Kur'ân-ı Kerim Okumanın Fazileti İle İlgili Hadis-i Şerifller
Kur'ân-ı Kerim Okumanın Fazileti İle İlgili Hadis-i Şerifller
Kur'ân-ı Kerim okumanın fazileti
nedir? Kur'ân-ı Kerim okumanın insan üzerinde ki maddi ve manevi etkileri
nelerdir? Kur'ân-ı Kerim okumanın fazileti ile ilgili hadis-i şerifleri
istifadenize sunuyoruz.
· Kur’ân-ı Kerim şefaat edecektir
Ebû Ümâme radıyallahu anh, ben
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i:
“Kur’ân-ı Kerim okuyunuz. Çünkü
Kur’an, kıyamet gününde kendisini okuyanlara şefaatçı olarak gelecektir”
buyururken işittim, demiştir. (Müslim, Müsâfirîn 252.)
· Kur’ân-ı Kerim okumanın sevabı
İbni Mes’ûd radıyallahu anh‘den
rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Kim Kur’ân-ı Kerîm’den bir harf okursa, onun için bir iyilik sevabı vardır.
Her bir iyiliğin karşılığı da on sevaptır. Ben, elif lâm mîm bir harftir
demiyorum; bilâkis elif bir harftir, lâm bir harftir, mîm de bir harftir.”
(Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’ân 16)
· Kur’ân-ı Kerim sureleri birbiryle yarışırlar
Nevvâs İbni Sem’ân radıyallahu anh şöyle
dedi: Ben Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i: “Kıyamet gününde Kur’ân-ı
Kerim ve dünyadaki hayatlarını ona göre tanzim eden Kur’ân-ı Kerim ehli
kimseler mahşer yerine getirilirler. Bu sırada Kur’an’ın önünde Bakara ve Âl-i
İmrân sûreleri vardır. Her ikisi de kendilerini okuyanları müdafaa için birbiriyle
yarışırlar” buyururken işittim. (Müslim, Müsâfirîn 253)
· En hayılınız Kur’ân-ı Kerim öğrenen ve öğretendir
Osmân İbni Affân radıyallahu
anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle
buyurdu: “Sizin en hayırlılarınız, Kur’an’ı öğrenen ve öğretenlerinizdir.”
(Buhârî, Fezâilü’l-Kur’ân 21)
· Kur’anı kekeleyerek zorla okumanın sevabı
Âişe radıyallahu anhâ’dan rivayet
edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Kur’an’ı gereği gibi güzel okuyan kimse, vahiy getiren şerefli ve itaatkâr
meleklerle beraberdir. Kur’an’ı kekeleyerek zorlukla okuyan kimseye de iki kat
sevap vardır. (Buhârî, Tevhîd 52)
· Kur’ân-ı Kerim okuyan mü’min portakal gibidir
Ebû Mûsa el-Eş’arî radıyallahu
anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle
buyurdu: “Kur’ân-ı Kerim okuyan mü’min portakal gibidir: Kokusu hoş, tadı
güzeldir. Kur’ân-ı Kerim okumayan mü’min hurma gibidir: Kokusu yoktur, tadı ise
güzeldir. Kur’ân-ı Kerim okuyan münâfık fesleğen gibidir: Kokusu hoş fakat tadı
acıdır. Kur’ân-ı Kerim okumayan münâfık Ebû Cehil karpuzu gibidir: Kokusu
yoktur ve tadı da acıdır.” (Buhârî, Et’ime 30 Fezâilü’l-Kur’ân 17, Tevhîd 36)
· Allah Teâlâ Kur’ân-ı Kerim ile yükseltir
Ömer İbni Hattâb radıyallahu
anh’den rivayet edildiğine göre, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle
buyurdu: “Allah şu Kur’an’la bazı kavimleri yükseltir; bazılarını da alçaltır.”
