Annenin Bedduası
Annenin Bedduası
Günlerden bir gün evimin temizliğini yaparken küçücük çocuğum geldi camdan yapılan değerli bir parçayı düşürerek kırdı. Öyle sinirlendim ki o benim en sevdiğim annemin değerli hediyesiydi, gözüm gibi bakardım. O anda sinirle ağzımdan “Rabbim üzerine duvar yıksın da kemiklerin kırılsın!” bedduası çıktı.
Aradan uzun zaman geçti ben o bedduayı çoktan unuttum. Bedduanın göğe çıkıp da meleklerin âmin dediğini nereden bilebilirdim. O benim en sevdiğim çocuğumdu üstüne çok titrerdim rüzgârın esintisinde bile korkardım ona ve o bana en çok iyilik yapandı. O küçücük çocuğum kardeşleri ile beraber büyüdü ve kardeşlerinin içinde sadece o okudu, memur oldu ve ona eş bakmaya başladım. Babasının eski bir evi var onu yıkıp da yeni bir ev yapmak istiyordu.
Oğlum babası ile beraber o eski eve gittiler o anda işçilerde yıkma hazırlığındalarmış. O iş ortamında oğlum babasında uzaklaşmış işçilerde onun orada olduğunu fark etmemişler. O esnada duvar da biricik yavrumun üstüne düşmüş. Herkes onu enkazın altından çıkartmaya çalışmış ama kimse ambulans gelene kadar yardım edememiş. Hastaneye zorlukla götürmüşler.
Eşim beni arayıp haberi verdiğinde gözümün önünde o beddua ettiğim gün canlanıverdi. Bayılana kadar ağlamışım kendimi hastanede buldum. Oğlumu görmek istediğimi söyledim. Gördüm onu ama keşke görmez olaydım. Sanki bedduam tutmuştu, çünkü anne-babanın bedduası kabul olunurdu.
O anlarda kalp cihazı durdu son nefeslerini vermeye başladı. Var sesimle bağırdım, haykırdım, ağladım. Keşke hayata dönse bütün eşyalarımı kırsa onu kaybetmesem... Keşke dilim kopsaydı da o bedduayı etmeseydim. Keşke… Keşke… Ama maalesef keşke demekle olmuyordu.
Siz anne-babalara sesleniyorum, çocuğunuza kızdığınızda sakın beddua etmeyin. Allah mühlet verir ihmal etmez, kabul eder duayı da bedduayı da.
Yüreğimizi güzel dualara alıştırmak dileğiyle…
(Alıntı)
Yorumlar
Yorum Gönder