Kayıtlar

Ya Rabbi! Bizlere…

·      Hz. Âdem Aleyhisselâm'ın tevbesini; ·      Hz. Süleyman Aleyhisselâm'ın saadetini; ·      Hz. Dâvud Aleyhisselâm'ın zikrini; ·      Hz. Eyüb Alelyhisselâm'ın sabrını, ·      Hz. İsmail Alelyhisselâm'ın teslimiyetini, ·      Hz. Yusuf Aleyhisselâm’ın; iffet ve takvasını, ·      Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellemin yüksek ahlâkını, ·      Hz. Ebu Bekir Radiyallahü Anh’ın yüksek dostluk, sadakatini; ·      Hz. Ömer Radiyallahü Anh’ın adâlet, hakkaniyet ve dirayetini; ·      Hz. Osman Radiyallahü Anh’ın hilm, hayâ, edeb, asalet ve cömertliğini; ·      Hz. Ali Radiyallahü Anh’ın ilim, velâyet ve şecaatini; ·      Hz. Hamza Radiyallahü Anh’ın cesaretini, ·      Sahabe-i Kiram Radi...

Gün biter, ay biter, yıl biter…

Gün biter, Ay biter, Yıl biter, Bir de bakmışsın, Ömür biter... Ah zaman ah! Geçmez gibi gelir de, Bir solukta, geçer gider... Hayat başlar ve biter… Nasıl başlayıp nerede sona erdiği değil, İkisi arasına neler sığdırabildiğin önemlidir." (Alıntı)

Seyyid Abdülhakim Arvâsi Rahmetullahi Aleyh Hazretleri

Bir zamanlar Ehli Sünnetin Şerefli bayrağını, Hiç yılmadan samimiyetle azimle taşıyan… Anadolu'yu saran sinsi küfür kancalarını, Müminlerin kalplerinden bir bir söküp atan…   Seyyid Abdulhakim’di, o en nurlu soydandı; Müminlere hakiki dost kâfirlere düşmandı.   Mütevazıydi, konuşmazdı hiç kendi aklından, Ben dediği işitilmedi naklederdi her zaman, Öyle bir veliydi ki o secdeye vardığı an, Nurlar saçılırdı arşa Kaşgari Dergâhından…   Bugün her kim sahipse ilim amel ihlâsa, Ve kimin kalbinde bu yola muhabbet varsa, Borçludur onun orada yaptığı büyük irşada, Borçludur nurlu dergâhında yetişen âşıklara…   O halde; evde, işte sohbette dualarımızda, Rahmetle analım daima Seyyid Abdulhakim’i, Ve onu bize tanıtan, dünyayı nurlandıran, Ehli Sünneti cihana yayan, mürşidimizi, Kutbi İrşad Hüseyin bin Said İstanbuli'yi… (Alıntı)

Dua, Adabı,

1- Mübarek zamanlar seçilmeli. Mesela arefe günü, Ramazan ayı, Cuma günü, gece yarısı, seher vakti v.b. 2- Mübarek durumlar seçilmeli. Mesela secdede, yağmur yağarken, namaz kılarken v.b. 3- Kıbleye dönüp ellerini kaldırmalı ve sonunda ellerini yüzüne sürmeli. 4- Ne çok kısık sesli nede bağırarak dua etmeyip ikisinin arasında bir yol izlenmeli. 5- Seci', kafiyeli dua etmek için kendini zorlamayıp, içinden geldiği gibi tabii olarak dua etmeli. En iyisi peygamberimizin yaptığı dualarla dua etmeli zira herkes güzel dua edemez. 6- Yalvararak ve korkarak dua etmeli. 7- Kabul olunacağına kesinlikle inanmalı, bundan hiç şüphe etmemeli. 8- Israrla dua etmeli, kabul olunmadı diye yakınılmamalı. 9- Duayı Allah'ın adı ile Resulullaha Sallallahü Aleyhi Vesellem salavat ile açmalı. 10- En önemlisi de budur; tövbe etmeli, kul hakkını geri vermeli ve Allah’ü Teâlâ’ya yönelmeli.   İmam Gazali Rahmetullahi Aleyh

