Ana-Babanın Evladı Üzerindeki 80 Hakkı
Ana-Babanın Evladı
Üzerindeki 80 Hakkı
İmam-ı
Nesefi hazretleri bildiriyor ki: Ana-babanın evladı üzerinde seksen kadar hakkı
vardır. Kırkı sağlığında, kırkı vefatından sonradır. Sağlığında olan kırk
haktan onu bedenle, onu dil ile, onu kalble, onu da para iledir.
Bedenle
olan hakları:
01- Hizmet ederek rızalarını almak. Hadis-i
şeriflerde buyuruldu ki:
“Ana-babasına
hizmet edenin ömrü bereketli ve uzun olur.” (İslam Ahlakı)
“Ana-babasını
dine uygun hizmetleriyle razı eden, Allah’ı razı etmiş olur, onları
gazaplandıran, Allah’ı gazaplandırmış olur.” (İbni Neccar)
“Ana-babası,
yanında ihtiyarladığı halde, (rızalarını alamayıp) Cenneti kazanamayanın burnu
sürtsün.” (Tirmizi)
Hasan-ı
Basri hazretleri, Kâbe’yi tavaf ederken sırtında yük olan bir zat görüp der ki:
– Niçin
yükle tavaf ediyorsun?
– Bu
yük değil, babamdır. Bunu Şamdan yedi defa getirip tavaf ettim. Çünkü, bana
dinimi, imanımı öğretti. Beni islam ahlakı ile yetiştirdi.
– Kıyamete
kadar böyle arkanda taşısan, bir defa kalbini kırmakla bu yaptığın hizmet boşa
gider. Bir defa da gönlünü yapsan, bu kadar hizmete karşılık olur.
Ana-babaya
hizmette kusur etmemelidir. Hz. İbni Abbas, “Ana-babana karşı, kusurlu, güçsüz,
aşağı bir kölenin, sert, kaba efendisine karşı bulunduğu hal üzere ol!” buyurdu.
Anneye
hürmet ve hizmet, babadan önce gelir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
“Anneye
yapılan iyiliğin ecri iki mislidir.” (İ.Gazali)
“Önce,
annene, sonra babana, kız kardeşine, erkek kardeşine ve sırası ile diğer
yakınlarına iyilik et!” (Nesai)
“Veysel
Karaninin kavuştuğu bütün ihsan ve dereceler, anasına yaptığı iyilik
sebebiyledir.” (R.Nasıhin)
“Ya
Resulallah, annem müşriktir. Ona iyilik etmem caiz midir?” diye sorana, “Evet,
annene iyilik ve ihsanda bulun!” buyuruldu. “Ebu Davud”
Her
peygamber, kendi annesinden de üstündür. Buna rağmen, peygamberler de,
annelerine hürmet ve hizmet etmişlerdir.
Kâfir
olan ana-babaya hizmet etmek, nafakalarını vermek, ziyaretlerine gitmek
gerekir. Küfre sebep olan şeyleri yaptıracaklarından korkulursa, ziyaretlerine
gidilmez. “Bezzâziyye”
Hz.
Musa, Cennetteki komşusunun kim olduğunu Hak teâlâdan sorup öğrendikten sonra
yanına gider. Bu bir kasaptır. Kasap, bir parça et pişirir. Asılı zenbili aşağı
alır, çok zayıf bir kadına et ve su verir. Üstünü başını temizleyip, zenbile
koyar. Kasap, “Bu annemdir. Yaşlanıp bu hale girdi; sabah-akşam böyle bakarım”
der. Kasabın annesinin, “Ya Rabbi oğlumu Cennette Musa aleyhisselama komşu
eyle” dediğini Hz. Musa da işitir. Kasaba, “Müjde, Allahü teâlâ, seni Musa
aleyhisselama komşu etti” buyurur. “Şir’a”
02- İyilik etmek. Ana-babaya iyilik ve ihsan,
evlada farzdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
“Ana-babasına
iyilik eden evlat, Peygamberlerle beraber Cennete girer.” (İ.Rafii)
“Ana-babasına
iyilik edenin ömrü uzun, rızkı bereketli olur.” (İ.Ahmed)
“En
faziletli amel, vaktinde kılınan namazdan sonra ana-babaya iyiliktir.” (Müslim)
“Ana-babaya
ihsan, bedbahtlığı saadete çevirir, ömrü uzatır ve insanı kötü ölümden korur.”
