Dürüst Oduncu

 Dürüst Oduncu

 

Bir varmış iki yokmuş... Evvel zaman içinde kocaman bir ormanın kenarında küçücük bir köy varmış. Köyün adamları ormanda odunlarını keser, kestikleri odunlarla geçimlerini sağlamaya çalışırlarmış.

Köyün en dürüstü bu odunculardan birisiymiş. Herkes ona çok güvenirmiş. Yalanı hiç sevmez, kendi kazandığı paradan başka kimsenin cebinde gözü olmazmış. Günlerden bir gün, bu dürüst oduncu her zamanki gibi yine ormana odun kesmeye koyulmuş.

Baltasını ağaçlardan birinin hemen dibine bırakmış. Sonra da başlamış kesilecek ağaç aramaya. Bir ağacı gözüne kestirdikten sonra baltasının yanına geri gitmiş. Ancak baltası bıraktığı yerde yokmuş. Aramış taramış, bir sağa bakmış yok, bir sola bakmış yok. Çaresizce ağlamaya başlamış. “Ne yaparım ne ederim ben şimdi. Baltam yoksa nasıl odun keser para kazanırım!” diyerek ağlarken gözyaşları sel olmuş.

Oduncunun bu perişan halini gören orman cini dayanamamış, oduncunun haline acımış. Hemencecik altın kaplama bir baltayı oduncunun ayaklarının dibine göndermiş. Oduncu “Benim baltam değil bu. Benim baltam altından değildi” diyerek baltayı almamış.

Orman cini bu sefer de gümüşten bir baltayı oduncunun yanı başına gönderdikten sonra oduncu yine “Benim baltam gümüşten de değildi” diyerek gümüş baltayı da almamış.

Orman cini bu sefer de oduncunun kaybettiği kendi baltasının aynısını göndermiş.  Oduncu kendi ağaç saplı demirden baltasını görünce havalara uçmuş. “İşte benim  baltam bu!” diyerek baltasını omuzlanarak işine koşmuş. 

Orman cini oduncunun yatığı bu dürüstlük karşısında çok memnun kalmış ve ona hediye vermek istemiş. Oduncuya daha önce gönderdiği hem altın, hem gümüş baltayı hediye etmiş. Aldığı hediyelere havaya uçan oduncu, neşe içinde köyünün yolunu tutmaya başlamış.

Köye geldiğinde karşılaştığı diğer odunculara başından geçen hadiseleri anlatmış. Altın ve gümüşten baltaları gören diğer oduncuların gözleri fal taşı gibi açılmış ve hemen baltalarını sırtlanıp ormana doğru koşmuşlar.

Ormanda baltalarını kaybetme numarası yapıp dürüst oduncunun başından geçenlerde olduğu gibi ağlamaya başlamışlar. Orman cini de hepsine üzülüp onlara da birer altın balta göndermiş.

Oduncular altın baltaları gördüklerinde büyük bir iştahla “İşte bizim baltalar bunlar!” diyerek Orman cininin gönderdiği altın baltaları sahiplenmişler. Orman cini oduncuların yaptıkları bu açgözlülüğe çok öfkelenmiş. Oduncuların ellerindeki baltaları eski haline dönüştürmüş. Bununla da kalmayıp baltaların hepsinin sapları çıkmış, başlamış sahiplerinin kafasına inmeye. Oduncular, kaçıp canlarını zor kurtarmışlar.

Bu olayın ardından kimse daha da açgözlülük yapmamaya karar vermiş.

Dürüstlük şu dünyada bir insanın sahip olması gereken en önemli değerlerden biri olmalıdır. Dürüst davranmak o an, o gün işimize gelmese de bizim faydamıza olmasa da uzun vadede ömrümüz boyunca yaptığımız dürüstlüğün karşılığını iyi bir şekilde göreceğimizden emin olmalıyız. Hakeza söylediğimiz yalanın, yaptığımız sahtekârlığın, yapmacıklığın ve sahteliğin de elbet bizim karşımıza ileride hep olumsuz sonuçlarla çıkacağını kabullenmemiz gerekmektedir.

Dürüst insan her zaman kazanır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)

Güzel Ahlakla ilgili 40 Hadis