Kayıtlar

Cennetle Müjdelenen 10 Sahabe (Aşere-i Mübeşşere) Kimdir?

  Cennetle Müjdelenen 10 Sahabe (Aşere-i Mübeşşere) Kimdir?   Hz. Muhammed Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem ile peygamberliği sırasında görüşen, O’nunla bir araya gelen, O'na iman eden ve Müslüman olarak ölen kişilerin hepsine sahabe denir. Sahabelerin hepsi İslam’ın ve Kuran’ın sonraki nesillere aktarılıp öğretilmesi, korunması ve yayılması için hayatlarını ve her türlü değerlerini ortaya koymuşlardır. Sahabeler Müslümanların en hayırlısı olma şerefine ermişlerdir. Bu sahabelerin arasında Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem tarafından cennetle müjdelenen 10 sahabe vardır. Bu sahabeler Aşere-i Mübeşşere olarak ta bilinir.   Aslında Kur'an'ı Kerim'e göre Allah'ü Teala sahabelerin hepsine cenneti vaad etmektedir. Aşere-i Mübeşşere (müjdelenen on sahabe) bu cennet vaadini bizzat Hz. Peygamber'den Sallallahü Aleyhi Vesellem almıştır.   İslâmın 4 Halifesi olan: 1- Hz. Ebubekir Radiyallahü Anh, 2- Hz. Ömer Radiyallahü Anh, 3- Hz...

Çocuğu Ölünce Sabreden Sahabi

  Çocuğu Ölünce Sabreden Sahabi   Aşağıda ifade edilen hadis, bir hanım sahâbînin ölüm olayı karşısında ne ölçüde sabır gösterebildiğini belgelemekte, dolayısıyla bizlere sabırlı olma konusunda güzel bir örnek sunmaktadır. Enes İbni Mâlik Radıyallahu Anh şöyle dedi: Ebû Talha Radıyallahu Anh’ın hasta bir erkek çocuğu vardı. Ebû Talha evde değilken çocuk öldü. Eve döndüğü zaman: - “Oğlumun durumu nedir?” diye sordu. Çocuğun annesi Ümmü Süleym Radıyallahu Anha: - O şimdi eskisinden daha rahat, dedi. Akşam yemeğini hazırlayıp getirdi. Ebû Talha Radıyallahu Anh yemeğini yedi sonra da hanımıyla yattı. Daha sonra hanımı ona “Çocuğu defnediniz” dedi. Ebû Talha sabahleyin Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e gitti ve olup biteni anlattı. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem: - “Bu gece ilişkide bulundunuz mu?” diye sordu. Ebû Talha Radıyallahu Anh: - Evet, dedi. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem: - “Allahım, bu ikisine mübârek kıl” diye dua etti. (Z...

Ey Dîde Nedir Uyku Gel Uyan Gecelerde...

Ey Dîde Nedir Uyku Gel Uyan Gecelerde...   Ey dîde nedir uyku gel uyan gecelerde... Kevkeblerin et seyrini seyrân gecelerde...   (Uykuyu bırak, geceleri uyanık ol da Hakk'ı zikreyle. Gökyüzündeki yıldızların ihtişâmında Hakk'ın âyetlerini seyreyle.)   Bak hey'et-i âlemde bu hikmetleri seyret Bul sâni'ini ol ana hayrân gecelerde...   (Kâinât kitâbını oku da hikmetlerini tefekkür eyle ki onları yaradan Allah'ü Teâlâ'nın kudretini anla.)   Çün gündüz olursun nice ağyâr ile gâfil Koy gafleti dildârdan utan gecelerde...   (Gündüz insanlarla haşır neşir olur, Allah'ü Teâlâ’yı unutursun. Hiç değilse geceleri uykuyu terk eyle de Allah'ü Teâlâ’yı hatırla.)   Gafletle uyumak ne revâ 'abd-i hakîre Şefkatle nidâ eyleye Rahmân gecelerde...   (Rahmân'ın lutfuna muhtâc olan hakîr bir kula uyumak yaraşmaz, geceleri uyuma ki Hakk'ın rahmetinden ve sonsuz lutfundan bol bol nasîb alasın.)   Cümle geceyi uyuma Kayyûm...