(Ebu Nuaym)
“Ana-babanıza
ihsan ederseniz, çocuklarınız da size ihsan eder.” (Taberani)
“Sen
de malın da babana aittir.” (İbni Mace)
03- Asi olmamak, karşı gelmemek. Hadis-i
şeriflerde buyuruldu ki:
“Ana-babaya
karşı gelmek büyük günahtır.” (Buhari)
“Ana-babasına
asi olan Cennete giremez.” (Nesai)
“Ana-babasına
karşı gelenin ömrü bereketsiz ve kısa olur.” (İslam Ahlakı)
İmanı
olanlardan Cehennemden en sonra çıkacak olanlar, Allahü teâlânın yolunda olan
ana-babasının İslamiyete uygun olan emirlerine asi olanlardır.
Ana-babanın
ve hiç kimsenin, dine uymayan emri yapılmaz. Fakat, ana-babaya, yine tatlı
söylemek, onları incitmemek gerekir.
Ana-baba
kâfir ise, onları kiliseden, meyhaneden, sırtta taşıyarak bile, geri getirmek
gerekir. Fakat, oralara götürmek gerekmez.
Ana-baba
zalim de olsa, onlara karşı gelmek, onlarla sert konuşmak caiz değildir.
“Anam-babam
çok şefkatsiz, onlara nasıl itaat edeyim” diyen bir kimseye, Resulullah
efendimiz buyurdu ki:
“Anan
seni 9 ay karnında gezdirdi. 2 yıl emzirdi. Seni büyütünceye kadar koynunda
besledi ve kucağında gezdirdi. Baban da seni büyütünceye kadar birçok zahmete
katlandı. İdare ve maişetini temin etti. Sana dinini, imanını öğretti. Seni
islam terbiyesi ile büyüttü. Şimdi nasıl olur da, şefkatsiz olurlar? Bundan
daha büyük ve kıymetli şefkat olur mu?” (Ey Oğul İlmihali)
“Ya
Resulallah, yaşlı anama elimle yedirip içiririm. Abdestini aldırır, sırtımda
taşırım. Hakkını ödemiş olur muyum” diye soran kişiye buyurdu ki:
“Hayır
yüzde birini bile ödemiş olamazsın. O sana, yaşaman için hizmet ediyordu, sen
ise, ölümünü bekleyerek hizmet ediyorsun. Ancak Allahü teâlâ, bu az iyiliğine
karşılık çok sevap ihsan eder.” (R.Nasıhin)
Bir
zat, “Ya Resulallah, ana-baba, evladına zulmetse de rızalarını almayan
Cehenneme girer mi” diye sorunca, cevaben 3 defa “Evet zulmetseler de
rızalarını almayan Cehenneme girer” buyurdu. “Beyheki”
Şu
halde ana-baba zalim olup, evlada zulmetseler de, günah işlemeyi emretseler de,
yine onları üzmemeye, küstürmemeye çalışmalıdır! Günah olan emirleri yapılmaz
ama, yine de onları üzücü söz söylemek caiz olmaz.
Ana-baba
kötü bile olsa, yine onlarla iyi geçinmelidir! Ziyaretlerini terk etmek büyük
günahtır. Hiç olmazsa, selam göndererek, tatlı mektup yazarak, telefon ederek,
bu günahtan kurtulmalıdır!
Kur’an-ı
kerimde 3 şey, 3 şeyle beraber bildirildi. Biri yapılmazsa, ikincisi kabul
olmaz. Peygambere itaat edilmezse, Allah’a itaat edilmiş olmaz. Ana-babaya
şükredilmedikçe, Allahü teâlâya şükredilmiş olmaz. Malın zekatı verilmedikçe,
namazlar kabul olmaz. “Tefsir-i Mugni”
04- İtaat etmek, karşı gelmemek, günah
olmayan emirlerini yapmak.
Hz.
