Mazlumun Ahı

 Mazlumun Ahı

 

Hristiyan’ın biri, hanımını bir eşeğe bindirip Müslüman kasabalarından birine geldi. Rindane hayat yaşayan serserilerden biri eşeğin kuyruğunu kesti.

Eşeğin kuyruğunun kesilmesiyle eşek can havliyle ürküp sıçradı. Kadın eşekten düştü, kolu kırıldı ve hamilini (yani karındaki çocuğunu) düşürdü. Kadın hamileydi.

Hıristiyan adam o memleketin kadısına gitti. Mahkemede durumu anlattı. Şikâyetçi oldu. Kadı efendi işi ciddiye almadı. O Rindane’ye şöyle dedi:

“- Kesmiş olduğun eşeğin kuyruğunu yerine yerleştirip tut. Ta ki kuyruk eski haline gelesiye kadar.”

Hıristiyan adama da:

“- Sen de bekle, kadın hamile kalıncaya kadar. Kolu da zaten kendiliğinden iyileşir!” dedi.

Hıristiyan adam şaşırdı. Kadı efendiye sordu:

“- Sizin adaletiniz bu mu? Şeriatınız bunu mu emrediyor?“

Hıristiyan adam, kadı efendinin cevap vermesini beklemeden; başını göğe kaldırdı, ellerini açtı ve şöyle dedi:

“- Ya ilâhî! Sen Halim’sin; ama buna benim sabrım yok. Ey zayıf ve horlananları gören ve zulme uğrayanlara yardım eden, bana yardım et!”

Allah Teâlâ o kadı efendiyi neshetti yani yaratılışını değiştirdi. Hemen o anda taş oluverdi.

Bu hikâyede iki şey vardır.

1 – Bu kadı efendi zulmüyle en büyük belâya uğradı.

2– Mazlumlardan mutlaka zulmü kaldırmak lazım. Bu kişi kâfir olsa bile… Çünkü Allah, mazlum olan kâfirin duasını işitir, yani kabul eder.

 

Kaynak: İsmail Hakkı Bursevi, Rûhu’l-Beyan Tefsiri, Fatih Yayınevi: 2/383-384

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Uzun Ömür İçin Dua

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)