Sahabe-i Kiram Rıdvanullahi Aleyhim Ecmaînden Nasihatler

Sahabe-i Kiram Rıdvanullahi Aleyhim Ecmaînden Nasihatler

 

001-     “Senin için erzakın en sevimlisi, salih amel olsun. Arzularına hâkim ol. Sana helal olmayan şey için kendine cimri ol. Kendine cimri olmak, sevdiği ya da hoşlanmadığı şeyde nefse karşı adil olmaktır. Halkına karşı merhameti, sevgiyi düstur edin. Onlara karşı, yiyeceklerini ganimet olarak alan açgözlü yırtıcı hayvan gibi olma."

Hz. Ali Radıyallahu Anh

 

002-     ”Nebinizin sünnetini terk ederseniz, saptınız gitti demektir. “

Abdullah b. Mesud Radıyallahu Anh (Ebû Dâvûd, salât 46.)

 

003-     “Oğlum! Namaza durduğunda dünyaya veda etmek üzere olduğunu ve oraya bir daha dönmeyeceğini düşün. Şunu iyi bil ki, mümin iki iyilik arasında Rabbine kavuşur; bir yaptığı biri de yapmaya niyet ettiği.”

Muâz b. Cebel Radıyallahu Anh (İbn Ebû Âsım, s. 180)

 

004-     “İnsanlarla az, Rabbinle çok konuş; belki o zaman kalbin rabbini görür”

Muâz b. Cebel Radıyallahu Anh (Abdülhamîd Sâlih Hamdân, s. 67)

 

005-     “Dilediğinizi öğrenin. Amel etmediğiniz takdirde Allah ilminize kıymet vermeyecektir."

Muâz b. Cebel Radıyallahu Anh

 

006-     “Her kim şu üç şeyi bir araya getirebilirse imanını kemale erdirmiş olur: Kendi aleyhine de olsa insafı elden bırakmamak, herkese selam vermek, fakir iken bile sadaka vermek." Ammâr b. Yâsir Radıyallahu Anh (Buhârî, İmân 20)

 

007-     “En sevdiğim kimse, bana ayıp ve kusurlarımı haber verendir."

Hz. Ömer Radıyallahu Anh (Suyûtî, Târîhu'l-hulefâ, 130.)

 

008-     “Bir kimsenin kıldığı namaza, tuttuğu oruca bakmayınız. Konuştuğunda doğru söylüyor mu, kendisine bir şey emanet edildiğinde emanete riâyet ediyor mu, helal ve harama dikkat ediyor mu, ona bakınız."

Hz. Ömer Radıyallahu Anh (Beyhakî, Sünenü'l-kübrâ, VI, 288.)

 

009-     “Dua, semâ ile arz arasında durur. Rasûlullah'a salavât getirilmedikçe, Allah'a yükselmez."

Hz. Ömer Radıyallahu Anh (Tirmizî, Vitr 21.)

 

010-     “Akıl gibi zenginlik; cehalet gibi fakirlik; edeb gibi güzel bir miras ve danışmak gibi de yardım yoktur."

Hz. Ali Radıyallahu Anh

 

011-     “Bilesiniz ki, insanlar ortaya koydukları maharetlerle temayüz ederler; iyi, güzel ve sağlam eserlerle tanınırlar. Her insanın değeri, sergilediği kaliteli iş ve güzel eserle ölçülür. O halde (hakikatin vuzuha kavuşması için) konuşun ki, değerleriniz ve seviyeleriniz ortaya çıksın!”

Hz. Ali Radıyallahu Anh

 

012-     “Sırat köprüsünü geçmedikçe müminin kalbi huzur bulmaz."

Muâz b. Cebel Radıyallahu Anh

 

013-     “İyiliği emretmeyip kötülüğe mani olmayan kimse helak olmuştur."

Abdullah b. Mesud Radıyallahu Anh

 

014-     “İyi gününde Allah'a dua et, belki Rabbin kötü gününde sana cevap verir"

Ebû'd- Derdâ Radıyallahu Anh

 

015-     “Bizim Rasulullah Aleyhisselâm zamanında en ağır günahlardan saydıklarımızı siz sinek vızıltısı gibi görüyorsunuz!"

Enes b. Mâlik Radıyallahu Anh

 

016-     “Dünya bir sona doğru başını alıp gitmekte, ahiret ise koşarak bize doğru gelmektedir. İnsanlar arasında dünyanın da âhiretin de tâlipleri vardır. Siz âhirete tâlip olmaya bakın; eyyamcı olmayın! Bugün hesap günü değil iş günüdür; ama yarın artık iş yok, yalnız hesap vardır."

