Mutluluk
Mutluluk
Mutluluğu yakalamak öyle
kolay değildir. Mücadele ister. Yılmadan bıkmadan mücadele... Bazen avuçlarının
içinde zannedersin ama kayıp gider. Kaygan bir zemindedir çünkü. Mutluluğun
dikenli bir gül olduğunu düşüneceksin. Çapalayacaksın, sulayacaksın, otlarını
ayıklayıp temizleyeceksin ama dikenlerini koparmayacaksın. Çünkü dikenleri
koparılmış gül yaşamaz. Zaman zaman eline alıp koklayacaksın. Dikenleri batacak
bazen. Ama katlanacaksın.
Arayacaksın uzun uzun. Öyle
hemen alıp vermezler eline mutluluğu. Çok uzun zaman alır. Aylar ayları kovalar,
yıllar yılları. Ama bir gün bir bakmışsın karşında. Bazen de karşına çıkar
farkına varamazsın. Farkına varmak için de bir çaba gerekir. Karamsarlık yok.
Ne demiş Cahit Sıtkı
Tarancı
Ne doğan güne hükmüm geçer,
Ne halden anlayan bulunur;
Ah aklımdan ölümüm geçer;
Sonra bu kuş, bu bahçe, bu
nur…
Ve gönül Allah’ü Teâlâ’sına
der ki:
- Pervam yok verdiğin
elemden;
Her mihnet kabulüm, yeter
ki
Gün eksilmesin penceremden!
Her elem, mihnet bizim
için. Pervan olmasın. Zaten doğan güne hükmümüz geçmez. Bize ne getirecek
bilinmez. Zaten halden anlayan bulunmaz. Ölüm ise gerçek. Ama bu hayat var ya
hem kısa, hem tatlı. Bir o kadar da yaşamaya değer. Sabah kalktığında temiz bir
nefes almak dünyaya değer. Eğer bir de kendine umut kapısı aralayabiliyorsan
değme keyfine. Bu da sadece senin elinde, hiçbir zaman bir başkası yapamaz.
Umut kapısı aralayabilmen
dileği ve sevgiyle... (Alıntı)
Yorumlar
Yorum Gönder