Mü’minin Kulluk Hayatı
Mü’minin
Kulluk Hayatı
Cenâb-ı Hak
buyuruyor:
“Sana yakîn
(ölüm) gelinceye kadar Rabbine kulluk et!” (Hicr, 99)
Rasûlullah Sallallahü
Aleyhi Vesellem buyurdular:
"Allah'a
inandım de, sonra da dosdoğru ol!" (Müslim, İmân 62; Tirmizî, Zühd 61;
İbni Mâce, Fiten 12.)
Kays bin
Ubâd (ra)ʼın naklettiği şu hâdiseyi zikredelim:
“Medîne
Mescid’inde oturuyordum. (Aralarında bulunduğum insanlar içinde Peygamber Sallallahü
Aleyhi Vesellem Efendimiz’in ashâbından bâzıları da vardı.) O esnâda yüzünde
huşû eseri görülen bir zât içeri girdi. Cemaat:
«‒Bu, Cennet
ehlinden bir zâttır!» dediler.
Bu zât, câiz
olacak kadar kıraatte bulunarak hafifçe iki rekât namaz kıldı, sonra da çıkıp gitti.
Ben de onu takip ettim. Kendisine:
«‒Sen
Mescid’e girdiğin vakit insanlar; senin Cennet ehlinden bir zât olduğunu
söylediler.» dedim.
Bunun
üzerine şöyle buyurdu:
«‒(Sübhânallâh!)
Vallâhi hiç kimseye bilmediği bir şeyi söylemesi yakışmaz. Bunu niçin
söylediklerini sana anlatayım:
Ben
Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimiz zamanında bir rüyâ gördüm ve
onu Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem’e anlattım. Kendimi bir bahçede
gördüm. (Burada bahçenin genişliğini, yeşilliğini ve güzelliğini anlattı.)
Bahçenin ortasında demirden bir direk vardı. Alt kısmı yerde, üst kısmı gökte
idi. Tepesinde bir kulp vardı. Bana:
“–Direğe
çık!” denildi. Ben:
“–Yapamam!”
dedim. Hemen bir hizmetçi gelip elbisemin arkasından tutarak kaldırdı, ben de
tırmandım, tâ direğin en üstüne çıktım ve kulpa yapıştım. Bana:
“–Sıkıca
tut!” denildi. Kulp elimdeyken uyandım. Bu rüyâyı Nebiyy-i Ekrem Sallallahü
Aleyhi Vesellem Efendimiz’e anlattım. Allah Rasûlü Sallallahü Aleyhi Vesellem:
“‒O bahçe
İslâm’dır. Bu direk de İslâm’ın direğidir. Kulp da Urve-i Vüskâ’dır (yani
sapasağlam îman ve İslâm kulpudur). Sen ölünceye kadar İslâm üzere olacaksın!”
buyurdular. Bu adam da Abdullah bin Selâm’dır».” (Buhârî, Menâkıbu’l-Ensâr, 19;
Müslim, Fedâilü’s-Sahâbe, 148)
Diğer bir
rivâyete göre Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimiz:
“Abdullah,
Urve-i Vüskâ’ya sıkıca yapışmış vaziyetteyken ölecek!” buyurmuşlardır. (Müslim,
Fedâilü’s-Sahâbe, 149)
Abdullah,
Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem’in kendisine verdiği müjdeye güvenerek
hiçbir zaman rehâvete kapılmamış, aksine sağlam bir irâde ile gayretini daha da
artırmış, İslâm’ın sapasağlam kulpuna sıkıca sarılmış ve bu bağlılığını hiçbir
zaman zayıflatıp gevşetmemiştir. (Osman Nûri Topbaş, Genç Dergisi, Temmuz-2014)
Her Güne
Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Muğnî: Kullarından dilediğini zengin kılan
demektir.
Kısa
Günün Kârı
Bizler de bu
mübârek günleri Cenâb-ı Hakk’a yakınlaşmak için bir fırsat bilmeli ve kulluk
gayretlerimizi daha da artırmalıyız.
Lügatçe
huşû: 1. Alçakgönüllülük. 2. Allah'a karşı
korku ve saygı duyma.
câiz: 1. Uygun, yapılması suç olmayan. 2.
Olabilir, olur.
rehâvet: Gevşeklik, tembellik, uyuşukluk.
Yorumlar
Yorum Gönder