Hz. Ali radıallyahu anh

 

017-     “Din kardeşinizin bir günah işlediğini gördüğünüzde 'Rabbimiz! Onu rezil et! Allah'ım ona lânet et!' gibi şeyler söyleyerek onun aleyhinde şeytana yardımcı olmayınız. Aksine 'Rabbimiz! Onu affet ve kendisini doğru yola ilet' deyiniz. Muhammed'in sahabileri olarak bizler hiç bir kimse hakkında onun ne üzerine öldüğünü bilmedikçe bir şey söylemez; ömrü hayırla sonuçlanırsa 'Hayra kavuştu' der; şerle sonuçlandığında da onun için korkardık"

Abdullah b. Mes'ud Radıyallahu Anh

 

018-     “Sakın seni ilgilendirmeyen şeylere karışma! Düşmanından uzak durduğun gibi dostlarından da sakın! Ölen kimselere gıpta ettiğin noktalar hariç yaşayan kimselerin hiç bir şeyine gıpta etme! İhtiyacını onu önemsemeyen kimselere açma ve böylelerinden hiç bir şey isteme!"

Übeyy b. Ka'b Radıyallahu Anh

 

019-     “Mazlumların ve yetimlerin bedduasından sakınınız. Onların bedduası geceleyin, herkesin uykuda bulunduğu bir sırada Allah Teâlâ’ya ulaşır.”

Ebu’d-Derdâ Radıyallahu Anh

 

020-     “Allah Teâlâ’ya sanki kendisini görüyormuş gibi ibadet ediniz. Nefislerinizi ölülerden sayınız. Unutmayınız ki, geçiminizi temin eden az bir şey, sizi meşgul edip gaflete düşürecek çok maldan daha hayırlıdır. Biliniz ki doğruluk ve iyilik hiçbir zaman çürümez, silinmez; günah ise asla unutulmaz.”

Ebu’d-Derdâ Radıyallahu Anh

 

021-     Ebu’d-Derdâ bir cenaze gördüğünde şöyle derdi: “Siz gidin, biz de arkanızdan geliyoruz. Ölümden daha güzel ve büyük bir nasihat yoktur. Vaiz olarak insana ölüm kâfidir. İnsanların birbiri ardına gittiklerini gördüğü halde bundan ibret almayan kişinin aklı yoktur.”

Ebu’d-Derdâ Radıyallahu Anh

 

022-     “Hak ağır ve acı, bâtıl ise hafif ve tatlıdır. Nice şehvetler ve arzular vardır ki, tatmin edildiklerinde uzun süreli üzüntülere yol açar.”

Abdullah İbn Mes’ud Radıyallahu Anh

 

023-     “Dünyaya talip olanlar, âhiretlerini kaybederler. Ahirete talip olanlar da dünyalarından taviz vermek zorunda kalırlar. Ey insanlar! Siz fani olanı değil, bâki olanı tercih ediniz!”

Abdullah İbn Mes’ud Radıyallahu Anh

 

024-     “Sana şu iki şeyi tavsiye ediyorum: Bunların gereğini yerine getirirsen kurtulursun. Şunu asla unutma ki, dünyadaki nasibin seni mutlaka bulacaktır. Asıl önemli olanı ve kendisine muhtaç olduğun ahiretteki nasibindir. Sen ahiretteki nasibini dünyadakine tercih et. Öyle ki, her nereye gidersen git seninle birlikte olsun.”

Muâz b. Cebel Radıyallahu Anh

 

025-     “Sana yol göstermek isteyenden durumunu gizleme, aksi takdirde kendini aldatırsın.”

Hz. Ebû Bekir Radıyallahu Anh

 

026-     “Bir hayrı kaçırırsan onu yakalamaya çalış, ulaşınca da onu geç”

Hz. Ebû Bekir Radıyallahu Anh

 

027-     “İnsanlara anlayacakları şeyleri (veya hadisleri) söyleyiniz. Aksi halde Allah ve Rasûlü’nün yalanlanmasına gönlünüz razı olur mu?”

Hz. Ali Radıyallahu Anh

 

028-     “İnsanlar uykudadır; öldükleri zaman uyanacaklardır.”

Hz. Ali Radıyallahu Anh

 

029-     “Kişi bilmediğinin düşmanıdır.”

Hz. Ali Radıyallahu Anh

 

030-     “Size en büyük âlimin kim olduğunu haber vereyim mi? Allah’ın kullarına O'nun yasaklarını cazip göstermeyen, Allah’ın verdiği mühlete aldanıp da onlara ilâhî azaptan kurtulduklarını telkin etmeyen ve O’nun rahmetinden ümit kesilmesine sebep olmayan kimsedir.”

