Kayıtlar

Nefsinin Oyunlarına Alet Olma

Nefsinin Oyunlarına Alet Olma Sakın kıyaslama kendini başkalarıyla! “Ama ben... “ “Ama benim şu kadar” Sakın sakın deme! Şeytan da böyle demedi mi? “Ben! “ dedi... “Üstünüm ondan! “ dedi, Kıyasladı kendini, gururlandı… Ve kovulmuşlardan oldu! Sen de, eğer böyle dersen; hidayeti için dua ettiklerin varsa mesela, Asla kabul olmaz duaların! İstersen gece-gündüz namazda, Oruçta, ibadette ol, “Ben!” dediğin, başkaları hakkında hüküm verdiğin, Kıyas yaptığın, O’nun makamına göz diktiğin müddetçe Hiçsin! Çünkü O; “Ben” diyene değil, “Sen” diyene, rahmet nazarıyla bakıyor... O, önünde iki büklüm gözyaşlarıyla durana kapılarını açıyor... Aşağıla nefsini! Bil ki sen alçaldıkça yükseltirler seni... Karı-koca ilişkilerinde olsun, tüm diğer beşeri ilişkilerde olsun, Sakın kibirlenme! Gururlanma! Kendini üstün görme kimseden! Bil ki şeytan sana bu yolla yanaşır ve mağlup eder seni... Perde olur, O’nunla arandaki rabıtaya... Vuslatına eremezsin! Daim gurbetlerde kalırsın.....

Un Haline Dönen Kum Taneleri

Un Haline Dönen Kum Taneleri Allah erenlerinden Dinar oğlu Malik devrinde iki kardeş yaşamaktadır. Bu iki kardeşten biri yetmiş, diğeri de tam otuzbeş yıl ateşe taparak hiçbir muratlarına kavuşamadığını anlayan küçük kardeş bir gün ağabeyine dert yanar, der ki: “Ağabeyciğim! … Bu kadar yıldır ateşi ilah bilerek ona tapındık. Fakat bakıyorum ki hiçbir dileğimize erişemedik. O yüzden bende ateşin ilah olmadığına dair bir şüphe uyandı. Bu şüphemde haklı olup olmadığımı araştırmak için seninle bir denemeye girişelim. Eğer ateş başkalarını yaktığı gibi bizi de yakarsa, kendisine bir daha asla tapınmayalım. Yok eğer yakmazsa ölünceye kadar ilahlığına iman ederek ibadetten geri durmayalım. “ Bu karardan sonra iki kardeş bir ateş yakarlar. Küçüğün büyüğüne “Ateşe ilk önce elimizi hangimiz uzatacağız. Sen mi yoksa ben mi? “ diye sorar. Ağabeyi, “Sen uzatacaksın” deyince küçük kardeş elini hemen ateşe yaklaştırır. Bakar ki ateş elini yakıyor, hemen çeker. Ardından da “Ey ateş! …” der “...

İki Davacı Bir İbret

İki Davacı Bir İbret Davud Aleyhisselâm bir çok kadınla evlenmişti 99 tane karısı vardı. Günlerden birgün bir gün sarayının otururken, güzel bir kadın gördü, eşlerinin sayısını yüze tamamlamayı ve onunla da evlenmeyi arzu etti. Fakat kadının evli olması, buna mani oluyordu. Ne yapabilir? Birgün namaz kılmak üzere ibadet odasına girdi, kendisini ibadete verdi, o sırada sarayın önüne iki adam geldi, hükümdarla görüşmek için içeri girmek istediklerini söylediler. Saray muhafızları onlara: Bugün hükümdar sizinle görüşemez, çünkü bugün onun ibadet günüdür, dediler ve onların içeri girmelerine engel oldular. Bunun üzerine bu adamlar bir kolayını bulup duvardan atladılar, hükümdarın ibadet odasına kadar girdiler. Davud Aleyhisselâm namaz kılıyordu; odada iki kişinin kendisini beklemekte olduğunu fark edince, biz, biri diğerinin hakkına tecavüz eden iki davacıyız. Şimdi sen bizim aramızda adaletle hüküm et, dediler. Davud Aleyhisselâm davanızı bana anlatınız, dedi. Bir tanesi söze ...

Yolculuk...

Yolculuk... Sokrates'e bir dostu,  -"Dertliyim, yolculuğa çıktım iyi geçmedi!" demiş.  Sokrates, -"Kendini de birlikte götürmüşsündür de, ondan!" diye cevaplamış. 