(Müslim, Müsâfirîn 269)
· Gıpta edilecek iki kişiden biri de Kur’ân-ı Kerim ile meşgul
olandır
İbni Ömer radıyallahu anhümâ’dan
rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Sadece şu iki kimseye gıpta edilir: Biri Allah’ın kendisine Kur’ân-ı Kerim verdiği
ve gece gündüz onunla meşgul olan kimse, diğeri Allah’ın kendisine mal verdiği
ve bu malı gece gündüz O’nun yolunda harcayan kimse.” (Buhârî, İlm 15, Zekât 5,
Ahkâm 3, Temennî 5, İ’tisâm 13, Tevhîd 45)
· Kur’ân-ı Kerim huzur verir
Berâ İbni Âzib radıyallahu anhümâ
şöyle dedi: Bir adam Kehf sûresini okuyordu.Yanında iki uzun iple bağlanmış bir
at vardı. O adamın üzerini bir bulut kapladı ve yaklaşmaya başladı. Atı da o
buluttan ürkmeye başlamıştı. Sabah olunca, adam Nebî sallallahu aleyhi ve
sellem’e geldi ve bu durumu anlattı. Bunun üzerine Peygamberimiz: “O sekînedir;
okuduğun için inmiştir” buyurdu. (Buhârî, Fezâilü’l-Kur’ân 11)
· Kur’ân-ı Kerim okunmayan ev harabedir
İbni Abbâs radıyallahu anhümâ’dan
rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Kalbinde Kur’an’dan bir miktar bulunmayan kimse harap ev gibidir.” (Tirmizî,
Fazâilü’l-Kur’ân 18)
· Oku ve yüksel
Abdullah İbni Amr İbni Âs radıyallahu
anhümâ’dan rivayet edildiğine göre, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle
buyurdu: “Her zaman Kur’ân-ı Kerim okuyan kimseye şöyle denecektir: Oku ve
yüksel, dünyada tertîl ile okuduğun gibi burada da tertîl ile oku. Şüphesiz
senin merteben, okuduğun âyetin son noktasındadır.” (Ebû Dâvûd, Vitr 20)
· Ezberlediğiniz sureleri unutmayın
Ebû Mûsa radıyallahu anh’den
rivayet edildiğine göre, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Şu
Kur’an’ı hâfızanızda korumaya özen gösteriniz. Muhammed’in canını kudretiyle
elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, Kur’an’ın hâfızadan çıkıp kaçması, bağlı
devenin ipinden boşanıp kaçmasından daha hızlıdır.” (Buhârî, Fazâilü’l-Kur’ân
23)
· Kur’ân-ı Kerim ilgisiz kalmaz
İbni Ömer radıyallahu anhümâ’dan
rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Kur’ân-ı Kerim hâfızı, bağlı devenin sâhibine benzer. Deve sahibi devesini
sürekli gözetirse elinde tutar. Eğer onunla ilgilenmezse kaçıp gider.” (Buhârî,
Fezâilü’l-Kur’ân 23)
· Kur’ân-ı Kerim güzel okumak
Ebû Hüreyre radıyallahu anh,
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i: “Allah, güzel sesli bir peygamberin,
Kur’an’ı tegannî ile yüksek sesle okumasından hoşnut olduğu kadar hiçbir şeyden
hoşnut olmamıştır” buyururken işittim, demiştir. (Buhârî, Fezâilü’l-Kur’ân 19;
Tevhîd 32)
· Dâvûdi sesli Sahabe
Ebû Mûsa el-Eş’arî radıyallahu
anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ona
şöyle buyurdu: “Şüphesiz Dâvûd’a verilen güzel seslerden bir nağme de sana
