İnsan Düzelmeden Hiçbir Şey Düzelmez

İnsan Düzelmeden Hiçbir Şey Düzelmez
            Çok sevdiğim bir dostum son olaylardan bir iki söz etmemi istiyordu. Ben de âcizane dedim ki kendimizi düzeltmeden hiçbir şey düzelmez. Hemen şu meşhur hikâyeyi anlattım.
Adam, bütün bir haftanın yorgunluğundan sonra pazar sabahı gazetesini okumaya başladı ve "Bütün gün dinleneceğim, müzik dinleyeceğim, maç izleyeceğim." beni bundan kimse alıkoyamaz" diye düşündü. Tam o sırada oğlu koşarak geldi, sinemaya ne zaman gideceklerini sordu. Adam, daha geçen haftadan oğluna sinema konusunda söz vermiş olduğunu hatırladı; ancak hiç dışarı çıkacak hali yoktu. Bir bahane uydurması gerekiyordu.
Gazetenin promosyon olarak dağıttığı yapboz dünya haritasını eline alıp parçalara ayırdı iyice karıştırdıktan sonra oğluna verdi ve; "Eğer bu haritayı düzeltebilirsen seni sinemaya götüreceğim." dedi sonrada keyifle gazetesini eline alıp " Kurtuldum. En iyi coğrafya öğretmeni bile yapbozu akşama kadar düzeltemez" diye düşündü. Beş dakika sonra çocuk koşarak babasının yanına geldi.
-"Babacığım, haritayı düzelttim. Artık sinemaya gidebiliriz değil mi?"
Adam kulaklarına inanamadı. Yerinden fırlayarak oğlunun odasına koştu. Gördüğü gerçek olamazdı, buna inanmak çok zordu...
-"Bunu nasıl başardın?" diye sorunca;
Çocuk gayet sakin bir şekilde cevap verdi;
-"Bana verdiğin harita yapbozun arkasında bir insan resmi vardı... Önce insanı düzelttim. Sonra ters çevirdim." İnsan düzelince dünya da kendiliğinden düzeldi.
Muhterem dostum dedim. Önce kendimizi, sonra yakınlarımızı düzeltmeliyiz. Sonra her şey düzelir. Bana “Nasıl olursanız, öyle idare edilirsiniz.” Hadisi şerifini hatırlattı. Ben de hikmet ehli hak dostlarının buyurdukları gibi; "Ey nefsim önce senden başlayalım. Eğer sen çizgiden çıkar hak tealâya itaat etmezsen; haramı helâli gözetmezsen sen de yanarsın ben de yanarım. Demeliyiz. Çünkü kimse karşısındakini kolaylıkla değiştiremez. Ama kendini değiştirebilir. Sonra en yakınlarımızdan başlayarak başkalarını düzeltmek için çaba sarf etmeliyiz dedim. Dostum sürekli sistemin bozuk olduğundan dinimizin yasakladığı tüm haramların serbest olduğundan, bütün peygamberlerin sistem getirdiğinden bahsediyordu. Dedim ki hâşâ biz peygamber değiliz. Güzel İslâmiyet insan rejimi değildir. İslâmiyet'e geçmenin yolu onu hakkıyla yaşamaktan geçer. Hakkıyla yaşarsak kendiliğinden gelir. Yaşamazsak adı ne olursa olsun kendiliğinden gider. Yasaklarla dinimizi korumak çok zordur. Kişiye oruç tut yoksa hapse atacağım desen gider tuvalette su içer. Ben oruçluyum der. Herkesin başına polis dikemezsin. Diyelim ki diktik. Polisler de insan olduğuna göre polislerin başına kimi dikeceksin?
Allah'ü tealâ buyuruyor ki: "Siz hata işlemeseydiniz sizi helak eder ve hata işleyen yeni bir kavim yaratırdım". Zira hata ve günah işlemeyen sadece peygamberler ve melekler vardır. Biz de melek veya peygamber olmadığımıza göre hata eder günah işleyebiliriz. Önemli olan hatadan kısa sürede dönebilmek, geçerli tövbe edebilmektir. Eğer biz başkalarının ayıplarını araştırır sürekli onlarla meşgul olursak başkaları da bizim ayıp ve kusurlarımızla uğraşır. Kısır döngü devam edip gider. Bakın iki cihan güneşi aleyhisselâm efendimiz ne güzel buyurmuş.
“Geçmiş bir günahtan dolayı tevbe etmiş Müslüman din kardeşini ayıplayan aynı günahı kendi işlemeden ölmez” Hadis-i şerif.
“Sen başkalarının ayıplarını ört ki Allah’ta ahiret de senin utanılacak ayıplarını örtsün” Hadis-i şerif. Hepimiz biliyoruz ki Rabbimizin bir ismi şerifi de "Settar" azze ve celle'dir. Herkes kendi ayıp ve kusurlarına bakmalıdır. O zaman başkalarının hatalarını araştırmaya fırsat bulamaz.
Biz bugüne kadar kendi hata ve ayıplarını itiraf eden bir tek siyasi görmedik. Sürekli "Tencere dibin kara, seninki benden kara!" ninnileriyle büyüdük. Özeleştiri yapmadığımızdan dolayı enerjimizi gıybetle, dedikoduyla tükettik. Nasıl ki bilgisayarımıza arasıra format atar temizler dinamizm kazandırırsak kendi nefislerimizi de sık sık hesaba çekmeli, formatlamalı dinamizm kazanmalıyız. Dünya kısa ecel yakın… Tövbe etmeden ölme ihtimalimiz çok yüksek...
Sevgili dostlar Allah'ü tealâ bizleri kendi hatalarını araştıranlardan eylesin. Hz. Ömer efendimiz buyurdu. Bana hatalarımı söyleyene Allah'ü tealâ rahmet eylesin!
Hoşça kalın, sevgiyle kalın, güzel günler sizin olsun efendim.
Yaşar AKKAŞ
Yasal Uyarı: “Bu eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.”

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)

Güzel Ahlakla ilgili 40 Hadis