Ümmet-i Muhammed’e Dua


Ümmet-i Muhammed’e Dua

Hz. Âişe Radiyallahü Anha, Peygamber Efendimiz’i neşeli gördüğü bir gün:

 “– Ey Allah’ın Rasûlü, benim için Allah’a dua ediver!” demişti.

Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem:

“– Allah’ım, Âişe’nin geçmiş, gelecek, gizli ve açık bütün günahlarını mağfiret eyle!” diye dua etti.

Hz. Âişe vâlidemiz o kadar mesrûr oldu ki, sevincinden başı önüne düştü.

Rasûlullah Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuşlardır:

“‒Ey Übeyy! Bana “Kur’ân’ı bir harf üzere oku!” diye (Cibrîl) gönderildi. Ben, Cenâb-ı Hakk’a:
“Ümmetime hafiflet!” diye mürâcaatta bulundum.
O da bana ikincide:
“Onu iki harf üzere oku!” diye cevap verdi.
Ben tekrar;
“Ümmetime hafiflet!” diye müracaat ettim.

Üçüncüde bana:

“‒Onu yedi harf üzere oku! Bu kolaylığa ilâveten bir de sana üç makbul dua hakkı veriyorum. Sana verdiğim şu üç cevabın her birinin yanında bir duanı da kabul edeceğim, benden isteyeceğin şeyi mutlaka vereceğim!” buyurdu.

Bunun üzerine ben:

“Allah’ım! Ümmetimi mağfiret eyle! Allah’ım! Ümmetimi mağfiret eyle!” dedim.

“– Üçüncü isteğimi de bütün mahlûkâtın, hattâ İbrahim Aleyhisselâm’ın bile bana muhtaç olacağı ve benden şefaat dileyeceği güne bıraktım.”
(Müslim, Müsâfirîn, 273)

Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem:

“– Dua etmem seni sevindirdi mi?” diye sordu.

O da:

“– Senin duan beni neden sevindirmesin ki?” dedi.

Bunun üzerine Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem:

“– Vallâhi bu, benim ümmetim için her namazda yaptığım duâmdır!” buyurdu. (Heysemî, IX, 243; İbn-i Hibbân, Sahîh, XVI, 47/7111)

Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuşlardır:
“– Kim bütün mü’minlerin affedilmesi için istiğfar ederse, Allah Teâlâ ona her bir mü’min için bir hasene yazar.” (Heysemî, X, 210)

Rasûlullâh Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur:
Kim sadaka verecek bir şey bulamazsa, duasında:
“– Allâh’ım, kulun ve Rasûlün Muhammed’e salât eyle! Mü’min erkek ve mü’min kadınlarla Müslüman erkek ve Müslüman kadınlara da salât/rahmet eyle!” desin! Bu, onun için sadaka yerine geçer.” (İbn Hibbân, Sahîh, no: 903; Buhârî, el-Edebü’l-müfred, no: 640)

Hz. Sevbân Radiyallahü Anh anlatıyor:
Rasûlullâh Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular ki:

“– Allâh Teâla Hazretleri yeryüzünü benim için dürüp topladı, ben de doğusunu da batısını da gördüm. Ümmetimin mülkü, bana gösterilen yerlere kadar uzanacaktır. Bana iki hazine verildi: Kırmızı ve beyaz hazineler (Altın ve gümüş. Kisrâ ve Kayser’in hazîneleri. Irak ve Şam…). Ben Rabbimden, ümmetimi umumî bir kıtlıkla helak etmemesini, ümmetime kendi nefislerinden başka bir düşman musallat edip çoğunluğu helâk etmelerine, köklerini kazımalarına meydan vermemesini talep ettim.”

Rabbim Teâla Hazretleri bu isteklerime şöyle cevap verdi:

“– Ey Muhammed! Bir hüküm verdim mi artık o geri alınmaz. Ben senin ümmetini umumi bir kıtlıkla helak etmeyeceğim, kendileri dışında, çoğunu helak edecek bir düşman da musallat etmeyeceğim, hatta yeryüzünün her tarafında bulunanlar, onlar aleyhinde toplansalar bile. Ama kendi aralarında birbirlerini helâk edecek, birbirlerini esir alacaklar.” (Müslim, Fiten 19; Tirmizî, Fiten, 14/2176; Ebû Dâvûd, Fiten, 1/4252)

Rasûlullah Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuşlardır:

“– Ümmetimin Ebdâl’i (Ricâlü’l-ğayb’ı) cennete, işledikleri amellerle giremezler. Lâkin Allah’ın rahmeti, gönülden gelen cömertlikleri, kalb temizliği ve bütün Müslümanlara karşı duydukları merhamet vesîlesiyle girerler.” (Beyhakî, Şuab, XIII, 317/10394)

Rasûlullah Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuşlardır:
Allah Teâlâ şöyle buyurdu:
“– Eğer benim rahmetimi taleb ediyorsanız mahlûkâtıma merhamet edin!” (Kıvâmü’s-Sünne, et-Terğîb ve’t-terhîb, II, 277/1581)

Sâib bin Yezîd Radiyallahü Anh şöyle der:

Kıtlık senesinde Hz. Ömer Radiyallahü Anh’in üzerinde bir elbise gördüm, tam on altı tane yaması vardı… Şöyle dua ediyordu:

“– Allah’ım! Ümmet-i Muhammed’i benim yüzümden helâk etme!” (İbn-i Saʻd, III, 320)

Mâruf Kerhî (k.s) da şöyle buyurur:

Kim her gün on defa:

اَللّٰهُمَّ أَصْلِحْ أُمَّةَ مُحَمَّدٍ اَللّٰهُمَّ فَرِّجْ عَنْ أُمَّةِ مُحَمَّدٍ اَللّٰهُمَّ ارْحَمْ أَمَّةَ مُحَمَّدٍ

“– Allâh’ım, ümmet-i Muhammed’in hâlini ıslâh eyle! Allâh’ım, ümmeti Muhammed’in sıkıntılarını gider! Allâh’ım, ümmet-i Muhammed’e rahmet eyle” derse Abdâl’dan (Allah dostlarından) yazılır. (Ebû Nuaym, Hilye, VIII, 366)

Ahmed bin Dahhâk şöyle anlatır: Rüyamda Şurayh bin Yûnus’u gördüm ve:

“– Rabbimiz sana nasıl muâmele etti?” diye sordum. O da:

“– Beni affetti ve lütuf olarak sarayımı Muhammed bin Beşir’in sarayı yanına yaptı” dedi. Ben hayretle:

“– Ama sen bizim yanımızda Muhammed bin Beşir’den daha üstün ve değerliydin!” dedim.

“– Öyle deme!” dedi.
“– Allah Teâlâ bütün mü’minlerin amellerinden ona bir nasîb ihsân eyledi. Zira o Allah’a dua ederken:

اَللّٰهُمَّ اغْفِرْ لِلْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ وَالْمُسْلِمِينَ وَالْمُسْلِمَاتِ وَالْكَائِنِينَ مِنْهُمْ

“– Yâ Rabbî, bütün mü’min ve Müslüman kullarını ve onlardan meydana gelen nesilleri affeyle!” derdi.” (Ebû Nuaym, Hilye, X, 113)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)

Güzel Ahlakla ilgili 40 Hadis