İmam Ebu Yusuf Rahmetullahi Aleyh Ve Hamamcı
İmam Ebu Yusuf Rahmetullahi
Aleyh Ve Hamamcı
Ebû Yusuf Rahmetullahi
Aleyh fakir bir aile çocuğu idi. Binbir güçlük içinde tahsiline devam ediyor ve
tek teselliyi, hocası İmam-ı A'zam'm:
— İlim azizdir, sahibini
de aziz eder, sözünde buluyordu.
Talebeliği zamanında bir
gün hamama gitmişti. Hamamdan çıkarken üzerinde hamamcıya verecek para çıkmadı.
Hamamcı bütün ısrarlarına rağmen parasız göndermiyordu. Her ne kadar:
— Şimdi yanımda yok, bana
müsaade et sonra getiririm. Ben talebeyim, istersen sana bir ilmi mesele,
öğreteyim dediyse de hamamcıya tesir etmedi.
Hamamcı en sonunda
ayakkabısını rehin alıp İmam-ı Ebû Yusuf Rahmetullahi Aleyh’i yalın ayak
gönderdi. Ancak para bulup getirdiği takdirde ayakkabısını alabilecekti.
Bu hâl İmam'ın çok ağrına
gitmişti:
— Bir hamamcıya bile
sözümüz geçmiyor, paran olmazsa rezil olursun, diyerek ilim tahsilinden
vazgeçti ve para kazanmanın yollarını aramaya başladı.
İmam-ı Yusuf Rahmetullahi
Aleyh’in bu kararı hocasını çok üzmüştü. Ebû Yusuf Rahmetullahi Aleyh’i aradı,
buldu ve hamamcının parasını vererek ayakkabıyı da aldırdı.
Aradan zaman geçmiş, Ebû
Yusuf, hakikaten İmam-ı Ebü Yusuf Rahmetullahi Aleyh olmuştu. Medreselerde
talebe okutmakta ve insanlığın birçok müşkülünü çözmekte idi…
Bu arada hamamcının başı
derde girmişti. Çünkü o:
— Bir kızım olur, onu da
evlendirirsem paha biçilmeyen bir cehiz hazırlarım, Diye vaad etmişti.
Allah ona bir kız evlât
verdi ve düğün zamanı da gelip çattı. Fakat bir türlü va'dini yerine
getiremiyor, dünyada paha biçilmeyen bir şey bulamıyordu. Kime derdini açtı,
hangi ilim adamına danıştı ise derdine kimse çare bulamamıştı. Bir gün bir
ahbabı:
— Sen git, falan yerde bir
âlim var, derdini ona anlat. Bu işe bir çare bulursa o bulur, dedi. Hamamcı
tarif edilen yere gitti, sordu - soruşturdu, o zatın medresede talebe
okuttuğunu öğrenip doğru medreseye gitti. Medreseye varıp kapıyı çalıp içeri
girince Ebû Yusuf Rahmetullahi Aleyh hamamcıyı tanıdı ama hamamcı onu
tanımamıştı. Derdini anlatıp kendisini kurtaracak fetvayı vermesini istedi.
Ebû Yusuf Rahmetullahi
Aleyh, hamamcıyı dinledikten sonra:
— Sizin sorunuz çok kolay,
yalnız bu talebelere şu kadar yardımda bulunacaksınız, deyince hamamcı derdine
çare bulunduğu için sevinçten uçuyordu sanki.
Hamamcı bütün şartları
kabul ettikten sonra Ebû Yusuf Rahmetullahi Aleyh rahimehullah:
— Kızının çehizine bir
Kur'an-ı Kerîm al koy. İşte kıymetine paha biçilmeyen tek şey budur, Diye
fetvayı verdi.
Daha sonra iş kendisini
tanıtmaya gelmişti:
— Sen bir zaman hamamına
giren bir talebeden, parasının yerine ayakkabısını almıştın. Fakat şimdi hamam
parasının bin mislini vermeye razı oldun. Ondan dolayı ben senden talebelere
yardım istedim, deyince hamamcı da karşısındakinin kim olduğunu tanımıştı.
Bu mesele îmam-ı A'zam
Hazretlerinin kulağına gitti. Hazreti îmam, talebesinin bu buluşunu çok
beğenmişti.”İlim azizdir, sahibini de aziz kılar” sözü ise bir keramet olarak
zuhur etmişti. (Alıntı)
Yorumlar
Yorum Gönder