Önemli Bir İş
Önemli
Bir İş
Seattle’den Dallas'a
giden uçağa en son bir kadın ve üç çocuk bindiler. "Ne olur benim
yanıma oturmayın!" diye geçirdim İçimden. "Yapacak bir
sürü önemli işim var."
Birkaç dakika sonra,
on bir yaşındaki kız çocuğuyla dokuz yaşındaki erkek çocuğu neredeyse tepeme
tırmanmışlardı. Kadın ve dört yaşındaki kız çocuğuysa arkamda oturuyorlardı.
Büyük çocuklar itişip dururken, dört yaşındaki ufaklık koltuğumu tekmeliyordu.
Erkek çocuğu her beş dakikada bir ablasına:
"Şimdi
neredeyiz?" diye soruyordu.
Kız, "Kapa
çeneni!" dedikten sonra aynı itişip kakışma ve sorgu sual yeniden
yaşanıyordu. "Çocukların önemli işten anladıkları yok" diyerek
kendi kendime hayıflanıyordum.
Sonra birdenbire
İçimden bir ses bana onları sev dedi. Bir yandan da kendi kendime "Bu
çocuklar tam sopalık. Benim yapacak Önemli İşlerim var." diyordum,
içimden gelen ses sorgulamalarımı yanıtladı,
"Onları kendi
çocuklarınmış gibi sev. İçindekilere dön!"
Onlara uçuş rotamızı
anlattım, uçuşumuzu çeyreklere böldüm ve Dallas'a ne zaman varacağımız
konusunda tahminde bulundum. Birazdan bana hastanedeki babalarını görmeye
gittikleri Seattle seyahatlerini anlatmaya koyuldular. Konu konuyu açtı; uçma,
havacılık, bilim ve yetişkinlerin hayat görüşleriyle ilgili sorular sordular.
Zaman çarçabuk geçti
ve benim önemli işler de kaldı. Uçak inişe hazırlanırken, babalarının nasıl
olduğunu sordum. Sessizleştiler, erkek çocuk
"Öldü" yanıtını verdi. "Oh, çok üzüldüm!" "Ben
de öyle. Ama beni küçük erkek kardeşim daha fazla tasalandırıyor. O bununla zor
baş edeceğe benziyor". O anda konuştuklarımızın esasında hayatta karşı
karşıya kaldığımız en önemli işler olduklarım fark ettim; yaşamak, sevmek ve
kalp kırgınlığına rağmen büyümeye devam etmek. Dallas'ta birbirimizle
vedalaştığımızda, erkek çocuk elimi sıktı ve uçakta ona öğretmenlik yaptığım
için bana teşekkür etti. Ben de bana öğrettiklerini düşünerek ona teşekkür
ettim.
Dan S. Bagley
Yorumlar
Yorum Gönder