Kayıtlar

Uluğ Bey Çalışmaları ve Bilime Katkıları

Resim
Uluğ Bey Çalışmaları ve Bilime Katkıları ULUĞ BEY 1394- 1449 SULTANİYE – SEMERKAND ASTRONOM – MATEMATİKÇİ Asıl adı Muhammed Tarağay olan Uluğ Bey, 1394 yılında Azerbaycan’ın Sultaniye şehrinde doğmuştur. Babası, Timur’un küçük oğlu Şahruh Bahadır, annesi Gevher Şad’dır. Uluğ Bey, dedesi Timur’un sarayında itinayla yetiştirilmiştir. Devrin en iyi bilginlerinden dini ilimler, matematik, mantık ve astronomi eğitimi almıştır. Çoğu Müslüman bilim adamı gibi o da Kuran-ı Kerim’i ezberlemiştir. Şehzadeliğinden beri mimari faaliyetlere önem veren ince zevkli bir sanatkâr ve yazar olan Uluğ Bey, Arapça, Farsça, Türkçe, Moğolca ve biraz da Çince biliyordu. Çocukluğundan beri astronomiye meraklıydı. Onaltı yaşında Mâverâünnehir bölgesinin yönetimi kendisine verilen Uluğ Bey, 38 yıl boyunca bölgenin tek hakimi olmuştur. Hükümdarlığı süresince bilimsel faaliyetlere ve mimariye büyük önem vermiştir. Devletinin başkenti Semerkand onun zamanında İslam Uygarlığının en büyük bili...

Elden Ayaktan Düşmeden

Elden Ayaktan Düşmeden Hiç kimse hali hazırdaki sağlıklı durumuna aldanmamalıdır. İnsanın ne zaman elden ayaktan düşeceği belli olmaz. Öyleyse sıhhat yerindeyken ibadet ve taate önem vermek, buna imkân ve fırsat bulamayacağını düşünerek salih amellere yönelmek gerekir. Ecelin de ne zaman kapıyı çalacağı belli değildir. O halde ahiret yurdu için faydası olacak işlere önem vermek gerekir. Bu şuuru sahabi hassasiyetiyle özümseyen İbn Ömer Radiyallahü Anh şöyle derdi: “Akşama ulaştığın zaman sabahı bekleme, sabaha ulaştığın zaman da akşamı bekleme. Sağlıklıyken hastalığın için, sağken ölümün için hazırlık yap.” (Buharî; Tirmizî) Bir de, sağlıklıyken sürekli yaptığı güzel amelleri hastalıktan dolayı terk etmek zorunda kalan bir kimsenin, bunları sanki hiç terk etmemiş gibi ecir kazanmaya devam edeceği müjdesi var. Nitekim hadis-i şerifte buyurulur ki: “Kul hastalanır veya yolculuğa çıkarsa sıhhatli ve mukim (yolcu değil) iken yaptığı ibadeti Cenab-ı Hak aynen kendisi için yaza...

Ey Gençliğine Güvenen!

Ey Gençliğine Güvenen! Bir gün üzerinde güzel kumaştan yapılmış elbise bulunan bir genç Hasan-ı Basrî Rahmetullahi Aleyh’in yanından geçer. Hasan-ı Basrî Rahmetullahi Aleyh ona şöyle der: – Ey gençliğiyle övünen, güzel görünmekten hoşlanan kişi! Şimdi, kabrin seni içine aldığını, amelinle baş başa kaldığını düşün. Vah sana, kalbini tedavi et! Çünkü Allah Tealâ sadece kulların kalplerinin salih olmasına bakar. (İmam Gazâlî, Mükâşefetü’l-Kulûb)

Rabbine Yönel!

Rabbine Yönel! İçin mi daralıyor? O biliyor... "Ya Fettah!" de... Huzursuz mu oluyorsun? O görüyor... "Ya Selâm!" de... Gönlün mü kırık? O'na dayan... "Ya Cebbar!" de... Günahların mı var? O'na yönel... "Ya Tevvab, Ya Gaffar, Ya Afüvv!" de... Kimse seni anlamıyor değil mi? O seni bekliyor ... "Ya Semi, Ya Mücib!" de... Ve seni yaratan yüce Rabbine... "Ya Vedûd! Ya Vedûd! Ya Vedûd!", "Seni seviyorum!" de…

