Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhisselâm'ın Uhud Savaşı Esnasında Yaptığı Dua
Peygamber Efendimiz Sallallahü
Aleyhisselâm'ın Uhud Savaşı Esnasında Yaptığı Dua
[Peygambermiz
Hazreti Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem’in Uhud Savaşında yaptığı bu dua,
aynı zamanda Allah’ü Teâlâ’ya Sığınma Duası ve de Kötülüklerden Korunma
Duasıdır.]
Peygamberimiz,
Uhud Savaşı esnasında Müslümanları saf yapıp önlerine geçmiş ve şöyle dua
etmiştir:
اَللَّهُمَّ
لَكَ الْحَمْدُ كُلُّهُ، اللَّهُمَّ لَا قَابِضَ لِمَا بَسَطْتَ، وَلَا بَاسِطَ
لِمَا قَبَضْتَ، وَلَا هَادِيَ لِمَنْ أَضْلَلْتَ، وَلَا مُضِلَّ لِمَنْ هَدَيْتَ،
وَلَا مُعْطِيَ لِمَا مَنَعْتَ، وَلَا مَانِعَ لِمَا أَعْطَيْتَ، وَلَا مُقَرِّبَ
لِمَا بَاعَدْتَ، وَلَا مُبَاعِدَ لِمَا قَرَّبْتَ، اللَّهُمَّ ابْسُطْ عَلَيْنَا
مِنْ بَرَكَاتِكَ، وَرَحْمَتِكَ، وَفَضْلِكَ، وَرِزْقِكَ، اللَّهُمَّ إِنِّي
أَسْأَلُكَ النَّعِيمَ الْمُقِيمَ الَّذِي لَا يَحُولُ وَلَا يَزُولُ، اللَّهُمَّ
إِنِّي أَسْأَلُكَ النَّعِيمَ يَوْمَ الْعَيْلَةِ، وَالأَمْنَ يَوْمَ الْخَوْفِ،
اللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ
بِكَ مِنْ شَرِّ مَا أَعْطَيْتَنَا وَشَرِّ مَا
مَنَعْتَنَا، اللَّهُمَّ حَبِّبْ إِلَيْنَا الإِيمَانَ وَزِيِّنْهُ فِي
قُلُوبِنَا، وَكَرِّهْ إِلَيْنَا الْكُفْرَ وَالْفُسُوقَ وَالْعِصْيَانَ،
وَاجْعَلْنَا مِنَ الرَّاشِدِينَ، اللَّهُمَّ تَوَفَّنَا مُسْلِمِينَ، وَأَحْيِنَا
مُسْلِمِينَ، وَأَلْحِقْنَا بِالصَّالِحِينَ غَيْرَ خَزَايَا وَلَا مَفْتُونِينَ،
اللَّهُمَّ قَاتِلِ الْكَفَرَةَ الَّذِينَ يُكَذِّبُونَ رُسُلَكَ، وَيَصُدُّونَ
عَنْ سَبِيلِكَ، وَاجْعَلْ عَلَيْهِمْ رِجْزَكَ وَعَذَابَكَ، اللَّهُمَّ قَاتِلِ
الكَفَرَةَ الَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ، إِلَهَ الْحَقِّ [آمِينْ]
Okunuşu: “Allâhümme lekel-hamdü küllühû. Allâhümme lâ kâbida
limâ besatte ve lâ bâsita limâ kabazte ve lâ hâdiye limen edlalte ve lâ mudılle
limen hedeyte ve lâ mu’tıye limâ mena’te ve lâ mâni’a limâ a’tayte ve lâ mukarribe
limâ bâ’atte ve lâ mübâ’ıde limâ karrebte.
Allahümmebsut
‘aleynâ min berakâtike ve rahmetike ve fadlike ve rızkıke. Allâhümme innî
es’elüken-na’îme yevmel-ayleti vel-emne yevmel-havfi. Allâhümme ‘âizün bike min
şerri mâ a’taytenâ ve şerri mâ mena’tenâ.
Allâhümme
habbib ileynel-îmâne ve zeyyinhü fî kulûbinâ ve kerrih ileynel-küfra vel-füsûka
vel‘ısyâne vec‘alnâ miner-râşidîn. Allâhümme teveffenâ müslimîne ve ahyinâ
müslimîne ve el-hıknâ bis-sâlihîne ğayra hazâyâ ve lâ meftûnin.
Allâhümme
kâtili’l-keferate’l-lezîne yükezzibûne rusuleke ve yesuddûne ‘an sebîlike vecal
‘aleyhim riczeke ve ‘azâbeke ilâhe’l-hakkı.”
Anlamı: “Allah’ım!
Her türlü övgü Sana mahsustur. Allah’ım! Senin bolca verdiğine engel olacak
yoktur, kıstığını açacak da yoktur. Dalalette bıraktığına hidayet verebilecek
yoktur, hidayet ettiğini de sapıtabilecek kimse yoktur. Men ettiğini verecek
kimse yoktur, verdiğine de mani olacak kimse yoktur. Uzaklaştırdığını
yakınlaştırabilecek yoktur, yakınlaştırdığını da uzaklaştıracak kimse yoktur.
Allah’ım!
Lütfun, rahmetin ve bereketlerinden ve rızkından bana aç, bolca ihsan eyle.
Allah’ım! Fakir olduğum günde nimet, korku gününde güven istiyorum.
Allah’ım!
Verdiğin ve vermediğin şeylerin şerrinden sana sığınıyorum. Allah’ım! Bize
imanı sevdir, kalplerimizi imanla süsle. Bize küfrü, itaatsizliği ve isyanı
sevdirme, kerih göster, bizi doğru yolu bulanlardan eyle. Allah’ım! Müslümanlar
olarak canımızı al, Müslümanlar olarak dirilt, rezil olmadan ve fitneye
uğramadan salih kullarının arasına dâhil eyle.
Allah’ım!
Peygamberlerini yalanlayan ve insanları Senin yolundan alıkoyan şu kâfirleri
helâk et, onlara rezillik ve azap ver. (Sen) gerçek ilâhsın Allah’ım.”
Kaynak: (Hâkim,
De’avât, No:1868)
Yorumlar
Yorum Gönder