Ruhu batırmamak için...

Ruhu batırmamak için... Sokrat'ın hayranlarından zengin bir tüccar, bütün serveti olan bir çuval altını kendisine bağışlamıştır. Tüccarın ölümüne kadar altınlardan hiçbirine dokunmadan saklayan Sokrat, tüccar öldükten sonra, bu bir çuval altını, bir kayığa yükletip, denizin ortasına götürür ve teker teker denize atar. Atarken de; -"Ey altınlar! İşte sizi denize atarak batırıyorum ki benim ruhumu kirletmeyesiniz ve batırmayasınız!" der.

Namaz Uykudan Hayırlıdır!

Namaz Uykudan Hayırlıdır! "Esselatu hayrun minen nevm" “Namaz uykudan hayırlıdır.” "Resulü Ekrem Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimiz", Bilâl-i Habeşi Radiyallahü Anh sabah namazı okurken uyanamamış. Bilal Radiyallahü Anh kapıyı şiddetle vurarak; -'Esselatu hayrun minen nevm, Ya Resulallah!" diye iki defa seslenmiş. Resulü Ekrem hemen uyanmış ve hücresinden kapıya çıkarak; -Bu çok güzel Ya Bilâl! Daima söyle! Demiştir. Resulü Ekrem Sallallahü Aleyhi Vesellem sabah namazının vaktinin kıymetini anlatmak için (Allah tarafından) uyanamamış. “Esselatu hayrun minen nevm ” lafzının Ezan-ı Muhammediye’ye eklenmesine vesile olmuştur… Bu hadise çok mühim bir hadisedir. Bunları bilmek gerek. O vakit için kılınan namaz sana o vakte kavuşmanı temin ediyor. Onun için namaz uykudan hayırlıdır. Burada (Hayır), devamlı bulunan Allah'ın mağfiretine çarpılmak ‘Hayr’dır. Sabah vakti, güneş doğmadan evvel her şey başkadır... Gökyüzü, yıldızlar, rüz...

Günahları Temizleyen On Şey

Günahları Temizleyen On Şey Bir Mümin işlediği günahtan on şey ile kurtulur: 1- Tevbe yahut istiğfar ile 2- Allah’ü Tealayı zikir etmek ile 3- İşlediği hayırlı ameller ile  4- Dünyada başına gelen belâ ve musibetlerle, 5- Kabir suali ve azabı ile 6- Mümin kardeşinin ona dua ve istiğfar etmesi 7- Mümin kardeşinin amellerinin sevabından ona hediye etmesiyle. 8- Kıyamet günü Arasat’ın korkulu halleri ile 9- Rabbinin rahmeti ile 10- Resûlullâh Efendimiz’in Sallallahü Aleyhi Vesellem’in şefâati ile. (İmam Suyûtî, Tulûu’s-Süreyyâ) (Fazilet Takvimi)

İkinci Murad Han’ın Evliyâ’ya İlticâsı

İkinci Murad Han’ın Evliyâ’ya İlticâsı 1422 senesinde Selanik civarından Mustafa adında bir adam çıkıp Yıldırım Bayezid’in oğlu ve tahtın varisi olduğu iddiasıyla etrafına hayli adam topladı.   Sultan İkinci Murad Han, veziri Bayezîd Paşa’yı orduyla üzerine sevketti. Lâkin Osmanlı kuvvetleri mağlûb olup vezir esir düştü ve öldürüldü.  Haber Murad Han’a ulaşınca pek üzüldü. Seyyid Emîr Buhârî hazretlerinin huzûruna vardı, yardımını istedi.  Emîr Buhârî Kuddise Sirrûh anlattı:  Bu iş için teveccüh ettim. İki defa Peygamber Efendimiz’in Sallallahü Aleyhi Vesellem’in mübârek ayaklarını öperek yardım ihsân etmesini niyâz ettim, sükût buyurdular. Üçüncü defa teveccüh edip ayaklarını öptüm ve:  “Ey düşkünlerin sığınağı! Ey Resûl-i Rabbilâlemîn, Murad Han’a yardım et” dedim. Bu defa:  “Evet, inşâallâh ilâhî yardım onunladır” buyurdular.  Ertesi sabah Şeyh, Sultan Murad’ı zaferle müjdeledi. Eliyle kılıç kuşattı ve ‘Allâh’ın izniyle yürü, man...