verilmiştir.”(Buhârî, Fezâilü’l-Kur’ân 31)
Kur’an-ı Kerim'i Peygamberimizden
daha güzel okuyan biri yoktur
Berâ İbni Âzib radıyallahu anhümâ
şöyle dedi: Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’i yatsı namazında “Ve’t-tîni
ve’z-zeytûni” sûresini okurken dinledim. Ondan daha güzel sesli bir kimse
işitmedim. (Buhârî, Ezân 102)
· Kur’an'ı tegannî ile oku
Ebû Lübâbe Beşîr İbni Abdülmünzir
radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem
şöyle buyurdu: “Kur’an’ı tegannî ile okumayan kimse bizden değildir.” (Ebû
Dâvûd, Vitr 20)
· Peygamberimizin bana Kur'an oku dediği Sahabe
Abdullah İbni Mes’ûd radıyallahu
anh der ki: Nebî sallallahu aleyhi ve sellem: – ”Bana Kur’ân-ı Kerim oku”
buyurdu. –Yâ Resûlallah! Kur’ân-ı Kerim sana indirilmişken ben sana nasıl Kur’ân-ı
Kerim okurum? dedim. – ”Ben Kur’an’ı başkasından dinlemeyi gerçekten çok
severim” buyurdular. Bunun üzerine ben kendilerine Nisâ sûresini okudum. “Her
ümmetten gerçek bir şahit, seni de bunlara hakkıyla şahit getirdiğimiz zaman
halleri nice olur” [âyet 41] anlamındaki âyete gelince: – ”Şimdilik yeter”
buyurdular. Kendisine dönüp baktım, iki gözünden yaşlar boşanıyordu. (Buhârî,
Tefsîru sûre(4), 9; Fezâilü’l-Kur’ân 33, 35)
· Kurân’ı tercih ediniz
Peygamber Efendimiz, Tebük
Seferi’ne çıkarken Neccâroğulları’nın bayrağını Umâre bin Hazm’a vermişti. Daha
sonra Zeyd bin Sabit’i görünce, bayrağı Umâre’den alıp ona verdi. Umâre
-radıyallâhu anh-: “–Yâ Rasûlallah! Bana kızdınız mı?” diye sorunca Peygamber
-aleyhisselâm-: “–Hayır! Vallâhi kızmadım! Fakat, siz de Kur’ân’ı tercih
ediniz! Zeyd, Kur’ân’ı senden daha çok ezberlemiştir! Burnu kesik zenci köle
bile olsa, Kur’ân’ı daha çok ezberlemiş olan kimse başkalarına tercih edilir!”
buyurdu. Evs ve Hazrec kabîlelerine de, bayraklarını Kur’ân’ı daha çok ezberlemiş
olan kimselere taşıtmalarını emretti. Bunun üzerine Avfoğulları’nın bayrağını
Ebû Zeyd, Benî Selime’nin bayrağını da Muâz -radıyallâhu anh- taşıdı. (Vâkıdî,
III, 1003)
· Hiçbir peygambere verilmeyen iki nur
İbni Abbas radıyallahu anhümâ’dan
rivayet edildiğine göre, bir keresinde Cebrâil aleyhisselâm Nebî sallallahu
aleyhi ve sellem’in yanında oturmakta iken, Resûl-i Ekrem yukarı taraftan kapı
gıcırtısına benzer bir ses işitti ve başını kaldırdı. Cebrâil: – Bu, şimdiye
kadar hiçbir şekilde açılmayıp sadece bugün açılan bir gök kapısıdır, dedi.
Peşinden o kapıdan bir melek indi. Bunun üzerine Cebrâil: – Bu, yeryüzüne inen
bir melektir. Bugüne kadar hiç inmemişti, dedi. Melek selâm verdi ve
Peygamberimiz’e şöyle dedi: – Müjde! Sana, senden önce hiçbir peygambere
verilmeyen iki nur verildi. Biri Fâtiha sûresi, diğeri Bakara sûresi’nin son
âyetleri. Bunlardan okuyacağın her harfe karşılık sana sevap ve ecir verilir.
