Karz-ı Hasen Şuurunda Olmak Elzemdir
Karz-ı Hasen Şuurunda Olmak Elzemdir
Nesep kardeşliği, bu dünyâya âit fânî ve izâfî bir keyfiyettir.
Dünyaya gelirken ana-babamızı kendimiz seçmediğimiz gibi, kardeşlerimizi de
kendimiz seçmedik. Bu hususta kula bir tercih hakkı tanınmamıştır.
Fakat din kardeşlerimizin kimler olacağını seçmek husûsunda
bizlere bir insiyatif verilmiştir. Kişiye fayda verecek olan da, bu
tercihlerindeki isâbetli kararlarıdır.
İnsan bütün varlığını fidye olarak verse, ecel senedinin
vâdesini bir sâniye bile uzatamaz, takdim veya tehir edemez
Parada, kazanılma keyfiyetine göre değişen bir çekim kânunu
cârîdir. Para, yılan gibidir; geldiği delikten gider. Helâl kazanç, hayır ve
fazîletlere vesîle olurken, haram kazanç da şer yollarda eriyip gider. Bu
itibarla bir malın helâlliği, sarf edildiği yere bakılarak da görülebilir
İnfâkın değeri, malın helâlliği nisbetindedir. Helâl maldan
yapılan hayırlar, -Allâh’ın lutfuyla- ona en lâyık olan kimselere nasip olur.
Bu bakımdan infaklar, âdeta kazancın mânevî bir röntgeni mâhiyetindedir
İnfakta asıl muhâtap, Allah Teâlâ’dır. Zîrâ âyet-i kerîmede;
“Sadakaları Allah alır.” (et-Tevbe, 104) buyrulmuştur.
Bu yüzden infakta derin bir gönül vecdi içinde bulunmak îcâb
eder. Fânîlerden iltifat ve tebrik beklemeden, riyâ, şöhret ve gösterişten uzak
durarak, dünyevî bir maksat taşımadan;
“Yâ Rabbî, sadece ve sadece Sen’in için” diyerek, infâk edebilmek îcâb eder.
Bir hayrın değeri, onun îfâsı için katlanılan fedâkarlığın
büyüklüğüne ve bir ibâdet vecdiyle, gönülden, ihlâs ile yapılmasına
bağlıdır.Kendimize kıymetli bir şey satın alırken nasıl îtinâ gösterip
araştırıyorsak, aynı îtinâ ve hassâsiyetle zamanımızı ve emeğimizi de verip
emâneti gerçek hak sâhibine ulaştırmalıyız.
Zîrâ infak, Allâh’ın bu fânî âlemde lutfettiği imkânlardan
vererek ebedî âlemdeki nîmetleri satın almak şeklinde mânevî bir alışveriştir
Bu dünyâdan gidenler, ister köle, ister pâdişah gibi gitsinler,
oradaki bütün sermâyeleri, ne götürdülerse odur.
Orası; sapla samanın ayrıldığı, başlarda gezen zorba ayakların
ayaklar altına düştüğü, Hak rızâsına uygun kullanılmayan dünyevî mevkî ve
rütbelerin sıfırlandığı, nice mahrumların hazînelere kavuşup nice gâfil
zenginlerin de ebediyet fukarâsı ve mahşer dilencisi olduğu bir yerdir.
Orada yalnızca Hakk’a sâdık kulların sadâkatlerinin ve selîm
kalplerinin faydası vardır.
Rabbim cümlemizi infakın mahiyetini bilen ve karz-ı hasen
şuurunda olan kullarından eylesin…
(Alıntı)
Yorumlar
Yorum Gönder