Kayıtlar

Salevât-ı Şerîfe

Salevât-ı Şerîfe Talebelerinin sayısının on binleri bulduğu rivâyet edilen Muhammed Cezûlî , bir gün bir kuyu başına abdest almak için uğradı. Kuyunun yanında su çekmek için kova ve ip yoktu. Ne yapacağını şaşırmıştı. Bir kız, onun bu hâlini yüksekçe bir yerden gördü ve ona şöyle dedi: -Sen kimsin ve niye şaşırdın? Muhammed Cezûlî, onun kova getireceği ümîdi ile kendisini tanıttı ve hâlini bildirdi. Kız bunun üzerine ona; -İnsanlar seni hayır ve kerametle överler. Sen ise kuyudan su çıkarmaktan âciz kaldın ve şaşırdın, dedi ve gelip kuyuya seslendi. Allah’ü Teâlâ’nın izni ile su, kuyudan taşıp dışarıya akmaya başladı. Muhammed Cezûlî abdest aldıktan sonra kıza; -Sen bu kerâmete hangi amelin sebebi ile nâil oldun?" dedi. Kız da; -Resûl-i Ekreme salevât-ı şerîfeyi çok getirmekle ve salevât okumaya devâm ederek kavuştum, diye cevap verdi. Muhammed Cezûlî, bu duruma hayret ederek; "Acabâ hangi salevât-ı şerîfeyi okumaya devâm etsem?" diye düşünmeye başl...

İsimsiz Kahramanlar

İsimsiz Kahramanlar Bu vatan için canını feda eden, İsimsiz kahramanlar Nice ana kuzuları nice canlar... Kefensiz yatan oğullar... Bu vatan size minnettar... Bu gün bayrağımız dalgalanıyorsa Özgürce yaşıyorsak... Hepinizin hakkı var... Hakkınızı helal edin… Dönmemek üzere giden evlatlar... Çanakkale’yi kanlarıyla suladılar Binlerce on binlerce... Gittiler ardına bile bakmadan... Namus için, vatan için, bayrak için... Kimi sevdiğini bıraktı, kimi evlat, kimi ana Bu güzel vatan uğruna... Yeni nesil sözüm size. Bu vatan emanettir hepinize Sakın unutmayın toprak altındaki meçhulleri O isimsiz askerleri... alıntı

İnsanlara Karşı Başlıca Görevlerimiz

İnsanlara Karşı Başlıca Görevlerimiz 01) Hiç kimseye zarar vermemek: İnsanların canına, malına, konutuna, hürriyetine, namus ve şerefine tecavüz etmek dinimizce yasaktır. Bunlar insanların dokunulmaz haklarıdır. Müslüman, başkalarının hakkına saygı göstermek, insanlara zarar verici her türlü fiil ve davranıştan sakınmakla görevlidir. Gerçek Müslüman olabilmenin bir şartı da budur. Peygamberimiz şöyle buyurmuştur: “Müslüman, diğer Müslümanların dilinden ve elinden zarar görmediği kimsedir.” (Hadis- i Şerif: Riyazüssalihin) 02) Başkalarına yardım etmek: İnsanlara tatlı sözlü ve güler yüzlü davranmak, fakirlere yardım etmek, yoksulların ihtiyaçlarını karşılamak, kimsesizleri korumak, düşeni kaldırmak, yolunu şaşıranlara yol göstermek dinimizin emri, iyi ahlaklı olmanın gereğidir. 03) Büyüklere saygı, küçüklere merhamet göstermek: Anne ve babamıza, büyük kardeşlerimize, öğretmenlerimize ve yaşça bizden büyük olanlara saygı göstermek, bizden küçüklere kimsesizle...

İnciler Gibi

İnciler Gibi Seylan adasında turistler, yüzlerce dalgıcın, denizin dibine dalarak, sepetlerine istiridye toplayıp gemiye çıkmalarını, sonra bu istiridyelerin kabuklarını bıçakla açıp içlerindeki incileri ayıklamalarını seyrediyorlarmış. Bu inci avcılarına başkanlık eden ihtiyar Hintli’den, incilerin nasıl oluştuğuna dair bilgi istemişler. İhtiyar Hintli şöyle açıklamış: "İnci, istiridyenin kabukları arasına denizin dibinden rasgele giren herhangi bir kum parçası veya buna benzer şeyden başka bir şey değildir. İstiridye, kabukları arasına giren bu yabancı cismi bünyesine istemediği için bunun üzerini kendi kabuğuna benzer bir madde ile örtmeye başlar ve uzun bir süre sonra, bu madde de inci olur.” İhtiyarın buraya kadar anlattıklarını dinleyen turistlerin: "Hayret doğrusu! "sözlerini duyduğunda ise, Hintli’nin tepkisi şu olmuş: "Neden hayret! Canlılar âlemi, insanlık âlemine benzer. Bir kum tanesi, denizin dibindeki bir istiridyenin bağrında zamanla ...

