Kayıtlar

Kelime-i Tevhid ve Anlamı

Kelime-i Tevhid ve Anlamı Kelime-i Tevhid Ne Demektir? لَا اِلٰهَ إلَّا اللهُ مُحَمَّدٌ رَسُولُ اللهِ Okunuşu: "La ilâhe illallah, Muhammedün Resulullah" Müslüman olan herkesin bilmesi ve inanması gereken Kelime-i Tevhid: "Lâ İlâhe illallah, Muhammedün Resulullah" bir zikirdir, Allah’ü Teâlâ’nın birliğini kabul etmektir. Kelime-i Tevhid’in Anlamı Nedir? "Allah’ü Teâlâ’dan başka İlah yoktur. Hz. Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem Allah’ü Teâlâ’nın Peygamberidir" Kelime-i Tevhid'in Açıklamalı Meali 1- Lâ: Yoktur. 2- ilâhe: Hiç bir ilâh. 3- İllallah : Ancak Allah'ü Teâlâ’dan başka. 4- Muhammedün: Hazreti Muhammed Sallallahu Aleyhi Vessellem. 5- Rasûlüllah: Yüce Allah’ü Teâlâ’nın Celle Celâlüh göndermiş olduğu Rasulüdür. Kelime-i Tevhid’in Faziletleri nelerdir? Müslümanın her fırsatta söylediği Kelime-i tevhidin faziletleri çoktur. İki Cihan Güneşi Sevgili Peygamberimiz, Sallallahü Aleyhi Veselle...

Bana Dokunmayan Yılan Bin Yaşasın mı???

Bana Dokunmayan Yılan Bin Yaşasın mı??? Bana dokunmayan yılan bin yaşasın zihniyeti, dikkat edin çanlar çalıyor... Çok eski yıllarda krallıkla idare edilen bir ülke varmış. Ama bu ülkede, hukuk ve hâkimler de varmış. Törelere göre, bir vatandaş öldüğünde, şehir merkezindeki dev çan bir defa çalınırmış. Uzun uzun da yankılanırmış. Eşraftan birisi ölürse çan iki defa, büyük bir devlet adamı ölürse üç defa çalınırmış. Ya kral? O öldüğünde, çan dört defa çalınırmış. Gel zaman git zaman… Şehirde bir olay olur, iş mahkemeye intikal eder… Davanın sanığı olarak mahkeme huzuruna çıkarılan kişinin masumiyetini ise bütün vatandaşlar bilmektedir. Bir formalite olarak görülmesi ve beraat beklenen, davadan sürpriz bir karar çıkar. Sanık para cezasına mahkûm olmuştur. Hâkim sorar: "- Bir diyeceğin var mı?" Sanığın cevabı: "- Hayır!" Mahkeme biter. Dinleyiciler dağılır. Kafalarda bir kaygı! Kısa bir süre so...

Yarabbi Ümmetim Ümmetim!

Yarabbi Ümmetim Ümmetim! Hayatı boyunca "Ümmetî! Ümmetî!" diyen, sıkıntı, keder ve ıstıraplarını herkesten derince vicdanında duyan Allah Resûlü Sallallahü Aleyhi Vesellem, ümmetinin dünya ve ahirette takılıp yollarda kalmaması; en önemlisi de cehennem azabına düşmemesi için çırpınıp durmuş, dua edip Allah’a yalvarmıştır. Ümmetinin ebedi helake götürecek yollara makas gibi kollarını gererek çıkmaz sokak diyen Allah Resûlü, her fırsatta Yüce Mevla’dan ümmetinin affını, ahiret saadetini istemişti. İşte bir gece sabaha kadar, Hazreti İbrahim'in duası olan,   “Ya Rabbî! Doğrusu onlar (putlar) insanların çoğunu saptırdılar. Artık bundan sonra kim bana tâbi olursa, o bendendir. Kim de bana karşı gelirse, o da Senin merhametine kalmıştır, şüphesiz Sen Gafûrsun, Rahîmsin.” (İbrahim, 14/36) mealindeki ayet ile Hazreti İsa'nın duası olan, “Ya Rabbî! Eğer onları cezalandırırsan, şüphe yok ki onlar Sen'in kullarındır. Onları affedersen, Aziz ü Hakîm (üstün kudret, ...

