Erkeğin Eşine Karşı 26 Görevi...
Erkeğin
Eşine Karşı 30 Görevi...
Erkeğin kadına karşı vazifelerini
İslam kitapları uzun uzun yazmaktadır. Biz, buraya uygun, kısa ve faydalı
olduğunu görerek, Erzurumlu İbrahim Hakkı hazretlerinin (ölümü: 1195: Siirt,
Tillo), Marifetname kitabında olanı aynen aşağıda bildiriyoruz:
Ey aziz! Erkeğin hanımıyla
görüşmesinde, otuz şeyi yapması lazımdır:
01- Ona karşı her zaman, güzel huylu
olmalıdır.
02- Ona karşı her zaman, yumuşak
davranmalıdır.
03- Eve gelince hanıma selam vermeli “Selamün
Aleyküm” demeli ve “Nasılsın?” Diye hatırını sormalıdır.
04- Çocukları terbiyede; ona yardım
etmelidir. Çünkü bebek, anasına gece-gündüz ağlayıp, hiç rahat vermez. Onu
insafsızca üzen bir alacaklıdır. O halde, ona imdat edene, Allah’ü Teâlâ yardım
eder.
05- Hanımına, memlekette adet olan
elbisenin, çamaşırın en kıymetlisini giydirmelidir. Ev içinde, her istediği
güzel şeyleri giydirmelidir. Sokağa çıkarken, bunları da örtmeli, yabancıya
göstermemelidir.
06- İyi şeyler yedirmelidir. Zengin
ise, helal olan her şeyi almalıdır. Ona geniş, kullanışlı, sıhhi ve İslam
hanımına yakışan elbise ve nefis taam temin etmeyi, kendine borç bilmelidir.
07- Nafakasını sıkmamalı, israf da
etmemelidir. Ailenin nafakasına verilen paranın sevabı, sadaka sevabından daha
çoktur. Peygamberimiz "sallü aleyhi ve sellem" buyurdu ki: “Gaza için
sarf edilen, köle azad etmek için, fakire sadaka vermek için ve evindekilerin
nafakası için sarf edilen altınların en üstünü ve sevabı çok olanı, evin
nafakasına verilen altının sevabıdır!”,
08- Hiç olmazsa haftada bir kere tatlı
yedirmelidir. Yemeği yalnız yememelidir, çoluk - çocukla yemek sevaptır. En
mühim şey, nafakayı, helalden kazanıp, helalden yedirmektir.
09- Hanımını hiç dövmemelidir. Dünya
işlerindeki kusuru için, acı, sert söylememelidir. Kadınların kalpleri ince,
nazik ve akılları farklı olduğundan, birbirlerine haset edenleri çoktur. Bu
bakımdan, bilhassa yeni evliler, uyanık olmalı, ana, kızkardeş ve başka
kadınların, hanımını çekiştirmelerine aldanmamalı, böyle şeyler söylemesine
fırsat vermemelidir. Böyle sözlere uyarak, hanımını incitmekten çok
çekinmelidir.
10- Anası, kız kardeşleri için
hanımının söylediklerine karşı da uyanık olmalı. Anaya eziyet olunmasına hiçbir
suretle göz yummamalıdır. Anasına, kendisi, hanımı ve çocukları, her hâlükârda
saygı göstermelidir. Ana-babaya, kayınvalide ve kayınpedere hürmet, hizmet
edilmesi birinci vazife olmalıdır. Büyüklerin rızasını, duasını almağa
çalışmalı, hayır dualarını büyük kazanç bilmelidir.
11- Allah’ü Teâlâ'nın emirlerini yapmak
hususunda olan kusuru için, bir günden çok dargın durmamalıdır.
12- Hanımının huysuzluklarını, yumuşak
karşılamalıdır. Çünkü kadınlar, eğri kaburga kemiğinden yaratılmıştır. Akılları
ve dinleri erkeklerden azdır. Erkeğe emanet olunmuşlardır. Gülerek tatlılıkla
geçinmek için alınmışlardır.
13- Hanımının ahlakında bir değişiklik
görürse, kabahati kendinde bulup, ben iyi olsaydım, o da böyle olmazdı, diye
düşünmelidir. Evliyadan birinin hanımı, huysuz idi. Buna hep sabreder,
soranlara derdi ki, eğer onu başarsam, ona sabredemeyen biri alır da, ikisinin
birden felakete düşmelerinden korkarım. Büyükler buyurmuş ki, bir kimse
ailesinin huysuzluğuna sabrederse, altı şey ziyandan kurtulur: Çocuk dayaktan,
tabak-bardak kırılmaktan, ahırdakiler dövülmekten, kedi sövülmekten, misafir gücendirilmekten,
elbise yırtılmaktan kurtulur.
14- Hanımı kızınca, susmalıdır. Böylece
kadın, pişman olup, özür dilemeğe başlar. Çünkü o zayıftır. Susunca mağlup
olur.
15- Hanımının iyiliği çoğalıp, her işi
seve seve yapınca, ona dua etmeli ve Allah’ü Teâlâ'ya şükür etmelidir. Çünkü
uygun bir kadın büyük nimettir.
16- Hanımı ile öyle olmalıdır ki, kocam
beni herkesten çok seviyor, bilsin!
17- Bakkal, kasap, çarşı, pazar
işlerini asla ona bırakmamalı. Evin idaresinde, onun fikrini sormalı.
Dışarıdaki büyük işleri söyleyerek, onu üzmemelidir.