Günahların Etkileri ve Çareleri

Günahların Etkileri ve Çareleri Ehl-i Sünnet Ve’l Cemaat itikadına göre günah işlemek günahı helal ve iyi olarak görmedikçe insanı küfre sokmaz yani dinden çıkarmaz. Ama günahın insanlara zarar vermediğini de söyleyemeyiz. Allah’ü Teâlâ Hazretleri Celle Celaluhu mealen şöyle buyuruyor: “Bunlar Allah’ın sınırlarıdır. Kim Allah’ın sınırlarını geçerse, kendisine yazık etmiş olur.”  (Talak, 1) 1. Her Günahın İçinde Küfre Gidecek Bir Yol Vardır Rasulullah aleyhissalatu vesselam şöyle buyuruyorlar: “Bir kul günah işlediği zaman kalbinde siyah bir leke meydana gelir. Eğer o kul günahı terk edip bağışlanmayı dilerse, bu leke kaybolur. Şayet tövbe etmez ve günah işlemeye devam ederse, o zaman bu siyah nokta büyüyerek onun bütün kalbini kaplar. İşte Allah Taâlâ’nın,‘Doğrusu şudur ki, yapıp ettikleri kalplerini kaplayıp karartmıştır.’ (meâlindeki) âyetinde ifade ettiği kararma ve pas tutma budur.”  (Müslim, “İmân”, 231; Tirmizî, “Tefsîr”, 75). Bediüzzaman Hazr...

Polis

Polis Şimdi arkadaşımla Taksim’de takılıyoruz. Bir adam ağlayan çocuğunu susturmaya çalışıyor. Yanında da bir polis var; sonra adam çocuğa dedi ki: – Sus yoksa seni polise veririm. Yandaki polis de bir delilendi: – Ulan geri zekâlı, biz adam mı yiyoruz? Bize veriyorsun çocuğu?

Yabancı Dil Bilmenin Faydası…

Yabancı Dil Bilmenin Faydası… Farenin burnuna nefis bir peynir kokusu gelmişti.  Araştırmak üzere deliğinden başını çıkarınca, bir kedi sesi işitti ve hemen deliğine sindi. Ertesi gün, yine fare delikten başını çıkarınca, kedi sesini duyup deliğine çekildi. 3. gün, fare iyice acıkmıştı. Kediyi nasıl aldatabilirim düşüncesiyle, delikten başını çıkardığında bu defa kedi sesi değil köpek havlaması işitti. Fare sevindi. Demek ev sahipleri kedi yerine köpek edinmişlerdi.  Kendinden emin ve rahat şekilde, peynirin kokusuna doğru giderken, odanın bir köşesinde gizlenen kedi, bir sıçrayışta fareyi yakaladı. Ve yanında kendisini merakla izleyen yavrusuna: — Gördün mü yavrum! Dedi. Yabancı dil bilmenin faydasını…

Eltime Gidiyorum, Ya Sen Nereye?

Eltime Gidiyorum, Ya Sen Nereye? Bir gün dolmuş bekliyoruz. Üst geçit var ama kendi halinde bir kadıncağız; kırmızı ışıkta karşıya geçmeye çalışıyor. Üst geçidin altında beklemekte olan polis otosundan şöyle bir anons yapılıyor: – Hanım nereye, hanım nereye? Kırmızı ışık yanıyor!  Teyzeden cevap: – Ben eltime gidiyorum! Ya siz nereye gidiyorsunuz?

Nerden Bileyim?

Nerden Bileyim? Geçen gün aksam vakti dolmuşta gidiyorum. Arkadan teyzenin biri bağırdı: – Evladım şu sarı taksinin yanında indiriver. Dolmuş şoförü sinir olmuş bir vaziyette: – İyi de teyze, o taksi hareket halinde, nerde duracağını nerden bileyim?

Anne Annemin Saçları Neden Bembeyaz?

Anne Annemin Saçları Neden Bembeyaz? Bir gün küçük bir kız oturup annesinin mutfakta bulaşıkları yıkamasını seyrediyordu. Aniden annesinin saçlarında beyazlar olduğunu fark etti.  Annesine baktı ve merakla sordu,  -"Neden saçında beyazlar var anne?"  Annesi yanıtladı,  -"Her yanlış yaptığında, beni kızdırdığında, mutsuz ettiğinde, saçlarımdan biri beyazlar"  Küçük ki bu cevap üzerinde bir sure düşündü ve sonra sordu,  -"Anne, anneannemin tüm saçları nasıl bembeyaz oldu?"