(Müslim, Müsâfirîn 254)
· Kur’ân-ı Kerim okunan evi rahmet kaplar
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den
rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Bir cemaat Allah’ın evlerinden bir evde toplanır, Allah’ın kitabını okur ve
aralarında müzakere ederlerse, üzerlerine sekînet iner, onları rahmet kaplar ve
melekler etraflarını kuşatır. Allah Teâlâ da o kimseleri kendi nezdinde
bulunanların arasında anar.” (Müslim, Zikr 38)
· Kur’ana sımsıkı sarılın
Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve
sellem- şöyle buyurmuştur: “Size, sımsıkı sarıldığınız müddetçe benden sonra
sapıtmayacağınız iki mühim emânet bırakıyorum. Biri diğerinden daha büyüktür. O
da Allâh’ın Kitâbı’dır! Kur’ân, semâdan yeryüzüne uzatılmış sağlam bir ip
gibidir. Diğer emânet de âilem, Ehl-i Beyt’imdir. Kur’ân ve Ehl-i Beyt’im
cennette Havuz’un başında benimle buluşuncaya kadar birbirlerinden ayrılmazlar.
Benden sonra o ikisine karşı nasıl muâmelede bulunduğunuza iyi bakın, dikkat
edin!” (Tirmizî, Menâkıb, 31/3788)
· Huzûr-i kalb ile Kur’ân oku
Hadîs-i şerîfte buyrulur: “Sizden
birisi Rabbi ile münâcât ve mükâlemeyi (O’na yalvarıp O’nunla konuşmayı)
severse huzûr-i kalb ile Kur’ân okusun.” (Suyûtî, I, 13/360)
· Kur’ân-ı Kerim oku ve onunla amel et
Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve
sellem- şöyle buyurmuştur: “Kim Kur’ân-ı Kerîm’i okur ve onunla amel ederse,
kıyâmet günü ebeveynine bir tâc giydirilir. Bu tâcın ışığı, güneş dünyâdaki bir
eve konulduğunda onun vereceği ışıktan daha güzeldir. Öyleyse, Kur’ân-ı Kerîm
ile bizzat amel edenin ışığı nasıl olur, düşünebiliyor musunuz?” (Ebû Dâvûd,
Vitr, 14/1453)
· Ticaretten daha karlı şey
Ebû Ümâme -radıyallâhu anh- da
şöyle anlatıyor: Birisi Peygamber Efendimize geldi ve: “–Yâ Rasûlallâh! Falan
oğullarının hisselerini alıp sattım, şöyle şöyle kâr elde ettim.” dedi. Allâh
Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-: “–Sana bundan daha kârlı bir şeyi haber vereyim
mi?” dedi. Adam: “–Öyle bir şey var mı?” diye sordu. Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu
aleyhi ve sellem-: “–Kur’ân’dan on âyet öğrenen bir kimse senden daha
kazançlıdır!” buyurdu. Bunun üzerine adam gitti ve hemen on âyet öğrenip geldi
ve bunu Rasûlullâh’a bildirdi. (Heysemî, VII, 165)
· Kur’ân, Allâh’ın ziyâfetidir
Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve
sellem- Efendimiz şöyle buyurmuştu: “Her ziyâfet çeken, ziyâfetine (insanların)
gelmesini ister ve bundan memnun olur. Kur’ân da Allâh’ın ziyâfetidir. Ondan
uzak durmayınız.” (Dârimî, Fezâilü’l Kur’ân, 1)
· Kur’ân-ı Kerim ehli kimdir?
Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve
sellem-: “−Şüphesiz insanlardan Allâh’a yakın olanlar vardır!” buyurmuştu.
Ashâb-ı kirâm: “−Ey Allâh’ın Rasûlü! Onlar kimlerdir?” diye sorunca Allâh
Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu: “−Onlar, Kur’ân ehli, Allâh
ehli ve Allâh’ın has kullarıdır!” (İbn-i Mâce, Mukaddime, 16)
· Kur’ân-ı Kerim bilenlerin önceliği
Uhud Harbi sonunda ashâb-ı kirâm:
“−Yâ Rasûlallâh! Şehidlerimiz pek çok. Bize ne yapmamızı emir buyurursunuz?”
diye sordular. Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem-: “−Derin ve geniş
kabirler kazınız, her kabre ikişer, üçer koyunuz!” buyurdu. Ashâb: “−Önce
hangilerini koyalım?” diye sorunca Hazret-i Peygamber -aleyhissalâtü vesselâm-:
“−En çok Kur’ân bileni önce koyunuz!” buyurdu. (Nesâî, Cenâiz, 86, 87, 90, 91)
· Kur'ân'ı yaşayana cennet vardır
Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve
sellem-: “Kim Kur’ân’ı okur, onu güzelce ezberler, helâlini helâl, haramını
haram kabul eder ve bunlara uyarsa, Allâh bu sâyede o kimseyi cennetine koyar.