Musa, Allahü teâlâdan 9 defa nasihat istedi. Hepsinde de, ana-babaya itaat
etmesi emrolundu. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
“Ana-babaya
itaat, Allah’a itaattir, onlara asi olmak, Allah’a asi olmaktır.” (Taberani)
Babasına
asi gelen, çocuğundan mürüvvet göremez, muradına kavuşamaz, ailesi ile
geçinemez, evinin tadı bozulur. “Şir’a”
05- Sert bakmamak, şefkatle, sevgi ile bakmak.
Ana-babasına şefkat ve sevgi ile bir defa baksa, kabul edilmiş bir hac sevabına
kavuşur.
Peygamber
efendimiz “Ana-babanın yüzüne merhametle bakana, hac ve umre sevabı yazılır”
buyurunca, “Günde bin defa bakarsa da böyle midir?” denildi. Cevaben buyurdu ki:
“Günde
yüzbin defa baksa da…” (R.Nasıhin)
Yine
buyurdu ki:
“Ana-babanın
yüzüne sevgi ile bakmak ibadettir.” (Ebu Nuaym)
06- Üzmemek, incitmemek, rızalarını kazanmak.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
“Rabbin
rızası, ana-babanın rızasında, gazabı da, ana-babanın gazabındadır.” (Buhari)
“Ana-babasının
rızasını alan mümine Cennetten iki kapı, üzene de Cehennemden iki kapı açılır.”
(Beyheki)
“Ana-babasını
razı eden mümin, ne yaparsa yapsın Cehenneme girmez, inciten de Cennete
girmez.” (Şir’a)
“Hak
teâlâ, bazı günahların cezasını kıyamete kadar geciktirir. Ana-babaya isyan
bundan müstesnadır.” (Hakim)
Ana-babayı
üzmek, onlara eziyet etmek büyük günahtır. Ana-babanın veya hiç kimsenin günah
olan emirleri yapılmaz. Ana-babanın yemeklerinde haram karışığı olduğu şüpheli
olsa, ana-baba bu yemekten yemesi için evladını zorlasa, evladın o yemekten
yemesi gerekir. Çünkü şüpheli şeylerden kaçınmak vera, ana-babanın rızasını
almak ise vaciptir. Fakat gayrı meşru emirleri dinlenmez. Mesela onlar, “İçki
iç, namaz kılma, yoksa senden razı olmayız” deseler de, haram olan şeyler
yapılmaz. Çünkü “Halıka isyan olan işte, kula itaat edilmez” emri vardır. Hak
teâlâ buyuruyor ki:
“Biz,
insana, ana-babasına iyi davranmasını tavsiye ettik. Eğer onlar, seni, hakkında
bilgin olmayan bir şeyi bana ortak koşman için zorlarlarsa, onlara itaat etme.”
(Ankebut 8)
Ana-babası
günah işleyen çocuk, bunlara bir defa nasihat eder. Kabul etmezlerse, susar.
Onlara dua eder.
07- İzinsiz sefere gitmemek.
Hacca
giderken, muhtaç olmayan ana-babadan izin almak sünnettir.
Ana-baba
muhtaç ise, izinsiz gitmek haramdır. Ana-babası muhtaç olmayan, onlardan
izinsiz farz olan hacca gidebilir. Fakat nafile olan hacca izinsiz gidemez.
“Redd-ül Muhtar”
Cihad
için izin isteyen birine Peygamber efendimiz, ana-babasının sağ olduğunu
öğrenince, “Burada kal, onlara hizmet et, onlara hizmet cihaddır.” “Buhari”
Cihada
gitmek için gelen başka birisine de buyurdu ki:
“Annenin
yanından ayrılma! Cennet onun ayağı altındadır.” (Nesai)
Biri
de, hicret etmek için gelip, “Ya Resulallah, ana-babamı ağlatarak geldim” dedi.
Peygamberimiz, bu duruma üzülerek buyurdu ki:
“Hemen
git, onları ağlattığın gibi güldür!” (Ebu Davud)
Ana-babayı
ziyaret etmemek büyük günahtır. Hiç olmazsa, selam göndererek, tatlı mektup
yazarak bu günahlardan kurtulmalıdır.