Benim İçin Ne Yaptın?

Benim İçin Ne Yaptın? ALLAH-ü Teâlâ, Hz. Musa Aleyhisselam’a sordu: - Ya Musa, Ben’im rızam için ne yaptın? - Ya Rabbi... Sen'in için Namaz kıldım, Oruç tuttum, Zekât verdim, Zikrettim... - Ya Musa, kıldığın Namazlar, seni Cennete kavuşturacak yoldur, kulluk vazifendir. Oruçların, seni Cehennemden korur… Verdiğin Zekâtlar, Kıyamette, sana Gölgelik olur… Zikirlerin de, o günün karanlığında, sana ışıktır. Bunların faydası sanadır… “Benim için ne... Yaptın?” - Ya RABBİ, Sen’in için ne yapmak gerekirdi? - Sırf Ben’im için “Dostlarımı Sevip, Düşmanlarıma Düşmanlık ettin mi?” Musa Aleyhisselam, ALLAH-Ü TEÂLÂ'yı Sevmenin, Onun için olan en kıymetli Amelin, “HUBB-İ FİLLAH” ve “BUĞZ-İ FİLLAH” olduğunu anladı... HUBB-İ FİLLAH, sevdiğini ALLAH için sevmek; BUĞZ-İ FİLLAH ise sevmediğini ALLAH için sevmemek, ALLAH için buğz etmek demektir. Zira ALLAH için Sevilecek ve ALLAH için buğz edilecek kimseler vardır.

Balon

Balon Küçük çocuk, baloncuyu büyülenmiş gibi takip ederken, şaşkınlığını gizleyemiyordu. Onu hayrete düşüren şey, “Bizim eve bile sığmaz” dediği o güzelim balonların adamı nasıl havaya kaldırmadığı idi. Baloncu dinlenmek için durakladığında o da duruyor ve sonra yine takibe koyuluyordu. Bir ara adamın kendisine baktığını fark ederek ona doğru yaklaştı ve bütün cesaretini toplayarak: – Baloncu amca, dedi. Biliyor musun benim hiç balonum olmadı. Adam çocuğu söyle bir süzdükten sonra: – Paran var mı? Diye sordu. Sen onu söyle. – Bayramda vardı, diye atıldı çocuk, önümüzdeki bayram yine olacak. – Öyleyse bayramda gel, dedi adam. Acelem yok, ben beklerim. Çocuk sessizce geri döndü. O ana kadar balonlardan ayırmadığı gözleri dolu dolu olmuş, yürümeye bile mecali kalmamıştı. Bir kaç adım attıktan sonra elinde olmadan tekrar onlara baktığında, gördüklerine inanamadı. Balonlar, her nasılsa adamın elinden kurtulmuş ve yol kenarındaki büyük bir akasya ağacının dallarına takılmı...

İkiz Kardeşlerin Hayatı

İkiz Kardeşlerin Hayatı İkiz kardeşler annelerin rahminde haftalar geçtikçe büyüyüp gelişmeye başlamışlar. Kendilerini koruyan rahat, güvenli yeri tanıdıkça daha da mutlu olmuşlar. Birbirlerine hep aynı şeyi söylüyorlarmış: – Anne rahminde olmamız, burada yaşamamız ne harika değil mi? Hayat ne güzel değil mi kardeşim! Daha da büyümüşler ve bu güzel hayatın kaynağı ne diye merak edip araştırırken, karşılarına anneleriyle onları birbirine bağlayan kordon çıkmış. Bu kordon sayesinde, hiçbir zahmet çekmeden, güven içinde beslenip büyütüldüklerini anlamışlar. – Annemizin şefkati ne kadar büyük! Bize bu kordonla ihtiyacımız olan her şeyi gönderiyor. Artık aylar geçmiş ve ikizler iyice büyümüşler, bir başka deyişle yolun sonuna yaklaşıyorlarmış. Bu değişiklikleri hayretle gözlemlerken, bir gün gelip bu güzelim hayatı terk edeceklerinin işaretlerini almaya başlamışlar. Dokuzuncu aya yaklaştıklarında, bu işaretleri daha kuvvetli hissetmeye başlamışlar. Durumdan telaşlan...