Âilesinden hepsi cehennemi hak etmiş on kişiye şefaat etme hakkı verir.”
(Tirmizî, Fedâilü’l-Kur’ân, 13/2905; Ahmed, I, 148)
· Kur’ân okuyunuz
Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve
sellem-, birgün Kur’ân âşıklarından Übey bin Kâ’b -radıyallâhu anh-’a hitâben:
“–Allâh Teâlâ, “lem yekünillezine keferû” sûresini sana okumamı emir buyurdu.”
dedi. Übey bin Kâ’b -radıyallâhu anh-: “–Allâh Teâlâ benim ismimi zikretti mi?”
dedi. Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-: “–Evet!” buyurdu. Übey bin
Kâ’b, bu ikrâm-ı ilâhî karşısında çok duygulandı ve içli içli ağladı. (Buhârî,
Menâkıbu’l-Ensâr, 16, Tefsîr, 98/1, 3; Müslim, Müsâfirîn, 246)
· Kur’ân bulunan bir kalbe azâbedilmez
Hadîs-i şerîfte buyrulur: “Kur’ân
okuyunuz... Çünkü Allâh, içinde Kur’ân bulunan bir kalbe azâb
etmez...” (Dârimî, Fezâilü’l-Kur’ân, 1)
· Ümmetin en şereflileri
Peygamber Efendimiz buyrulur:
“Ümmetimin en şereflileri, Kur’ân-ı Kerîm’i ezberleyen hâfızlar ve gecelerini
ihyâ edenlerdir.” (Suyûtî, I, 36/1063)
· Kur’ân bir zenginliktir
Hazret-i Peygamber -sallâllâhu
aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuştur: “Kur’ân bir zenginliktir ki
ondan sonra fakirlik olmaz (yâni ona sâhip olan en muazzam bir hazîneye sâhip
olmuştur) ve ondan başka zenginlik de yoktur (yâni o ilâhî hazîne hiçbir maddî
zenginlikle kıyas edilemez).” (Heysemî, VII, 158)
· Kur’ân-ı Kerim Kerîm okumak Allah Teâlâ'yı zikirdir
Bir hadîs-i kudsîde Azîz ve celîl
olan Allâh Teâlâ: “Kur’ân-ı Kerîm okumak ve Ben’im zikrim, her kimi, Ben’den
bir şey istemekten meşgul eder, geri bırakırsa, Ben ona, isteyenlere
verdiğimden daha fazlasını veririm.” buyurmaktadır. (Tirmizî, Fedâilu’l-Kur’ân,
25/2926)
· Şifa Kur'ân'dadır
Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve
sellem- buyurmuşlardır: “Devânın en hayırlısı Kur’ân’dır.” (İbn-i Mâce, Tıb,
28)
· Allah Teâlâ Kur'ân okuyanı dinler
Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve
sellem- şöyle buyurmuştur: “Allâh, geceleyin iki rekat namaz kılan (ve Kur’ân
okuyan) bir kulu dinlediği kadar hiçbir şeyi dinlemez. Allâh’ın rahmeti,
namazda olduğu müddetçe kulun başı üstüne saçılır. Kullar, Kur’ân’la hemhâl
oldukları andaki kadar hiçbir zaman Allâh’a yaklaşmış olamazlar.” (Tirmizî, Fedâilu’l-Kur’ân,
17/2911)
· Kur’ân yeryüzünde nûr, gökyüzünde azıktır
Ebû Zerr -radıyallâhu anh-:
“−Yâ Rasûlallâh! Bana nasihatte
bulun!” dediğinde Âlemlerin Efendisi: “−Kur’ân okumaya ve Allâh’ı zikretmeye
bak, çünkü Kur’ân yeryüzünde senin için bir nûr, gökyüzünde de bir azıktır.”