Hz. Ali Radıyallahu Anh

 

031-     “Bilmeyene bir kere, bilip de yapmayana yedi kere yazıklar olsun!”

Ebu’d-Derdâ Radıyallahu Anh

 

032-     “Halkın hoşlanmadığı üç şey vardır ki ben onları severim: Fakirlik, hastalık ve ölüm… Rabbime kavuşmayı arzu ettiğimden ölümü, beni kibirden koruyup mütevazı yaptığı için fakirliği, günahlarıma kefaret olduğu için de hastalığı severim.”

Ebu’d-Derdâ Radıyallahu Anh

 

033-     “Kul Allah’a ibadetle meşgul olunca Allah onu sever ve mahlûkatına da sevdirir.”

Ebu’d-Derdâ Radıyallahu Anh

 

034-     “İmanın zirvesi başa gelene sabır, kadere rıza, samimi bir tevekkül ve Allah’a boyun eğmektir.”

Ebu’d-Derdâ Radıyallahu Anh

 

035-     “İlim ancak öğrenmekle olur. İlim için sabah çıkıp akşam dönmenin cihad olmadığını sanan kimsenin aklı eksiktir.”

Ebu’d-Derdâ Radıyallahu Anh

 

036-     “Evlatlarım! Geniş zamanınızda Allah’ı unutmayın anın ki Allah da zor ve dar zamanlarınızda sizi ansın. Ben Peygamberimiz’den; “Mescitler bütün muttakilerin evleridir” sözünü işittim. Sizler de mescitleri kendilerinize ev edinin ki Allah’ın rahmet ve mağfiretini kazanasınız.”

Ebu’d-Derdâ Radıyallahu Anh

 

037-     “Ey kardeşim! Başına geldiğinde kulluk yapamayacağın belalara dûçar olmadan önce boş zamanlarını değerlendir ve musibete uğramış kimselerin duasını ganimet bil!”

Ebu’d-Derdâ Radıyallahu Anh

 

038-     “Ey kardeşim! Mescidi kendine ev edin. Çünkü ben Hz. Peygamber'in: "Mescitler muttakilerin evleridir" buyurduğunu işittim. Allah Teâlâ mescitleri ev edinenlere bu dünyada rahat ve huzuru, öteki âlemde ise Rabbin rızasına kavuşmayı vadetmiştir.”

Ebu’d-Derdâ Radıyallahu Anh

 

039-     “Ey kardeşim! Yetime merhamet göster. Onu kendine yaklaştırıp başını okşa! Ona kendi yemeğinden yedir; çünkü ben, Hz. Peygamberin, kalbinin katılığından şikâyet eden bir kişiye şöyle buyurduğunu işittim: "Kalbinin yumuşamasını istiyorsan yetimi kendine yaklaştırıp başını okşa, ona kendi yemeğinden yedir!”

Ebu’d-Derdâ Radıyallahu Anh

 

040-     “Bir saat tefekkür, bütün bir gece nafile ibadet etmekten daha hayırlıdır.”

Ebu’d-Derdâ Radıyallahu Anh

 

041-     “Bilmeyene bir kere, bilip de yapmayana yedi kere yazıklar olsun!”

Ebu’d-Derdâ Radıyallahu Anh

 

042-     “Sizin en hayırlılarınız âhiret için dünyayı, dünya için âhireti terk edenler değil; fakat her ikisi için de çalışanlardır.”

043-     Huzeyfe b. Yemân Radıyallahu Anh

 

044-     “Öyle bir zaman gelecek ki iyiliği emretmeyen, kötülükten menetmeyen kimseleri içinizde en hayırlı kişiler olarak göreceksiniz.”

Huzeyfe b. Yemân Radıyallahu Anh

 

045-     “Huzeyfe bin Yemân bir adama: “İnsanların en kötüsünü öldürmen seni sevindir mi?” diye sordu. Adam “evet” cevabını verince Hz. Huzeyfe: “O zaman sen ondan daha kötü olursun” buyurdu.

Huzeyfe b. Yemân Radıyallahu Anh

 

046-     “Allah’ım senden tek isteğim, aziz olan bu dini kıyamete kadar aziz kılmandır. Allah’ım, ben öleyim ama İslâm’ın zillete düştüğünü görmeyeyim.”

