Kayıtlar

Arapça Atasözleri الحِكَم والأمْثَال في اللّغة العَرَبِية

Arapça Atasözleri   الحِكَم والأمْثَال في اللّغة العَرَبِية نُصرَةُ الحَقِّ شَرَف Hakka yardım etmek şereftir. لا تَكنْ صَلْباً فتُكسرْ ولا ليّناً فتُعْصَر. Pek yaş olma sıkılırsın, pek’ de kuru olma kırılırsın. مَنْ تدخّلَ فيما لا يعنيهِ لقيَ ما لا يرضيهِ. Kim ilgilendirmediği işe karışırsa, razı olmadığı şeylerle karşılaşır. مَن دَقَّ دُقَّ. Çalma kapım, çalınır kapın. (Çalma elin kapısını; çalarlar kapını) وَغَيرُ تَقيٍّ يَأمرُ النّاسَ بالتُّقى. Takva sahibi olmayan kişi başkasına takvalık emreder. إنْ كُنتَ كَذوباً فكُنْ ذّكوراً. Yalancı da olsan, söylediğini hatırla. المَرءُ عَدوُّ مَا جَهِل. Zamanı ayıplarız hâlbuki ayıp bizdedir. حِيلةُ مَنْ لا حِيلة لهُ الصّبرُ. Çaresiz olanın çaresi sabırdır. إنْ كُنتَ رِيْحَاً فَقَد لاَقَيْتَ إعْصَاراً. Eğer rüzgâr isen fırtına ile karşıla...

İnsanın Kalbinde Saklı Öyle Şeyler

İnsanın Kalbinde Saklı Öyle Şeyler Bir gün Hızır Aleyhisselâm hamamda yıkanan bir ihtiyarın yanına yaklaşmış. İhtiyar kendi kendine yıkanmaktaymış. Hızır  Aleyhisselâm  demiş ki: - Ey ihtiyar! Gençliğinde yaşlılara yardım etseydin şimdi şu gençler de sana yardım ederlerdi. İhtiyar adam şöyle cevap vermiş: - Ben gençliğimde yaşlılara yardım ederdim ama zamane gençliği şimdilerde yardım etmez olmuş. Hızır Aleyhisselâm bir taraftan ihtiyar adamın sırtını keselerken bir taraftan da konuşmaya devam etmiş: - Demek ki yaptığın yardımları içinden gelerek yapmamışsın, Allah’ın sevgisini kazanamamışsın, yoksa ettiğin o hayrı neden görmeyeceksin ki? İhtiyar adam şöyle demiş: Eğer yaptığımı Allah için yapmasaydım, O’nun sevgisini kazanmasaydım, Allah bugün benim sırtımı Hızır’a keseletir miydi? Hızır Aleyhisselâm duydukları karşısında çok şaşırmış. Allah’ım demiş, bana verdiğin Seni sevenlerin listesinde bu ihtiyarın adı yok, bu nasıl olur? Yüce Allah şöyle demiş: ...

Rabbiniz Sizi çağırıyor!

Rabbiniz Sizi çağırıyor! Günlerden bir gün evlenmeyi arzuladım ve bir çocuk sahibi olmayı da murat ettim... Evlendim, bir çocuğum oldu… Adını Fatma koydum... Peygamberim Hz. Muhammedin kızı gibi olsun diye. İsmen ve ahlaken ona benzesin diyerek... Onu çok sevdim... Ve Fatma büyüdükçe kalbimdeki iman da onunla büyüdü... Kalbimdeki isyan da azaldı onunla... Elimde içki kadehini içme isteğiyle doldurmuştum Fatma onu devirdi... daha iki yaşında bile değildi... Sanki ona bunu yaptıran Allah'tı! O büyüdükçe kalbimdeki iman da onunla büyüdü... Allah'a yaklaştığım her bir adımda içinde olduğum isyanlardan uzaklaştım biraz biraz... Ta ki Fatma 3 yaşına basana kadar… 3 yaşını bitirdiğinde Fatma öldü! Kızım Fatma ölünce durumum vaziyetim eskisinden daha da kötü oldu... Çevremdeki Müslümanlarda olan ve beni bu büyük üzüntüye karşı dayanmamı sağlayacak sabrım da yoktu... Her şey çok kötüye gidiyor... Şeytan durmadan benimle oynuyordu... Ta ki o gün geldi ve şeytan bana dedi k...

