Kayıtlar

Boşa Harcama

Resim
Boşa Harcama   Ömür dediğin şey mevsime benzer, Baharın peşine yaz gelir geçer... Basiretli olan genç yaşta Sezer, Bitmez denen zaman tez gelir geçer...   Yıllar birbirine ek olur gider, Gam keder sırtına yük olur gider, Simsiyah saçların ak olur gider, Pürüzsüz cildinden iz gelir geçer...   Dolar bir gün dolmaz sandığın kota, Fazla bağlanma bu fani hayata, Binmişiz ecele koşan kırata, Aşılmaz engeller düz gelir geçer...   Sen; sen ol! aldanma otuza kırka, Güneş nasıl geçer her sabah şarka, İbretle bak zaman öğüten çarka, Elli altmış ne ki yüz gelir geçer...   Sessiz sakin işler Ömür saati, Eritir geride kalan tüm vakti, Burada kalsa da kemiği eti, İnsanın içinden öz gelir geçer...   Murat Meral

Şeytan ve Elinde Bir Bardak Su

Şeytan ve Elinde Bir Bardak Su   Allah Teâlâ dostlarından Ebû Zekeriyya Rahmetullahi Aleyh hasta döşeğinde ölümle pençeleşiyordu. Yakın dostlarından biri kendisine: “Lâ ilahe illallah, Muhammedü’r-Rasûlullah” kelime-i tevhidini telkin etmek istedi. Bir etti, iki etti, üç etti. Ebû Zekerriya Rahmetullahi Aleyh her defasında söylemeyi reddediyordu. Bu durum karşısında yakın dostu Ebû Zekerriya'nın son nefesinde imansız gideceğinden korktu ve endişeye kapıldı. Bütün bir ömrünü Allah Teâlâ'ya ibadet ve taat etmekle geçiren böylesine bir kimsenin şimdi hasta döşeğinde ölüm ile pençeleşirken “Kelime-İ Tevhid” getirmemesine bir mana veremiyordu. Şeytanın bir kandırışına mı yenilmişti yoksa? Bir müddet kafası bu düşünceler içinde çalkalanan dost baktı ki Ebû Zekerriya Rahmetullahi Aleyh sanki kafasında resmigeçit yapan düşünceleri okuyormuş gibi bir aralık gözlerini açarak: “- Bana bir şey mi dediniz?” diye sordu. Orada bulunanlar:        ...

İslâmiyet Irkçılığı Lânetlemiştir

İslâmiyet Irkçılığı Lânetlemiştir   Allah Teâlâ dünyayı yarattıktan sonra Hz. Âdem Aleyhisselâmı halk etmiştir. Onun sol kaburga kemiğinden de eşi Hz. Havva’yı vücuda getirmiştir. Bu çift zamanla çoğalarak bugünkü insanlığın oluşumuna zemin hazırlamıştır. Yüce Rabbimiz bu durumu şu ayette dile getiriyor: “Ey insanlar, hakikat biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Sizi sırf birbirinizle tanışmanız için büyük büyük cemiyetlerle küçük küçük kabilelere ayırdık. Şüphesiz ki sizin Allah Teâlâ nezdinde en şerefliniz takvaca en ileri olanınızdır… ”(Hucurat S. 13. Ayet)   Demek ki birbirinden farklı gelenek ve göreneklere sahip toplumların varlığı karşılıklı dayanışma ve iş birliği içindir. Oysa günümüzde bırakın ülkeler arası dostluğu komşular bile birbiriyle davalıdır. İlâhî nizam rafa kaldırılırsa olacağı budur.   İnsanların ve toplumların birbirinden farklı hususiyetlere sahip olması çok kere tefrikaya sebep olmuştur. Özellikle ırk farklılıkları kavgaların ve ...

Gel Hesabını Gör Dünya!