Huzeyfe b. Yemân Radıyallahu Anh

 

047-     AIIah'ın kulları! Size Allah'tan sakınmayı tavsiye ediyor ve münafıklar hususunda uyarıyorum. Onlar, sapan ve saptıranlar, ayakları kayan ve kaydıranlardır. Renkten renge giriyorlar; işten işe girişiyorlar..."

Hz. Ali Radıyallahu Anh

 

048-     “Doğru yoldan ve topluluktan ayrılmayın. Allah'ın eli, toplulukla beraberdir. Ayrılıktan sakının; insanlardan ayrılanın şeytana karşı durumu, koyun sürüsünden ayrılanın kurt karşısındaki durumu gibidir. Dikkat edin! Kim bu slogana (ayrılığa) davet ederse, benim sarığımın altında dahi olsa onu öldürün."

Hz. Ali Radıyallahu Anh

 

049-     “İlim çok şey rivayet etmek, anlatmak değil, Allah'tan korkmaktır."

Abdullah b. Mes'ûd Radıyallahu Anh

 

050-     “Ey insanlar! Fitne dalgalarını kurtuluş gemisiyle aşın, birbirinizden nefret etmeyin. Öğünme taçlarınızı başınızdan çıkarın.”

Hz. Ali Radıyallahu Anh

 

051-     “Nifak, İslam’dan dem vurup onunla amel etmemendir.”

Hz. Huzeyfe b. Yemân Radıyallahu Anh

 

052-     “Utanmak ateşten daha hayırlıdır.”

Hz. Hasan b. Ali Radıyallahu Anhuma

 

053-     “Ağlayamıyorsanız ağlamaya gayret edin; zira cehennem ehli göz pınarları kuruyana kadar ağlayacak, sonra içinde gemiler yüzecek kadar kanlı yaşlar dökecekler.”

Ebû Musa el-Eşarî Radıyallahu Anh

 

054-     “Tartılmadan önce kendinizi tartınız.”

Hz. Ömer Radıyallahu Anh

 

055-     “Mukaddes olan bir yer, hiçbir insanı mukaddes yapmaz. (yani, günahlarını temizlemez ve onu yüksek derecelere çıkarmaz, şereflendirmez) İnsanı ancak ameli mukaddes kılar."

Hz. Selmân-ı Fârisî Radıyallahu Anh

 

056-     “Hased edenin huzuru, çabuk darılanın dostluğu, yalancının yiğitliği olmaz."

Hz. Ali Radıyallahu Anh

 

057-     “Sizden biriniz bir yüze (bir kimseye) birkaç kere teveccüh ettikten sonra onda hayır görmezse artık onu terk etsin.”

Hz. Ömer Radıyallahu Anh

 

058-     “Şehit, kendisini Allah'a adayan kimsedir."

Hz. Ömer Radıyallahu Anh

 

059-     “Eğer Allah için mücadeleye girişmişsen mert adama yakışan tek başına da kalsa mücadeleye devam etmesidir. Daha ne kadar yaşayacaksın, unutma en güzel şeref Allah yolunda şehit olmaktır."

Hz. Esmâ binti Ebî Bekir Radıyallahu Anh

 

060-     “Dört kimse Allah’ın salih kullarındandır:

Tevbe eden kişiyi gördüğü zaman sevinen.

Günahkârların affı için Rabb’ine yalvaran.

Din kardeşine gıyabında dua eden.

Kendinden muhtaç kişiye yardım ve hizmette bulunan"

Hz. Ebû Bekir Radıyallahu Anh

 

061-     “Allah ile mahlukatından hiçbiri arasında bir nesep bağı yoktur. Allah'a yakınlık ancak O'na itaat ve emirlerine tabi olmakla mümkündür."

Hz. Ebû Bekir Radıyallahu Anh

 

062-     “Huşûsuz kılınan namazda, dilin afetlerinden ve boş şeylerden sakınmaksızın tutulan oruçta, Kur'ân'ı tefekkürsüz okumakta, kalbe nakşolmayan ilimde, infak edilmeyen malda, zor günlerde gösterilmeyen kardeşlikte, şükredilmeyen nimette, gönülden edilmeyen ihlassız duada hayır yoktur."

Hz. Ali Radıyallahu Anh

 

063-     “Sözlerinin amellerinden sayıldığını bilen kimse, az konuşur ve ancak kendisini ilgilendiren şeyleri söyler."

Hz. Ali Radıyallahu Anh

 

064-     “Cenneti arzulayan, hayırlara koşar. Ateşten korkan, şehvetlerden sakınır. Öleceğine inananın, nefsânî ve şehvânî lezzetleri yıkılır. Dünyayı bilene, musibetler zahir olur."

