Kayıtlar

Yaşanmış Gerçek Bir Hikâye: Çok Basit Şeyler Yüzünden…

Yaşanmış Gerçek Bir Hikâye: Çok Basit Şeyler Yüzünden… Osmanlı döneminde iki arkadaş ortak bir gıda dükkânı açarlar. İkisi de dindar son derece saygılı temiz kişilerdir. Ortaklığın şartlarını konuşurlar. Biri gelemezse diğeri işleri yürütecektir. Yalnız bir konuda tereddüde düşerler: “Kendi ev ihtiyaçlarımız için aldığımız malları, alış fiyatından mı yazalım? Yoksa satış fiyatından mı yazalım?” Sonunda o maddede de anlaşma sağlayarak kendi evlerine aldıkları ürünleri de müşteriye sattıkları fiyattan yazmaya karar verirler. Ortaklardan biri hacca gider. O zamanın şartlarında hacca gidip gelmek çok uzun sürer. Nihayet ikinci ortak hacdan döner. Dükkân tıkır tıkır işlemektedir. Hacı ortak ertesi gün dükkâna gelince yüzünün rengi değişir. Ortağına der ki: “Ortak bu iş burada bitti! Artık ayrılacağız.” Diğer ortak şaşırmıştır. Hayret içinde; “Neden?” Diye sorar. Hacdan dönen ortak der ki; “Arkadaş ben hacca gitmeden önce karıncalar sırtlandıkları buğdayları dükkâna taşıyo...

Yaşanmış Gerçek Bir Hikâye: Verince Allah Çalı Süpürgesi İle Verir

Yaşanmış Gerçek Bir Hikâye: Verince Allah Çalı Süpürgesi İle Verir Erzurumlu Mustafa Amca anlatıyor… Hikâyemiz çok eskiden Erzurum ilimizde geçmiştir. Çok zengin Abdülhalim Efendi hanımı ile hacca gitmeye karar verir. Fakat derin bir endişe içindedir. Büyük bir küp dolusu altını vardır. Bu kadar altını emin bir kimse bulup ta kime bırakacak? Başka ne oğlu ne de kızı vardır! En yakın akrabalarından ve dostlarından sayısız ihanet görmüştür. O yüzden kimseye de güvenemez. O devirde ne banka ne de şimdiki imkânlar vardır. Endişeler Abdülhalim Efendi’yi rahatsız eder, uykuları kaçar. Hac yolculuğu hızla yaklaşmaktadır... Sonunda aklına güzel bir fikir gelir. Kasabada, yoksul, fakat dürüst, gariban kendi işlerini de gören Hamal Ahmet aklına gelir. Abdülhalim Efendi hemen Hamal Ahmet’i çağırır. “Ahmet ben eşimle hacca gidiyorum. Bir küp dolusu altınım var. Onu sana emanet bırakmak istiyorum. Önce Allah’ü Teâlâ sonra senden başka, emanet edecek kimsem yoktur. Bir sürü akrabam ve d...

İsviçre'den Yola Çıktı, İslam Ülkelerini Geziyor

Resim
İsviçre'den Yola Çıktı, İslam Ülkelerini Geziyor Bisikletiyle İsviçre'den yola çıkan Andreas Juchli, gezdiği İslam ülkelerinde kaydettiği misafirperverlik görüntülerini İslamafobi ile mücadele için sosyal medya hesaplarından yayınlamayı planlıyor... İsviçre'den bisikletiyle yola çıkan ve İslam ülkelerini gezerek gördüğü misafirperverliği kamerasına kaydeden 27 yaşındaki Katolik Andreas Juchli, bu çekimleri Batı'da oluşan olumsuz "İslam" algısını değiştirmek için sosyal medya hesaplarından yayımlamayı planlıyor. Özel olarak bambu ağacından bisiklet yaptıran ve üzerine 12 dilde "Barış" yazdıran Andreas Juchli, ülkesi İsviçre'den pedal çevirerek başladığı yolculuğunda, İtalya, Slovenya, Makedonya, Bosna Hersek, Yunanistan ve Bulgaristan'dan sonra Türkiye'ye ulaştı. İstanbul üzerinden Karabük'ün UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesinde bulunan Safranbolu ilçesine geçen Juchli, İran, Türkmenistan, Özbekistan, Tacikistan...