buyurmuştur. (İbn-i Hibbân, II, 78)
· Çocuklarınızı üç hususta yetiştirin
Resûlullah sallallahu aleyhi ve
sellem şöyle buyurdu: “Çocuklarınızı üç hususta yetiştirin: Peygamber sevgisi,
Ehl-i Beyt sevgisi ve Kur’ân kıraati… Çünkü hamele-i Kur’ân (yâni Kur’ân
hafızları) hiçbir gölgenin bulunmadığı kıyâmet gününde peygamberler ve asfiyâ
(yâni safâya ermiş olan Allâh dostları) ile birlikte Arş’ın gölgesindedir.”
(Münâvî, I, 226)
· Kur’ânı küçük yaşlarda öğrenmek
Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve
sellem-: “Kim Kur’ân’ı küçük yaşlarda öğrenirse Kur’ân onun etine ve kanına
işler (Yâni Kur’ân’ın feyziyle nûrlanır.)” (Ali el-Müttakî, I, 532)
· Kuran Okuyanın Kıyamette Durumu
Rasûlullah Efendimiz (s.a.v) Kur’ân
ehline ve âilesine şu güzel müjdeleri vermişlerdir:
“Kıyamet günü kabir yarılıp Kur’ân’ı
okuyan kişi dışarı çıktığında, Kur’ân onu rengi solmuş bir adam gibi karşılar. “Beni
tanıyor musun?” diye sorar.
· Mü’min “Tanıyamadım” der.
O şahıs, “Ben öğle sıcağında seni
susuz, gece uykusuz bırakan arkadaşın Kur’ân’ım. Her tüccar ticaretinin peşindedir.
Sen ise bugün her ticaretin peşinde olacaksın!” der. Hemen sağ eline saltanat,
sol eline ebediyet verilir, başına vakar tâcı konur, anne-babasına hulleler
giydirilir ki dünya ehli onlara kıymet biçemez veya bunlar dünya ve
içindekilerden daha kıymetlidir.
Onlar, “Bu değerli elbiseler bize
niçin giydirildi?” diye sorarlar. “Çocuğunuzun Kur’ân’ı eline alması sebebiyle”
denir.
Sonra Kur’ân okuyan kişiye, “Oku ve
cennetin dereceleri ve odaları arasında yüksel!” denir. O, ister hızlı, ister
tertîl üzere olsun okumaya devam ettiği müddetçe yükselmeye devam eder.”
(Ahmed, 5: 348; Dârimî, Fedâilü’l-Kur’ân, 15; Abdürrazzak, Musannef, 3: 373;
İbn Ebî Şeybe, Musannef, 6: 129)
· Bazı Sûreleri Okumanın Fazileti Hakkında Hadisler
Fatiha Sûresi'nin fazileti
Ebû Saîd Râfi‘ İbni Muallâ
radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana: –
”Mescidden çıkmazdan önce sana Kur’an’daki en büyük sûreyi öğreteyim mi?”
buyurdu ve elimi tuttu. Çıkmak istediğimizde ben: –Yâ Resûlallah! Bana
Kur’an’daki en büyük sûreyi sana öğreteyim mi demiştiniz? Dedim. Bunun üzerine:
– ”Elhamdülillâhi Rabbi’l-âlemîn’dir. O seb’ul-mesânîdir; bana verilen Kur’ân-ı
Azîmdir” buyurdular. (Buhârî, Tefsîr 1; Fezâilü’l-Kur’ân 9)
· İhlas Sûresi'nin fazileti
Ebû Saîd el-Hudrî radıyallahu
anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem “Kul
hüvallahü ahad” sûresi hakkında şöyle buyurdu: “Canımı gücü ve kuvvetiyle
elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, bu sûre Kur’an’ın üçte birine denktir.”