Hz. Ali Radıyallahu Anh

 

065-     “Ecel gelip çatmadan yapabileceğiniz iyiliği hemen yapınız."

Hz. Osman Radıyallahu Anh

 

066-     “Günah işlemekten vazgeçmek, tevbe ile uğraşmaktan daha kolaydır."

Hz. Ömer Radıyallahu Anh

 

067-     “Ahiret yanında dünya nedir ki! Ancak tavşanın bir defa sıçraması misali bir şeydir."

Hz. Ömer Radıyallahu Anh

 

068-     “Muhakkak dünya fâni, ahiret ise bâkîdir. Fani olan sizi şımartıp bâkî olandan alıkoymasın. Siz bâkîyi fâni olana tercih ediniz. Dünya sonludur, dönüş Allah'adır. Allah'tan korkunuz."

Hz. Osman Radıyallahu Anh

 

069-     Hz. Ali Radıyallahu Anh Buyurdu ki:

·   “Derdin kendindedir, bilmiyorsun.

·   Derman da yine sende görmüyorsun.

·   İçine koca bir âlem yerleştirilmiş.

·   Kendini hâlâ küçük zannediyorsun."

Hz. Ali Radıyallahu Anh

 

070-     “Dostlar! Bilen, bildiğini söylesin. Bilmeyen de "Allah bilir " desin. Zira insanın bilmediği konuda "Allah bilir" demesi de bir ilimdir. Allah Teâlâ, Peygamber'i sallallahu aleyhi ve sellem'e şöyle buyurmuştur: "De ki: Kur'ân'ı tebliğden ötürü sizden bir ücret istemiyorum. Ben, kendiliğinden bir şeyler uydurup size dayatmak isteyen biri de değilim."

Abdullah İbni Mes'ûd Radıyallahu Anh

 

071-     “Sünnet çerçevesinde itidalli davranmak, bid’at içerisinde çaba sarf edip yorulmaktan daha hayırlıdır."

Abdullah b. Mesûd Radıyallahu Anh

 

072-     “Kur’ân okuyun. Duvarlara asılan mushaflar sizi aldatmasın. Kurânı gerçekten idrak ve muhafaza eden bir kalbe Allah Teâlâ asla azap etmeyecektir."

Ebû Ümâme Radıyallahu Anh

 

073-     “Eğer namaz kılan kimse, kendisini çevreleyen ilahi rahmetten haberdar olsaydı, asla başını secdeden kaldırmazdı."

Hz. Ali Radıyallahu Anh

 

074-     “Her şeyiyle, kardeşinden başka kimin var ki? Kardeşine ikramda bulun ve ona yumuşak davran… Ona karşı kıskanç olma, çünkü onun elindekilere sen de erişebilirsin… Yarın ona ölüm gelir de ondan ayrıl­mak sana azap olarak yeter… Hayatta hakkını ödeyeme­mişken, ölümünden sonra ona nasıl ağlayabilirsin?"

Ebu'd-Derdâ Radıyallahu Anh

 

075-     “Allah'a, O'nu görüyorcasına ibadet et. Kendini ölmüşlerden say ve mazlumun bedduasından sakın. Bil ki, sana yeterli olan az, seni oyalayan çoktan daha hayırlıdır. Bil ki, iyilik eskimez ve günah da unutulmaz."

Ebû Derdâ Radıyallahu Anh

 

076-     “Şüphesiz Allah'ın zikriyle dilleri ıslak olanlar, cennete gülerek girerler."

Ebû Derdâ Radıyallahu Anh

 

077-     “Ebu’d-Derdâ bir cenaze gördüğünde şöyle derdi: “Siz gidin, biz de arkanızdan geliyoruz. Ölümden daha güzel ve büyük bir nasihat yoktur. Vaiz olarak insana ölüm kâfidir. İnsanların birbiri ardına gittiklerini gördüğü halde bundan ibret almayan kişinin aklı yoktur.”

Ebû Derdâ Radıyallahu Anh

 

078-     “Bir adamın sual sormasından, onun ne derece akıllı olduğu anlaşılır."

Hz. Ömer Radıyallahu Anh

 

079-     “Bir şeyi ayıplayan, o şey ile imtihan edilir.”

Hz. Ali Radıyallahu Anh

 

080-     “Söz ok gibidir. Senden çıktı mı, artık sen ona değil, o sana hâkim olur."

Hz. Ali Radıyallahu Anh

 

081-     “Kişinin haysiyeti dilinin altında gizlidir."

Hz. Ali Radıyallahu Anh

 

082-     “Kulluk, dinin sınırını koruma, sözde durma, bulunana razı olma ve yok olana sabretmedir.”

