Sanma Ey Hace ki Senden Zer ü Sim İsterler

 Sanma Ey Hace ki Senden Zer ü Sim İsterler

 

Sanma ey hace ki senden zer ü sim isterler,

Yevme la yenfau da kalb-i selim isterler…

(Ey efendi! Sanma ki senden altın ve gümüş isteyecekler;

Hayır, Yevme la yenfau da ancak masivadan temizlenmiş, tertemiz bir kalp isterler)

Beyitte Şuara suresinin 88 89 ayetlerini telmih mevcut olup;

(Yevme la yenfau malun vela benun / Illa men eta'llahe bi kalbin selim)

Buyurulmaktadır. Mealen O gün (kıyamette) mal da fayda vermez evlâtlar da / Ancak sağlam bir kalp ile Allah'ın huzuruna gelenler müstesna demek olur ki şair ahirete temiz kalp ile gitmek gerektiğini vurgulamaktadır…

 

Berzah-ı havf ü recadan geçe gör nakam ol,

Dem-i ahirde ne ummid ü ne bim isterler…

Korku ve ümit merhalesinden geçip nakam olmaya bak;

Yoksa son nefeste ne korku ne de ümit işe yaramaz…

 

Unutup bildiğini arif isen nadan ol

Bezm-i vahdette ne ilm ü ne âlim isterler

Eğer arif isen bildiklerini (vesveselerini) unutup bilmezlik makamında kal;

Çünkü vahdet bezminde ne ilim ne de âlim isterler…

 

Alem-i bi meh ü hurşid ü felekde her giz

Ne muhendis ne muneccim ne hakim isterler

(Gerçek) ay ile güneşlerin kaybolup gittiği şu dünyada ve gök kubbenin altında

Ne mühendis ne müneccim ne de filozof olmak kâr etmiyor…

Bu beyti şu güneş imiş şu ay imiş gibi ayrımların yapılmadığı gerçek âlemde mühendis de olsan müneccim yahut filozof da faydası yok şeklinde anlamlandırmak da mümkündür…

 

Harem-i ma'niye biganeye yol vermezler

Aşina yi ezeli yar-i kadim isterler

Bigane olanları manaların harem dairesine girmeye bırakmazlar;

Oraya girebilmek için ta ezelden aşinalar ve kadim dostluklar (Allah'ı bilmek ve O'nun dostu olarak yaşamak) istenir…

 

Sakin-i dergeh-i teslim-i riza ol daim

Bermurad itmeğe hizmette mukim isterler

Daima Hakk'ın rızasına teslimiyet dergâhında ikamet et;

Çünkü bir kişiyi muradına erdirmek için hizmette devamlılık isterler…

 

Dergeh-i fakra varıp dirliğini arz etme

Anda her giz ne sipahi ne zaim isterler

Fakir dergâhına varıp maaşının yüksekliğinden dem vurma;

Çünkü orada asla ne üst düzey paşalar ne de prensler (yüksek bürokratlar) isterler…

 

Aşık ol serbet-i vasl ister isen kim aşık

Çaresiz derd arayıp renc-i elim isterler

 

 

Günü geldiğinde vuslat şerbetinden içmek istersen gerçek âşık ol;

Ancak bil ki âşıklar gerçek aşka ulaşabilmek için çaresiz dertler arayıp elim sıkıntılar isterler…

 

Ni'met-i zahire dilbeste olan gürsineler

Muzd nan pareye cennat-i naim isterler

Gösteriş nimetine gönül bağlayan gerçek fakirler bir parça ekmek parasına karşılık Naim cennetlerini istiyorlar;

(Garip doğrusu Dilenciye çeyrek ekmek parası sadaka vermekle cenneti kazanılacak sanıyorlar)…

 

Kible-i ma'niyi fehm eylemeyen kec revler

Sehv ile secde edip ecr-i azim isterler

Gerçek manalar kıblesini idrak edemeyen aykırı gidişatlılar;

Kazara bir secde ederler de hemen ardından (ömürleri taatle geçmiş gibi) en büyük ecirleri isterler…

 

Ezber et kissa-i esrar-i dili ey Ruhi

Hazır ol bezm-i İlahi'de nedim isterler

Gönül sırlarına ait kıssayı ezberleyip kendini hazırlıklı tut ki;

Yarın Allah'ın huzuruna varıldığında tatlı dilli sohbet adamı (kulluğunda eksiği olmayan dost) isterler…

Demek bayram namazına gitmekle yıllık ibadetini tamamladığını sanıp sofuluk taslayanlar XVI asırda da varmış Ey Ruhi…

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Uzun Ömür İçin Dua

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)