08- Saygıda, hürmette kusur etmemek. Hadis-i
şerifte buyuruldu ki:
“Büyüğünü
saymayan bizden değildir.” (Tirmizi)
Onları
görünce ayağa kalkmak, yanlarına gitmek, onlar oturuncaya kadar ayakta durmak,
izinsiz oturmamak gerekir. Otururken edepli oturmalı, ayağını uzatarak
oturmamalı, bacak bacak üstüne atmamalıdır. Onlar bana bir şey demiyor diye
bunları ihmal etmemelidir.
09- Onlarla yolda giderken, arkalarından
gitmek. Zaruretsiz önlerinde yürümemek.
10- Çağırınca, hemen kalkıp yanlarına gitmek,
buyurun demek. Ana-baba çağırınca, farz namazı bozmak caiz olur ise de, ihtiyaç
yoksa, bozmamalıdır. Sünnetler bozulur. Hak teâlâ, buyurdu ki:
“Ya
Musa, benim indimde çok ağır ve büyük bir günah vardır ki, o da, ana-baba
evladını çağırınca, emrine uymamasıdır” (İslam Ahlakı)
Dil
ile olan hakları:
11- Yumuşak söylemek, tevazu etmek. Öf bile
dememek. Hak teâlâ buyuruyor ki:
“Biz
insana, ana-babasına iyilik etmesini tavsiye ettik.” (Ahkaf 15)
“Rabbin,
yalnız kendisine kulluk etmenizi, ana-babanıza da iyi davranmanızı emretti.
Onlardan biri veya ikisi senin yanında yaşlanırsa, kendilerine öf bile deme;
ağır söz söyleme, onlarla yumuşak ve tatlı konuş, onlara acı, tevazu kanadını
gerip “Rabbim, küçükken beni yetiştirdikleri gibi sen de onlara merhamet et”
diye dua et.” (İsra 23, 24)
Hasan-ı
Basri hazretleri buyurdu ki:
“Âlim
bir evladın ana-babası kâfir olsa, kuyudan su çekmeleri için ona muhtaç
olsalar, o da birkaç kova çektikten sonra öf dese, bu sebeple bütün amellerinin
sevabı yok olur.”
12- Konuşurken sesini, onların sesinden
yüksek çıkarmamak.
13- Yanlarında çok konuşmamak, edebi aşmamak.
Ana-baba bildiği şeyleri de anlatsa, yine aynı şeyler mi dememek. Hiç duymamış
gibi can kulağı ile dinlemek.
14- Kaba, dokunaklı ve argo söz söylememek.
Mesela iki kardeşi olan biri, öteki kardeşini kastedip “Oğlun şunu yaptı. Ben
yapsam kıyameti koparırdınız” veya “Anne torunu tepene çıkartıyor, çok
şımartıyorsun. Söz dinletemiyoruz” gibi sözlerle ana-babayı üzmemelidir.
Çocuklarını ana-babanın yanında dövmemeli, azarlamamalıdır. Böyle şeyler
ana-babayı üzer.
15- Hanımını onlardan üstün tutmamak.
Peygamber efendimiz buyuruyor ki:
“Hanımını
anasından üstün tutana lanet olsun! Onun farz ve diğer ibadetleri kabul olmaz.”
(Şir’a)
16- İsimleri ile çağırmamak, sözlerini
kesmemek, sözlerinin arasına girmemek. Bilgiçlik taslamamak. Ana-baba yanlış da
söylese, öyle değil diyerek itiraz etmemek.
17- Ana-babanın arasını açacak söz ve
hareketlerden uzak durmak. Ana-baba ile oğul veya kızın arasını açacak işlerden
uzak durmak. Gelinleri, ana-baba ile oğullarının arasını açacak sözlerden uzak
tutmalıdır. Peygamber efendimiz, “Ana ile oğulun arasını açana lanet etsin”
buyurmuştur. “Gunye”
18- Konuşurken, yap, yapma gibi ifadeler
kullanmamak. Yapar mısın gibi ricada bulunmalıdır.