Soruyorsun ya!

Soruyorsun ya! Kaç yaşındasın diye soruyorsun ya! Saçlarım 70’e merdiven dayadı... Gözlerim 50 sinde ya var ya yok... Ayaklarım 35’den gün aldı… Yüreğimi sorma o hep çocuk kaldı... 1 Ekim dünya yaşlılar günü kutlu olsun... Tüm büyüklerimizin tonton yanaklarından öpüyoruz!!! (Alıntı)

Kelime-i Tevhidde Bilmemiz Gerekenler

Kelime-i Tevhidde Bilmemiz Gerekenler       “Tevhid”; birleme demek olup “Vahdet” yani birlik, bir olma halini tasdik anlamındaki ifadedir. Müslüman olmak için “Lâ ilâhe İllallâh / Allah’tan Celle Celâlûh başka bir ilâh yoktur.” kelimesini ve “Muhammedü’r-Rasûlullâh”, tevhidi bana getiren tebliğ eden Hazret-i Muhammed Mustafa Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimiz Allah’ın son gönderdiği Peygamberdir, ifadesini bir arada kullanmak şarttır. İkisi birbirinden ayrılamaz. Çünkü tevhidi kabul edip, tevhidi tebliğ edeni kabul etmemek düşünülemez. Bu mübarek kelimeyi dille söylemek, kalple de doğrulamak, tasdik etmek insanı kâfir iken mü’min yapar. Dil ile söylenir de kalp inanmaz ise ikiyüzlülük, yani nifak, münafıklık ortaya çıkar. Hazreti Peygamberi Sallallahü Aleyhi Vesellem kabul edemeyen niceleri bu kelimenin birinci bölümünü söylemek asıl, ikinci bölümünü söylemek fürû, yani o aslın dalıdır derler ki tam bir cehalettir. İman için mutlak manada “Lâ ilâhe illa...

Peygamber Efendimiz’in Altı Yüz Bin Öğüt Kuvvetinde Altı Öğüdü

Peygamber Efendimiz’in Altı Yüz Bin Öğüt Kuvvetinde Altı Öğüdü Bir gün Peygamber Efendimiz Hazret-i Aliye hitaben; -Ya Ali! Altı yüz bin koyun mu istersin yahut altı yüz bin altın mı veya altı yüz bin nasihat mi istersin? Buyurunca hazret-i Ali; -Altı yüz bin nasihat isterim ya Rasûlullah cevabını verir. Bunun üzerine Peygamber efendimiz buyururlar ki: “Şu altı nasihate uyarsan, altı yüz bin nasihate uymuş olursun.” 1-Herkes nafilelerle meşgul olurken, sen farzları ifa et. Yani farzlardaki rükünleri, vacipleri, sünnetleri, müstehâbları ifa et. 2-Herkes dünya ile meşgul olurken, sen Allah’ü Teâlâ’yı hatırla. Yani din ile meşgul ol, dine uygun yaşa, dine uygun kazan, dine uygun harca. 3-Herkes birbirinin ayıbını araştırırken, sen kendi ayıplarını ara. Kendi ayıplarınla meşgul ol. 4-Herkes, dünyayı imar ederken, sen dinini imar et, ziynetledir. 5-Herkes halka yaklaşmak için vasıta ararken, halkın rızasını gözetirken, sen Hakkın rızasını gözet. Hakka yaklaştırıcı sebep...