Allah’ü Teâlâ Dilerse Sebepsiz de Yaratır

  Allah’ü Teâlâ bir şeyin meydana gelmesi için bazı sebepler yaratmıştır. Sebeplere yapışmadan olmaz. Ancak neticeyi de sadece sebeplerden beklememeliyiz. Mümin kişi olarak sebepleri yaratandan beklemeliyiz. Allah’ü Teâlâ irade etmedikçe hiçbir şey meydana gelmez. Bizim için sebepler önemli, insanların dünyaya gelmesi için anne, baba bir sebeptir. Onlar olmazsa olmaz. Ancak çok görülen bir durum ki anne ve baba olduğu halde uzun yıllar beraber olmalarına rağmen çocuk sahibi olamıyorlar. Çocuk sahibi olmak için büyük paralar harcansa da bazen sonuçsuz kalabiliyor. Bu bize aslında şunu öğretiyor; anne ve baba olmak insanın elinde değil, Rabbimiz isterse, Rabbimizin emir ve iradesi ile oluyor. Hazreti Ali (RadiyAllah’ü anh ) buyuruyor ki; “Sabredersen kalemin yazdığı olur, sevap kazanırsın. Sabretmezsen yine kalemin yazdığı olur, günah kazanırsın” Allah’ü Teâlâ dilerse sebepsiz de yaratır!   Yüce Allah kudretini izhar için annesiz ve babasız da yaratabilir. Adem aleyhis...

İlahi!

  İlahi!   Hamdini sözüme sertac ettim! Zikrini kalbime mi'rac ettim! Kitabını kendime minhac ettim…   Ben yoktum var ettin! Varlığından haberdar ettin! Aşkınla gönlümü bîkarar ettin. İnayetine sığındım, kapına geldim! Hidayetine sığındım lütfuna geldim! Kulluk edemedim affına geldim...   Şaşırtma beni doğruyu söylet! Neşeni duyur, hakikati öğret. Sen duyurmazsan ben duyamam, Sen söyletmezsen ben söyleyemem, Sen sevdirmezsen ben sevdiremem. Sevdir bize hep sevdiklerini, yerdir bize hep yerdiklerini, Yar et bize erdirdiklerini…   Sevdin habibini, kâinata sevdirdin; Sevdin de hilat-i risaleti giydirdin! Makam-ı İbrahim'den makam-ı Mahmuda erdirdin. Server-i asfiya kıldın! Hatem-i enbiya kıldın! Muhammed Mustafa kıldın… Salât-ü selam, tahiyyat-ü ikram, her türlü ihtiram ona, Onun Al-ü Ashab-u etbaına ya Rab! Âmîn! (Alıntı)

Uçun Kuşlar

  Uçun kuşlar uçun, doğduğum yere, Şimdi dağlarında mor sümbül vardır... Ormanlar koynunda bir serin dere Dikenler içinde sarı gül vardır...   O çay ağır akar, yorgun mu bilmem Mehtabı hasta mı, solgun mu bilmem Yaslı gelin gibi mahzun mu bilmem Yüce dağ başında siyah tül vardır...   Orda geçti benim güzel günlerim O demleri anıp bugün inlerim Destan-ı ömrümü okur dinlerim İçimde oralı bir bülbül vardır...   Uçun kuşlar uçun, burda vefa yok Öyle akarsular, öyle hava yok Feryadıma karşı aks-i sada yok Bu yangın yerinde soğuk kül vardır...   Hey Rıza kederin başından aşkın Bitip tükenmiyor elem-i aşkın Sende derya gibi daima taşkın Daima çalkanır bir gönül vardır...   Rıza Tevfik Bölükbaşı

Gönül Sen Ölmez misin?

  Gönül sen ölmez misin, ölmeye gelmez misin? Saçın sakalın ağarmış secdeye gelmez misin? Allah Allah ya Rabbi lütfeyle hidayeti Hidayetin olmazsa ben neyleyim ben bu hali   Gönül sen ölmez misin ölmeye gelmez misin? Tahtadan evin kurulmuş yatmaya gelmez misin? Allah Allah ya Rabbi lütfeyle hidayeti Hidayetin olmazsa ben neyleyim ben bu hali   Gönül sen ölmez misin ölmeye gelmez misin? Cennet kapısı açılmış girmeye gelmez misin? Allah Allah ya Rabbi lütfeyle hidayeti Hidayetin olmazsa ben neyleyim ben bu hali   Gönül sen ölmez misin, ölmeye gelmez misin? Yakasız gömlek biçilmiş, giymeye gelmez misin? Allah Allah ya Rabbi lütfeyle hidayeti Hidayetin olmazsa ben neyleyim ben bu hali

Bir Âma Vardı…

  Bir de yaldızlı bir bastonu. "- Karanlık nedir?" diye sordular O: "- Ne ola ki?" dedi "- Umman nedir?" diye sordular O: "- Ne ola ki?" dedi Yaldızlı bastonunu ortadan ikiye ayırdılar. "Karanlık bu olsa gerek... Umman bu olsa gerek..." dedi. Bakar körlerin düyasında bir parça olsun görebilenlere ne mutlu.