Gel Hesabını Gör Dünya!   Ne verdin ne aldın benden? Gel hesabını gör dünya! Tut notunu çıkar dünden, Gel hesabını gör dünya!   Eksik mi kârım zararım? Fayda ne onu ararım, Cefanı sana sorarım, Gel hesabını gör dünya!   Ne çile geldi başıma, Acıyan yok göz yaşıma, Muhtaç etme gardaşıma, Gel hesabını gör dünya!   Verdiğini gel abartma, Doğru söyle yalan katma, Aman ettim yeter yapma, Gel hesabını gör dünya!   Kul şahinim ölç sızımı, Su bile yaktı ağzımı, Sor hele gönül razı mı? Gel hesabını gör dünya!   Ali Şahin

Gammaza Lânet

Gammaza Lânet   Mısır seferine giderken sefer hazırlıklarına yardım için bir tüccardan borç alan Yavuz Sultan Selim Rahmetullahi Aleyh Han’a, Mısır dönüşü defterdar bir rapor sunar. Bu raporda:       “Borçlu oldukları tüccarın öldüğünü, ailesine Mısır hazinesi değerinde miras bıraktığını, borçlanılan paranın zafer karşılığı olarak alıkonulması” teklif edilir.       Koca Yavuz Rahmetullahi Aleyh defterdarın teklifinin altına kendi eliyle:       “Ölene Rahmet, malına bereket, evlâtlarına afiyet, gammaza lânet” cümlesini yazarak geri çevirir.   Gammaz: Herkesin ayıplarını meydana çıkaran, ağzı kara.

Beş Tane Düşmanımız Var

Beş Tane Düşmanımız Var   Birisi nefis (A'dâ adüvvük): "Bütün düşmanların düşmanı..." En büyük düşmanın nefsin. Ne Rus'a benzer, ne Amerika'ya... En büyük düşman, insanın nefsi. Cehenneme de sokan o insanı... Aynı zamanda matıyye'dir, muhtacız ona. O elimizden giderse, canımız da gider. Onu öyle besleyeceğiz ki, bize zararı olmasın, bizi cehenneme sürüklemesin. Ancak bizi cennete götürecek kadar ona ekmek vereceğiz. Azıtıp da tepmesin bizi, ısırmasın... Yoksa azıtır, ısırırsa bizi de helâk eder. Onun için, ona son derece ehemmiyet vermek gerek. En büyük düşman nefis!.. Onun da elinden kurtulmaya çalışacağız. Nasıl?.. İşte, Cenab-ı Peygamber nasıl diyor: "Acıkmadan sofraya oturma, doymadan kalk!.." Boğazına düşkün olma o kadar! İkinci şartı da, telezzüzatı, yâni lezzetleri terk etmek diyor. Lezzetlere mübtelâ ola insanda kanaat olmaz. Kanaat olmayınca da insanlık olmaz. Bu buzdolapları çıkınca rahmetlik ..... Efendi vardı, demiş ki: “...

Ben Razı Değilem Hicrana Gama

Ben Razı Değilem Hicrana Gama   Ben razı değilem hicrana gama, Garip gönlüm hâlden hâle salan var… Sabavetten beri bir yol gözlerim, El zanneder uzaklarda kalan var…   Didemden akıttım kanlı yaşımı, Karâmetten kurtaramam başımı, Gönül kalesinin mermer taşını, Hicran kalemiyle kırıp delen var…   Dere kenarında ufacık taşlar, Nedir bu feleğin ettiği işler? Deryada balıklar semada kuşlar, Dedim belki yâr yanından gelen var…   Sümmani'yem Yârab gönlüm hoş eyle! Ya sabır ver ya da bağrım taş eyle! Ya bir çift kanat ver yada kuş eyle! Tez ulaşam dost bağında talan var…   (Aşık Sümmani Rahmetullahi Aleyh)   Sebavet: Çocukluk dönemi)