Cennetin Sekiz Kapısı Ne Demektir?

Cennetin Sekiz Kapısı Ne Demektir? Abdullah İbn Abbas Radiyallahü Anh cennetin sekiz kapısını şöyle anlatmıştır: Bunlar altındandırlar ve mücevherlerle süslenmiştir. 01- Kapıda “Lâ ilâhe illallah Muhammeder Rasûlullah” yazılıdır. Bu kapı, Peygamberlerin, şehitlerin ve cömertlerin gireceği kapıdır. 02- Kapı, abdestlerini alıp namazlarını güzel kılanlarını güzelce kılan müminlerin kapısıdır. 03- Kapı, mallarını tezkiye edin yani onları zekâtlarını verenlerin kapısıdır. 04- Kapı, iyiliği emreden, kötülükten de nefyedenlerin uzak tutan kimselerin kapısıdır. 05- Kapı, Nefislerini şehvetlerden kesen, uzak tutan kimselerin gireceği kapısıdır. 06- Kapı, Umre ve haclarını güzelce ifa edenlerin gireceği kapısıdır. 07- Kapı, Mücahitlerin kapısıdır. 08- Kapı, gözlerini haramdan sakındıran, anne ve babaya iyi davranan, akrabayı ziyaret eden ve güzel işler yapanların gireceği kapıdır.

Nefsi Öldurmek mi? Nefsi Terbiye Etmek mi?

Nefsi Öldurmek mi? Nefsi Terbiye Etmek mi? Nefis bir tanedir! Nefsi öldürünce sende ölmüş olursun. Onun için nefsi öldürmek değil terbiye etmek, aşırılıklarını en aza indirebilmek önemlidir. Nefsi yenmek, terbiye etmek için şunları yapınız: ·      İbadet edin ·      Tefekkür ·      Salihlerle birlikte olun ·      Alimlerin kitaplarını okuyun ·      Sohbet dinleyin ·      Zikirle meşgul olun ·      Boş işlerle uğraşmayın ·      Nefsin hoşuna gidecek şeylerden kaçının ·      Öfkelenmekten sakının, sakinlik şart. Bir anda alışkanlık haline gelmiş bütün günahları terketmek çok zor. Önce bir kaç günahı terk etmekle başlamalıyız ve onları terk etmek konusunda nefsimize galip gelip, onların kökünü tamamen kurutuncaya kadar bu işe devam etmeliyiz.   Daha sonra aynı ameli diğer günah işle...

Susmanın Faydalarına Dair

Susmanın Faydalarına Dair Ey kardeş sen hakkı arayan bir insan isen Tanrı buyruğundan başka bir konuda ağzını açma. eğer hiç ölmeyecek olan Allah’a dair bir bilgin varsa ağzına sükut mührünü vur. Yavrum: öğüt dinle, kurtuluş istiyorsan dilini tut. Çok konuşanların göğüsleri içinde kalbleri hastadır. Akıllıların âdeti sükût, cahilin âdeti unutkanlıktır. Gıybet ve yalancılıktan ziyade sükût gereklidir. Daima söylemeye düşkün olan kimseler ahmaktırlar. Kardeşim: Hakkı öğmekten başka söz söyleme. Doğru sözü de halkı kötüleme yolunda sarf etme. düzgün varsa hepsi yağmaya gider. Çok konuşmak kalbi beden içinde öldürür. O sözler isterse Aden incisi olsun. Sanatlı söz söylemeye çabalayanlar da gönüllere ıstırap verirler. Git dilini ağzına hapset halktan hiçbir şey bekleme, kendi ayıbını görebilenlerin ruhlarında bir kuvvet belirir. (Pendname - Feridüddin-i Attar)

