Kayıtlar

Sevgi Gözü İle Bakmak

Sevgi Gözü İle Bakmak  "İbrahim b. Ethem birisiyle arkadaş oldu. Bu arkadaşlıkları bir müddet devam edip zaman gelip ayrılmaları icap edince arkadaşı dedi ki;  - Uzun zaman arkadaşlık ettik, bu zaman zarfında bir ayıbımı gördünse söyle de bir daha yapmayayım.  - Kardeşim sende bir ayıp görmedim. Ben sana daima sevgi gözü ile baktım. Onun için seni hep iyi buldum. Senden gördüklerim hep iyi şeylerdi. Ayıp arıyorsan başkalarına sor."

Suskunlar Meclisi

Suskunlar Meclisi "İran'da bir araya gelen 30 kişi suskunlar meclisini kurmuşlar. Şartları ise az konuşmak, çok tefekkür edip yazmak imiş. Otuz kişiden fazlasını da kabul etmiyorlar. Uzun zaman sonra çok meşhur olan bu meclisin bir üyesi vefat eder. Bunun üzerine molla cami meclise üye olmaya gelir ve kapıda duranla konuşmadan kapıda durana, kağıda üye olmak istediğini yazar ve gönderir. Bunun üzerine meclis üyeleri ölen kişinin yerine başkasını bulmuşlardır. Dolayısıyla başkasını alamazlardı. Ama mollayı da geri çevirmek, kırmak istemiyorlardı. Bunun üzerine birisi bardağı su ile doldurup mollaya göstererek bir damla daha olursa suyun taşacağını, dolu olduklarını anlatmak istemiş. Bunun üzerine molla konuşmadan oradan bir bitkiden ince bir yaprak söküp suyun üzerine koymuş ve suda taşmamış. Bununla nezaketli birinin zararı olmayacağını bildirmek istemiş. Bunun üzerine meclis üyeleri onu almışlar ancak meclisin sayısına 30 yanına bir 0 koyup meclisin değerini on kat artır

Keşke Düzenimizi Hiç Bozmasaydık!

Keşke Düzenimizi Hiç Bozmasaydık! "Bir zamanlar bir fare, kuş ve sucuk arkadaş olmuşlar, birlikte yaşamaya karar vermişler. Aralarında iş bölümü yapmışlar. Kuş her gün ormana giderek çalı çırpı getirecek, fare kuyudan su çekip ocağı yakacak, sofrayı kuracak, sucukta yemek pişirecekmiş. Bir süre rahat ve huzur içinde yaşamışlar. Günün birinde kuş ormanda eski bir arkadaşıyla karşılaşmış. Ona ne kadar mutlu olduğunu anlatmış. Arkadaşı sen budalanın birisin, demiş. Bütün işi sen yapıyorsun sabahtan akşama kadar çalı çırpı topluyorsun, fare kuyudan su çekip ocağı yakıyor, sonra uyuyor. Sucuk beş dakikada yiyecek bir şeyler hazırlıyor ikisi de senin sırtından geçiniyorlar. Kuş topladığı çalı çırpıyı eve götürmüş oturup yemek yemişler. Sonra da sabaha kadar mışıl mışıl uyumuşlar. Ama ertesi sabah kuş ben ormana gitmeyeceğim demiş artık. En ağır işi yapıyorum diye sitem etmiş. Fare ve sucuk ne kadar biz çalı çırpı toplayamayız demişseler de dinletememişler. Sonunda aralarında kura

Nasıl Bıraksın?

Nasıl Bıraksın? "Köylüler bir dostlarının ölümü üzerine konuşurlarken birisi der ki, - Demek hanımına ve çocuklarına para pul bırakmamış ha öbürü şöyle cevap vermiş. - Nasıl bıraksın? Evvela servet yapayım derken sıhhatini bozdu. Sonra da sıhhatine kavuşmak için servetini bitirdi." (Alıntı)

Keşke Daha Önce Namaza Başlasaydım!

Resim
'Keşke Daha Önce Namaza Başlasaydım!' Fenerbahçeli eski futbolcu ve spor yorumcusu Abdülkerim Durmaz, TV 8'de katıldığı bir programda duygu dolu anlar yaşadı. Eski görüntülerini izlerken eski yaşantısı aklına gelen Abdülkerim Durmaz; “38 yaşından önceki yaşamında pek de masum bir hayat sürmediğini belirtirken, 38'den sonra İslam'ı ön planda tutan bir hayat tercih ettiğini” söyledi. "Ondan önceki hayatımı yaşanmamış kabul ediyorum" diyen Durmaz'ın sözleri seyirciler tarafından büyük alkış alırken, 56 yaşındaki yorumcu gözyaşlarına hâkim olamadı. Haber’in Videosunu İzle: http://video.haber7.com/video-galeri/80060-38-yasina-kadar-namaz-kilmamanin-pismanligini-yasadim

