Ne Yaparsan Yap En İyisini Yap


Ne Yaparsan Yap En İyisini Yap

İş yapmak, bir ürün meydana getirmek insana ait bir yetenektir. İşini kaliteli bir şekilde ve en mükemmel haliyle yapmak ise kaliteli insanlara ait bir yetenek. İnsanın kalitesi biraz da gerçekleştirdiği işlerin kalitesinde görülür.
Ziya Paşa bir ölçü vermiş;
“Ayinesi iştir kişinin lâfa bakılmaz.
Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde!”.
Kaliteli insan hesap verme şuuruna inanmıştır. Bu yüzden işini en güzeliyle yapanlar, huzurun zikrini çekerler. Onlar ciddiyet, özveri ve fedakârlıkla yoğrulanlardır.”

İşini iyi yapan kendi yaşam mücadelesine saygı duyandır. Martin Luther King “Eğer sizden sokakları süpürmeniz istenirse, Michelangelo’nun resim yaptığı, Beethoven’in beste yaptığı veya Shakespeare’in şiir yazdığı gibi süpürün. O kadar güzel süpürün ki gökteki ve yerdeki herkes durup, ‘Burada işini çok iyi yapan dünyanın en iyi çöpçüsü yaşıyormuş desin!” diyerek mükemmel yapılan işlerin her zaman takdirle karşılanacağını söylemiştir.
Baştan savma, saatini doldurma ya da laf olsun diye yapılan işler ne kişiye huzur verir ne karşısındakine. Üstelik işlerini kalitesiz ve baştan savma yaparak kötü örnek olanlar, başkalarının hukukunu da çiğneyenlerdir. Onlar güveni sarsan huzursuzluk rüzgârlarıdır. Güven kalesinde açtıkları gedikten esen bu huzursuzluk rüzgârları, torunlarını bile hasta eder.
Kuran-ı kerim de “Yaptığınız işi güzel yapın; Allah işini güzel yapanları sever” (Bakara 195) buyrulur.
İnsanın yaptığı işin onun aleyhinde olmaması onun için bir servettir.
Seyyar bir şemsiye tamircisi yol kenarında küçük bir kutu üzerine oturmuş, şemsiye tamir ediyordu. Tamirci, tamir edilecek yerleri dikkatle ölçüyor, yamayı itina ile yerleştiriyor, telleri tek tek deneyerek güçlendiriyordu.
Adamı hayranlıkla seyreden bir genç yanına yaklaştı:
“İşinizi çok dikkatli yapıyorsunuz”, dedi.
Şemsiye tamircisi elindeki işi bırakmadan:
“Evet, ben her zaman işimi iyi yapmaya çalışırım!” diye cevap verdi.
Genç:
“Ama müşterileriniz, işinizi iyi veya kötü yaptığınızı ancak siz gittikten sonra anlayacaklar. Bu tarafa tekrar gelecek misiniz ki?” diye soran gence:
Tamirci:
“Hayır!” cevabını verdi ve genç tekrar sordu:
“O halde niçin bu kadar titizsiniz?”
Tamirci:
“O zaman, benden sonra buradan geçecek tamircinin işi kolaylaşacak. Ben, eğer kötü malzeme kullanır, işimi baştan savma yaparsam, halk bunu er geç anlayacak ve ondan sonra buradan geçen tamirciye kimse iş vermeyecek...”
Stephan King ne güzel söylemiş:
“Bir işi doğru dürüst yapacak zamanın yoksa onu düzeltecek zamanı nerden bulacaksın?”
Güzel yapılmayan iş, güzel yaşanmayacak hayata gönderilen bir davetiyedir. İşlerini en güzeliyle yapanlar huzur, başarı ve yüksek motivasyonla hayatta yol alırken, kalitesiz iş yapanlar değersizleşme ve yalnızlık girdabında boğuldukça boğulurlar. Zaten yapabildiğinizin en iyisini birkaç defa yaptıktan sonra, yaşadığınız iç huzuru sizi sürekli bu tarza yönlendirecektir. Aksi halde
Mevlana:
“Vazifesini tam yerine getirmemiş olanın vicdan yarasına ne mazeret çare olur, ne ilaç şifa verir!” sözüyle belirttiği gibi huzursuzluk ve pişmanlık yakanızdan düşmeyecektir.
Zaten insanların işlerini en iyi haliyle yapmalarının onları mutlu edeceğini bilselerdi, dünyadaki mutsuz insan sayısı biraz olsun azalırdı. Doğada bile güneş doğarken, yanardağ patlarken ve çiçekler açarken, hep en iyisini gerçekleştirmek adına hareket eder. Fakat insanoğlu bu ilkeye aykırı davranarak hem çevresine hem de kendisine zarar verir ama bunu geç anlar. Geç anlamak onda keşkeleri fazlalaştırır. Keşkelerin fazlalığı ise mutluluğu azaltır.
Siz her yaptığınız işi mükemmel yapmaya gayret ettiğinizde zirveye taşınacak siz olursunuz. Çünkü hiç kimsenin görme gücü mükemmel bir işi görmezden gelmeye yetmez. Siz işinizi en güzeliyle yapın ve gerisini düşünmeyin.
“Yeter ki güzel balınız olsun, sinek Bağdat’tan gelir.”

Aydın UZKAN

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Uzun Ömür İçin Dua

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)