Kayıtlar

Bilirim Seni Yalan Dünyasın

Bilirim Seni Yalan Dünyasın   Bilirim seni yalan dünyasın, Evliyaları alan dünyasın.   Kaçan kurtulmaz senin elinden, Demir kafesler kıran dünyasın.   Sevdiğim aldın beni ağlattın, Dönüp yüzüme gülen dünyasın.   Süleyman tahtın sen viran kıldın, Masumlar boynun büken dünyasın.   Kaç kez boşaldın, kaç defa doldun, Ahir bizden de kalan dünyasın.   Felek değirmen çarh vurur döner, Onun suyunu savan dünyasın.   Yunus hep sema edip çarh vurur, Bizim çarhımız bozan dünyasın.   (Yunus Emre Kuddise Sirrûh)   Kelimeler: Çarh: Çark, tekerlek. Ordunun ilerisinde bulunan askerlerin yaptıkları tâlim. Çıkrık gibi dönen yuvarlakça bir cins dolap.

Aslında Kurallar Basit

Aslında Kurallar Basit: ·      Allah Teâlâ’dan korkarsan, hiçbir şeyden korkmazsın. ·      Allah Teâlâ’yı seversen, Allah da seni sevdiklerine sevdirir. ·      Allah Teâlâ’dan istersen, kimseden istemezsin. ·      Allah Teâlâ’yı bulursan, hiçbir şeyi kaybetmezsin. ·      Allah Teâlâ’yı kaybedersen, hiçbir şeyi bulamazsın. Ömrünüz mutlu, uzun ve bereketli olsun!

Kim Umar Senden Vefâyı

Kim Umar Senden Vefâyı   Kim umar senden vefâyı, Yalan dünya değil misin, Muhammed-i Mustafâ'yı, Alan dünya değil misin?   Yürü hey bî-vefâ yürü, Sensin hod bir köhne karı, Nice yüz bin erden geri, Kalan dünya değil misin?   Sihr ile donadup kendin, Meydâna salan semendin, Âleme mihnet kemendin, Salan dünya değil misin?   Kasd edip halkın özüne Toprak doldurup gözüne Ehl-i gafletin yüzüne Gülen dünya değil misin?   Eğer şâh ü eğer bende Her kişiyi salan bende Kimse mekân tutmaz sende Vîrân dünya değil misin?   Kimisini nâlân edip, Kimisini giryân edip, Âhir-i kâr uryân edip, Soyan dünya değil misin?   İşin gücün dâ'im yalan, Çok kişiden arta kalan, Nice kerre boşaluban, Dolan dünya değil misin?   (Azîz Mahmûd Hüdâyî Kaddesallahu Sırrahu'l-Âlî)   Kelimeler: V efa: Sevgide devamlılık; vefa, ihtiyaç hâlinde ona yardım etmektir. Arkadaş, öldükten sonra, onun çoluk çoc...

Babam Derdi ki:

Resim
Babam Derdi ki:                    Babam derdi ki: “- Sen ne zaman büyüyeceksin biliyor musun?” “- Ben toprak olunca... Çünkü, babalar ölünce çocuklar büyür... Keşke sen ölmeseydin de; ben hep çocuk kalsaydım! Der insanoğlu... Lâkin ölenler geri gelmez evlât...” “Her acı zamanla azalır!” diyenlere söyleyin! “Babasızlık acısı” zamanla çoğalıyor…   Allah Teâlâ ölmüş anne ve babalarımıza gani gani rahmet eylesin! Yaşayanlara uzun ömürler versin!

Allah Teâlâ’dan Başka Sığınılacak Yok

  Allah Teâlâ’dan Başka Sığınılacak Yok · Ben Allah Teâlâ’ya acizliğimle gittim, o bana merhametiyle geldi. · Ben Allah Teâlâ’ya günahlarımla gittim, o bana affıyla geldi. · Ben Allah Teâlâ’ya dertlerimle gittim, o bana dermanıyla geldi. · Ben Allah Teâlâ’ya imkânsız dualarımla gittim, o bana mucizeleriyle geldi. · Ben Allah Teâlâ’ya hastalığımla gittim, o bana şifasıyla geldi. · Anladım ki O'ndan başka sığınak, O'ndan başka sığınılacak yok!

