Kayıtlar

Evin ikinci Katından Alt Katına İnme

Evin ikinci Katından Alt Katına İnme Adamın biri sefere çıktı. Hanımına —''Evin ikinci katından alt katına inme' diye emir verdi. Hanımın babası alt katta bulunuyordu ve hastalanmıştı. Bunun üzerine kadın, Hz. Peygamber'e haber gönderdi: —'Bana izin versin, üst kattan alt kata, babamın yanına ineyim'. Hz. Peygamber: 'Kocana itaât et' dedi. Bundan sonra kadının babası vefat etti, yine Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem'e haber gönderip babasının cenazesinde bulunmak için izin istedi. Hz. Peygamber 'Kocana itaat et' dedi. Böylece kadının babası defnedildi. Definden sonra Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem kadına 'Senin kocana itâat etmen yüzü suyu hürmetine Allah Teâlâ babanı bağışladı' haberini gönderdi.172 Kadın beş vakit namazını kıldığı, Ramazan orucunu tuttuğu, iffetini koruduğu ve kocasına itâat ettiği zaman rabbinin cennetine girmiş olur. Hz. Peygamber böylece kocaya yapılan it...

Kadın Kocasına İtaat Etmelidir

Kadın Kocasına İtaat Etmelidir Şu inkâr edilemez bir gerçektir ki, iyi kadınlar, kocalarına karşı itaatli olurlar. Böyle olan kadın, kocasına en küçük bir leke dahi kondurmaz. Kendisini, malını, mülkünü, şeref ve haysiyetini korur. Bunları yapmakla kadın en büyük dini görevini yerine getirmiş olur. Cenabı Allah Kur'an-ı Kerim'de buyuruyor ki: " ... İyi kadınlar itaatli olanlardır. Allah kendi (hak) larını (Kur'an-ı Kerim'de) nasıl koruduysa onlar da, öylece göze görünmeyeni (erkeğinin gıyabında malını, mülkünü, şeref ve haysiyetini, namusunu, bir de ev sırlarını) koruyanlardır. Şerlerinden, serkeşliklerinden (itaatsizliklerinden) yıldığınız kadınlara gelince: Onlara (evvela) öğüt verin (vazgeçmezlerse) kendilerini yataklar(ın)da yalnız bırakın. (Yine kâr etmezse) dövün. Size itaat ederlerse aleyhlerinde bir yol aramayın. Çünkü Allah çok yücedir. Çok büyüktür." (Nisa süresi: ayet: 34) Görülüyor ki, ayet-i kerimede kocasına itaat eden kadın i...

Beyninden Bağlamak, Neden Sömürülüyoruz?

Resim
Beyninden Bağlamak, Neden Sömürülüyoruz? Bir Milleti Yok Etmek İçin… Peyami Safa, diyor ki:  “Bir milleti yok etmek isterseniz, askeri istilâya lüzum yoktur. Ona tarihini unutturmak, dilini bozmak, dininden soğutmak ve dolayısıyla manevi değerlerini, ahlâkını soysuzlaştırmak kâfidir”.  Fazla söze gerek yoktur; bunlar bozulursa o millet kolayca yıkılır. Tarih yıkılan, yok olan milletlerin çöplüğü ile doludur. Din Nasıl Bozulur?             Güzel İslâmiyet, vahiy dinidir. Allah’ü Teâlâ’nın “Lehvil Mahvuz” da muhafaza ettiği Kur’an-ı Kerim’i Peygamber efendimiz Aleyhisselâm’a vahiy yoluyla indirdiği dindir. Yüce Kur’an-ı Kerim ve Allah rasûlü bize neler bildirdiyse bizler de onu nakil ile öğreniyoruz. Eğer nakil dinine insan aklı ve fikri karışırsa artık O din nakil dini olmaktan çıkar. Bunu iyi bilen sömürgeci güçler her gün piyasaya dinde reformcu, sahte mehdi, gizli misyonerleri, oryantalistleri iler...

Canım Oğlum!

Resim
Canım Oğlum!