Ahir Zaman Ümmeti Olmak

Ahir Zaman Ümmeti Olmak Ahir zaman ümmetleri olarak ne kadar değerli olduğumuzun farkında mıyız acaba? Öyle zor bir zamanda dünyaya gelmişiz ki bu zamanda imanını koruyabilmek elinde kor ateşi tutmak kadar zormuş. Günahların sel gibi aktığı bu zamanda temiz kalmayı başarabilmek ne güzel. Peygamber efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem: “- Ben faniyim, benden sonra iki şeye sımsıkı sarılırsanız kurtuluşa erersiniz: Kuran-ı Kerim ve sünnetlerim.” İçinde yaşadığımız bu buhranlı çağda başka kurtuluş reçetemiz var mı? Peygamber efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem bir gün uzaklara dalmış düşünceli bir haldedir. Ashabı Kiram sorarlar: “- Ya Sallallahü Aleyhi Vesellem bir derdiniz mi var?” Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem: “- Ben dostlarımı özlüyorum ve onlara kavuşmayı canı gönülden arzuluyorum.” Ashabı Kiram: “- Bizler senin dostların değil miyiz?” Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem cevap verir: “- Evet, sizler de benim arkadaşlarımsınız. Ama beni ...

Bir Sadaka Kötülük Cinsinden Yetmiş Kapıyı Kapatır

Bir Sadaka Kötülük Cinsinden Yetmiş Kapıyı Kapatır Rasûlullah Sallallâhü Aleyhi Vesellem buyurdular: "Bir sadaka, kötülük cinsinden yetmiş kapıyı kapatır." (Hadis-i şerif, İbn-i Mübârek) Sadaka, sevap getirme ciheti ile dört yönlüdür; şöyle ki: 1- On kat sevap getiren sadaka. 2- Yetmiş kat sevap getiren sadaka. 3- Yedi yüz kat sevap getiren sadaka. 4- Yedi bin kat sevap getiren sadaka. On kat sevap getiren sadaka, fakirlere verilen sadakadır. Yetmiş kat sevap getiren sadaka, (muhtaç olan) akrabaya verilen sadakadır. Yedi yüz kat sevap getiren sadaka, (muhtaç olan) kardeşlere verilen sadakadır. Yedi bin kat sevap getiren sadaka, ilim sahiplerine (İlim talebelerine, Allah yolunda olanlara) verilen sadakadır. (Dürretü'l-Vâizîn, c.1, s.431)

Gerçek Mü’minler Kurtuluşa Ermiştir

Gerçek Mü’minler Kurtuluşa Ermiştir Gerçek Mü’minlerin kurtuluşa ermiş olduklarını âyet-i kerime ve hadis-i şeriflerden öğrenmekteyiz. Gerçek Mü’minler; hayatlarının her anını Kur’an ve Sünnette emredilenleri yerine getirip, yasaklamış olduklarından da uzak durarak İslâm’a uygun güzel ahlâk sahibi olarak yaşarlar. Birçok âyet-i kerime ve hadis-i şeriflerde; kurtuluşa erecek gerçek Mü’minin vasıfları, özellikleri sayılmıştır. Bu vasıfların genel olarak özeti; İmanın gereği olarak ibadetleri yerine getirmek ve güzel ahlâk’a sahip olmaktır. Namazını dosdoğru kılan aynı zamanda devamlılık gösteren, Allah Celle Celâlüh’ün âyetleri okunduğu vakit, Kalbi titreyen, zekâtı veren, gizli ve açık Allah Celle Celâlüh için harcayan, infak eden, içki, kumar, zina, hırsızlık, faiz, rüşvet, gıybet, yalan, iftira v.b. haramlardan büyük günahlardan uzak duran, güvenilir olan, sözünde ahdinde sebat gösteren, güzel ahlâk sahibi davranışlar sergileyen Mü’minler övülmüşlerdir. Gerçek anlamda ku...

