şeyleri yoldan kaldırmaktır. Haya da imanın bir bölümüdür.” (Müslim, İman, 58) 7- “Müslüman Müslüman’ın kardeşidi...

Azılı Kâfir Cömertlik Yaptı İdamdan Kurtulup Müslüman Oldu

Azılı Kâfir Cömertlik Yaptı İdamdan Kurtulup Müslüman Oldu Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem) on tane azılı kâfiri esir aldı. Hepsine ölüm cezası verdi - Şu dereye götürün hepsini öldürün buyurdu. Onları götürürlerken Cebrail (Aleyhis-selam) geldi. - İçlerinden filanı serbest bırakın o birlerini öldürün dedi. Onu serbest bıraktılar. O birlerini öldürdüler. Serbest bırakılan Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem)'in yanına geldi. - Niçin onları öldürdünde beni serbest bıraktın Ya Muhammed? Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem) cevaben: - Seni öldürmemek için Allah'tan Cebrail geldi. Diğerlerini öldürün onu öldürmeyin dedi. Onun için seni serbest bıraktım dedi. O kafir: - Öyle ise benim onlardan üstünlüğüm neymiş? Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem): - Sen memleketinde fakirlere acır, para verir, evinde yemekler, elbise giydirir işlerini bitirir onlara yardımcı olurmuşsun. Allah’ü Teâlâ seni öldürmemek için Cebrail'i bana gönderdi ...

Yahudi Cömertlik Yapınca Müslüman Olup Peygamberimize Komşu Oldu

Yahudi Cömertlik Yapınca Müslüman Olup Peygamberimize Komşu Oldu Fakir bir zat vefat etmişti. Oğlu ne kefen parası, ne de ödünç kefen alamadı. Oğlu Müslüman bir mağazacıya geldi ve borca kefen istedi. O da vermedi. Çocuk ağlayarak eve geliyordu. Babası kefensiz gömülecekti. Bir Yahudi mağazacı çocuğu gördü ve niçin ağladığını sordu. Çocuk meseleyi anlattı. Yahudi kefeni verdi, borcunda yok yazmıyorum dedi.  Babasını kefene sarıp defnettiler. O gece Yahudi bir de borca kefen vermeyen Müslüman mağazacı aynı rüyayı gördüler. Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem) mahşer yerinde idi. Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem) Yahudi’yi çağırdı ve kendisine Cennet’i ve Müslüman olursa Cennet’te alacağı makamı gösterdi ve kendisine ebediyen cennette komşu edeceğini söyledi. Yahudi uyandı ki evin içi nurla dolmuştu derhal bir hocaya gitti ve Ben Müslüman olacağım dedi. Şehadet kelimesi getirdi ve Müslüman oldu. Yine aynı gece Müslüman mağazacı bir rüya gördü. Rüyasında Peygamberi...

Rızık Bolluğu İçin Dualar

Rızık Duaları Rızık duası; rızkın çoğalması ve sıkıntıların giderilmesi için okunmasında fayda bulunan bir duadır. Bu mübarek olan dua, temiz bir kalp ile rızkı bereketlendirmek ve çoğaltmak için okumalıdır. Rızkı bereketlendiren bu bereket duası ile yerde ve gökte her nerede ise bereketin bizi bulmasını Mevla’dan dileyelim. Özellikle kazancın helal olması için rızık duasını bırakmadan ısrarla tekrar, tekrar okuyun faydasını ve yararını inşallah en kısa zamanda görürüz... Rızık Bolluğu İçin Dua (1) Resûl-i Ekrem Sallallahü Aleyhi Vesellem Büreyde İbnil’l-Husayb el-Eslemî Radiyallahü Anh'a şöyle demiştir: "Yâ Büreyde! Allahü teâlâ'nın, hayır murad ettiği kimseye tâlim buyurduğu duâyı sana öğreteyim mi?" Büreyde: "Öğret yâ Resûlallah" deyince Resûl-i Ekrem şöyle buyurdular: بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ اللَّهُمَّ إِنِّي ضَعِيفٌ فَقَوِّي فِي رِضَاكَ ضَعْفِي , وَخُذْ إِلَى الْخَيْرِ بِنَاصِيَتِي , وَاجْعَلِ الإِسْلامَ مُنْتَهَى رِضَاي...

Allah Var, Allah Yâr

Allah Var, Allah Yâr Oku ve aklet demişti Yaradan. Sizler başıboş değilsiniz. Sizin bir sahibiniz var, bir yaratıcınız var demişti tüm nebiler. İşte Allah’ın kelâmı burada. Anlayın ve tatbik edin demişti hayatlarınıza. Hakkı görün ve yalnız O’na yönelin dedi tüm elçiler. “Ant olsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız?” ﴾ Enbiya 10 ﴿ Peki, biz ne yaptık? Biraz istişare edelim vicdanımızla, nefsimizle… Okuma yazma bilmiyor muyuz, aklımızı mı kaçırdık, yoksa deli taklidi mi yapıyoruz anlamamak için? Hayır, hayır hiç bir bahanenin kabul olur yanı yok! Ne tam manasıyla okuduk, ne anlamak istedik. Ne düşündük, ne de sorguladık, samimi bir şekilde şu kutsal gayeyi. Hazıra ve bedavaya alışır hale geldik artık. Menfaatimize uygun olanı kabul ettik. Ne yazık ki ilk kelimesi “OKU” olan kitabımızı hakkıyla okuyamadık. Ve şu gaflet batağının kenarlarında yürümeye başladık hayâ etmeden. Gezintiye çıktı ...