Kabristan

  Kabristana vardım her taraf ıssız, Gördüm nice hayat bitmiş bu yerde... Mevki yok rütbe yok, yatmışlar sesiz, Geleni sormadan yutmuş bu yerde...   Baktım bir mezara yeni kazılmış, Ecel tezden bulmuş yazgı yazılmış, Etrafında minik taşlar dizilmiş, Ölümü erkenden tatmış bu yerde...   Kimisi genç göçmüş böyleymiş bahtı, Kimisi padişah kimisi şahtı, Yerle dümdüz olmuş taçları tahtı, Nice saltanatlar batmış bu yerde...   Bu karye mal mülke değer biçmiyor, Yalan dolan haset gıybet geçmiyor, Fakir zengin diye insan seçmiyor, Alıp harmanına katmış bu yerde...   Hakikat yolundan düşüp sapanlar, Yetimin hakkını yiyip kapanlar, Koç gibi dövüşüp kavga yapanlar, Şimdi kuzu gibi yatmış bu yerde...   Sağ iken gaflete doymayan gözler, Unvana şöhrete doymayan gözler, Para pul servete doymayan gözler, Üstlerine toprak atmış bu yerde...   Bir gün devir döner biter mecalim, İman yoldaş olsun budur ahvalim,...

Mehmetçik ve Teröristler

Resim
  Ey yüceler yücesi Allah’ım! Mehmetçiğe güç ve kuvvet ver. Onlara mağlubiyet gösterme! Dinimize, vatanımıza, bayrağımıza saldıran hainleri ıslah eyle! Islah olmayacaksa el Kahhar ismi şerifince kahru perişan eyle!

Ramazan Bayramı Tebriği

Allah’ü Tealâya sonsuz hamd, Güllerin Efendisi Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem’e Binlerce Salâtü Selâm Olsun! Receb-i Ş erif, Ş aban-ı Ş erif, Ramazan-ı Ş erif de rüya gibi geldi geçti. İşte Arefe ve Bayram Günü… Ne mutlu bu mübarek ayları ve günleri hakkını vererek geçirenlere, bayramı bayram bilenlere… Rabbimiz cümle Ümmet-i Muhammed'e sağlık, sıhhat ve afiyet versin! Gerçek Bayram “ Cemalüllah”a  erdirsin! Ömrünüz "Ramazan , ahretiniz “Bayram” Olsun! Efendim…

Ey Dünyaya Gelen Kişi, Ölenleri Görmez misin?

Ey dünyaya gelen kişi, ölenleri görmez misin? Kahkahayla gülen kişi, kara yere girmez misin? İster bey ol, ister paşa, Âdem gibi bin yıl yaşa, Ecel bir gün gelir başa, kara yere girmez misin? Ayağını bastığın yer, kulak ver ki sana ne der, Hani önceden gelenler, kara yere girmez misin? Mamureler harap olur, nazik beden toprak olur, Bu dünya bir serapolur, kara yere girmez misin? Zevkü sefaya aldandın, nefsin hilesine kandın, Dünya sana kalır sandın, kara yere girmez misin? Melekül mevt canın alır, sevdiklerin baka kalır, Ne taç ne de hırka kalır, kara yere girmez misin? Soyacaklar elbiseni, koyacaklar kabre seni, Boş geçirme nefesini, kara yere girmez misin? Aşkî ölümden ibret al, baki değil evlât iyâl, Düşmanına kalır bu mal, kara yere girmez misin?