Annemin Ev Süpürmesi

Annemin Ev Süpürmesi Temizlik günümüz gelmişti… Evde temizlik yapıyoruz annemle ben içeri odaları sildim annemde salonu süpürüyor. Haydi, anne işin bitmedi mi? Diye yanına gittim. Bir baktım süpürgenin borusu çıkmış annem boş boş süpürüyor... Bitti bitti dedi. Sen öyle san dedim. Bir baktı süpürgenin borusu çıkmış. Gülmekten öldük yarım saat…

Temel, Dursun Ve Nasrettin Hoca

Temel, Dursun Ve Nasrettin Hoca Bir gün Nasrettin Hoca Temel ve Dursun bir otele giderler. Temelin odası sivrisinekli, Temel’in odası örümcekli, Nasrettin Hoca’nın odası karıncalıymış. Sabah olmuş. Temel uyanmış. Dursun’a sorar; -Nasıl uyudun? Diye. Dursun; -Örümcekler beni ağa buladı! -Sen nasıl uyudun? -Sivrisinekler beni kan kaybın öldüreceklerdi! Demiş. Nasrettin Hoca’ya giderler. -Hoca sen nasıl uyudun? -Çoooook iyi… Şaşırırlar… Hoca açıklar… -Karıncalardan birisini öldürdüm, diğerleri cenazeye gitti...

16 Maddede Çocuklarımızı Dua İle Terbiye Etmek

16 Maddede Çocuklarımızı Dua İle Terbiye Etmek 1. Hazreti Enes (radıyallahü anh)’dan rivayet edilen bir hadis-i şerifte Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz şöyle buyurmuştur; “Köleleriniz, hayvanlarınız ve çocuklarınızdan kötü huylu olanların kulağına bu ayeti okuyun! أَفَغَيْرَ دِينِ اللّهِ يَبْغُونَ وَلَهُ أَسْلَمَ مَن فِي السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ طَوْعًا وَكَرْهًا وَإِلَيْهِ يُرْجَعُون Çocuğun iki kulağına okunur. 2. Rad sûresi, yaramaz olan çocuğun üzerine okunursa, çocuk sakinleşir. 3. Malın ve evlâdın hayırlı olmasını, rızkın artmasını isteyen kimsenin günde 70 kere: اَسْتَغْفِرُ اللهَ إِنَّهُ كَانَ غَفَّارًا “Estağfirullahe innehü kane ğaffara” Diye istiğfar etmesi tavsiye olunmuştur. 4. Bir kimse çocuğunun üzerine Bakara sûresinin ilk dört âyetini, Ayetel Kürsi ve sonrasındaki iki âyeti ve Bakara sûresinin son 3 âyetini okursa, şeytan yaklaşamaz, çocuğunda istemediği bir şeyle karşılaşmaz. 5. Çocukların itaatkâr olması için...

Yetiş! Yetiş! Koş, Yetiş! Cennet’in Kapıları Kapanıyor!

Yetiş! Yetiş! Koş, Yetiş! Cennet’in Kapıları Kapanıyor! -Yetiş! Yetiş! Yetiş! Diye bir ses duydum. Sanki rahmetlik annemin sesiydi… -Allah, Allah neye yetişeyim ki! Derken; -Cennetin kapıları kapanıyor! Dışarıda kalacaksın! Yıldırım gibi hatta yıldırımdan bile hızlı hareket etmelisin! Diye haykırıyordu. Öyle koşmaya başladım ki sanki yerde değil havada uçuyordum. Bir adımım beş on metre geliyordu. Şaşırmış kalmıştım. Normalde dizleri ağrıyan birisiyim. Bir adımım en çok 50-60 cm gelir. En çok 80 cm atabilirim. Fakat bana ne olmuştu ki öyle hızlı koşuyordum. Bir de baktım ki arkamda beni kovalayan canavarlar var. Dev bir aslan, Siyah bir kurt, boğa şeklinde bir canavar, Kırmızı bir yılan, … Arkalarında küçük küçük başkaları da vardı… Öyle korkmuştum ki yüreğim ağzıma geldi… Mesafeyi bir an önce açmak, onlardan kurtulmak istiyordum. Fakat o canavarlar da benim kadar hızlı koşuyorlardı. Canavarların nefeslerini ensemde hissederken, hem koşuyor hem de bir taraftan; -Allah...