Allah’ü Teâla’nın Davud’a Aleyhisselâm’a Vahyi
Allah’ü Teâla’nın
Davud’a Aleyhisselâm’a Vahyi
Allah-u Teâlâ Kur’an-ı
Kerim’de bildirdiği gibi:
“Davud’a Zebur’u verdik.” (Nisa, 163)
Ey ilahi gizlilikleri
araştıran! Bilmiş ol ki, Zebur, Allah-u Teâlâ’nın Davud’a Aleyhisselâm’a indirdiği
kitaptır. Zaman zaman Davud Aleyhisselâm, İsrail oğulları ile birlikte kırlara
çıkarak Zebur’u onlara okurdu. İsrail oğullarının âlimleri, diğer halk ve
cinler de, Davud’un Aleyhisselâm arkasında durup dinlerler, kuşlar başı
üzerinde durup dinlerlerdi. Rüzgârlar esmeden ve sular dahi akmadan durup
Davud’u Aleyhisselâm’ı dinlerlerdi.
Nakledildiğine göre, Vehb b.
El-Yemani Rahmetullahi Aleyh diyor ki; Allah-u Teâlâ, Davud’a Aleyhisselâm’a şöyle
buyurdu:
“- Ey Davud, İsrail
oğullarına git ve onlara söyle ki, kıldıkları namaz ve tuttukları oruç onların
kulluk borçlarıdır. Asıl benim aradığım, şüpheli şeylerden çekinmeleridir. Böle
şüpheli gördükleri şeylerden benim rızam için uzaklaşırlarsa, işte o zaman ben de
onlara yardım ve rahmet ederim.”
“- Ey Davud, beni arayıp
isteyen bir kimseyi bulduğun vakit sen ona bir hizmetçi gibi ol. Ey Davud,
dünyalık ile sarhoş olan âlimler için bana yalvarma, zira onlar benim muhabbet
çerçevem dışına çıkmış, halis kullarımın yönlerini benden çeviren yol kesici
eşkıyalar gibidir.”
“- Ey Davud, beni sev. Beni
seveni dahi sev ve beni halka sevdir.”
Hz. Davud Aleyhisselâm:
“- Allah’ım! Seni halka nasıl
sevdireyim? Diye sordu.
Allah-u Teâlâ:
“- Benim nimetlerimi, onlara
olan ihsanlarımı, cömertliğimi, Rahim ve Latif olduğumu onlara anlatmakla bildir!”
buyurdu.
Allah-u Teâlâ devamla:
“- Ey Davud, yoksullar benim
iyâlimdir, zenginler onlara yardım elini uzatırsa, onların servetini çoğaltır
ve onları Cennetime koyarım; cimrilik eder, yoksullara yardım etmezlerse,
servetlerini mahveder ve onları Cennetime koymam!” buyurdu.
Yine Allah-u Teâlâ buyurdu
ki:
“- Ey Davud, bu insanlar
facir, fasık ve kötülerin işlerini yaparken benden iyilerin derece ve
mevkilerini isterler.
“- Ey Davud, benim velilerim
ve gerçek dostlarım dünya için tasa çekmeyenlerdir. Zira dünya için üzülen
kimsenin gönlünden münacaat zevkini kaldırırım. Benim velilerim ruhanilerdir,
onlar dünya için asla üzülmezler.”
“- Ey Davud, benim kapımı kim
çaldı ki, ben ona kapı açmadım? Benden kim bir şey istedi de, vermedim? Bana
kim dua etti de, kabul etmedim? Beni kim andı da, ben onu anmadım?”
Kab’ Rahmetullahi Aleyh’in anlattığına
göre Allah-u Teâlâ:
“- Ey Davud, günahkârları
müjdele ve Salihleri korkut!” buyurdu.
Hz. Davud:
“- Ne şekilde müjde verip ve
ne ile korkutayım?” Diye sordu.
Allah-u Teâlâ:
“- Günahkârları, tövbe ve
benden ümit kesmemekle müjdele; tövbe eder ve benden ümit kesmezlerse,
affederim. Salihlere de, ibadetlerine aldanmamakla korku ver!” buyurdu.
Allah-u Teâlâ buyuruyor ki:
“- Ey Davud, bana itaat edeni
ben de kabul ederim. Beni seven, beni bilir. Beni bilende bana yönelir. Bana
yöneleni de ben isterim. Beni isteyen beni bulur.”
“- Ey Davud, şehevi
isteklerini benim için terk edene ne mutlu. Yalnız Cehennem korkusu veya Cennet
arzusu ile bana ibadet eden, kendine yazık etmiş olur, çünkü ibadeti benim için
olmamış olur.”
“- Ey Davud, beni seveni ben
de severim. Ben, benimle olmak isteyenlerle beraberim. Kim ki, benim zikrimle
ünsiyet ederse, ben de onunla ünsiyet ederim. Kim beni tercih ederse, ben de
onu tercih ederim. Bana itaat edene ben de itaat ederim. Beni arayanı ben de
ararım. Başkasını arayan, beni asla bulamaz.”
“- Ey Davud, dostlarımın
toprağını, İbrahim, Musa ve Muhammed’in toprağından yarattım.”
“- Ey Davud, sen
başkalarından kesilip yalnız bana âşık olma iddiasında olduğunu sanıyorsun,
eğer gerçek isen, benim sevgi ve muhabbetimi tercih eyle. Zira benim sevgim
ruhanidir. Benim sevgimi iddia ediyorsan, dünyayı gölünden çıkar çünkü dünya
sevgisi ile benim sevgim birleşmez.”
“- Ey Davud, beni zikrim
zakirler için, Cennetim de bana itaat edenler için; ben de beni sevenler
içinim.”
“- Ey Davud, ben, bana
iştiyakı olanların gönlünü nurumdan yarattım. Benim habibimin işinde memnun
olan, habibim ile anlaştı, habibime müştak olan da onun peşinden gitsin!”.
Yorumlar
Yorum Gönder