Canım Anneciğim ve Babacığım

Resim
Canım Anneciğim ve Babacığım

Eşyanın Hakikatine Ermek İçin

Eşyanın Hakikatine Ermek İçin Bir mü’min, yapacağı her hareketi; “Acaba Allah Teâlâ’nın rızasına uygun mu, yoksa O’nun gazabını mı celbeder?” diye düşünerek yapmalıdır. Hadîs-i şerîfte buyrulur: “Bir kul günaha girerim korkusuyla, yapılması mahzurlu olmayan bazı şeylerden bile uzak durmadıkça, takvâ sahipleri derecesine ulaşamaz.” (Tirmizî, Kıyâmet, 19/2451) Mü’min, her şeyden evvel Allah korkusu ve takvâya sahip olmaya gayret etmelidir. Bu ilme sahip olmadan diğer ilimleri elde etmenin, kişiyi çok tehlikeli neticelere sürüklediği, defalarca tecrübe edilmiştir. Takvâ Üç Derecedir 1- Yasaklardan kaçmak. 2- Emirlere koşmak. Bu keyfiyet, bütün mü’minlerin uyması gereken, avam derecesindeki takvâ ölçüsüdür. 3- Daima Cenâb-ı Hak’la beraberlik duygusunu taşıyabilmek. Bu keyfiyet, takvânın havas için olan ölçüsüdür, takvânın en yüksek derecesidir. Bize; “Şahdamarından daha yakın…” (Kâf, 16) olduğunu bildiren ve kullarına: “Nereye gitseniz yine sizinle beraberd...

Ülkemizin Kalkınabilmesi Döviz Krizinin Aşılabilmesi İçin...

Resim
Ülkemizin Kalkınabilmesi Döviz Krizinin Aşılabilmesi İçin... 1-  Bir ülkenin kalkınması, atılım yapması eğitilmiş kaliteli insan gücüyle mümkün olabilmektedir. Türkiye’nin tüm çocukları ve gençlerini kapsayan bir araştırma yapılarak IQ’su yüksek çocuk ve gençler araştırıp tespit edilerek “Bir yetenek havuzu” oluşturulmalı, bu çocuk ve gençler özel ve kaliteli bir eğitimle yeteneklerinin son sınırına kadar Enderun tipi okullarda eğitilmelidir. İleride devletin ve özelin başına bu yüksek yetenekler getirilmeli… Osmanlı Enderun mekteplerinde buna benzer bir eğitim sistemi vardı. 2-  Eğitim sistemi 4+4+4 değil 1+4+4+3 olmalıdır. Ben 46 senelik eğitimci öğretmenim. Anaokulları 1 yıl olmalı ve mecbur olmalı; gerekçesi: ehliyetsiz ve karanlık fikirli, “İşid” tipi kişiler yasa dışı anaokulları açıyor. Bunlar körpe beyinlere zararlı bir din anlayışı ve devleti yıkıcı fikirler aşılayabiliyor. 4 yaş mecburi olursa herkes devlet okuluna gönderir bunun da ön...

Elhamdülillah Demek Şükürlerin Başıdır

Elhamdülillah Demek Şükürlerin Başıdır “Elhamdülillah demek şükürlerin başıdır. Hamd ve senâ etmeyen kimse Hakk’a şükür etmemiş olur. (Hadis-i Şerif) Cennete ilk girecek zümre “Hammadûn” zümresidir; yani Cenab-ı Hakk’a çok hamdedip, çok şükredenler. Cenâb-ı Hakk Celle Celâlüh: “İnsanoğlu başıboş bırakıldığını mı zan­nediyor.” (Kıyâme Sûresi, Âyet: 36) buyuruyor. Bu dünyaya koyun gibi yiyip içip uyumağa gel­medik. Kulluk mükellefiyetimiz var. Yoksa kı­rık çömleğe döneriz. Ne tekrar toprak ne de yeniden çömlek oluruz. Yine Kur’ân-ı Kerîm’de: “Sizi boşuna yarattığımızı ve bize tekrar döndürülmeyeceğinizi mi sandınız? (Mü’minûn Sûresi, Âyet: 115) buyuruluyor. İşe yaramayan yaşlı sığırları “ho” der­ler salıverirler. Bizim de bu durumda olmamaklığımız lâzımdır. Boynumuzda kulluk bo­yunduruğu var. Esmâ’ül-Hüsnâ’dan El-Vâcid: (İstediğini, istediği vakit bulan.) El-Macid: (Kadr-ü şanı büyük, kerem ve semahati bol.) Kaynak: Mevlâna Takvimi