18- Hanımının cahilce hareketleri için,
daima uyanık bulunmalıdır. Çünkü Âdem babamız, ehli olan Havva anamızın daveti
üzerine, yanlış iş işledi. Evde hakim, amir, erkek olmalıdır. Kadın değil.
19- Hanımının, günah olmayan
kusurlarını görmezlikten gelmelidir. Günah iş ve sözden vazgeçmesini ve namaza,
oruca ve gusül abdesti almağa devam etmesini tatlı ve yumuşak sözlerle nasihat
etmelidir. Kıymetli elbise ve ziynet eşyası alacağını va'dederek ibadetleri
yaptırmalı, günahlarını önlemelidir.
20- Hanımının ayıplarını, sırlarını,
herkesten gizlemelidir.
21- Hanımına latife, şaka yapmalı ve
kadının seviyesine inip onu hoşnud etmelidir. Nitekim, Allahü teâlâ'nın
sevgilisi "sallü aleyhi ve sellem", ezvac-ı mutahharasına karşı,
insanların en zarifi idi. Hatta bir kerre Âişe radiyü anha ile yarış etti. Âişe
validemiz geçti. Bir daha yarış ettiklerinde, Server-i âlem (sallu aleyhi ve
sellem) geçti. Müslümanın ehli ile oynaması, boş ve günah değildir, sevaptır.
22- Hanımını Cadde üstünde, parklara,
oyun yerlerine, spor sahalarına, mekteplere karşı olan evlerde oturtmamak,
yabancı erkekleri görmesine, onlarla konuşmasına sebep olmamaktır. Müslümanlar,
ailesini, iyi havalarda, çayırlara, su kenarlarına, haram bulunmayan, kalabalık
olmayan yerlere götürerek gezdirmeli, hava aldırmalıdır. Tatil günlerinde,
kalabalık zamanlarda gezdirmemelidir.
23- Hanımını tahsile, vazifeye, fitneye
sebep olan yerlere göndermemektir.
24- Hanımına Kur'an-ı kerim okumasını,
farzlardan, haramlardan ona lazım olanları, öğretmelidir.
25- Hanım, yalnız evde, kocasına karşı
süslenip, başka kimselere süslenmemelidir.
26- Cinsi münasebette, hanımı rahatlanıncaya
kadar feragat etmemelidir. Dört geceden fazla ara vermemelidir... Hayız
halinde, yani adet zamanında, ona takarrüp, yaklaşmak haramdır. Büyük günahtır.
Âdet (regle) on günden sonra kesilirse, gusül etmese bile, münasebet caiz olur.
On günden önce, adet tamam olunca kesilirse, gusül ettikten veya bir namaz
vakti geçtikten sonra caiz olur. On günden ve adetten önce kesilirse, gusül
etse dahi âdeti olan günler tamam oluncaya kadar, ailesi ile münasebet caiz
olmaz. Fakat bu zaman içinde namaz kılması ve oruç tutması lazımdır.
27- Hanımından izinsiz sefere, hatta
nafile hacca gitmemelidir. Sefer, insanın adi yürüyüşü ile üç gün, üç gecelik
yani 104 km.lik yoldur.
28- Hanımı namaz kılıyor ve erkeğine
itaat ediyorsa, ondan başka evlenmemelidir. Zira hanımları arasında adalet ve
eşitlik yapmayanlar Cehenneme gideceklerdir. Peygamberimiz Sallü Aleyhi
Vesellem buyurdu ki: "İki hanımı olup da, ikisine eşit bakmayan kimse,
kıyamet günü, mahşer meydanına yarısı eğrilmiş olarak gelecektir."
29- Hanıma, gamını, kederini,
düşmanlarını, borçlarını söylememelidir.
30- Ona, yanında ve yanında olmadığı
zamanlarda, hep hayır dua etmeli, fena dua etmemelidir. Çünkü gece-gündüz onun
için çalışmaktadır. Onun ekmekçisi, aşçısı, terzisi ve hamamcısı ve malının
bekçisi ve yoldaşı ve munisi ve yâri ve nigarıdır. (Ma'rifetnamenin yazısı
burada tamam oldu.)
İmam-ı Gazali buyuruyor ki,
"Erkeğin vazifelerinden on ikincisi, hanımını boşamamasıdır. Zira Allah’ü Teâlâ,
bütün mubahlar [yani izin verdiği şeyler] içinde yalnız, talak vermeyi [yani
boşanmayı] sevmez, zaruret olmadıkça, birini incitmek caiz değildir."
Dinini bilen ve seven erkekler, her
hareketinde dine uyarak, hem kendilerine, hem de aile ve akrabasına ve bütün mahlûklara
hayırlı ve faideli olur. Bunun için, kızını seven ve onun dünyada ve ahirette mesut
olmasını isteyen, kızını Müslüman ve salih kimselere vermelidir. Mal ve
apartman ve mevki sahibi değil, din ve ahlak sahibi damat aramalıdır.
Peygamberimiz buyurdu ki, "Bir kimse, kızını fasıka verirse, Allah’ü Teâlâ’nın
emanetine hıyanet etmiş olur. Emanete hıyanet edenlerin gideceği yer,
Cehennem'dir." Bir hadis-i şerifte buyuruldu ki: "Kızını fasıka veren
kimse, mel'undur." Fasık, kendini ve ailesini haramlara, günahlara sokan
kimsedir
Erzurumlu İbrahim Hakkı; Marifetname
Yorumlar
Yorum Gönder