Peygamber’e Saygı
Peygamber’e Saygı
Hz. Ömer Radiyallahü Anh Efendimiz, bir gün Cuma
namazına giderken yanından geçtiği bir evin damından üzerine kan damlar.
O da üzerine kan damlayan oluğu söker, atar. Evine
gider. Elbisesini değiştirip, tekrar yetişir. Namaz kıldırıp, hutbesini irad
ettikten sonra,
"Cemaat, mü'minlere eziyet ediyorsunuz!"
diyerek hadiseyi anlatır ve
"Ben de o oluğu söküp attım!" der. O, sözünü
bitirir bitirmez, caminin içerisinde,
"Ya Ömer Radiyallahü Anh, sen ne yaptın?"
diye feryat eden bir ses duyulur.
Bu sözü söyleyen, Hz. Ömer Radiyallahü Anh’in çok
sevdiği arkadaşı,
"Allah'ım! Bu peygamberin amcasının elidir, o
el hürmetine bize yağmur ver!" dediği Hz. Abbas'tır.
Ayağa kalkmıştır.
"Ya Ömer Radiyallahü Anh ! O dam benim damımdı.
O oluğu da oraya Hz. Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem kendi elleri ile
yerleştirmişti. Sen ne yaptın?" demektedir.
Ömer Radiyallahü Anh Efendimiz'in de,
"O koymuştu." sözünü duyduğu anda,
dizlerinin bağı çözülür ve adeta yıkılır.
Der ki:
"Ya Abbas, ben gidip o damın dibinde başımı
yere koyacağım ve sen de benim başıma basarak o oluğu tekrar yerine koyacaksın.
Sen o oluğu yerine koymadan ben bu başımı yerden kaldıramam."
Ve paslı oluk yerine konur.
Hz. Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem ashabı
içerisinde bu denli seviliyor, geride bıraktığı asarına karşı bu denli saygı
duyuluyordu.
Onlar bize böyle bir sevgiyi ders verirken, Onun
eliyle yerleştirdiği paslı oluğun yerinden kaldırılması gibi bir meselede bile,
İran'lıyı ve Bizanslıyı dize getiren Hz. Ömer Radiyallahü Anh yerlere
yıkılırken, bizler Efendimiz'in sinelerden sökülmesi, ahlakının unutturulması
karşısında aynı hassasiyetin yüzde birini gösterememekteyiz. O ufku
yakaladığımız gün, dünyada da ukbada da aynı izzete ereceğiz demektir.
Kaynak: Mehmet AKAR; Mesel
Denizi
Yorumlar
Yorum Gönder