19- Hayır dualarını almak. Ana-baba duasını
ganimet bilmek. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
“Üç
kişinin duası kabul olur. Ana-baba, mazlum ve misafirin duası.” (Tirmizi)
“Ana-babanın
duası, ilahi hicaba ulaşır, duaları kabul olur.” (İbni Mace)
20- Beddualarını almamak. Hadis-i şeriflerde
buyuruldu ki:
“Ana-babanın
çocuğuna ve mazlumun zalime olan bedduaları, reddolmaz.” (Tirmizi)
“Kendinize,
evladınıza ve malınıza beddua etmeyin! Duaların kabul olduğu bir saate rastlar
da bedduanız kabul olur.” (Müslim)
Ana-baba
çağırdığı zaman herhangi bir işle uğraşırsan, hemen onu terk edip, derhal
ana-babanın emrine koş! Anan-baban sana kızıp bağırırsa, onlara sen bir şey
söyleme! Ananın-babanın duasını almak istersen, sana emrettikleri işleri çabuk
ve güzel yapmaya çalış! Bu işini beğenmeyip sana gücenmelerinden ve beddua
etmelerinden kork! Sana darılır iseler, onlara karşı sert söyleme! Hemen
ellerini öperek gazaplarını teskin et! Ananın-babanın kalblerine geleni gözet!
Çünkü senin saadet ve felaketin, onların kalblerinden doğan sözdedir.
Anan-baban hasta ise, ihtiyar ise, onlara yardım et! Saadetini onlardan
alacağın hayır duada bil! Eğer onları incitip, beddualarını alırsan, dünya ve
ahiretin harap olur. Atılan ok tekrar geri yaya gelmez. Onlar hayatta iken,
kıymetini bil!
Kalb
ile olan hakları:
21- Acımak, merhamet etmek. Hadis-i şerifte
buyuruldu ki:
“Merhamet
etmeyene, merhamet edilmez, acımayana acınmaz.” (Müslim)
22- Sevmek. Her fırsatta ana-babanın ellerini
öpmeli, sevdiğini hissettirmelidir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
“Annesinin
ayağını öpen, Cennetin eşiğini öpmüş olur.” (Şir’a)
23- Sevinçlerine sevinmek. Bir şeye
sevinince, “Ne iyi olmuş, hayırlı olsun” gibi sözlerle memnuniyetini
bildirmelidir.
24- Üzüntülerine üzülmek, dertleri ile
hemdert olmak. Bir şeye üzülmüşlerse, “Geçmiş olsun” diyerek ilgilendiğini,
üzüldüğünü bildirmeye çalışmalıdır.
25- Çok söylemelerinden incinmemek. İncinse
bile, kesinlikle incindiğini hissettirmemek.
26- Sitem ve cefalarına kızmamak. Sözlerini
hiç duymamış gibi hareket etmek.
27- Onlardan razı olmak. Ne yapıp yapmalı,
onların rızalarını almaya çalışmalıdır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: “Allah’ın
rızası ana-babanın rızasındadır.” (R.Nasihin)
28- İncitmekten çok korkmak. İsra suresinin
23. âyet-i kerimesinde ana-babaya iyi davranmak, onlara yumuşak ve tatlı
söylemek emredilmektedir. Gaflete düşüp ana-babanın kalbini kırarsan, derhal
rızalarını almaya çalış, yalvar ve ne yaparsan yap, onların gönlünü al!
29- 9- Nazlanmamak. Aksine onların nazına
katlanmalıdır. Çünkü ana-baba küçükken bizim çok nazımızı çektiler. Nazlanma
sırasının onlarda olduğunu unutmamalıdır.
30- Sıkıntı görse de, ölseler de kurtulsak
diye düşünmemek, çok yaşamalarını arzu etmek. Onlar, bizden çok sıkıntı
gördükleri halde, yaşamamızı istemişlerdi. İcabında kendileri aç durup bizi
doyurmuşlardı.
Mal,
para ile olan hakları:
31- Kendinden önce, onlara elbise almak.
Kendi yiyeceğinden iyisini onlara vermek.
32- Uzakta iseler ziyaretlerine gitmek.
Ana-baba ve mahrem akrabaları ziyaret etmek vaciptir. Hiç olmazsa, selam
göndererek, tatlı mektup yazarak bu günahlardan kurtulmalıdır. Ziyarette sıra,
ana, baba, evlat, dede, nine, kardeş, amca, hala, dayı ve teyzedir.
33- Beraber yemek.
34- Arzularını sormak, öğrenip yerine
getirmek.