İbadet Ve Taat

İbadet Ve Taat Allah Teâlâ şöyle buyurdu: “Onlar, dîni Allah için hâlis kılarak bâtıl dinleri bırakıp tevhid dînine teveccühle yalnız Allah’a ibadet etmek, namazı dosdoğru kıl­mak, zekâtı vermekle emrolunmuşlardır. İşte doğru din budur.” (Beyyine: 5) Resulûllah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Saadet-i Uhreviye (Ahiret saadeti) için ibadet ve taat de bulunanlara Cenab-ı Hakk Celle Celâlüh saadeti dünyeviyesini de (Dünyevî saa­detini de) ihsan buyurur.” Ahiret için çalışan mü’min kuluna Cenab-ı Hakk Celle Celâlüh dünya saadetini de ihsan buyuru­yor. Cenab-ı Hak ne büyük lûtuf sahibi, İsla­miyet ne yüce ulvî bir din… Âhiret için çalış­mak ise, mü’min üzerine terettüp eden ne mü­him ve mühim olduğu kadar da ulvî bir va­zife… Bir mü’minin bunları bilip âhirete olan hazırlığı, Allah Celle Celâlüh’a olan yakınlığı o nisbette fazla olmalıdır. “Cenab-ı Hakk’ın Celle Celâlüh rızasını kazanmak için beslenen güzel niyet sahibini Cennete dahil eder.” (Hadis-i Şerif) Esmâ’ül-Hüsnâ’dan El...

Besmele’yi Şerif’i Bir Kere Yazarsa…

Besmele’yi Şerif’i Bir Kere Yazarsa… Ruh’ul Beyân tefsirinde nakil olunur ki: Firavun, henüz ulûhiyyet dâ’vasında bulunmazdan önce, sarayının kapısına “Bismi kellahümme” yazdırmıştı. Musâ Aleyhisselâm’a îmân etmediği için Musâ Aleyhisselâm Cenab-ı Hakk Celle Celâlüh’a: “Yarabbi ben onu dâ’vet ediyorum ama onda bir hayır görmüyorum!” diye ilticâ ettiğinde Cenâb-ı Hakk Celle Celâlüh: “— Her halde sen onun helâk edilmesini istiyorsun. Ve sen sadece onun küfrünü görüyorsun, ben ise onun kapısına yazdığı yazıyı da görüyorum, buyurdu.” Kim Besmele-yi Şerîfe’yi suveydâ-i kalbine bir ömür boyu dilinden düşürmemek üzere nakşederse rahmete lâyık olur. Cenâb-ı Hakk Celle Celâlüh Firavun’e Firavun olduğu halde sarayının kapısına bir besmele yazdığı için bu kadar mühlet veriyor. Onu kalbine yazan bir mü’minin ne kadar âtıfet-i İlâhiye’ye mazhar olacağı bedîhîdir. “Meşrû olan bir şeye Besmele ile başlanılmazsa (o işin) hayır ve bereketi kesilmiş olur.” (Hadis-i Şerif) Esmâ’ül-...

Müslüman Olan İtalyan Pilot Gözyaşlarına Boğuldu

Resim
Müslüman Olan İtalyan Pilot Gözyaşlarına Boğuldu Suudi Arabistan havayollarında çalışan İtalyan pilot havaalanı mescidinde Kelime-i şehadet getirerek Müslüman oldu. Pilotun gözyaşlarına hâkim olamadığı o anlar kameralara yansıdı. Suudi Arabistan havayollarında çalışan İtalyan bir pilot havaalanı mescidinde Kelime-i şehadet getirerek Müslüman oldu. Pilotun Kelime-i şehadet sonrası gözyaşlarına boğulduğu anlar arkadaşları tarafından kayda alındı. Müslüman Olan İtalyan Pilot Gözyaşlarına Hâkim Olamadı Suudi Arabistan havayollarında çalışan İtalyan bir pilot havaalanı mescidinde Kelime-i şehadet getirerek Müslüman oldu. Kelime-i şehadet sonrası gözyaşlarına boğulan pilot "İslam'a Hoş geldin!" diyen arkadaşına sarıldı. Pilotun Müslüman oluşuna tanık olan arkadaşları o anları kameraya kaydederek ölümsüzleştirdi.

Emperyalistler Cemaatleri Nasıl Hedef Alır?

Resim
Emperyalistler Cemaatleri Nasıl Hedef Alır? İslami cemaatlerin son dönemde bazı mihrakların hedefinde olması, Esad Coşan Hoca Efendi Rahmetullahi Aleyh’in emperyalist odakların cemaatleri ve dini liderleri ele geçirme ve yok etme planları üzerine kaleme aldığı yazıyı akıllara getirdi.   Emperyalist odaklar günümüzde de İslamiyet’i hedef almaya devam ediyor. Gerek Müslümanları gerekse Müslümanların yaşadığı coğrafyalarda kirli emellerini sahnelemek isteyen şer odakları hedefine İslami cemaatleri lideri koyuyor. Kirli senaryoların günümüzde halen devam ediyor olması akıllara Esad Coşan Hoca’nın geçmişte cemaatler hakkında kaleme aldığı yazdığı akıllara getirdi. İşte Esad Coşan Hoca Efendi Rahmetullahi Aleyh’in İlgili Yazısı “İslam'da cemaatle beraber olunması tavsiye edilir. Cemaatle beraber olmak "hakla", "hakikatle" beraber olmaktır! Tek başına olsa bile, hakikatle beraber olan cemaattir. Hakikatten kopmuş olanlar, milyonlarca da olsa tefr...

