Meçhul Asker
Meçhul Asker
Bir dağ gibi dikilip, bedeni şahlanırcasına,
Yurduna etten sur yapmıştı mevzideki her nefer…
Bulunabilir mi acep, anlatacak bir ifade?
Böylesi yüceliğe, biçilmez paye, biçilmez değer…
Hiç yılmadan yürüdün, düşmanın üzerine,
Güçlü vatan aşkını, zerk edip yüreğine,
Sığınarak Rabbine, koskoca dağlar gibi;
Bir ordu sığdırmıştın, O küçük bedenine…
Defettin, yurduna göz diken, O hain alçakları,
O azgın kalleş, O soysuz düşmanları birer, birer,
Vatanına, Bayrağına, dil uzatan göz dikene;
Silah, top, tüfek değil, senin yüreğin Yeter…
Bir büyük şahlanışla, yurdunu kurtardın yastan,
Aç ve susuz Cephede, yarım postal, yırtık fistan,
Tüm dünyaya ders oldu, sonsuza dek unutulmaz;
Azminle ve yüreğinle, tarihe yazdığın destan…
Biliyorum bitaptı, çok yorgundu bedenin,
Koca yürekli kahraman, isimsiz meçhul asker,
Şahadete eripte, huzura kavuştuğunda;
Dökülen O, O asil kanına karışmıştı ter…
Vücuduna saplanan namert kurşunlarıyla,
Amansız derin yaralar oluşmuştu yer, yer,
Acı çektiğini sanırdım ve kahırlanırdım;
O nurlu yüzündeki, tebessüm olmasa eğer…
Sanki buğulanmıştı, hafiften Islanmıştı,
Sevinçten sulanmıştı, gözlerindeki O fer,
Vatan uğrunda can vermiş, O'da şahadete ermiş;
Huzurla yatmış bedeni, tabii hoşnut, tabii gülümser…
O yüceler yücesi, ruhu göklere varmıştı,
Gecenin matemi dinmiş, gün üstüne ağarmıştı,
Uğrunda can verdiği, Bayrak için Vatan için;
Görevini hakkıyla yapmanın gururu sarmıştı…
Düşmanları yok etmiş, yurdundan Çıkarmıştı,
Bir güneş gibi doğmuş, tek vücut birlik olmuş,
Cephede şehit olmuş, vatanı kurtarmıştı;
Geriye hür bir vatan, İstiklâl bırakmıştı…
Her gören anlardı onun, O engin cemalini,
Gururla dinginleşen, hiddet ve celalini,
Unutmak mümkün mü, bağışlarcasına helâlini;
Huzurla uzanmış O müşfik, mutlu halini…
Refah Torlak
Yorumlar
Yorum Gönder