Hizmet Erleri

Hizmet Erleri

Allah (cc) için hizmet etmek öncelikle fedakârlık gerektirir. Böyle ulvi bir görev için elbette ulvi bir ahlak gerekir. Yeri gelir malından, yeri gelir rahatından ve sevdiklerinden fedakârlık ister.
Hizmet insanı, bütün bu fedakârlıkları göze alarak bu işe soyunur zaten. İnsanlardan ne onu anlamalarını, ne de takdir etmelerini bekler. Hakarete uğradığı zaman, Rabbinin takdirine boyun eğer de karşısındaki nasipsizler ona yüklendikçe yüklenir. Sadrı öyle genişler ki hizmet insanının, dağlar misali yükleri taşır da, koca dağların sessizliğine bürünür. Takatsiz kaldığı dönemlerde Rabbine iltica edip, güç kuvvet ister, ummanlar misali...
Bu kutsi vazifenin değerini onlar bilir ancak. Bu güzelliklere onlar tercihlerinin saf ve duruluğuyla ulaşırlar. Tercihleri Allah (cc) ve dostlarıdır zira. Varını yoğunu yoluna kurban etmenin lezzetini tadanlar bilir, cennet şarabı misali...
Varlık ile yokluğun, nar ile nurun, iltifat ile hakaretin değeri aynıdır o güzel insanların yanında. Aldırmazlar kimsenin övmesine ve yermesine. Gerçekte bilirler ki, Allah (cc)'ın övmesi önemlidir kıyamet gününde. İnsanların değil Allah (cc)'ın değerlendirmesi önemlidir onlar için.
Allah (cc) ile beraber olma sevdası sarmıştır içlerini, ancak görevleri gereği insanlarla içli dışlı olma zorunluluğu, başka yamaçlarda dolaştırır onları görev aşkından. Halvette olmanın aşkı yüreklerini öyle yakar ki, o ateşle çıkarlar insanlara hizmet seferine. Gözleri dolu dolu, kalpleri yumuşaktır hizmet erlerinin, aşıklar misali...
Bütün işlerini, herşeyi ve onu yaratana havale edip, gerçek rahata daha dünyadayken ererler de, kimse onların halini bilmez. İnsanlar onların dünyanın çilesini çektiklerini zannederken, onlar, Allah (cc) davasının çilesini çekerler sıddıklar misali...
Allah (cc) kulu için yetmez mi ayetinin sırrını doruklarda soluklarlar. Güneş olurlar insanlara; ısıtırlar sımsıcak şefkatleriyle. Aydınlatırlar karanlıkları, ötelerden aldıkları nurlarıyla. Ve perde olurlar kötülüklere, geceler misali...
Anam-babam, ruhum sana feda olsun Ya Rasulallah! Sözünü yüreklerinde hissederler daim.
İşte, hizmet insanı olmak böyle şeyleri hissedebilmektir. Hayatında hiçbir zaman güneşin, gündüzün, gecenin, dağların ve ummanların varlığını bu boyutta göremeyen insanlar, nasıl bilecekler bu kutsi davanın ehemmiyetini…
Ömrünü boşa geçirip, duygularını köreltmiş insanlar için bu soluklar hiç bir şey ifade etmez. Kör duygularla yaklaşıp, yıpratmak isterler hizmeti ve erlerini. Duyguları köreldiği için de nasipleri yoktur bu kutsi görevden…
 ‘En son adam’ olmayı kendine yediremeyen kimsenin, birinci adam olma şansı yoktur asla, bu sadıklar arasında. O sadıklar ki, değil elleri, ayakları öpülesi mübareklerdir. Rabbim onların feyiz ve nisbetinden bizleri de nasiplendirsin. Onların taşıdığı bu sorumluluk şuurunda, bir omuz payı da bize nasip etsin, inşallah. (Amin)


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)

Güzel Ahlakla ilgili 40 Hadis