Roger Garaudy Rahmetullahi Aleyh Sözleri

Resim
Roger Garaudy Rahmetullahi Aleyh Sözleri               Roger Garaudy, Doğumu: 17 Temmuz 1913 Marsilya, Fransa; Ölümü: 13 Haziran 2012 (98 yaşında) Chennevières-sur-Marne , Fransa Filozof, Fransız direniş savaşçısı ve komünist bir yazardı. 1982'de İslâm'a geçti. 1998'de, altı milyon Yahudi'nin toplu katliamının bir "mit" olduğunu iddia ettiği için Fransız yasalarına göre Holokost'u inkâr etmekten birkaç yıl mahkûm edildi ve para cezasına çarptırıldı.   ·      Allah'ı dışlayan hiçbir topluluk ayakta kalamaz! Tarih boyunca da kalmamıştır! ·      Ne var ki manevi parıltısını kaybeden bir din, kendisini silah gücüyle savunamaz. ·      "Tevhid" basit bir olgu, yani bir tek Allah'ın var olduğu hükmü değildir. Bir taahhüttür, ilhamını hayatımızın bütününden alan bir davranış prensibidir. ·      İslam elbette bir veya pek çok toplumda ...

Hakk Aşkıyla Dön Küllere

Hakk Aşkıyla Dön Küllere     Muhabbet ile, dolan gönül, Kavrul, kavrul; aşkla kavrul… Hakk aşkıyla, dön küllere Essin rüzgâr, göğe savrul…   Ateş gerek, kül olasın, Rüzgâr gerek, savrulasın! Aşkla yan ki, var olasın, Kor gönülle, yol bulasın…   Nice sırla, dolu alem, Hakk isterse, yazar kalem… Hakk'ın aşkı, sonsuz alem, Hakk nuruyla, sır bulasın…   Özün Hakk'a doğru olsun, Sözün Hakk'a doğru olsun, Yolun Hakk'a doğru olsun, Sabır ile vuslat bulasın…   Ali Dilsiz

Şeytan ve Elinde Bir Bardak Su

Şeytan ve Elinde Bir Bardak Su   Allah Teâlâ dostlarından Ebû Zekeriyya Rahmetullahi Aleyh hasta döşeğinde ölümle pençeleşiyordu. Yakın dostlarından biri kendisine: “Lâ ilahe illallah, Muhammedü’r-Rasûlullah” kelime-i tevhidini telkin etmek istedi. Bir etti, iki etti, üç etti. Ebû Zekerriya Rahmetullahi Aleyh her defasında söylemeyi reddediyordu. Bu durum karşısında yakın dostu Ebû Zekerriya'nın son nefesinde imansız gideceğinden korktu ve endişeye kapıldı. Bütün bir ömrünü Allah Teâlâ'ya ibadet ve taat etmekle geçiren böylesine bir kimsenin şimdi hasta döşeğinde ölüm ile pençeleşirken “Kelime-İ Tevhid” getirmemesine bir mana veremiyordu. Şeytanın bir kandırışına mı yenilmişti yoksa? Bir müddet kafası bu düşünceler içinde çalkalanan dost baktı ki Ebû Zekerriya Rahmetullahi Aleyh sanki kafasında resmigeçit yapan düşünceleri okuyormuş gibi bir aralık gözlerini açarak: “- Bana bir şey mi dediniz?” diye sordu. Orada bulunanlar:        ...

Ümmetim İçin En Çok Korktuğum

Ümmetim İçin En Çok Korktuğum   Allah Rasûlü Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimiz mü’minlere nefislerinden daha yakın olduğu için, ümmetini onlardan daha çok düşünmüştür. Hayatını onların felâhı ve selâmeti için vakfetmiş, dualarını hep onlara yapmış, şefaatini yine onlara ayırmıştır. Kendisinden sonra ümmetinin karşılaşacağı büyük tehlikeler için endişelenmiş ve zaman zaman bunları beyan ederek ümmetini îkâz etmiştir. Bunların bir kısmı şunlardır:   1.     Şöhret ve Menfaat Peşinde Koşan Âlimler Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimiz şöyle buyururlar: “Ümmetim hakkında en çok korktuğum şey, dili âlim olan münâfıktır.” (Ahmed bin Hanbel, Müsned, I, 22) Bunlar ilimleri bilen, akıcı ve tesirli bir lisâna sahip olan fakat kalbi câhil olup ilmiyle amel etmeyen âlimlerdir. Îtikâdı da bozuk olan bu insanlar, dilbazlıklarıyla pek çok kişiyi aldatırlar. Onlar, ilmi meslek edinmişlerdir. Onunla maddî ve mânevî menfaat elde etme peşindedirler. Bunun...