Deli

Resim
Deli   Ağanın biri köyünde büyükçe bir konak yaptırmış. Açılış günü köyde yaşayan herkese yemek vermiş. Çoluk-çocuk, kadın-erkek, akıllı-deli. Deli lafın gelişi değil, gerçekten deliyi de davet etmiş çünkü hemen her köyde olduğu gibi o köyün de bir delisi varmış. Yemekler yenmiş. Köylüler ayrılırken; Ağa: “- Deliye sorun, bu konaktan ne istiyorsa alsın.” talimatını vermiş adamlarına. Delinin gözü bahçede bağlı duran beyaz ata takılmış ve: “- Bu atı istiyorum.” demiş. O at ise Ağa'nın gözdesiymiş. “- Hayır!” demiş Ağa, “- Başka bir şey istesin.” Deli ısrar etmiş, “- İlla da bu beyaz at.” diye diretmiş. Ağa da: “- Hayır!” demiş başka bir şey dememiş. Ziyafet bitmiş, ayrılık zamanı gelmiş. Deli konaktan melül-mahzun bir şekilde ayrılırken bir şeyler konuşuyormuş kendi kendine. Ağa'nın dikkatini çekmiş bu hâl ve: “- Gidin dinleyin bakalım.” demiş adamlarına. Deli sürekli şunu söylüyormuş: “- Sen isteseydin verirdi, Ağa da kim oluyor ki?” “- Sen...

Sen de Âmîn Der misin?

Sen de Âmîn Der misin?   Taşı mücevher, toprağı insan eden Allah’ım! Zerreyi Güneş, damlayı deniz eden Allah’ım! Herkesin sıkıntısını çözen, zorluklarını kolaylaştıran Allah'ım! Bizlere razı olacağın, sana layık ameller işlemeyi nasip eyle! Rabbim zorluklarımızı kolaylığa, darlığımızı bolluğa, günahlarımızı affa, hastalıklarımızı şifaya, karanlığımızı aydınlığa, dualarımızı kabule tedbil eylesin! Rabbim dualarımızı cevapsız bırakmasın!   Âmîn, velhamdü lillâhi Rabbil âlemin!

Hastayım Aney

Hastayım Aney…   Çok hastayım aney, haberin yoktur, Soranlar çoktur, sanma kimsem yoktur! Hepsinin dilinde bir ahtır, bir vahtır! Bana sen gibi, yanan kimse yoktur...   Çok hastayım aney, tâkatim yoktur, Lokmalar boğazımda birer oktur! İstemem ne bir ilaç, ne bir doktur! Doktorda anamın elleri yoktur...   Çok hastayım aney! heç halim yoktur, Ateşim herhal otuzdokuz, kırktır! Anasız kalmışam, kalbim kırıktır! Başka da teşhise heç gerek yoktur...   Çok hastayım aney! Mecalim yoktur, Rengim de solmuş, yüzüm apaktır! Damarımda senin çorban yoktur! Serumun şurubun faydası yoktur...   Çok hastayım aney, gülesim yoktur, Bu gece yanına gelesim çoktur! Gittiğin yerden geri dönüş yoktur! Bari rüyama gel aney, Vallahi haktır...   Çok hastayım aney, benim anam yoktur, Bu kadar hasret, Halis'e biraz çoktur! İstemem ne hemşire, ne bir doktur! Kimsede anamın elleri yoktur...   Halis Ünlü

Siyonist Yahudi İsrail İle Müslüman’ın Farkı

Resim
Siyonist Yahudi İsrail İle Müslüman’ın Farkı   Hamas ve İsrail arasındaki esir takasının ikinci turunda Gazze'deki 4 İsrailli kadın esir asker, İzzeddin el-Kassam Tugayları tarafından serbest bırakılarak Uluslararası Kızılhaç Örgütü'ne teslim edildi. Serbest bırakılan İsrailli 4 kadın asker, Arapça açıklama yaparak Kassam Tugayları'na teşekkür etti. Mücahitlerin kendilerini İsrail bombalarından koruduklarını söyleyen İsrailli askerler şu ifadeleri kullandı: "Bize iyi davrandılar. Yiyecek içecek elbiseler iyiydi. Bizi bombalamalardan korudukları için onlara teşekkür ediyoruz." Öte yandan İsrailli esirlerde Filistinli esirlerdeki gibi ne işkence ne darp izi görüldü. Videosunu izleyin! https://video.haber7.com/video-galeri/307812-kassam-tugaylarinin-biraktigi-kadin-askerlerden-israili-kizdiracak-aciklama