Karı Koca Arasındaki Soğukluğu Gidermek, Sevgiyi Artırmak İçin Dua

Karı Koca Arasındaki Soğukluğu Gidermek, Sevgiyi Artırmak İçin Dua Tâhâ Suresi-39. Ayet-i Kerimesi   أَنِ اقْذِفِيهِ فِي التَّابُوتِ فَاقْذِفِيهِ فِي الْيَمِّ فَلْيُلْقِهِ الْيَمُّ بِالسَّاحِلِ يَأْخُذْهُ عَدُوٌّ لِّي وَعَدُوٌّ لَّهُ وَأَلْقَيْتُ عَلَيْكَ مَحَبَّةً مِّنِّي وَلِتُصْنَعَ عَلَى عَيْنِي ﴿٣٩﴾ Okunuşu: Enıkzifîhi fît tâbûti fakzifîhi fîl yemmi felyulkıhil yemmu bis sâhıli ye’huzhu aduvvun lî ve aduvvun lehu, ve elkaytu aleyke mehabbeten minnî ve li tusnea alâ aynî. Anlamı: “Onu (bebek Mûsâ’yı) sandığın içine koy ve denize (Nil’e) bırak ki, deniz onu kıyıya atsın da kendisini, hem bana düşman, hem de ona düşman olan birisi (Firavun) alsın. Sana da, ey Mûsâ, sevilesin ve gözetimimizde yetiştirilesin diye tarafımızdan bir sevgi bırakmıştım.” Nasıl okunacağı: 41 defa bir suya okunur ve içilir.

Rızık Bolluğu İçin Kısa Bir Dua

Rızık Bolluğu İçin Kısa Bir Dua إِنَّ اللَّهَ هُوَ الرَّزَّاقُ ذُو الْقُوَّةِ الْمَتِينُ ﴿٥٨﴾ Okjunuşu: İnnallâhe huver razzâku zul kuvvetil metîn. Anlamı: Şüphesiz Allah rızık verendir, güçlüdür, çok kuvvetlidir. Kaynak: Zariyat Sûresi, 58. Ayet-i Kerimesi Okunuşu: Sabah ve akşam ya da beş vakitte 11’er kere okunacak.

Terk Eden Kimsenin Pişman Olarak Dönmesi İçin Kuvvetli Bir DUA

Terk Eden Kimsenin Pişman Olarak Dönmesi İçin Kuvvetli Bir DUA Eşiniz, sevdiğiniz ya da evladınızın sizi terk etmesinden endişe ediyor iseniz ya da sizi terk etti ise, aşağıdaki Âyet-i Kerimi kişinin niyetine (Pişmanlıkla dönmesi) her gün (17) defa okumaya devam ederseniz, Allah’ın izni ile geri döner, sizin olmadığınız yerde huzur bulamayıp pişmanlıkla döner ve bir daha terk edemez. Okunacak Dua (İbrahim Sûresi 26. Âyet-i):                            وَمَثلُ كَلِمَةٍ خَبِيثَةٍ كَشَجَرَةٍ خَبِيثَةٍ اجْتُثَّتْ مِنْ فَوْقِ الْأَرْضِ مَا لَهَا مِنْ قَرَارٍ Okunuşu: “Ve meselü kelimetin habisetin ke şeceratin habisetin’nictüsset min fevkil arzı ma leha   min karar.” Anlamı: “Kötü bir sözün durumu da; yerden koparılmış, ayakta durma imkânı olmayan kötü bir ağacın durumu gibidir.” Kaynak: Duanın gücü sırların şifresi

Yarın, Yarın Deme Hiç Belki Yarın Hiç Gelmez!

Yarın, Yarın Deme Hiç Belki Yarın Hiç Gelmez! ·      Geceleri kalk, tevbe istiğfar et, Namaz kıl, Kur’an-ı Kerim oku! Mezara girince geceleri kalkamazsın… ·      Günahlarına acele Nasuh tevbesi yap! Yaran çok geç olabilir… ·      Tasarladığın hayır ve iyilikleri, yarın yaparım deyip erteleme; hemen yap! Yarın gelmeyebilir… ·      Kalbini kırdığın, üzdüğün, hakkını aldığın kişilere haklarını ver, hemen helâlleş! Ya onlar, ya sen hemen ölebilirsiniz… Sonra helâlleşemezsiniz, ahirette helâlleşmek çok zor olabilir. ·      Sağlığına dikkat et! Sağlık bir daha ele geçmez… ·      İsraftan, savurganlıktan kaçın! O malı bir daha kazanamazsın, kazansan da günahını çekemezsin… ·      Zamanını Allah’ü Teâlâ yolunda değerlendir, bir saniyeni bile boşa geçirme! Bir daha o anlar eline geçmez… ·      Annen baban hayattaysa bi...