Bunları Biliyor musunuz?

Bunları Biliyor musunuz? Paulo Coelho’nun, tüm dünyada birkaç on milyonun üzerinde satan bir kitabının, Mevlana’nın menkıbesinin tıpatıp aynı olduğunu… Batı’nın allayıp pullayıp, kehanetleri ile ilgili milyonlarca kitap basarak aynı zamanda para da bastığı, Macaristanlı bir Yahudi aileden gelen Nostradamus’un kehanetlerini, kendisinden 350 yıl önce yaşamış olan Muhitini Arabi’den aktardığını... Muhitini Arabi’nin, Nostradamus tarafından beyan edildiği açıklanan tüm kehanetleri daha Nostradamus doğmadan 350 yıl önce çoktan söylemiş olduğunu… Amerikalılar’ın, Kızılderililer’e, güya üşümesinler, soğuktan korusunlar diye verdiği battaniyelere çiçek mikrobu bulaştırarak onları hiç kurşun atmadan ve kendilerinden fire vermeden bulaşıcı hastalıkla kırdıklarını… Abraham Lincoln, Elvis Presley gibi bir çok ünlü Amerikalı’nın, Çeşme kökenli, deniz savaşında esir düşmüş Osmanlılar’ın birkaç ayrı yerden sonunda Amerika’ya götürüldükten sonra doğmuş torunları olduklarını... Bunlara...

Kolanın İçindeki Sinek

Kolanın İçindeki Sinek Farklı ülkelerden gelen bir turist grubu, şehir merkezinde bir cafeye gitmişler ve birer kola ısmarlamışlar. Kolalar gelince bardaklarında birer karasinek olduğunu görmüşler. İngiliz yeni bir bardakta yeni bir kola istemiş. İsveçli aynı bardakta yeni bir kola istemiş. Finlandiyalı sineği bardaktan çıkardıktan sonra kolayı içmiş. Rus kolayı sinekle birlikte içmiş. Çinli sineği yemiş, kolayı içmemiş. Yahudi sineği yakalayıp Çinli'ye satmış. Yunanlı kolanın yarısını içtikten sonra itiraz ederek yeni bir kola istemiş. Norveçli kolayı içtikten sonra bardaktaki sineği balık yemi olarak kullanmış. İrlandalı sineği ezip kolayla karıştırmış ve İngiliz'e içirmiş. Amerikalı cafeye tazminat davası açmış ve 10 milyon dolar kazanmış. Türk ise olayı şiddetle kınamış. (Alıntı)

Günlük Zikir Ve Dualar

Günlük Zikir Ve Dualar   ·       "Kullarım, beni sana soracak olurlarsa, gerçekten de ben pek yakınım. Bana dua ettiği zaman dua edenin çağrısına cevap veririm. Öyleyse onlar da bana cevap versinler ve bana inansınlar ki doğruya erişsinler." (Bakara, 186) ·       Allah’ü Teâlâ birine dua etmesini takdir etmişse, kabul etmeyi de takdir etmiştir. (Ebû Nuaym) ·       “Namaza kalktığında, dünyaya vedâ eden bir kimse gibi namaz kıl!” (İbn-i Mâce, Zühd, 15) ·       Dua etme arzusu gelince, dua edin. Çünkü bu, duanın kabul olacağına alâmettir. (Tirmizi) ·       “Allah Teâlâ dualarınızı kabul eder. Ancak kabul edilmesi için acele etmeyin; dua ettim de kabul edilmedi (demeyin).” (Buhârî, Da’vât, 22; Müslim, Zikir, 92) ·       Kulun kalbine dua etme arzusu geldiğinde Rabbine dua etsin. Çünkü Allah Teâlâ onu kabul edecektir.” (Camiü’s-Sağir, 1...