Bayram O Bayram Olur…

Bayram O Bayram Olur… Mevlâ bizi afvede, Gör ne güzel ıyd olur… Cürm ü hatalar gide, Bayram o bayram olur… Merhamet ede Rahîm, Dermanı vere Hakîm, Lutfede luf-i Kadîm, Bayram o bayram olur… Feyz-i mehabbet-i Hak, Nur-i hidayet siyak, Cennet-i â’lâ durak, Bayram o bayram olur… Hakk’ı seven merd-i şîr, Kalbi olur… müstenîr, Allah ola destigîr, Bayram o bayram olur… Merhametin kânıdır, Afv ü kerem şânıdır, Hep ânın ihsanıdır, Bayram o bayram olur… El tuta kitâbını, Dil tuta hitâbını, Can tuta şitâbını, Bayram o bayram olur… Mevlâ’yı candan seven, Rıza-yı Hakk’a even, Lüft-i Hüdâ’ya güven, Bayram o bayram olur… Hakk’ı seven dîl ü cân, Aşkı eden heyecân, Feth ola bâb-ı cinân, Bayram o bayram olur… Bahr-i keremden Hüdâ, Gark eden nûr-i Hüdâ, Afv ola bây u gedâ, Bayram o bayram olur… Ganîler ede kerem, Ref’ ola derd-i verem, Sahî ola muhterem, Bayram o bayram olur… Nûr-i hidayet dola, D...

Kim İnsanları Sıkıntıdan Kurtarırsa…

Resim
Kim İnsanları Sıkıntıdan Kurtarırsa… "- 'Ya Ali Radiyallahü Anh' Hasan, Hüseyin aç, evde yiyecek yok...   Gidip yiyecek bir şeyler alsana!" der. Hz. Ali Radiyallahü Anh'ın sadece altı dirhemi vardır. Yiyecek almak için evden çıkar ve giderken yolda kavga eden iki insan görür. Hz Ali Radiyallahü Anh: "Niçin kavga ediyorsunuz? Şu âlemde Allah'ü Teâlâ’yı düşüneceğiniz yerde niçin birbirinizle mücadele ediyorsunuz?" diye sorar. Kavga edenlerden biri, diğerinden altı dirhem alacağı olduğunu, vermediğini, söyler. Hz Ali Radiyallahü Anh cebindeki altı dirhemi çıkarır ve alacaklıya verir. Evine geldiğinde eli boştur, 'Cennet kadınlarının seyyidesi', "- Ya Ali, hiç mi bir şey almadın?" diye sorunca, "- Ama ara düzelttim ya Fatma ! " der. Hz Fatma Radiyallahü Anha'nın yüzünde nurlu bir gülümseme belirir. Memnundur kocasının bu güzel hareketinden. Daha sonra Hasan'la Hüseyin Radiyallah...

Yaralanmakla Bir Şey Olmaz! Git, Şehid Ol!

Resim
Yaralanmakla Bir Şey Olmaz! Git, Şehid Ol!   Halit Paşa (Halit Karsıalan) savaştan yaralı olarak eve döner. Halit Paşa'nın Anası sorar: “- Oğul savaş bitti mi ki sen eve döndün?” “- Yok, ana! Yaralandım istirahat verdi tabipler izine geldim!” “- Yaralanmakla bir şey olmaz! Git, şehid ol!!!” Halit Paşa: Şu kahramanlık ibretlik solu sözleri söylemiştir. “- Vatan bizimdir, kaçan haindir, düşmana sırtını döneni vururum! Ben dönersem, siz de beni vurun!” Diye emir verebilen, düşman üstüne Fetih Sûresi’ni ezberden okuyarak gidebilen, unutturulan bir kahramandır O! Halit Paşa (Halit Karsıalan) Kimdir? 1883 yılında İstanbul’da doğdu. Harbiye’yi bitirdi (1903) ve Yemen’e gitti (1908). Bundan sonraki bütün hayatı cephelerde geçmiştir. Mondros’tan sonra Kazım (Karabekir) Paşa ile 15. Kolordu komutanlığına gelerek İslam Tümeni’nden kalan kuvvetlerin bir savunma çekirdeği haline getirilmesini sağladı. Kurtuluş Savaşı’nda Kocaeli Grubu’na komuta etti ve...