Rabbinden Korkanlar İçin İki Cennet Vardır!

Rabbinden Korkanlar İçin İki Cennet Vardır!

Hz. Ömer Radiyallahü Anh döneminde Mescide gelip giden bir genç vardır. İbadet-ü taatında derin mi derin...  Başını secdeye koyduğunda güller açıyor. Seccadesini gözyaşlarıyla ıslatıyor. Islata ıslata inliyor, dualar ediyor...  Mescide gelip giden bu genç…
Hz Ömer Radiyallahü Anh’ın de dikkatini çekmiş. Öyle çekmiş ki; yokluğu mescitte bir yokluk, bir boşluk meydana getiriyor. Bu genç bir gün gelmez olur mescide...  Ve sorar koca halife:
“Falan nerede, filan genç vardı, nerede o...?” der.
Evine gelip giderken şerli bir kadın musallat olmuştur. Bu genç kaşını kaldırıp da bakmaz bile. O kadının, her köşe başında günaha çağıran pusularına aldırış dahi etmez. Fakat kadın, vazgeçmiyor; şehvet başını bulandırmış, adeta gencin bir boşluğunu arıyor. Bir sendelemesini bekliyor, onu şeytanın tuzağına kıskıvrak yakalayıverecek; iffet abidesi ağlama insanı o genci ebedi hedefinden saptıracak…
Ve o aldırış etmeyen, o boşluk vermeyen genç; bir gün başını kaldırmasıyla, kendini kadının kapısında buluyor. Bir anda irkiliyor ve diline şu ayet dolaşıyor:
اِنَّ الَّذ۪ينَ اتَّقَوْا اِذَا مَسَّهُمْ طَٓائِفٌ مِنَ الشَّيْطَانِ تَذَكَّرُوا فَاِذَا هُمْ مُبْصِرُونَۚ ﴿٢٠١﴾
“İnnellezînettekav izâ messehum tâifun mineş şeytâni tezekkerû fe izâhum mubsırûn”
            “Şüphe yok ki Allah'ü Teâlâ’ya karşı gelmekten sakınanlar, kendilerine şeytandan bir vesvese dokunduğu zaman iyice düşünürler (derhal Allah'ü Teâlâ’yı hatırlarlar da) sonra hemen gözlerini açarlar.” A'râf Sûresi (201)
İşte birdenbire diline bu ayetin takıldığını görüyor. Allah'ü Teâlâ, ayeti diline dolayıveriyor, inayetiyle orada hazır ve nazır. Bir anda başından aşağı adeta kaynar sular dökülüyor.
“Allah’ım affet!” derken bir anda utancından kalbi, o Allah'ü Teâlâ’yı anmaktan gayrıya atmamış olan kalbi, olayların yüküne dayanamayıp duruyor; olduğu yere yıkılıveriyor genç sahabe...
Ve oracıkta yüce ruhunu Rahmana teslim ediyor...  Ayıp olur diye falan kadının kapısından kaldırıp, götürüp gömüyorlar...
Emir-el Müminin Hz. Ömer Radiyallahü Anh hıçkırıklarından tanıdığı gencin yokluğunu namaz kıldırırken hemen fark ediyor ve soruyor. “Nerede o ağlayan insan?”, “Nerede inlemesiyle meşhur genç?”
“Ey Emir’ul mü’minin Radiyallahü Anh; falan gece vefat etti, götürüp gömdüler...” Vefa insanı Hz. Ömer Radiyallahü Anh gözleri yaşlı…
Hemen mezarına koşuyor. Mezarın başında durup namaz kılıyor ve ağlıyor...  Ve sonra da şöyle sesleniyor; genç sahabeye: “Ve limen hafe makame Rabbihi cennetan”;
“Rabbinin huzuruna çıkacağından korkan için iki cennet vardır” diyor, gözyaşları içinde...  Ve birden bire herkesin kanını donduracak bir şey oluyor. Bir ses yükseliyor göklere. Mezardan yükseliyordu bu ses:
“Fegat ahadiyallahu merrateyn”
“Burada vaad edilenden de fazlasını buldum! Allah’ü Teâlâ bana onun iki katını verdi…”
İşte iffet abidesi bir gencin bize bıraktığı bir kahraman izi… Her sahabe bir yıldız gibidir. Yönünü bulmak isteyenlerin bakabileceği bir yıldız…
Allah'ü Teâlâ kalplerimizden azametini, kibriyasını, haşyetini eksik etmesin! Bizleri bir an bile olsun nefsimizle baş başa bırakmasın! Âmin!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Uzun Ömür İçin Dua

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)