Hz. Osman Radıyallahu Anh

 

083-     “Mü’min kimse günahlarını, her an üzerine düşüverecek bir dağ gibi görür- (Açıktan ve çokça günah işleyen) fâcir ise günahlarını, burnu üzerine konan ve kovalayınca hemen kaçıverecek bir sinek gibi görür.”

Hz. Abdullah b. Mes’ûd Radıyallahu Anh. (Tirmizî, Sıfatu’l-Kıyâme 49 No: 2497; Buhârî, Deavât 27; Müslim, Tevbe 17.)

 

084-     “Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekiniz. Çünkü bu (ahiretteki) hesaptan daha kolaydır. (Amelleriniz) tartılmadan önce (amellerinizi) tartınız. ‘Büyük arz olunuş günü’ için çeyiz hazırlayınız. ‘O gün Allah’a arz olunursunuz. Hiçbir gizliniz kalmaz.” (Hakka Suresi 18)

(Hz. Ömer Radıyallahu Anh, Abdullah b. Mübârek, Kitâbü’z-Zühd ve’r-Rekâik, No:306)

 

085-     “Allah'ı anın! O'nu anmak kalbe şifadır."

Hz. Ömer Radıyallahu Anh

 

086-     “Ey Kümeyl, ilim maldan hayırlıdır. Çünkü malı sen korursun, ilim ise seni korur. İlim hâkim, mal mahkûmdur. Mal safetmekle azalır, ilim ise çoğalır."

Hz. Ali radıyalahu anh

 

087-     “Âlim ol ki ölmeyesin, çünkü insanlar ölür, fakat âlimler diridirler."

Hz. Ali radıyalahu anh

 

088-     “(Kıyamet günü) kulun ayakları, şu dört soruyla muhatap olmadan yerinden kımıldamaz: hayatını nerede geçirdiğinden, gençliğini ne uğruna harcadığından, malını nereden kazanıp nereye sarf ettiğinden, bedenini hangi işleri yaparak yıprattığından."

Muâz b. Cebel Radıyallahu Anh

 

089-     “Allah Teâlâ'ya sanki kendisini görüyormuşçasına ibadet edin! Kendinizi, ölüler arasında biriymiş gibi kabul edin. Size yarar sağlayacak az bir şey, sizi oyalayıp amacınızdan alıkoyacak çok şeyden daha hayırdır."

Ebu'd-Derdâ Radıyallahu Anh

 

090-     “Abdullah ibn Mes'ûd oğluna şu nasihati verdi: "Ey oğlum! İşlediğin günahlardan dolayı (çok) gözyaşı dök, ağla!"

 

091-     “Ben dünyada, (Allah uğrunda) binitli olarak sabah erkenden yola çıkan, sonra da geri dönen (bir mücahit) kimse gibi olmayı isterim."

Abdullah İbn Mes'ûd Radıyallahu Anh

 

092-     “Her kim dünyayı arzularsa, âhiretine zarar verir. Her kim de âhireti elde etmeyi arzu ederse, dünyasına zarar verir. Ey insanlar! Siz ebedî olan uğruna fani olana zarar verin!"

Abdullah İbn Mes'ûd radıyallhu anh

 

093-     “Susmak hikmettir, ancak onu yerine getiren pek azdır."

Enes b. Malik Radıyallahu Anh

 

094-     “Herhangi bir âlim vefat ettiğinde İslam (toplumun)da onarılamayacak bir gedik açılmış olur."

Abdullah İbn Mes'ûd Radıyallahu Anh

 

095-     “Yeryüzü, bir Müslüman’ın ölümünden dolayı kırk sabah ağlar."

Abdullah İbn Abbâs Radıyallahu Anh

 

096-     “Allah'a göre bir mü'min, kendi katındaki meleklerden daha değerlidir."

Ebû Hureyre Radıyallahu Anh

 

097-     “Allah'a kavuşmanın dışında müslümana asla rahat yoktur."

Abdullah İbn Mes'ûd Radıyallahu Anh

 

098-     “Temîm ed-Dâri raduyallahu anh, sabaha kadar (meali) şu (olan) ayeti kendi kendine tekrar eder dururdu:

"Yoksa kötülük işleyenler, kendilerini, inanıp salih amel işleyenler gibi kılacağımızı; hayatlarının ve ölümlerinin bir olacağını mı sanıyorlar? Ne kötü hüküm veriyorlar."

(Câsiye Suresi, 21.)

 

099-     “Ben, kanatlarını açıp uçan bir kuş olmayı arzularım."

