İbadetin Ehemmiyeti
İbadetin Ehemmiyeti
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
“Sana yakîn (ölüm) gelinceye kadar Rabbine
kulluk/ibadet et!” (Hicr, 99(
Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem efendimiz
buyurdular:
“İnsan, kulluk vazifelerini îfâda kusur
gösterir, yani her ibadetini kâfî miktarda yapmayıp azaltırsa Cenâb-ı Allah onu
gam ve kedere mübtelâ kılar.” (Ali el-Müttakî, Kenzü’l-ummâl, no: 6788(
İbâdet, kulluk yapmak, itaat etmek
ve boyun eğmek demek olup, geniş mânâsıyla, bir insanın Rabbinin bildirdiği
ölçüler dâhilinde yaşarken yaptığı bütün hareketleri, sözleri, duygu ve
düşünceleridir.
Bir kulun Rabbine ibadet etmesi,
onun için bir külfet ve sıkıntı değil, tam aksine büyük bir şereftir.
Kitaplarda, dinin emirlerinden “mükellefiyetler/yükümlülükler” diye
bahsedilmesi, insanların tabiat âlemine yatkın olmalarındandır. Bu bakımdan
seyr ü sülûk ehli olan büyükler, bülûğ çağlarından bahsederken:
“Mükellef olduk” değil “müşerref olduk” yâni
ilâhî hitâbın muhâtabı olmakla şereflendik, derlerdi.
İbâdet, Allah Teâlâ’nın kulları
üzerindeki hakkı ve ihsân ettiği nimetler karşısında yapılması gereken bir
şükrün ifadesidir. Bize küçük bir hediye getiren kişiye, tekrar tekrar teşekkür
ederken, sayılamayacak kadar çok nimetlerine, lütuf ve ikramlarına mazhar
olduğumuz Allah Teâlâ’ya karşı ibadetle şükretmemek, ne kadar büyük bir
nankörlüktür.
İbâdetin mühim faydalarından biri
de, îtikâdî ve îmânî hükümleri kalb ve ruhlarda kökleştirip sâbitleştirmesidir.
Bilgi, ancak pratikle, tecrübe ile artıp gelişir ve kökleşerek meleke hâline
gelir. Tatbikâta konulmayan kuru bilginin muhafazası çok zor olduğu gibi
faydası da yok denecek kadar azdır. İmanın insanda kökleşip yerleşmesi, meleke
hâline gelmesi de ancak ibadetler sâyesinde mümkündür. Dıştaki ibadet kalesi
zayıfladığında içteki iman kalesi için de tehlike sinyalleri başlamış demektir.
Diğer bir ifadeyle, iman bir lâmba ise, ibadetler, çeşitli yönlerden esen
rüzgârlar karşısında onu sönmekten koruyan ve ışığını daha da ziyadeleştirmesini
sağlayan şişe gibidir.
İnsanı üstün bir varlık olarak
yaratan Allah Teâlâ, onun bu mevkiîni koruyarak rûhî yücelişini devam
ettirebilmesinin ibadetlere bağlı olduğunu haber vermiştir. Dolayısıyla insanın
kalp âlemini ve mânevî yapısını geliştirmek için ibadetler vazgeçilmez bir
vâsıta olarak karşımızda durmaktadır. (Dr. Murat Kaya, Ebedi Yol Haritası
İslâm, Erkam Yay.)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna
(Allah’ın En Güzel İsimleri(
er-Rakîb: Yarattıklarından bir an
bile gâfil olmayan, her şeyi denetimi altında tutan, gözetleyip denetleyen,
kullarını bu denetimi ile koruyan, bütün varlıkları üzerinde gözcü olan
demektir.
Kısa Günün Kârı
En mühimi de, insan ibadetler
sâyesinde rûhen yükselir ve hakîkî insanlık şerefine nâil olur. İbâdetlerle
Allah’a yaklaşabildiği nisbette kâinatın gözbebeği olma vasfını elde eder.
Lügatçe
ehemmiyet: 1. Önem. 2. Mühim olma.
îfâ: 1. Yapma, yerine getirme. 2.
Ödeme.
seyr ü sülûk: Tarikatte takip
olunan usûl, tarikata giren kimsenin (sâlih) gerçek varlığa ulaşması için
yaptığı manevî yolculuk.
meleke: 1. Alışıklık. 2. Yatkınlık.
3. Yeti. 4. Tekrarlama sonucu kazanılan yatkınlık, alışkanlık.
Yorumlar
Yorum Gönder