35- Evlerini temizlemek, boyamak, tamir etmek.
36- Para vermek. İhtiyaçları olup da
söyleyemezler belki.
37- Malı, parayı onlara serbest etmek. Ne
zaman isterseniz, malım, param size feda olsun demeli, bir kızgınlıkları varsa,
bu yolla onları teskin etmelidir. Ana-babaya harcanan paradan suâl olunmaz.
Muhtaç olan ana-babaya yardım farzdır. Kur’an-ı kerimde buyuruluyor ki:
“Ana-babaya,
akrabaya, yetimlere, yoksullara, yolculara infak edin!” (Bekara 215)
Kime
infak edeceğini soran kimseye Resulullah efendimiz, “Kendine, ana-babana, sonra
hanımına ve çocuklarına, hizmetçine bundan sonrasını da artık sen bilirsin”
buyurdu. “Nesai”
Babası
hasta olup, bakacak kimse bulunamazsa, kocasından izinsiz gidip hizmet eder.
Zimmi baba da böyledir. Çocuk, zengin olan babasına bakmaya mecbur değildir.
“Bezzâziyye”
Zengin
çocuğun, fakir olan ana-babasına nafaka vermesi farzdır. Fakir kimsenin, fakir
babasına nafaka vermesi farz değildir. Fakir olan ana-babasını kendi evine
alıp, birlikte otururlar. “Fetava-i Hayriyye”
Ana-babadan
birine iyilik edince öteki incinirse, babaya hürmet ve itaat etmeli, anaya
hizmet, yardım ve ihsan etmelidir.
38- Ara sıra güzel yemek yapıp, davet etmek.
Gönülleri ister de, belki söyleyemezler.
39- Dostlarını, dost bilip davet ederek
gönüllerini almak. Düşmanlarından da uzak durmaya çalışmak.
40- Hastalandıkları zaman, tedavileri ile
meşgul olmak, ilaç almak. Bir bakıcı, bir hizmetçi tutmak yerine, bizzat
kendisi hizmet etmeye çalışmalıdır.
Vefatlarından
sonraki 40 hak:
41- Definlerinde erken davranmak.
42- Sünnet üzere yıkamak. Bu işi bilen iyi kimselere
yıkatmalıdır.
43- Sünnet üzere kefenlemek.
44- Caiz olmayan kefen yapmamak.
45- Sünnet olan sayıya dikkat etmek.
Erkeklere 3 parçadan fazla yapmamak.
46- Kefende israf etmemek.
47- Helal parasından kefen almak.
48- Cenaze namazını biliyorsa kendisi
kıldırmak. Bid’at ehli kimselere kıldırmamak.
49- Onlara hep dua etmek. Bir hadis-i şerif
meali: “Ana-babasına dua etmeyenin rızkı kesilir” (Şir’a)
50- Toprağa kendisi koymak.
51- Mezarı kazan ve çalışanları memnun etmek.
52- İyi ve salih kimselerin arasına defnetmek.
53- Kötülerin arasına gömmemek. Çünkü kötü
komşudan onlara sıkıntı gelir.
54- Kabrin üzerini balık sırtı gibi yapmak.
55- Kerpiç kullanmak.
56- Pişmiş tuğla kullanmamak. Çivi, tuğla
gibi fırınlanmış şeyleri kabrin içinde kullanmak mekruhtur. Kabrin üstünü,
dışardan tuğla ve mermerle örtmek caizdir.
57- Toprağı başında sadaka vermek.
58- Kabir başında dua etmek. (Sadakayı ve
duayı geciktirmemek. 40. ve 52. gece gibi bid’at olan işlerden uzak durmak.)
59- Borçlarını ödemek.
60- Telkini kendi vermek.
61- İskatını hemen yapmak. Ölünün namaz ve
oruç borcu için, başkası onun yerine namaz kılamaz ve oruç tutamaz. Hadis-i
şerifte buyuruldu ki:
“Başkası
yerine oruç tutulmaz ve namaz kılınmaz. Fakat onun orucu ve namazı için fakir
doyurulur.” (Nesâi)
62- Mezar taşına caiz olmayan ifadeler
yazdırmamak. Mesela Fatiha veya Besmele veya ayet yazmak caiz değildir. Latin
harfleriyle de caiz olanı yazmamalıdır. Başkaları uzun yıllardan beri yazıyorsa
da, caiz değildir.