(Buhârî, Fezâilü’l-Kur’ân 13)
· Kur’an’ın üçte biri
Bir başka rivayete göre: Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem ashabına şöyle buyurdu: “Sizden biriniz bir gecede
Kur’an’ın üçte birini okumaktan âciz mi kalıyor?” Bu onlara gerçekten zor geldi
ve: –Buna hangimizin gücü yeter ki, yâ Resûlallah! dediler. Bunun üzerine
Efendimiz: “Kul hüvellahü ahad Allahü’s-samed, Kur’an’ın üçte biridir”
buyurdular. (Buhârî, Fezâilü’l-Kur’ân 13) Ebû Saîd el-Hudrî radıyallahu anh’den
rivayet edildiğine göre, bir adam başka bir adamın “Kul hüvellahü ahad”’ı
tekrar tekrar okuduğunu duydu. Sabah olunca Resûlullah sallallahu aleyhi ve
sellem’e gelip bu durumu anlattı. Adamın kendisi bunu azımsıyordu. Bunun
üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Canımı gücü ve kudretiyle
elinde bulunduran Allah’a yemin ederim ki, o sûre Kur’an’ın üçte birine
denktir” buyurdu. (Buhârî, Fezâilü’l-Kur’ân 13)
· Felak ve Nâs Sureleri'nin fazileti
Ukbe İbni Âmir radıyallahu anh‘den
rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Bu gece indirilen âyetleri görmedin mi? Onların benzerleri asla görülmemiştir:
Kul eûzü birabbi’l-felak ve kul eûzü birabbi’n-nâs.” (Müslim, Müsâfirîn 264)
Ebû Saîd el-Hudrî radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve
sellem cinlerden ve göz değmesinden Allah’a sığınırdı. Nihayet Muavvizeteyn
(Kul eûzü birabbi’l-felak ve kul eûzü birabbi’n-nâs) nâzil oldu. Ondan sonra
Muavvizeteyn ile Allah’a sığınmaya başladı ve diğer duaları bıraktı. (Tirmizî,
Tıb 16)
· Tebareke Suresi'nin fazileti
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den
rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Kur’an’da otuz ayetten ibaret bir sûre bir adama şefaat etti; neticede o kişi
bağışlandı. O sûre: Tebârekellezî biyedihi’l-mülk’dür.” (Ebû Dâvud, Salât 327)
· Amenerrasülü'nün fazileti
Ebû Mes’ûd el-Bedrî radıyallahu
anh’den rivayet edildiğine göre, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle
buyurdu: “Bakara sûresinin sonundan iki âyeti geceleyin okuyan kimseye bunlar yeter.”
(Buhârî, Fezâilü’l-Kur’ân 10, 27, 34)
· Bakara Sûresi'nin fazileti
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den
rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Evlerinizi kabirlere çevirmeyiniz. Şüphesiz şeytan, içinde Bakara sûresi
okunan evden kaçar.” (Müslim, Müsâfirîn 212)
· Ayetel Kürsi'nin fazileti
Übey İbni Kâ’b radıyallahu anh’den
rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Ey
Ebü’l-Münzir! Allah’ın kitabından ezberinde bulunan âyetlerden hangisinin daha
büyük olduğunu biliyor musun?” diye sordu. Ben:
–Allâhü lâ ilâhe illâ
hüve’l-hayyu’l-kayyûm, dedim. Bu cevabım üzerine elini göğsüme vurdu ve:
– “İlim sana mübarek olsun, ey
Ebü’l-Münzir” buyurdu. (Müslim, Müsâfirîn 258)
· Âyetü’l-Kürsî tüm kötülüklerden korur
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle
dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem beni ramazan zekâtı olan sadaka-i
fıtrı korumakla görevlendirmişti. Bir adam gelip yiyecek şeylerden avuçlamaya
başladı.
Adamı tuttum ve:
– Vallahi seni Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem’in huzuruna götüreceğim, dedim.
Adam:
– Şüphesiz ben muhtacım, çoluğum
çocuğum ve pek çok ihtiyacım var, dedi. Bunun üzerine ben adamı salıverdim.
