Gençlere "Hayâ" Yakışır
Gençlere "Hayâ"
Yakışır
Allah
Resulü Sallallahü Aleyhi Vesellem Ensar’dan bir kişinin yanından geçerken, onun
kardeşini utanmaktan vazgeçirmeye çalıştığını gördü. ‘Onu kendi haline bırak;
çünkü hayâ imandandır!’ buyurdu.
Hayâ
mümin ahlâkıdır. Edep, kulluk ve tüm güzellikler hayâ ile gelir. Şimdilerde
anne-babasının, öğretmeninin yanında bacak bacak üstüne atabilen, uzanabilen,
kendinden büyüklerin huzurunda hiç çekinmeden sigara içebilen gençlik, hayâ
duygusundan yoksun olduğu için bu halde.
Eskiden
bir şarkıyı güftesindeki bazı uygunsuz cümlelerden ötürü reddederken simdi
güftesi bir uçtan bir uca ahlaksız, klibi tamamıyla müstehcen şarkıları çocuğumuzun
dilinde duyduğumuzda "Ne güzel de sesi varmış benim yavrumun!" demekle
yetiniyoruz.
Genç
kızımız ve oğlumuzla beraber izlediğimiz dizilerde hoşumuza gitmeyen bir bölüm
olursa zaplayıp, bir müddet sonra aynı kanala dönerek eğlencemizden ödün
vermiyoruz. Eğlence, espri, popüler kültür derken çoğalan eksilerimizin arasında
çocuklarımıza ‘hayâdan bahsetmek aklımıza çoğu kez gelmeyebiliyor.
Rasulûllah,
perdenin arkasındaki bir genç kızdan daha fazla hayâ sahibiydi!
Gençlere
hayâ duygusunu aşılayabilmenin en güzel yolu yaşayarak göstermektir. Onlara bu
konuda öncelikle büyükler örnek olmaya çalışmalı. Eğer kendimiz örnek olmada
yetersiz kalıyorsak, onları örnek alabilecekleri şahsiyetlerle tanıştırmayı
ihmal etmemeliyiz. Bu şahsiyetlerin ilki Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem olmalı.
Gençleri, âlemlere rahmet olarak gönderilen Efendimiz ‘deki Sallallahü Aleyhi
Vesellem zirve ahlakın izlerini sürmeye teşvik etmeliyiz. Ebu Said el-Hudri'nin
(r.a) ifade ettiğine göre Allah Resulu Sallallahü Aleyhi Vesellem, perdenin arkasındaki
bir genç kızdan daha fazla hayâ sahibiydi. O'nun gençlik çağında, Arap yarımadası
hayâsızlıklarla dolu bir görüntü arz etse de Efendimiz Sallallahü Aleyhi
Vesellem cahiliye âdetlerinden uzak kalmış ve ömrünü, hususiyetle gençlik
dönemini, eşine az rastlanır hayâ örnekleriyle süslemiştir. O’nun gençliğinde
halk Kâbe'yi çıplak bir şekilde tavaf etmeyi âdet edinmişken Efendimiz Sallallahü
Aleyhi Vesellem, gerek tavafta gerek sair vakitlerde hiçbir zaman böyle bir
tutuma yeltenmedi. Kötülüklerin yer aldığı meclislere gitmekten hayâ etmiş,
çirkinliklerden bahsetmemeye özen göstermişti. Efendimiz Sallallahü Aleyhi
Vesellem, hayâ hakkında en güzel öğüdü ashabına şöyle ifade buyurmuştur: "Hayâ
insan için ziynettir!"
Hayâ
duygusu, yanlıştan uzaklaştırır.
Gençlere
hayâ duygusunu anlatırken Allah Celle Celâlüh’dan utanmanın önemine değinmeyi
ihmal etmemeliyiz. Çünkü Allah'tan utanmak, hayânın hem kökü ve hem de meyvesi
mesabesindedir. Allah'tan utanan bir kul, o utancı sayesinde insanlardan da hayâ
eder. Allah’a karşı duyduğu hayâ hissiyle dini müeyyidelere tâbi olur.
Bir
gün İbn-i Ömer koyun otlatmakta olan bir çocuğun yanına giderek koyunlardan
birini kendisine satmasını ister. Çocuk, satamayacağını çünkü koyunların
kendisine ait olmadığını söyler. İbn-i Ömer, ‘Sahibine, ‘Koyunu kurt yedi!’
dersin. Böylece para da cebinde kalır’ der. Çocuğun cevabı kendisindeki güzel
ahlaki yansıtır: ‘Sahibime ‘kurt yedi!’ diyeceğim. Peki, söyle bana, Allah Celle
Celâlüh bunu görmeyecek mi?
Hayâ
duygusu kişiyi yanlış işlerden alıkoyar. Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem,
"Utanmıyorsan dilediğini yap!" buyururken, insanın fıtratında bulunan
hayâ hissinin nasıl kuvvetli bir otokontrol sistemi olduğuna dikkat çeker. Hayânın
sembolleştiği Peygamberlerden biri olan Yusuf Aleyhisselâm, ona yaklaşmayı arzu
ettiğinde odadaki putun üzerini örten Züleyha’ya neden böyle yaptığın sormuştu.
‘Puttan utandığım için’ demişti Züleyha. Yusuf Peygamber’in sözleri manidardı: ‘Sen
sahte olan ilâhından hayâ ediyorsun, ya ben Rabbim ’den nasıl utanmam!’
Utanma
duygusuna sahip gençlerimize her zamankinden daha çok muhtaç durumdayız. Çünkü hayâ
eden bir genç, ne ebeveyninin ne de kanunların ikazına ihtiyaç duyar. Hayâsı
onu kötülüklerden uzak durmaya sevk eder.
H.
Bektaşoğlu Semerkand Aile
x
Yorumlar
Yorum Gönder