Namaz Kılmak, Allah’ü Teâlâ’nın Huzurunda Durmak Demektir
Namaz Kılmak, Allah’ü Teâlâ’nın Huzurunda Durmak Demektir
Namaz kılmak, Allah’ü
Teâlâ’nın huzurunda durmak demektir. Namazda kalbin kötülüklerden temizleneceği,
Kur’an-ı kerimde bildirilmektedir. Zira kötülüklerden temizlenmemiş bir kalb
ile, Allah’ü Teâlâ’nın huzuruna çıkılamaz. Namazın büyük ve önemli bir ibadet
olduğu, şartlarının çokluğundan anlaşılmaktadır. Ayrıca, vacibleri, sünnetleri,
müstehabları, mekruhları, müfsidleri de bunlara eklenirse, kulun Rabbinin
huzurunda nasıl bulunması lazım geldiği daha iyi anlaşılır.
İnsan, aciz, güçsüz,
zavallı bir mahlûktur. Her nefeste, kendisini yaratan Allah’ü Teâlâ’ya
muhtaçtır. Bunun için namaz kılmak, kul ile Rabbini ayıran ve kula haddini
bildiren bir ibadettir.
İmam-ı Gazali
hazretleri buyuruyor ki: “Nice abdest alanlar vardır ki, abdesti güzel almaz ve
nice namaz kılanlar vardır ki, hudu ve huşu ile kılmazlar. Eğer kendini karınca
ısırmış olsa, namazı bırakıp o karınca ile meşgul olurlar. Hâlbuki Allah’ü
Teâlâ’nın azametini bilenlerin, ellerini ve ayaklarını kesmiş olsalar hiç
direnmezler. Zira onların ibadetleri Allah’ü Teâlâ içindir.
Allah’ü Teâlâ’nın
huzurunda duran kimse, Onun heybet ve azametini bildiği, tefekkür ettiği kadar
huşu eder, korkar. Hükümdarlardan birinin huzurunda bir kişiyi akrep sokar, o
da sabreder, hükümdara hürmet için hiç hareket etmez. Ya heybet ve azamet
sahibi olan Allah’ü Teâlâ’nın huzurunda duranın hali nasıl olmalıdır? Elbette Allah’ü
Teâlâ’nın huzurunda, daha ziyade huzur ve huşu gerektirmektedir.”
İnsanın şerefi, kıymeti,
ilmi ve edebi ile ölçülür. Allah’ü Teâlâ’ya karşı edebi gözetmeyen bir kimse, kullara
karşı da edebli olamaz, onlara şefkat ve merhametle yaklaşamaz. Allah’ü Teâlâ’ya
karşı edeb ise, Onun emirlerini yapmak ve yasak ettiklerinden de sakınmaktır.
Zira edebi gözetmeyen, Allah’ü Teâlâ’nın rızasına kavuşamaz…
Kaynak: https://islamisite.wordpress.com
Yorumlar
Yorum Gönder