Başımıza Bir Musibet Gelince

Başımıza Bir Musibet Gelince “Nereden geldi?” diye sorduğumuz gibi “Biz ne kusur işledik?” diye de kendimize sormalı ve özeleştiri yapmalıyız… Alınacak dersleri almalı, aynı hatalara tekrar düşmemeliyiz. Allah’ü Teâlâ korusun; musibetler bitmez, katlanır gider… وَمَٓا اَصَابَكُمْ مِنْ مُص۪يبَةٍ فَبِمَا كَسَبَتْ اَيْد۪يكُمْ وَيَعْفُوا عَنْ كَث۪يرٍۜ Başınıza gelen her musîbet, kendi ellerinizin kazandığı günahlar, ihmal ve kusurlar yüzündendir. Bununla beraber Allah, o günah ve kusurların pek çoğunu da affediyor. (Şûrâ Sûresi, 30) Rabbimiz görünür görünmez kaza, belâ ve musibetlerden hepimizi korusun!

Üzüntüsüz Geçen Vakitler, Bulunmaz Ganimettir…

  "Ey oğlum! Bu zamanınız fırsattır. Fırsat da, büyük nimettir. Sıhhat ile ve üzüntüsüz geçen vakitler, bulunmaz ganimettir. Her saati Allah’ü Teâlâ’yı zikretmek ile [anmakla] geçirmelidir. Resûlullahın “Sallallahu Teâlâ Aleyhi Ve Sellem” sünnet-i seniyyesine uygun olan her iş, hattâ alışveriş bile zikir olur. O hâlde, her hareketin, her duruşun, Resûlullaha uygun olması lazımdır. Böylece, hepsi zikir olur. (Zikir) demek, gafleti tard etmektir, atmak ve kovmaktır. Yani, Allahü teâlâyı hatırlamaktır. İnsan her hareketinde, her işinde, Allahü teâlânın emrini ve yasağını gözetince, emir ve yasakların sahibini unutmaktan kurtulur ve dâim zikretmiş olur." İmam-ı Rabbânî hazretleri “Rahmetullahi Teâlâ Aleyh

Hiç Ölmeyecekmiş Gibi Dünyaya Sarılırlar…

Şakik-i Belhi hazretleri buyuruyor ki: “İnsanlar üç şey söylerler. Fiilleriyle ona muhalefet ederler.  1- Biz kuluz derler, fakat şef gibi yaşarlar.  2- Allah bizim rızkımıza kefildir derler. Fakat kalblerini rızık kazanmakla meşgul ederler.  3- Elbet biz de öleceğiz derler. Fakat hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya sarılırlar.”

Gaflet Uykusuna Dalmamalı…

Seyyid Abdülhakim Arvasi Kuddise Sirrûh hazretleri buyuruyor ki:   ·      Fırsat ganimettir. ·      Ömrün tamamını faydasız işlerle telef etmemeli, Hak teâlânın rızasına uygun şeylere harcamalı! ·      Beş vakit namazı, tadil-i erkan ile ve cemaat ile kılmalı, ·      Teheccüd namazını elden kaçırmamalı, ·      Seher vakitlerini istiğfarsız geçirmemeli, ·      Gaflet uykusuna dalmamalı, ·      Ölümü düşünmeli, ·      Ahiret hallerini gözetmeli, ·      Fani dünyanın haram olan işlerinden yüz çevirip, baki olan ahiret işlerine dönmeli. ·      Dünya işleri ile zaruret miktarı uğraşmalı, ·      Diğer vakitlerde, ahireti imar etmekle meşgul olmalıdır, ·      Sözün kısası, allah’tan gayrı şeylerin sevgisinden korunmalı, · ...

Gece Gündüz İlim Öğrenmeye Çalış!

Abdül Kuddüs Kuddise Sirrûh hazretleri de buyuruyor ki:  ·      Vaktin kıymetini bil! ·      Gece gündüz ilim öğrenmeye çalış! ·      Her zaman abdestli bulun! ·      Beş vakit namazı, sünnetleri ile ve tadil-i erkan ile, huzur ve huşu ile kılmaya çalış! ·      Bunları yapınca, dünyada ve ahirette, sayısız nimetlere kavuşursun. ·      İlim öğrenmek, ibadet içindir. ·      Kıyamette, işten sorulacak, çok ilim öğrendin mi diye sorulmayacaktır. ·      İş ve ibadet de, ihlas elde etmek içindir. ·      İhlas da, hakiki mabud ve kayıtsız, şartsız var olan sevgiliyi (Allahü Teâlâ’yı) sevmek içindir.