Bütün Hayatta Ölçüye İtina

Bütün Hayatta Ölçüye İtina Cenâb-ı Hak buyuruyor: "(Ey Muhammed!) De ki: "Siz Allah'a dininizi mi öğretiyorsunuz? Oysa Allah, gökleri ve yerdeki her şeyi bilir. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir." (Hucurat, 16) Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular: "Şüphesiz ki bu din kolaylıktır. Kim bu dini zorlaştırırsa din ona galip gelir." (Buhârî, İmân, 29) Nebî Sallallahü Aleyhi Vesellem, Selmân ile Ebü'd-Derda'yı kardeş yapmıştı. Bu sebeple Selmân, Ebü'd-Derda'yı ziyaret ederdi. Bir ziyaret esnasında onun hanımı Ümmü'd-Derdâ'yı oldukça eskimiş elbiseler içinde gördü. Ona: -Bu halin ne? diye sorunca, kadın: -Kardeşin Ebü'd-Derdâ dünya malı ve zevklerine önem vermez, dedi. O esnada Ebü'd-Derdâ eve geldi ve hazırlattığı yemeği Selmân'a ikram edip: -Buyurun, yemeğinizi yiyin, ben oruçluyum, dedi. Selmân: -Sen yemedikçe ben de yemem, diye karşılık verdi. Bunun üzerine Ebü'd-Derdâ sof...

Huzurlu Âile Yuvasının Temeli

Huzurlu Âile Yuvasının Temeli Cenâb-ı Hak buyuruyor: "...Mümin kadınlardan iffetli olanlar ile daha önce kendilerine kitap verilenlerden iffetli kadınlar da, mehirlerini vermeniz şartıyla, namuslu olmak, zina etmemek ve gizli dost tutmamak üzere size helâldir. Kim (İslâmî hükümlere) inanmayı kabul etmezse onun ameli boşa gitmiştir. O, ahirette de ziyana uğrayanlardandır." (Mâide, 5) Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular: “Kadın, dört sebepten biri için nikâhlanır: Malı, soyu, güzelliği ve dindarlığı. Sen (diğerlerini geç), dindar olanı seç. (Aksi hâlde) sıkıntıya düşersin.” (Buhârî, Nikâh, 15; Müslim, Radâ, 53) Hangi devirde olursa olsun, evlenecek kimselerin eş seçiminde dikkat ettikleri ölçüler, ekseriyetle; güzellik, soy-sop, zenginlik ve dindarlık olmuştur. Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem ise, evlenecek kimselere, eşlerini; güzellik ve zenginlik gibi nefsi cezbeden geçici sebeplerle değil, îman ve ahlâk gibi temel mânevî vas...

Salâvat-ı Muzâ’afât

Salâvat-ı Muzâ’afât اَللَّهُمَّ! صَلِّ عَلٰى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ عَبْدِكَ وَنَبِيِّك وَرَسُولِكَ النَّبِيِ الْأُمِّيِّ، وَعَلٰى آلِهِ وَاَصْحَابِهِ وَسَلِّمْ تَسْلِيماً بِقَدَرِ عَظَمَةِ ذَاتِكَ وَفِي كُلِّ وَقْتٍ وَحِينٍ Okunuşu: Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin abdike ve nebiyyike ve rasûliken-nebiyyil-ümmiyyi ve alâ âlihi ve sahbihî ve sellim teslîmen bi kaderi azameti zâtike ve fî külli vaktin vehîn. Anlamı: Ey Allah’ım! Kulun, peygamberin ve resulün olan o nebiyyi ümmi efendimiz Muhammed’e ve âli ashabına, her an zaman Sen’in zatının büyüklüğü(nün sonsuzluğu) kadar salât ve selâm eyle Fazileti: Bu salâtın bir tanesi yüz milyon salâta denktir. Her kim bir Müslüman kardeşiyle müsefaha yaparken bu salâtı on kere okursa Allah’ü Teâlâ her ikisini de bağışlamadıkça ayrılmazlar.