Zifaf Gecesi Okunacak Dua ve Manası

Zifaf Gecesi Okunacak Dua ve Manası Abdullah İbn Mes’ud radıyallahu anh’dan gelen bir rivayete göre Peygamberimiz Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “(Düğün gecesi) gelin damadın yanına girdiğinde, damat namaza kalkar, gelin de onun arkasında durur ve birlikte iki rekât namaz kılarlar. Ardından erkek şöyle dua eder: اَلّلهُمَّ بارِكْ لِي فِي أَهْلِي وَبارِكْ لِأَهْلِي فِيَّ اَلّلهُمَّ ارْزُقْهُمْ مِنِّي وَارْزُقْنِي مِنْهُمْ أَلّلهُمَّ اجْمَعْ بَيْنَنا ما جَمَعْتَ فِي خَيْرٍ وَفَرِّقْ بَيْنَنا إِذا فَرَقْتَ إِلى خَيْرٍ. Okunuşu: Allâhümme bârik lî fî ehlî ve bârik li ehlî fiyye Allâhümme’r-zuknî minnî ve’r-zuknî minhum Allâhümme’c-ma’ beynenâ mâ cema’te fi hayrin ve ferrik beynenâ izâ ferakte ilâ hayrin. Anlamı: “Allahım! Beni ve eşimi birbirimize karşı bereketli kıl. Allah’ım! Eşimin benden rızıklanmasını (faydalanmasını) benim de ondan rızıklanmamı sağla. Allah’ım! Bizleri bir arada tuttuğun sürece hayırda tut ve ayırırsan da hayır ...

Çarşıya veya Pazara Girerken Yapılan Dua

Çarşıya veya Pazara Girerken Yapılan Dua لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ وَ حْدَهُ لاَ شَرِيكَ لَهُ، لَهُ الْمُلْكُ وَ لَهُ الْحَمْدُ، يُحْيِي وَ يُمِيتُ وَهُوَ حَيٌّ لاَ يَمُوتُ، بِيَدِهِ الْخَيْرُ وَهُوَ عَلىَ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ Okunuşu: “Lâ ilâhe illallahü vahdehü lâ şerîke leh lehülmülkü ve lehülhamdü yühyî ve yümît ve hüve hayyün lâ yemût biyedihil hayr ve hüve alâ külli şey’in kadîr” Anlamı: “Allah’tan başka hak olarak ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur. O, birdir ve O’nun hiçbir ortağı yoktur. Mülk O’nundur, hamd da O’nadır. O, yaşatır ve öldürür. O, diridir, ölmez. Her türlü iyilik, O’nun elindedir. O, her şeye gücü yetendir.” Tirmizi, Hâkim, Albâni Sahihi İbni Mace, Albâni Sahihi Tirmizi

Gece Senin Gecendir

Gece Senin Gecendir Bekir b. Abdullah b. Müzenî radıyallahu anh anlatıyor: “Yemen’de çok ibadet eden bir kadın vardı. Akşam olduğunda kendi nefsine şöyle derdi: “Ey nefis, gece senin gecendir. Bu geceden başka bir gece yoktur. Buna göre çalış!” Sabah olduğunda da yine nefsine şöyle derdi: “Ey nefis, gün senin günündür. Bundan başka senin için gün yok, buna göre çalış.” Kaynak; Vekî B. Cerrâh Er-Ruâsî (V. 197/812), Zâhidler Kitabı 

Biz Evdeki Canavarın Yükünü, Aslan da Bizim Yükümüzü Çeker

Biz Evdeki Canavarın Yükünü Çekersek, Aslan da Bizim Yükümüzü Çeker Nakledilir ki Ebû Ali b. Sina, Şeyh Ebü'l-Hasan el-Harakânî'nin şöhretini duyunca onu görmek ve ziyaret etmek için yola koyuldu. Günler geceler boyu yürüyerek, dağları aştı, ovaları geçti, nihayet şeyhin bulunduğu Harakân şehrine vararak evini sordu. Evi bulunca saygıyla kapıyı çaldı. Şeyhin karısı kapıdan başını çıkararak; "Ne istiyorsun?" dedi. Ebû Ali b. Sina, "O Allah dostu insanı ziyaret için gelmiştim" diye cevap verdi. Bunu duyan kadın kahkahalarla güldü; "Şu koca sakalına bak, hiç düşünmeden yaptığın işe katlandığın bunca zahmete bak. Be adam senin başka işin gücün yok muydu da yollara düşüp bunca zamanını beyhude yere harcadın. Bir ahmağı görmek için bu kadar zahmete değer mi? O sahtekâr ve zındığı ne yapacaksın?" diye Şeyh hakkında daha nice kötü sözler söyledi ve hakaretler etti. Şeyhi üzen pek çok laf eden hanımı, şeyhi inkâr eden ahlâksız bir kadındı....