Abdullah İbn Mes'ûd Radıyallahu Anh

 

100-     “Hz. Ebû Bekir Radıyallahu Anh, ağaç dalına konmuş bir kuş gördü ve "Keşke şu kuşun yerinde ben olsaydım!" diye hayıflandı.

 

101-     “Bir kulun malı ne kadar çok olursa, (ahirette) onun hesabını vermek de o kadar zor olur. Tâbileri (bağlıları) çok olanın düşmanları da çok olur. Yöneticilere yakınlığını arttırmaya çalışanlar aslında Allah'tan uzaklıklarını arttırıyorlar demektir."

Ubeyd b. Umeyr Radıyallahu Anh

 

102-     “Abdullah İbn Mes'ûd Radıyallahu Anh bazen şöyle dua ederdi:

"Allah'ım, azdıran zenginlikten, unutturan fakirlikten, kötülüğe sürükleyen hevadan, saptıran amelden sana sığınırım!"

 

103-     “Ey Müslümanlar, sizin için en çok korkup çekindiğim iki şey vardır.  Bunlar, hevâya uymak ve tûl-i amel beslemektir.  Tûl-i amel ahireti unutturur. Hevâya ittiba ise haktan alıkoyar.  Dikkatli olun, dünya yüzünü dönmüş gidiyor, ahiret ise bize doğru gelmekte. Her iki dünyanın da isteklisi vardır. Siz ahiret talipleri olun, dünya talipleri olmayın! Şimdi, hesap değil, amel zamanıdır.  Yarın ise amel değil, hesap zamanıdır."

Hz. Ali radıyallhu anh

 

104-     “Başın vücuttaki yeri ne ise, sabrın da imandaki yeri aynıdır."

Hz. Ali Radıyallahu Anh

 

105-     “Sen, talebe olmadan asla âlim olamadığın gibi, bildiklerinle amel etmeden de asla âmil olamazsın!"

Ebu'd-Derdâ Radıyallahu Anh

 

106-     “Kim şu üç şeyi bir araya getirip toplarsa, imanı toplayıp bir araya getirmiş demektir:

·   Kendi nefsine karşı insaflı olmak,

·   Zor durumda iken infakta bulunmak,

·   (Tanısın-tanımasın) herkese selâm vermek"

Âmmar b. Yâsir Radıyallahu Anh

 

107-     “Kişinin gözlerini ve dilini koruyan sığınağı evidir. Çarşı/pazar yerlerinde (çokça) bulunmaktan sakının! Böyle yerler, insanı (iyi işler işlemekten) alıkoyup oyalar."

Ebu'd-Derdâ Radıyallahu Anh

 

108-     “Abdullah ibn Mes'ûd oğluna şu nasihati verdi: "İçine sığacağın kadar evin, kendine sahip olup kontrolünde tuttuğun bir dilin olsun (yeter!) Bir de günahlarına ağla!"

 

109-     “Hayır söyleyin ki, bu sıfatla tanınasınız. Hayrı uygulamaya koyun ki, hayır sahiplerinden olasınız. Sakın aceleci, müsrif ve yaygaracı olmayın!"

Abdullah ibn Mes'ûd Radıyallahu Anh

 

110-     “Dahhâ b. Müzâhim, "O'na ancak güzel sözler yükselir. Amel-i salihi de Allah'a, o güzel sözler ulaştırır" ayetini, "Güzel kelimeleri Allah'a amel-i salih ulaştırır" şeklinde anlamlandırmıştır.

 

111-     “Kanımca, kişi, bildiği ilimleri işlediği günahlarından dolayı unutuyor."

Abdullah ibn Mes'ûd Radıyallahu Anh

 

112-     “Tevbekârlarla düşüp kalkın. Zira onların kalbi çok yufka/ince olur."

Hz. Ömer Radıyallahu Anh

 

113-     “Kıyamet gününde günahı en çok olanlar, (dünyada iken) batıl/boş konulara çokça dalanlar olacaktır."

Abdullah ibn Mes'ûd Radıyallahu Anh

 

114-     “Kendisinden başka ilah olmayan Allah'a ant olsun ki, yeryüzünde uzun süre hapsedilmesi gerekli varlık, dilden başkası değildir."

Abdullah ibn Mes'ûd Radıyallahu Anh

 

115-     “Yüce Allah'a sevimli gelen en güzel söz, kulun; "Günahlarımı itiraf ediyorum, bana ihsan ettiğin nimetleri de itiraf ediyorum. Beni bağışla, günahlarımı bağışlayan da yalnızca Sensin!" demesidir."

