Toplumsal Mesûliyet
Toplumsal
Mesûliyet
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“…(Ey müminler!) Siz hayır
işlerinde yarışın. Nerede olursanız olun sonun Allah hepinizi bir araya
getirir. Şüphesiz Allah her şeye kâdirdir.” (Bakara, 148)
Rasûlullah (sav)
buyurdular:
“Allah’a yemin ederim ki,
Cenâb-ı Hakk’ın senin aracılığınla bir tek kişiyi hidayete kavuşturması, senin,
en kıymetli dünya nimeti olan kırmızı develere sahip olmandan daha hayırlıdır.”
(Buhârî, Fezâilü’l-ashâb 9, Meğâzî 38; Müslim, Fezâilü’s-sahâbe 34)
İmâm-ı Âzam Hazretleri’nin,
tıpkı ashâb-ı kirâm gibi kendisini toplumdan mes’ûl hisseden yüce bir İslâm
şahsiyeti sergilediği şu misâl, bizler için güzel bir numûnedir:
İmâm-ı Âzam Ebû Hanîfe
Hazretleri’nin komşularından ayyaş bir genç vardı. Bu genç, sabahtan akşama
kadar içer, geceleri de yerinde duramaz nâralar atıp küfürler savurarak etrafı
dayanılmaz derecede rahatsız ederdi.
Bir gece gencin attığı
nâralar kesilince, İmam sabahleyin gidip gencin başına bir hâl gelip
gelmediğini araştırdı. Arkadaşları, içki yüzünden kavgaya karışıp hapse
atıldığını söylediler. Ebû Hanîfe Hazretleri bu duruma çok üzüldü. Hapishâneye
giderek yetkililerden onu serbest bırakmalarını ricâ etti. Memurlar ancak
kefâlet ile serbest bırakabileceklerini söyleyince İmâm-ı Âzam Hazretleri kefil
oldu ve sarhoş komşusunu hapisten kurtardı.
Durumu öğrenen genç, derhâl
İmâm’ın yanına koşup nedâmet gözyaşları döktü. Artık içkiye tevbe ettiğini
söyledi. Bundan sonra ona lâyık bir komşu ve talebe olacağına söz verdi. Büyük
İmâm, gence şefkatle baktı ve hüzünlü bir sesle:
“–Delikanlı; görüyorsun ya,
seni gerçekten biz ziyân ettik! Sana ulaşma gayretini gösteremedik. Asıl sen
bize hakkını helâl et!” dedi.
İmâm-ı Âzam Hazretlerinin
bu şuurunu en güzel şekilde kavrayarak hayatımıza tatbîk etmeye ne kadar
muhtâcız! (Osman Nûri Topbaş, Altınoluk Dergisi, 2005 Mayıs, Sayı:231,
Sayfa:032)
Her
Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Mâni’: Kötülüklere engel
olan, dilemediği şeylerin olmasına izin vermeyen, kendilerine zarar verecek
şeylere mani olmak sûretiyle dostlarına yardımda bulunan demektir.
Kısa
Günün Kârı
İslam bizden hassas
gönüller istiyor. Toplumda hidayet bekleyen birçok insan var. Mü’min hidayet
bekleyenlerin elinden tutmalıdır. Mü’minin sevinci hidayete vesile olmaktır.
Lügatçe
mes’ûl: Sorumlu.
nedâmet: Pişmanlık.
Yorumlar
Yorum Gönder