İkiyüzlülük

İkiyüzlülük İkiyüzlülük veya mürailik kişinin sahip olmadığı duygu, düşünce, erdem, değer veya özellikleri, sanki sahipmiş gibi davranması veya sahip olduğunu iddia etmesidir. Çağdaş Türkçe'de bu anlam için sıklıkla ikiyüzlülük sözcüğü kullanılır, mürailik ise ikiyüzlülük sözcüğüne oranla bugün pek fazla kullanılmamaktadır, eskimiştir. Batı dillerinde ikiyüzlülük anlamında kullanılan sözcük sık sık Latince hypocrisisden türemiştir ki bu sözcüğün kökeni de Yunanca ὑπόκρισις yani hypokrisis sözcüğünden türemiştir. Bu iki sözcüğün de anlamı "rol yapmak" tır. Etik içerisinde farklı durumlarda farklı bir konuma sahip olsa da, genel olarak ikiyüzlülük kötü bir fiil olarak değerlendirilir. Çoğu din ve ahlaki öğreti de ikiyüzlülüğü kınar. İkiyüzlülük T. D. K. sözlüğünde "ikiyüzlü olma durumu", yani "özü sözü bir olmama durumu" olarak, çeşitli sözlüklerde ise "dürüst olmama", "bildiğinden, inandığından ve olduğundan başka türlü görün...

Salât-û Selâm

Salât-û Selâm Abdullah ibni Mes’ud radiyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Kıyamet gününde Müslümanların bana en yakın olanları, benim üzerime en çok salâvat getirenleridir.” Dilimizde “salât u selam okumak” veya “salâvat getirmek” diye ifade edilen olay, Sevgili Peygamberimiz anıldığı zaman, O’na olan saygımızı dile getirmek için söylediğimiz cümlelerden ibarettir. Bunu en kısa sekliyle “sallallahu aleyhi ve sellem” veya “Allahümme salli ala Muhammed” diye ifade ederiz. Simdi olayi konuya ait rivayetlerden takip edelim: Ka’b İbni Ucre radiyallahu anh diyor ki, bir gün Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem yanımıza gelmişlerdi. Biz kendisine; “- Ey Allah’ın Rasûlu, sana nasıl selam vereceğimizi (tahiyyat duasından) öğrenmiş bulunuyoruz. Ancak sana nasıl salat (dua) edeceğiz?” dedik Bunun üzerine: “söyle deyiniz!” buyurdu: “Allahümme salli ala Muhammedcin ve ala ali Muhammed kema salleyte ala İbrahime ve ala a...

40 Hadis-i Şerif (Bereket ve İlâhi Rahmet)

40 Hadis-i Şerif (Bereket ve İlâhi Rahmet) Yazan: Ebu Abdullah Muhammed Menbeciyil Hanbeli. Tercüme ve Şerh: Hacı Cemal Öğüt Alasonyalı - İstanbul Beyazid Camii Vaizi قَالَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ حَفِظَ عَلَى أُمَّتِي أَرْبَعِينَ حَدِيثًا مِمَّا يَحْتَاجُونَ إِلَيْهِ مِنَ الْحَلَا لِ وَالْحَرَامِ كَتَبَهُ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ فَقِيهًا عَالِمًا" Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki: ''Ümmetimden kırk Hadis-i Şerif'i taşıyan ve ezberinde tutan kimseyi Cenab-ı Allah kıyamet günü'nde fukarayı kiram (saygın fakirler), ulemayı izam (büyük âlimler) zümresinde (topluluğunda) diriltir.'' Bereket: Bir şeyin artıp çoğalmasına, bir şeyde ilahi hayrın sebat ve devamına bir şeyde hayır ve feyzin hissedilir derecede fazlalığına, bir şeyde saadetin bulunması manalarında kullanılır. Bereket manevi bir fazlalıktır. Bereket hadis-i Şerifleri ٠١- قَالَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: ...