Çoğaldı Cürmüm

ÇOĞALDI CÜRMÜM Çoğaldı cürm-ü isyânım benim pek yâ Rasûlâllah Kati müşkil huzûr-i Hak ka gelmek yâ Rasûlâllah!. Erişmezse bana lûtfun efendim rûz-i mahşerde Mekânım nâr-ı dûzeh ola bî-şek yâ Rasûlâllah!. Bırakma bendeni ol gün açılır çün Livâ-ül-hamd. Beni de ol livânın tahtına çek yâ Rasûlâllah!. Ümîdim var, yine mağfûr ü mesrûr olurum ol gün Girince destime pây-i mübârek yâ Rasûlâllah!. Bihâkkı Hazret-i Zehrâ bihakkı Hazret-i Sıbteyn Sana geldi kulun Ulvi, dahîlek yâ Rasûlâllah!. Ali Ulvi KURUCU

Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimizin Çocuk Sevgisi

Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimizin Çocuk Sevgisi Hayati OTYAKMAZ Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem çocukları çok severdi Çocuklara karşı çok şefkat ve merhametliydi Her konuda olduğu gibi "Çocuk Sevgisi ve Terbiyesi'' konusunda da Müslümanlara en güzel örnek sevgili Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimiz olmuştu Çocuğun önem ve değerini belirten hadisi şeriflerinden bazıları şunlardı: ''Çocuk, cennet nimetlerinden biridir'' ''Çocuk kokusu, cennet kokularındandır'' ''Her ağacın bir meyvesi vardır. Gönülün meyvesi de çocuktur'' Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem, sevgili torunları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’i kucağına alır, okşar, öper ve severdi Hatta Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem namaz kılarken sevgili torunları mübarek omuzlarına çıkarlardı Sevgili Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem sokak ve çarsılarda karşılaştığı çocuklara selâm

Yaşanmış Korkunç Bir Hikâye Işığında; Çocuk Yetiştirmede Sevgi Şefkat ve Merhametin Önemi…

Yaşanmış Korkunç Bir Hikâye Işığında; Çocuk Yetiştirmede Sevgi Şefkat ve Merhametin Önemi… Caninin biri 6 kişiyi işkence ederek öldürüyor. Cinayetlerine 23 yaşında başlayan, bu cani son kurbanı yaşlı bir teyzeyi öldürdüğü gün yakalandı. Yakalanana kadar geçen 7 ay 13 günlük sürede 6 kurbanı ardında bırakan, tam bir cani psikopat. Öldürmeden önce kurbanlarının kimisinin kulaklarını kimisinin ellerini, burunlarını kesen öldürdükten sonra bile işkencelerine devam eden bir vampir… Vampir çünkü bazı cesetlerin kanını bile içmiş… İnsan aklının ve vicdanının alamayacağı derecede kötülük dolu bu cani, 23 yaşında başlıyor; 7 ay 13 gün devam ediyor işkence etmeye, öldürmeye… Sonunda yakalanarak ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırıldı. Olayları medyadan takip eden ünlü bir psikolog bu adamla görüşüp konuşturmaya karar verdi. Çeşitli hediyelerle seri katili ziyaret etti.  Eğer konuşursan sana para vereceğim hapishanede rahat edersin, belki de afla çıkar rahat yaşarsın dedi. Cani s

İslamda Anne-Baba Hakkı

İslamda Anne-Baba Hakkı             Akrabalık ilişkisiyle birbirlerine bağlanan fertlerin bir araya getirdiği topluluktur aile. (DİA, Aile Mad. 2/196) Toplumun en küçük birimi olan aile, aynı zamanda en önemli birimidir. Aile yuvası nikâh akdiyle kurulur. Anne-baba ve çocuklardan oluşan ailede, bireylerin birbirleri üzerlerinde hakları vardır. Çocukların anne ve babaları üzerinde hakları olduğu gibi anne babaların da çocukları üzerinde hakları vardır. Ancak anne ve babaların çocuklar üzerindeki hakları daha önemli ve önceliklidir. Anne ve baba, çocukların hem varlık sebebidir, hem de onları sevgiyle yetiştiren, büyüten ve terbiye eden insanlardır. Bu süreçte anne baba birçok sıkıntı ve meşakkat çekmiştir. Çocuğunu fedakârlıkla, karşılıksız sevgi ve şefkatle yetiştiren anne-babaların bu durumu ayeti kerimelerde şöyle ifade edilmiştir: وَوَصَّيْنَا الْإِنسَانَ بِوَالِدَيْهِ حَمَلَتْهُ أُمُّهُ وَهْنًا عَلَى وَهْنٍ وَفِصَالُهُ فِي عَامَيْنِ أَنِ اشْكُرْ لِي وَلِوَالِدَيْكَ إِلَيَّ ا