Size, Yakışır!

Size, Yakışır! “Öfke” değil; size, uysallık, yakışır! “Gücenmek” değil; size, gönül almak yakışır! “Suçlamak” değil; size, katlanmak yakışır! “Acizlik-yanılgı” değil; size, hoş görmek yakışır! “Bölmek” değil; size, size, bütünlemek yakışır! “Üşengeçlik” değil; size, uyarmak-gayretlendirmek yakışır! “Şekillendirmek, geçimsizlik çatışma uyumsuzluk, anlaşmazlık” değil; size, “adalet” yakışır! “Kötü söz, şom ağız, haksız yorum” değil; size, “bağışlama” yakışır!

Hz. Ebu Bekir Sıddık Radiyallahü Anh

Hz. Ebu Bekir Sıddık Radiyallahü Anh Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem'in en yakın sadık arkadaşı ve kayınpederi, cennetle müjdelenen 10 sahabeden biridir. Kur'ân-ı Kerim'de hicret sırasında Rasulullah'la beraber olmasından dolayı, "...mağarada bulunan iki kişiden biri..." (Tevbe, 9/40) şeklinde ondan bahsedilmektedir. Azaptan azad edilmiş mânâsına "atik"; dürüst, sadık, iffetli, emin ve dosdoğru olduğundan dolayı da "sıddık" lâkabıyla anılmıştır. Hz. Ebu Bekir Radiyallahü Anh Radiyallahü Anh, İslam’ı kabul eden ilk erkek ve Müslümanların da ilk halifesidir. Hz. Muhammed'in Sallallahü Aleyhi Vesellem İslam'ı tebliğ ettiğinde tereddütsüz Müslüman olan Hz. Ebu Bekir Radiyallahü Anh için Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem "Bütün insanların imanı bir kefeye, Ebu Bekir'in imanı bir kefeye konsa, onun imanı ağır basardı." demiştir. Hz. Ebu Bekir Radiyallahü Anh, güzel hasletlerle t...

6 Basit Önlemle Kalp Krizi Riskini Azaltın

6 Basit Önlemle Kalp Krizi Riskini Azaltın Türkiye'de ve dünyada insanların karşılaştığı en büyük sağlık sorunlarının başında gelen kalp krizi riski, 6 basit önlemle yarı yarıya azaltılabiliyor. İşte o basit 6 önlem... Yüksek kolesterol, tansiyon, sigara kullanımı ve genetik bağlantıların yanı sıra kalp krizinin en büyük tetikleyicileri arasında hareketsiz bir yaşam tarzı ve yaş faktörü bulunuyor. Hiçbir sorun olmasa bile her insanın kalp krizi yaşama riski olduğunu vurgulayan Özel Memorial Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Deniz Şener, 6 basit önlemle bu riskin yüzde 50 oranında azaltılabileceğini belirtiyor ve şunları öneriyor: 1- Stresten uzak durun. Her şeyi dert etmeyin. 2- Sağlıklı beslenin. Aşırı yağlılar, kızartmalar ve hayvansal gıdalardan uzak durun. 3- Hareketli bir hayat sürdürün. 4- Güne çok erken başlıyorsanız, öğle saatlerinde mutlaka uyuyun. 5- Hayata daima pozitif bakın. Aile saadetiniz hep önceliğiniz olsun. 6- Hanımlar, doğum kontrol hapl...

Herkese Bir Kriz Lâzım

Herkese Bir Kriz Lâzım Japonlar taze balığı hep çok sevmişlerdir. Fakat Japon sahillerinde bol balık bulmak mümkün olmamaktadır. Talebi karşılayamayan balıkçılar, Japon nüfusu doyurabilmek için daha büyük tekneler yaptırıp, daha uzaklara açılmışlar. Balık için uzaklara gidildikçe, geri dönmesi de daha çok vakit alır olmuştur. Dönüş bir - iki günden daha uzarsa, tutulan balıkların da tazeliği kaybolmaktadır. Japonlar tazeliği kaybolmuş balığın lezzetini sevmemişler. Bu problemi çözebilmek için, balıkçılar teknelerine soğuk hava depoları kurdurmuşlar. Böylece istedikleri kadar uzağa gidip, tuttukları balıkları da soğuk hava deposunda dondurulmuş olarak saklayabileceklerdi. Ancak, Japon halkı taze ile donmuş balık arasındaki lezzet farkını hissedebiliyor ve donmuş olanlara fazla para ödemek istemiyordu. Balıkçılar bu defa, teknelerine balık akvaryumları yaptırdılar. Balıklar içeride biraz fazla sıkışacaklardı, hatta birbirlerine çarpa çarpa biraz da aptallaşacaklardı, am...