Nefsi Emareyi Kötüleme

  Nefsi Emareyi Kötüleme   Akıllı odur ki Allah’ü Teâlâ’nın nimetlerine şükreder. Sonra nefsine hâkim olur. Ey delikanlı: Kendi öfkesini yenebilen cihanda kendini kurtarmışlardan olur. Halkın en budalası odur ki nefis ve havasının ardından koşar. Sonra o bozuk fikirli sanır ki; nihayet Allah’ü Teâlâ kendisini affedecektir. Ey oğul dervişlik gerçi zor bir iştir. Fakat dervişlikten daha hoş bir meslek de yoktur. Dik başlı, nefsini emri altına alan kimse iyi ün kazanmış akıllılardan olur. Riyazetle kötü nefsin terbiyesini ver ki, seni günaha sokmasın. Selametle kalmak isteyen, bütün halkın dedikodusundan yüz çevirir. Halkı baştanbaşa gaflette bil! İnsan ancak cihandan gittiği vakit uyanır. Seni incitenlerin özürlerini kabul et. Mağfiret bulmak istersen onu yakalama1 halkı inciteni Allah sevmez. Böyle bir huy dindar bir adama yakışmaz. Sitemle bir kalbi yaralayan o yarayı kendi vücudunda açmış olur.   Gönül incitme kaydında olan bir kimsenin cezası sonunda ağlam...

Dilekleri Yerine Getiren Allah’ü Teâlâ’ya Yalvarış

Dilekleri Yerine Getiren Allah’ü Teâlâ’ya Yalvarış (Günahlardan Özür Dileme) Ey padişah suçlarımızı bağışla, biz suçluyuz, sen yargılayıcısın. Sen iyilik işleyen(tanrı), bizse kölüklere uğraşan(kul)larız, sayısız, ölçüsüz günahlar yüklenmişiz. Yıllarca isyan ve kötülük ettik, nihayet ettiklerimize pişman olduk. Gece gündüz fenalıklara dalmış, saçlarımızdan, ayaklarımızdan tutulup cehenneme sürükleneceğimiz gafil olmuştur. Daima isyan kaydında dolaşmış nefis şeytanına yakın bulunmuşuz. Günahsız bir saatimiz geçmedi. Gönül hoşluğuyla sana kulluk edemedik. Dergâhından kaçan yüzsuyunu isyanla dökmüş olan kul, katına geldi. Lütfünden mağfiret umar. Zaten sen rahmetimden umut kesmeyin dememiş mi idin? Senin lütfünün denizi bitip tükenmez. Rahmetinden umutsuz olan da ancak şeytandır. Ey Kerem sahibi! Nefis ve şeytan benim yolumu kesti. Bu yolda yardımcım senin rahmetindir. Umarım ki beni kabirde toprak etmeden önce günahlarımdan temizleyesin. Canımı bedenimden soyup götürdüğün zaman b...

Gurura Karşı İlaç

  Gurura Karşı İlaç   Halife Hz. Ömer Radiyallahü Anh bir gün kırbasını (su kabı) sırtına yüklenmiş, Medine'nin en kalabalık sokaklarında dolaşıyordu. Babasının sırtında kırba ile dolaştığı, oğlu Abdullah Radiyallahü Anh'ın da gözüne ilişti ve kendisine yetişip sordu:   "Baba sen ne yapıyorsun, koskoca halife sırtında kırbamı taşır? Taşıtacak kimse bulamadın mı?"   "Oğlum, bunu taşıtacak adam bulamadığım için veya başka bir mecburiyet dolayısıyla taşıyor değilim.   Nefsime gurur gelir gibi oldu, kendimi beyenir gibi oldum, sırf onu küçültmek için bu yola başvurdum." Nefsin, insanı yoldan çıkarmak için kullandığı “ En Etkili Silah” ; sürekli yeme-içme ve uyuma gibi hisleri tahrik etmesidir.   Nefsin ikinci silahı öfkedir - en küçük hadiseyi büyütme halidir. İnsanın kendi kendini frenleyebilmesi, öfkeleneceği yerde öfkelenmemesi, nefsine gem vurabilmesi çok önemlidir.