Abdülkadir Geylani Kuddise Sirrûh Hazretlerinden On Kıymetli Nasihat

Abdülkadir Geylani Kuddise Sirrûh Hazretlerinden On Kıymetli Nasihat   Abdülkadir Geylani Kuddise Sirrûh Hazretleri buyuruyor ki: “Şu on haslet nefsin üzerine hâkim kılınmadıkça ve nefse farz edilmedikçe zühd ve takva tamam olmaz:   01- Lisanı gıybetten, müminlerin arkasından konuşmaktan men etmek gerekir. Zira Cenâb-ı Hakk, Kuran-ı Kerim’de buyurur ki: “Ey iman edenler! Çokça zan etmekten kaçınınız. Şüphe yok ki, zannın bazısı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın; biriniz diğerinizi arkasından çekiştirmesin, gıybet etmesin. Sizden biriniz ölü kardeşinin etini yemeği sever mi? Bilakis onu kerih görmüş olursunuz. Artık Allah’tan korkunuz. Şüphe yok ki, Allah tevbeleri kabul edicidir, çok esirgeyendir.” (Hucurat Suresi, ayet 12)   02- Su-i zandan, başkaları hakkında kötü düşünmekten kaçmaktır. Nitekim Hz. Allah Celle Celâlüh, yukarıdaki ayet-i kerimede zandan şiddetle kaçınmayı emretmektedir.   03- İnsanları alaya almaktan sakınmaktır: ...

Neden Rahat Değilsin?

Neden Rahat Değilsin?   ·      Şoförü tanımıyorsun ama otobüste rahatsın! ·      Pilotu tanımıyorsun ama uçakta rahatsın! ·      Kaptanı tanımıyorsun ama gemide rahatsın… ·      Hayat yolculuğunda ise; ·      Allah Teâlâ’nın kontrolündesin! ·      Neden rahatlamıyorsun? ·      Kâinatı yoktan yaratan ve ayakta tutan; ·      Hayy ve Kayyûm olan Allah Teâlâ’ya tevekkül et; ·      O’na dayan! ·      O’na güven! ·      Huzur bul!!!

Bizim Memleket

Bizim Memleket   İçinden tanırım ben o elleri, Onlar ki zahirde viran olurlar; Ardıçlı dağları, çamlı belleri Aşanlar şi'rine hayran oldular.   Dökülür köpüklü sular yarından, Baharlar yaratır kışın karından; İçenler sihirli pınarlarından Şöyle bir silkinir, ceylan olurlar!   Orada yaşayan erlerin içi Bir tasta yoğurur derdi, sevinci; Onlar ki sabansız, tarlasız çiftçi, Davarsız, kavalsız çoban olurlar.   Başıboş, kırlara salar tayını, Elinden düşürmez okla yayını; Ellere bırakın aslan payını, Memleket yolunda kurban olurlar!   (Faruk Nafiz Çamlıbel Han Duvarları)

Mumla Ararsın

  Mumla Ararsın   Yeter artık yerden yere vurduğun, Gün gelir sen beni mumla ararsın! Yan gelip yatıp da her gün yorduğun, Gün gelir sen beni mumla ararsın!   İşine gelince hep canım dersin, Oturduğun yerden sitem edersin, Bazen de sırtını döner gidersin, Gün gelir sen beni mumla ararsın!   Mutluluk günleri mazide kaldı, Neşenin yerini üzüntü aldı, Hep aşkım diyordun şimdi ne oldu? Gün gelir sen beni mumla ararsın!   Nerede verdiğin o güzel sözler, Artık aşık gibi bakmıyor gözler, Zaman geçse bile yine de özler, Gün gelir sen beni mumla ararsın!   Şair Ferhat söyler bu böyle olmaz, İnsan kokladığı gülleri yolmaz, Gidenin yeri de asla hiç dolmaz, Gün gelir sen beni mumla ararsın!   Ferhat GÜNAYDIN

Bir İnsanın Malını Haksız Yere Almak

Bir İnsanın Malını Haksız Yere Almak   عن عائشة رضي الله عنها عن النبي صلى الله عليه وسلم قال: «مَنْ ظَلَم قِيدَ شِبْرٍ مِن الأرْضِ؛ طُوِّقَهُ مِن سَبْعِ أَرَضِين   [ صحيح] - [متفق عليه ]   Âişe Radıyallahu Anha’dan rivayet edildiğine göre, Rasûlullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem şöyle buyurmuştur: “Kim bir karış mikdarı bir yere haksız olarak zulümle sahip olursa, o yerin yedi katı boynuna geçirilir.” (Sahih Hadis - Muttefekun Aleyh)   Hadisi Şerifin Açıklaması: Bir insanın malını haksız yere almak haramdır. Bir kimsenin başka bir kimseye ait olan malı alması helal değildir. Ancak gönül rızası ile veriyor ise bu müstesnadır. Bunların arasında bir arazinin zulümle alınması çok şiddetlidir. Çünkü uzun zaman zulümle istila edilmesi söz konusudur. Bundan dolayı Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- kim az yada çok aradiden dolayı zulmederse kıyamet gününde şiddetli bir azaba çarptırılacağını haber vermiştir. Öyle ki boynu kalınlaştırılarak uzatılır son...