Soğanın Sağlığa Faydaları Nelerdir?

Resim
Soğanın Sağlığa Faydaları Nelerdir? Her gün 1 tane kuru soğan; kanserden kalbe, sindirimden vücut ağrılarına, gripten kemik erimesine iyi geliyor. Soğanın faydaları nelerdir? Soğan, mutfağımızdaki en vazgeçilmez besinlerden birisidir. Ayrıca bünyesinde barındırdığı kükürt, lif, B ve C vitamini açısından oldukça zengin besin kaynağıdır. Soğan, allium ailesinden olan bir sebze ve ot cinsidir. Frenk soğanı, sarımsak, taze soğan ve pırasa bu ailenin diğer üyeleridir. Allium sebzeleri yüzyıllardır yalnızca karakteristik özelliklerinden dolayı değil; aynı zamanda eşsiz aromaları ve tıbbi faydaları nedeniyle ekilmektedir. Soğanın, herkes tarafından ne kadar sağlıklı olduğu bilinir ve bu yüzden mutfaklardan eksik olmaz. Soğan, hastalıklara yakalanmama noktasında ciddi katkılarda bulunur ve hastalık durumunda iyileşme sürecini hızlandırır. Soğan özellikle enfeksiyon hastalıklarına karşı etkilidir. Soğan kükürt, lif, B ve C vitamini açısından zengin bir besin kaynağıdır. B...

Müslüman tüccar nasıl olunur?

Müslüman tüccar nasıl olunur? Hz. Osman Radiyallahü Anh, uzun ve bereketli hayatı ile bizlere çok şey öğreterek gitti, ama özellikle de “Müslüman tüccar nasıl olunur?” bunu öğretti. Onun bizim dünyamıza söylediklerini şöyle özetleyebiliriz: 1-  “Cennet karşılığında infak”  sözünü duyduğunda, az ya da çok elini cebine at ki, Müslüman bir tüccar olabilesin. 2- Yaptığın iş, İslami bir hizmet, hayırlı bir eylem, takdir gören bir amel olsa bile israf etme ki, Müslüman bir tüccar olabilesin. 3- Hududullaha (Allah’ın sınırlarına) ve Hukukullaha (Allah’ın hukukuna) riayet et ki, Müslüman bir tüccar olabilesin. 4- Iskatını, hayırlarını ve infakını varislerine bırakmayıp, kendi ellerinle ver ki, Müslüman bir tüccar olabilesin. 5- Küçük hesapların, biter korkusunun, korkak adımların sahibi olma ki, Müslüman bir tüccar olabilesin.

Zaman Kılıç Gibi

Zaman Kılıç Gibi İmam Şaranî Kuddise Sirrûh demiştir ki: İmam Şâfiî Rahmetullahi Aleyh ilim ve halinin yüceliğine rağmen Hakk’a âşık sofilerle otururdu. Kendisine: “– Şunların sohbetinden ne istifade ettin?” , diye sorulunca şu cevabı verdi: “– Onların en fazla şu sözlerinden istifade ettim” : “ –  Vakit bir kılıçtır. Sen onu kesmezsen, o seni keser. Yani, sen vakitten istifade etmezsen, o senin ömründen bir parça kesip atar. Sen nefsini hayırlarla meşgul etmezsen, o seni kötülüklerle meşgul eder. ”

Ömrümü Geri Getirebilir misin?

Ömrümü Geri Getirebilir misin? Yüz yaşındaki bir ihtiyar Muaviye Radiyallahü Anh’ın yanına gelir. Hz. Muaviye Radiyallahü Anh ihtiyara dünyayı nasıl bulduğunu sorar. İhtiyar şu cevabı verir: – Bolluk yılları sıkıntılı yılları, günler günleri, geceler geceleri kovaladı. Doğanlar doğdu, ölenler öldü. Doğanlar olmasa insan soyu tükenir, ölenler olmasa dünya insanlara dar gelir. Bu sözler üzerine Muaviye Radiyallahü Anh ihtiyara dedi ki: – Ne dileğin varsa söyle! – Geçen ömrü geri getirebilir yahut yaklaşan eceli savabilir misin? – Buna benim gücüm yetmez! – O halde benim sana ihtiyacım yok! (İmam Gazalî, Mükâşefetü’l-Kulûb)