Namazı Huşû İle Kılmanın 4 Şartı
Namazı Huşû İle Kılmanın 4 Şartı
Bahâeddîn Nakşibend Kuddise Sirruh’a sordular:
“- Bir kul, namazda nasıl huşûa erer?”
O da cevâben:
“- Dört şeyle.” buyurdular:
1-
Helâl lokma,
2-
Abdest sırasında gafletten uzak durmak,
3-
İlk tekbîri alırken kendini huzûr-i ilâhî’de bilmek,
4-
Namaz dışında da Cenâb-ı Hakk’ı aslâ unutmamak.”
Nitekim Âyet-i Kerîme’de şöyle buyrulur:
“Onlar namazlarında devamlıdırlar.”
(el-Meâric, 23)
İbâdetlerde huşûu yakalayabilmek ve ibâdet
hâricinde de sanki namazdaymış gibi mânevî bir hâlet-i rûhiye içinde olabilmek
için diri bir kalble fuzûlî söz ve davranışlardan âzamî derecede uzak durmak
gerekmektedir. Âyet-i kerîmede şöyle buyrulur:
“Onlar ki, boş ve faydasız şeylerden yüz
çevirirler.” (el-Mü’minûn, 3)
Diğer ibâdetler de böyledir. Bu hususta
Cenâb-ı Hak şöyle buyurur:
“O mü’minler ki, verdikleri (hayır ve
sadakaları), kalbleri her an Rab’lerine dönüyor olmanın haşyetiyle ürpererek
verirler. (Diğer bir kıraata göre ise): Yaptıkları her işi bu haşyet, korku ve
ürperme hissiyâtı içinde yaparlar.” (el-Mü’minûn, 60)
“Şüphesiz ki Allâh, kullarının (samîmî)
tevbesini kabûl eder ve (gönülden verdikleri) sadakaları alır!” (et-Tevbe, 104)
Âyette sadakanın, yâni infâkın da, namaz
gibi riyâdan uzak ve huşû içinde verilmesi istenmektedir. Bu incelik, hadîs-i
şerîfte “Sağ elin verdiğinden sol elin haberdâr olmaması…” (Buhârî, Ezan, 36)
şeklinde ifâde buyrulmuştur.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş – Kur’ân-ı Kerim Işığında Nebiler Silsilesi – 1
Yorumlar
Yorum Gönder