Sehl bin Abdullah Tüsteri Kuddise Sirrûh hazretlerinden hikmet dolu Nasihatlar
Sehl bin Abdullah Tüsteri Kuddise
Sirrûh hazretlerinden hikmet dolu Nasihatlar
Fırıncının Hali
Sehl bin Abdullah Kuddise
Sirrûh bir gün talebelerinin yanında, “Basra’da velilik
derecesine yükselmiş bir fırıncı var!” demişti.
Bunun üzerine bazı
talebeler Basra’ya gidip, o fırıncıyı görmüşlerdi. Fırıncı o devirlerde
fırınlarda adet olduğu üzere, saçını ve sakalını alevlerden korumak ve terinin
ekmek üzerine damlamamasına mani olmak için yüzüne peçe bağlamıştı.
Bu hali gören
talebelerden birisi, içinden, “Eğer bu zat veli olsaydı, kendisini ateşten
korumak için böyle bir tedbir almaz, yani yüzünü peçe ile korumazdı!” diye
geçirdi.
Sonra da fırıncıya
selam verip, bir sual sordu. Ama fırıncı, onun sualine cevap vermedi. Sadece, “Sen
sual sormadan evvel, beni küçümseyip horladığın için, artık benim sözlerimin
sana faydası olmaz!” demekle iktifa eyledi.
Günün birinde Sehl
bin Abdullah hazretleri, “Allah’ü Teâlâ’yı zikreden bir kimse bu zikrin
hakkını vererek ve ölüyü diriltmeyi kastederek zikir yapsa, Allah’a Teâlâ ölüyü
diriltir!” dedi. Ve bu sözleri söyledikten sonra da mübarek elini, önünde
duran kötürüm bir kimseye sürdü. O elini, sürünce de, o zamana kadar yerinden
kalkamayan kötürüm hemen ayağa kalkıp yürümeye başladı. Bu hali görenler ise
gözlerine inanamadılar ve hayretler içerisinde kadılar.
Sehl bin Abdullah
Tüsteri Kuddise Sirrûh hazretlerinin hikmet dolu nasihatlarından bazıları
şunlardır:
Haram yiyenleri yedi
azası, o kimse istese de istemese de günah işler. Helal yiyenlerin azası ibadet
eder. Hayır, işlemesi kolay ve tatlı gelir. Takvasını doğru olmasını isteyen,
bütün günahlardan el çeksin!
Kırk gün ihlâslı olan, dünyada
zahid olur, kerameti görülür. Bizim yolumuzun esası altı şeydir: Allah’a Teâlâ’nın
kitabına sarılmak, Rasulullahın (Sallallahü aleyhi Vesellem) sünnetine uymak,
helal yemek, insanları incitmemek, yasaklardan uzak durmak, hakkı ve borcu
ödemede acele etmek.
Allah’a telayı unutmak tehlikelidir.
Eğer Hz. Musa
aleyhisselam ve Hz. İsa aleyhisselam ümmetinde, İmam-ı A’zam Ebu Hanife Rahmetullahi Aleyh gibi
bir zat bulunsaydı, bunlar Yahudiliğe ve Hıristiyanlığa dönmezdi.
Hakiki imana
kavuşmak için dört şey lazımdır: Edepli olmak, helal yemek, görünen ve
görünmeyen bütün haramlardan sakınmak ve bu üçüne, ölünceye kadar devam etmeye
sabır etmektir.
İşin esası üç
şeydir: Helal yemek, ahlak ve amelde Resulullah aleyhisselama tabi olmak, her
işi yalnız Allah’a Teâlâ’nın rızası için yapmak. İbadetin en kıymetlisi, nefse
uymamaktır.
Alimin üç ilmi
vardır: Biri ilm-i zahiridir. Bunu herkese açıklar. Diğeri ilm-i batındır. Bunu
ancak ehline açıklar. Üçüncüsü, kimseye anlatılması caiz olmayan bir ilimdir
ki, bu ancak kendisi ile Allah’a tealâ arasındadır.
Yorumlar
Yorum Gönder