63- Vasiyetlerini yerine getirmek. Dine uygun
değilse yerine getirilmez.
64- Namazlardan sonra dua edip, sevaplarını
onların ruhlarına göndermek. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
“Ana-babasına
asi olan, vefatlarından sonra, onlar için dua etse, Allahü teâlâ, onu,
ana-babasına itaat edenlerden yazar.” (İbni Ebiddünya)
65- Sevabı onlara olmak üzere oruç tutmak.
66- Sevabı onlara olmak üzere hac etmek.
Âlimlerin çoğuna göre ana-baba için hac caizdir.
Hadis-i
şerifte buyuruldu ki:
“Ölmüş
ana-babası adına hac edene, hem kendi, hem de ana-babası için hac yapmış sevabı
verilir. Ana-babasının ruhuna müjde verilir.” (Dare Kutni)
67- Sevabı onlara olmak üzere sadaka vermek.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
“Sadaka
verirken, sevabını Müslüman ana-babanızın ruhuna niye hediye etmezsiniz? Hediye
ederseniz, verdiğiniz sadakanın sevabı, onların ruhuna gideceği gibi,
sevabından hiçbir şey eksilmeden size de yazılır.” (Taberani)
68- Kabirlerini ziyaret edip Kur’an-ı kerim
okumalıdır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
“Ana-babasının
veya birinin kabrini ihlasla ve mağfiret umarak ziyaret eden, kabul olmuş bir
hac sevabı alır ve bunu âdet edinenin kabrini de melekler ziyaret eder.” (Hakim)
69- Kabirlerini Cuma günleri ziyaret etmek.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
“Ana-babanın
kabrini, Cuma günleri ziyaret edenin günahları affolur, haklarını ödemiş olur.”
(Tirmizi)
70- Ziyarette dua ve Kur’an-ı kerim okumakla
meşgul olmak, uygunsuz söz söylememek.
71- Sağlıklarında incinmiş iseler, çocuk
salih olunca razı olurlar. Onların öğrettikleri iyi şeylerle amel ettiği
müddetçe, sevabı onlara da ulaşır.
72- Onlardan kötü bir yol edinmiş ise, her
yaptığından onlara da günah ve azap gider. Bunun için, onlardan veya onların
vasıtası ile öğrendiği kötü şeyleri terk etmeli, kendi kötü amelleri ile,
onlara kabirde azap ettirmemelidir.
73- Ana-babaya sövmemek. Hadis-i şerifte,
“Ana-babaya sövmek büyük günahtır” buyuruldu. “Buhari” Yani birinin
ana-babasına söversen, o da senin ana-babana sövebilir.
74- Yakınlarına iyi davranmak. Hadis-i
şerifte buyuruldu ki:
“Ölmüş
ana-baba için dua ve istiğfar etmek, borçlarını ödemek, dostlarına ikram etmek,
onların yakınlarını ziyaret etmek, iyi davranmak suretiyle onlara ikramda
bulunun.” (Hâkim)
75- Dostlarını ziyaret etmek. Hadis-i şerifte
buyuruldu ki:
“Babası
öldükten sonra, onun dostlarını ziyaret eden, en iyi iyiliği yapmış olur.”
(Müslim)
76- Dostları ile görüşmek. Hadis-i şerifte
“İyiliklerin en mükemmeli, baba dostunu görüp gözetmektir” buyuruldu. (Müslim)
77- Fıtır bayramında, sevabı onlara olmak
üzere sadaka-i fıtır vermek.
78- Kurban bayramında sevabı onlara olmak
üzere kurban kesmek.
79- Ana-babanın sevdiği yemeği yapıp,
fakirlere verip ruhlarını şad etmek.
80- Kötülüklerini söylememek. Hadis-i şerifte
“Ölülerinizi hayırla anın, iyiliklerini söyleyin, kötülüklerini açıklamayın”
buyuruldu. (Tirmizi)
(İmam-ı
Nesefi Rahmetullah Hazretleri)
Yorumlar
Yorum Gönder