Abdullah ibn Mes'ûd Radıyallahu Anh

 

116-     “Şirk'in oluşması, bir karıncanın (kımıldayarak) hareket etmesinden daha gizlidir. (Bazen insan, Allah'a şirk koşar da bundan haberi olmaz. Allah korusun!)"

Abdullah ibn Mes'ûd Radıyallahu Anh

 

117-     “Gerçekten de Yüce Allah, bir kimsenin, -diğer insanlara- göstermek (riya) ve duyurmak amacıyla amel edenlerin yaptığı bu amelleri dinleyip kabul etmediği gibi kalben kesin ve ihlaslı bir yönelişle yapılmayan duayı da kabul etmez. Duaların -yalnızca- iyi ve seçkinlerini kabul eder."

Abdullah ibn Mes'ûd Radıyallahu Anh

 

118-     “Kalpler kalplere benzemedikçe kıyafetler de birbirine benzemez."

Abdullah ibn Mes'ûd Radıyallahu Anh

 

119-     “Kalpte bulunan huşû; Müslümana karşı yumuşak bir tutum sergilemen bir de namazda sağa sola bakmamandır."

Hz. Ali Radıyallahu Anh

 

120-     “Eğer Allah seni, herhangi bir Müslümanı sevmekle rızıklandırırsa, sen bunun elden gitmesini önlemek için çok çaba göster!"

Hz. Ömer Radıyallahu Anh

 

121-     “İsterseniz yemin de edebilirim. Kulları içerisinde Allah Teâlâ'ya en sevimli olanı, Allah'ı sevmekle kalmayıp O'nu diğer insanlara da sevdirendir. Yine Allah Teâlâ'ya kulları içerisinde en sevimli olanı, yeryüzünde dini tebliğ için en uygun zamanı tespit amacıyla (ay ve güneşi izleyerek) hava durumlarını tespit edenlerdir."

Ebu'd-Derdâ Radıyallahu Anh

 

122-     “Kurtuluş iki şeydedir: Niyet ve akıllı davranmakta; helâk ise ümitsiz olma ve kendini çokça beğenmektedir."

Abdullah ibn Mes'ûd Radıyallahu Anh

 

123-     “Rabbinden korkan, akrabasıyla ilgisini devam ettiren kimsenin ömrü uzatılır, serveti çoğaltılır ve onu aile fertleri sever."

Abdullah ibn Ömer Radıyallahu Anhüma

 

124-     “Bir mümin için en çirkin huy, ağzının bozuk olmasıdır."

Abdullah ibn Mes'ûd Radıyallahu Anh

 

125-     “Sakın ha, sizler duyduğu her sözü yayan, işittiği her sırrı ifşâ eden biri olmayın! Böyle yaptığınız takdirde, taşımakta zorlanacağınız belaların, üstünüzden uzun süre gitmeyecek ağır fitnelerin sizi beklediğini unutmayın!"

Hz. Ali Radıyallahu Anh

 

126-     Hz. Ömer'in âzatlısı Eslem şöyle der: Bir gün Ömer ibnü'l- Hattâb Radıyallahu Anh:

“Sevgin aşırı, nefretin yok edici olmasın” buyurdu. Bunun üzerine ben:

“Bu nasıl olur?” diye sordum. Bunun şöyle olduğunu söyledi:

“Sevdiğin vakit, çocuk gibi aşırı seversin. Nefret ettiğin vakit de arkadaşının mahvolmasını istersin.”

Buhârî, el-Edebü'l Müfred, No:1322

 

127-     “Abdullah ibni Ömer Radıyallahu Anhümâ şöyle dedi:

“Yutulan şeyler içinde, Allah katında en değerli olanı, bir kulun Allah rızâsı için yuttuğu öfke yudumudur.”

İbni Mâce, Zühd 18; Buhârî, el-Edebü'l Müfred, No:1318

 

128-     “Abdullah ibni Ömer Radıyallahu Anhümâ şöyle dedi:

“Hayâ ile iman yan yana bulunur. Biri ortadan kalkarsa ötekide kalkar.”

İbni Ebî Şeybe, el-Musannef V, 213; Buhârî, el-Edebü'l Müfred, No:1313

 

129-     “Abdullah ibni Amr ibni Âs Radıyallahu Anhümâ şöyle der:

"Asıl yalancı, yalan yere yemin edendir. Cimri, selâm vermekte cimrilik gösterendir- Hırsız ise (rükû ve secdesini tam yapmayıp) namazdan çalandır."

Buhârî, el-Edebü'l Müfred, No:1041

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Uzun Ömür İçin Dua

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)