Her İnsanın Ölüm Anı Bellidir
Her İnsanın Ölüm Anı Bellidir
Soru: Edilen
bedduaların, özellikle de anne babanın ahını almanın insan ömrüne nasıl bir
etkisi olabilir?
Cevap: Değerli
kardeşimiz,
Levh-i
Mahfuz'da -şartlı olarak- yazılan muallak ecelin süresini kısaltabilir.
Örneğin, şu kişi annesine karşı saygısızlık ettiğinde ve onun bedduasını
aldığında ömrü kırk yıl, almadığında ise elli yıl olacaktır. Rabbimiz de ezeli
ilmi ile bunu bilir ve ona göre ömrünü tayin eder. Tabii ki, Allah sonuçta bu
kişinin ne yapacağını bilmektedir. Nitekim hadiste,
“Sadaka belaları defeder, ömrü
uzatır.” (Heysemi,
Mecmaü’z-Zevaid, III/63) manasına gelen ifadeler vardır.
Bu beddualar,
ömrün bereketsiz geçmesine vesile olabilir. O beddualar, dünya hayatında
çocuğun ömrü hayatında birçok musibet çekmesi, çocuklarından sıkıntı çekmesi,
huzursuz bir hayata mahkûm olması gibi şeyler olabilir.
Tabii ki, bu
bedduaların kabulü durumunda dünyada olmazsa bile ahirette karşılığı olacak ve
bu daha da kötüdür. Bedduanın aksine dua ve sadaka gibi durumların olması iyi,
ömrü bereketlendirecek ve daha hayırlı bir hayat sürmesine neden olacaktır.
Yoksa Allah'ın ezeli ilminde belli olan ecelin değişmesi diye bir durum yoktur.
Bazı kimseler
Resul-i Ekrem Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimizin, "Sadaka belâyı def eder ve
ömrü uzatır." hadîs-i şerifini ileri sürerek, ömrün
uzayabileceğini ve dolayısıyla da ecelin değişebileceğini iddia ederler. Evvelâ
şunu belirtelim ki, sadakanın ömrü uzatmasının hakikati ne olursa olsun,
neticede insanın ölümü söz konusudur ve bu ise ezelî ilmiyle Allah'ü Teâlâ’nın
malûmudur. Bu noktadan, onun ölüm vakti ve dolayısıyla da ömür müddeti Allah
tarafından takdir edilmiş olup bunun değişmesi mümkün değildir.
Meselâ,
bir kimsenin verdiği bir sadaka ile ömrünün iki yıl uzadığını farz edelim. Bu
şahsın, ecel-i muallâk dediğimiz, şarta bağlı eceli, eğer sadakayı verirse ömrü
elli sene, vermezse kırk sekiz sene, şeklinde olsun. Cenâb-ı Hak o şahsın söz
konusu sadakayı vereceğini bildiği için, ömrünü elli sene olarak takdir
etmiştir. İşte bu ecel değişmez.
Yukarıda
takdim ettiğimiz hâdîs-i şerif ile Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi
Vesellem mü'minleri hayra teşvik etmekte ve aralarındaki sevgi bağlarını sadaka
ile perçinlemektedir. Sadakanın belâyı def etmesi, Allah’ü Zülcelâl'in lütfü ve
atâsıdır. Verdiğimiz sadakaların ne gibi belâların define vesile olduğu ise,
bizim meçhûlümüzdür. Verdiğimiz sadakalarla ve yaptığımız hayırlı hizmetlerle
başımıza gelecek birçok belâların define sebeb olmaktayız. Vücuda gelmediği
için bilemediğimiz bu belâların defi, bizim için ayrı bir nimettir ve bu nimet
menfî nimet şeklinde ifâde edilmektedir. Sadakanın müsbet nimet olması ciheti
ise, mü'minlere hayır ve hasenat kazandırmasıdır.
Sadakanın
ömrü uzatmasını kelâm ilminin büyük âlimlerinden Teftazânî Hazretleri, Şerh-i
Akaid adlı eserinde çeşitli yönleriyle izah etmiştir. Teftazânî Hazretleri'ne
göre:
"Ömrün
uzamasından maksat, ömrün bereketlenmesidir. Âhirete hayır ve hasenat için
verilmiş bir sermaye olan insan ömrünün uzaması, bu sermaye ile daha çok kâr
elde etmek manasınadır. Buna göre ömrün müddetinde bir değişme olmasa da,
sadaka yoluyla mahsulünde bir artma olması ömrün uzaması demektir. Bunu bir
misâl ile açıklamaya çalışalım. Bir ağacın her baharda dört bin meyve verdiğini
ve ömrünün on sene olduğunu farzediniz. Cenâb-ı Hakk'ın ağaca lütuf ve
insanıyla baharlardan birinde dört bin yerine sekiz bin meyve verdirmesi
halinde, ağacın ömrü manen bir yıl uzamış, demektir. İşte sadaka da insan
ömrünün verimini artıran güzel bir vasıtasıdır. Ve bu mânâda ömrü
uzatmaktadır."
Yukarıdaki
hakikati Teftazânî Hazretleri şu şekilde ifâde etmiştir:
"Sadaka,
ömürden maksûd-u ehem (en önemli gaye) olan şeyi ziyade ediyor (artırıyor). O
da amel-i sâliha ile kemâle ermektir. Çünkü insanlar nefislerini kemâle ve iki
dünya saadetine, salih ameller ile getirebilirler."
Sadakanın
ömrü uzatmasının diğer bir mânâsı, rızıkta berekete ve ömrün huzur ve sürür ile
geçmesine vesile olmasıdır.
Başka bir mânâ
da, ömrün uzaması, ölümden sonra hayır ve hasenat defterinin kapanmamasıdır.
Bilindiği gibi, sadaka mal yanında ilim ve irfan ile de olmaktadır. Mü'minlere
faydalı bir eser neşreden bir âlimin sevap defteri ölümüyle kapanmaz. Bu ise
onun ömrünün uzaması demektir. Zira, ömrü uzadıkça hayır ve hasenatına devam
edecek olan o zât, aynı işi ölümden sonra da yapabildiğine göre manen
hayattadır demektir.
İnsanın
ömrünün uzaması mümkün olmadığı gibi kısalması da mümkün değildir. Anne ve
babasının bedduasını alan kişinin ömrü kısalmaz. Ancak sevap işleyen bir insan
nasıl ki sevap cihetiyle ömrünü bereketlendirirse, günah işleyen birisi de
manen ömrünü kısaltmış olur.
Selam ve dua
ile...
Sorularla
İslamiyet
Yorumlar
Yorum Gönder