Nefsi Yenmenin Yolları

  Nefsi Yenmenin Yolları   ·      Nefsine hakim olan akıllı insandır. Bunun için de insan öfkesini yenmelidir. ·      Nefsini kendi emri altına almalıdır. İnsanların dedikodusundan yüz çevirmelidir. ·      İnsan, kendini incitenlerin özürlerini kabul etmelidir. ·      Başkalarını incitmemeye çalışmalıdır. ·      Çünkü halkı inciteni Allah’ü Teâlâ sevmez. ·      Başkasının kalbini yaralayan insan, o yarayı kendi vucudunda açmış olacağından, gönül incitmekten sakınmalıdır. ·      İyiliğe gücü yetmeyen, hiç değilse kötülük yapmamalıdır. ·      İnsan dilini tutmalı, az konuşmalıdır. Çok konuşanların kalpleri hastadır. ·      Yalnız doğruyu söylemeli; fakat doğru sözü halkı kötüleme yolunda sarfetmemelidir. Sanatlı söz söylemeye düşkün olanlar da gönüllere ıstırap verirler. ·  ...

Mü’min, İffetli Ve Hayâ Sâhibi Olmalıdır; Neden mi?

  Mü’min, İffetli Ve Hayâ Sâhibi Olmalıdır; Neden mi?   Nefsânî arzu ve hislerin bütün kuvveti tasavvurda olduğundan, iffet ve nâmusu korumak ve nefse hâkim olabilmek için kalbi dâimâ güzel hislerle, zihni de ulvî düşüncelerle meşgul etmek lâzımdır. Ayrıca bu hususta kötü arkadaşlardan sakınmak da çok mühim bir esastır.   Allâh’ü Teâlâ'nın Rasûlü Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurur:   “Yabancı (nâmahrem) kadınlar karşısında siz iffetli olun ki, sizin kadınlarınız da iffetli olsunlar. Babalarınıza iyilik edin ki, çocuklarınız da size iyilik etsinler. Özür dileyerek yanına bir kardeşi gelen kimse, ister haklı ister haksız olsun, onu kabûl etsin. Aksi hâlde Cennet'te havz-ı kevserde yanıma gelemez.” (Hâkim, IV, 170/7258)   İnsanlığın zîneti olan hayâ, sâhibini her türlü kötülükten muhâfaza eden mânevî bir kalkandır. İnsanın, Allâh’ü Teâlâ’ya ve kullarına karşı bütün vazîfelerini hakkıyla yerine getirmesini sağlar. Allâh’ü Teâlâ 'nın Rasûlü Sall...

Peygamber Efendimiz Aleyhisselâm’ın İlâhî Ölçülere Riâyeti

  Peygamber Efendimiz Aleyhisselâm’ın İlâhî Ölçülere Riâyeti   "Allah'a yemin ederim ki ben sizin Allah'tan en çok korkanınız ve O'na en saygılı olanınızım." (Buhârî, Nikâh, 1) İlâhî ölçüler, Cenâb-ı Hakk'ın Sevgili Peygamberi'ne vahiy yoluyla bildirdiği dünyâ ve âhirete âit hükümlerdir. Resûlullâh Sallallahü Aleyhi Vesellem 'in peygamber olarak gönderilmesinin hikmeti, Allah Teâlâ'nın emir ve yasakları çerçevesinde örnek bir hayât yaşamak ve böylece ilâhî emirlerin insanlar arasında tatbikini sağlamaktır. Resûlullâh Sallallahü Aleyhi Vesellem, bütün hayâtını ilâhî murâkabe altında ve en yüce bir ihsan şuuru içinde geçirmiştir. Onun bu özelliği, hem şahsı hem de diğer insanlarla alâkalı her husûsta, ilâhî ölçülere riâyetinde tezâhür eder. Efendimiz'in bu husustaki muvaffakiyeti, Allah'a muhabbet ve teslîmiyetin kendisinde derin ve köklü bir şekilde yer etmiş olmasından kaynaklanmaktadır. İnsanların Allah'ı en çok bileni ve O...