Sabaha çıkınca, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
– “Yâ Ebâ Hüreyre! Dün gece
tutsağını ne yaptı?” buyurdu. Ben de:
– Yâ Resûlallah! İhtiyaç içinde
bulunduğunu ve çoluk çocuğu olduğunu söyledi, ben de acıdım ve salıverdim,
dedim.
Resûl-i Ekrem:
– “O sana yalan söyledi, tekrar
gelecek” buyurdu. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in bu sözü üzerine
tekrar geleceğini anladım ve onu gözetlemeye koyuldum. Adam geldi ve yine
yiyecek şeylerden avuçlamaya başladı. Bunun üzerine:
– Seni Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem’in huzuruna çıkaracağım, dedim.
Adam:
– Beni bırak, çünkü ben gerçekten
muhtacım. Çoluk çocuğum da var. Bir daha gelmem, dedi. Ben de acıdım ve
salıverdim. Sabah olunca yine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana:
– “Yâ Ebâ Hüreyre! Dün gece tutsağın ne
yaptı?” diye sordu.
Ben de:
– Yâ Resûlallah! Bana yine ihtiyaç
içinde bulunduğunu ve çoluk çocuğu olduğunu söyledi, ben de acıdım ve
salıverdim, dedim. Peygamberimiz:
– “O kesinlikle sana yalan söyledi,
ama tekrar gelecek” buyurdu. Ben de üçüncü defa gelmesini bekledim. Gerçekten
geldi ve yine yiyecek şeylerden avuçlamaya başladı. Onu tekrar yakaladım ve:
– Seni mutlaka Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem’in huzuruna çıkaracağım; artık bu üçüncü ve son
gelişindir. Bir daha gelmeyeceğine söz veriyorsun sonra tekrar geliyorsun,
dedim. Bu defa bana:
– Beni bırak! Allah’ın seni
faydalandıracağı bazı kelimeleri ben sana öğreteyim, dedi.
Ben:
– O kelimeler nelerdir? Dedim.
O:
– Yatağına girdiğinde Âyetü’l-Kürsî’yi oku. O
takdirde, senin yanında Allah tarafından sürekli bir koruyucu bulunur ve sabaha
kadar şeytan sana yaklaşamaz, dedi. Bunun üzerine ben onu salıverdim. Sabah
olunca Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana:
– “Tutsağın dün gece ne yaptı?”
diye sordu.
Ben de:
–Yâ Resûlallah! Allah’ın beni
faydalandıracağı birtakım kelimeleri bana öğreteceğini söyledi, ben de onu
salıverdim, dedim. Peygamber Efendimiz:
– “O kelimeler neler?” diye sordu,
ben de o kimsenin bana:
– Yatağına girdiğin zaman
Âyetü’l-kürsî’yi, “Allahü lâ ilâhe illâ hüve’l-hayyü’l-kayyûm” âyetini başından
sonuna kadar oku; senin yanında Allah tarafından sürekli bir koruyucu bulunur
ve sabaha kadar şeytan sana asla yaklaşamaz, dediğini söyledim. Bunun üzerine
Nebî sallallahu aleyhi ve sellem:
– “Bak hele! Kendisi yalancı olduğu
halde bu sefer sana doğruyu söylemiş. Üç gecedir kiminle konuştuğunu biliyor
musun, ey Ebû Hüreyre?” dedi. Ben: – Hayır, bilmiyorum, dedim.
Resûl-i Ekrem:
– “O şeytandır” buyurdular.
(Buhârî, Vekâlet 10, Fezâilü’l-Kur’ân 10, Bed’ü’l-halk 11)
· Kehf Sûresi'nin fazileti
Ebü’d-Derdâ radıyallahu anh ‘den
rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Kehf sûresi’nin başından on âyet ezberleyen
kimse deccâlden korunmuş olur.”
Bir rivayette: “Kehf sûresi’nin
sonundan” buyurulmuştur. (Müslim, Müsâfirîn, 257)
www.islamveihsan.com
Yorumlar
Yorum Gönder